Hz muhammedin kac cocuğu vardı,Hz muhammedin cocukları,Hz muhammedin cocuğu,





Rasûl-i Ekrem Efendimizin ucu erkek Kasım Abdullah İbrahim dordu kız olmak uzere yedi cocuğu doğmuştur. Bunlar doğuş sırasıyle (Kasım Zey-neb Rukayye Ummu Kulsûm FÂtıme Abdullah İbrahim) isimlerini taşımışlardı. Bu yedi cocuğun altısı Hazreti Hadîceden yedincisi Mısırlı Hazreti MÂriyeden idi.
İbni İshak Peygamberimizin (TÂhir) ile (Tayyeb) adında iki evlÂdı daha olduğunu soylemektedir;

1) Kasım:

Rasûl-i Ekremin ilk cocuğu Kasım idi. Bu sebepten kunyesi: Ebul-Kasım (Kasımın babası) oldu. Hazreti Peygamber Ebûl-Kasım adiyle cağırılmasın-dan hoşlanırdı. Ashab da kendisini bu isimle cağırırlardı. İbni Sa'de gore Kasım iki sene yaşadı. Mekkede vefat etti. Rasûl-i Ekremin cocukları icinde ilk olen: Kasım oldu.

2) Zeyheb:

Peygamberimizin en buyuk kızıydı. Kasımdan sonra doğmuştu. Zeyneb doğduğu zaman Rasûl-i Ekrem otuz yaşındaydı. Mekke'de doğmuş olan Zey-neb Hicretin sekizinci senesi Medine'de vefat eyledi. Otuz yaşında bulu-nuyordu.
Zeyneb once teyzesinin oğlu Ebûl'as ile evlenmişti. Ebûl as bidayette muşriklerden ayrılmadığı icin "Bedr" gazvesinde muslumanların eline esir duşmuş kurtulunca Zeynebi Medine'ye gondereceğine soz vermişti. Rasûl-i Ekrem ailesini getirmek icin "Harise oğlu Zeyd"i gondermişti. Zeynebi Me-dine'ye goturen Zeyd oldu. Zeyneb Medine'ye gitti ve fakat zevci Ebûl'as Mekke'de kaldı.
Ebûl'as bir seriyye esnasında yine muslumanların eline esir duştu ve fakat Hazreti Zeyneb'in himayesi sayesinde serbest bırakıldı.
Ebûl'as ikinci defa esirlikten kurtulunca Mekke'ye gitti. Emanetleri sahiplerine verdikten sonra muslumanlığı kabul etti. Medine'ye hicret eyledi. Musluman olduğu icin nikÂhları yenilendi. Ebûl'as Hazreti Zeynebe iyi mua-mele ederdi. Bu yuzden Rasûl-i Ekremin takdirini kazandı. Zeyneb kocasına tekrar kavuştuktan sonra cok yaşayamadı. Vefatında cenazesi "Ummu Eymen" ile "Hazreti Şevde" tarafından yıkandı. Namazını Rasûl-i Ekrem kıl-di. Mezarına Ebûl'as indirdi.

3) Rukayye

Rasûl-i Ekremin ikinci kızıydı. Doğduğu zaman Hazreti Peygamber Efendimiz otuzuc yaşında bulunuyordu. Rukayye babasının Peygamberliğinden once Ebûlehebin oğlu Utbe ile evlenmişti. Rasûl-i Ekrem halkı İslama dÂvete başlayınca Ebûleheb oğlunu cağırdı:
- "Oğlum! Muhammed'in kızından ayrılmıyacak olursan ben senden ayrılırım." dedi. Utbe de babası Ebûlehebin teşvikiyle "Rukayye"yi bıraktı. O zaman Rukayye Hazreti Osman ile evlendi. Habeşistana goc eden ilk kafileye Hazreti Osman zevcesi Hazreti Rukayye ile birlikte katılmışlardı. Hazreti Osman Habeşistandan Mekke'ye donmuş oradan da Medine'ye hicret etmişti. Rukayye Bedr gazası gunlerinde hastalanmış bu yuzden Hazreti Osman Bedr muharebesinde bulunamamış hatt zevcesi başında kaldığı icin mazeretliler arasına konulmuştu.
Bedr gazası zaferini Harise oğlu Zeyd Medineye ulaştırdığı gun Hazreti Rukayye vefat etmişti. Rasûl-i Ekrem de Bedr savaşı yuzunden kızı Ru-kayyenin cenazesinde bulunamamıştı.

4) Ummu Kulsum:

İslÂmiyet gelmeden once doğdu. Annesi hazret-i Hadîcedir. Ummu Gulsum İslÂmiyet gelmeden once Ebû Lehebin ikinci oğlu Uteybe ile nişanlanmıştı. İslÂmiyet gelince Ebû Leheb îmÂn etmedi ve İslÂmiyetin cok azgın bir duşmanı oldu. Onun hakkında (Tebbet) sûresi nÂzil olunca oğluna Ummu Gulsum den ayrılmasını soyledi. O da babasını dinliyerek ayrıldı.
Bedr gazasının sonunda Hazreti Rukayyenin olumunden bir yıl sonra Hicretin ucuncu yılı Hazreti Osmanla evlendi.
BuhÂrînin bildirdiğine gore Hafsa dul kalınca Hazreti Omer Osman'a muracaat ettiği zaman Hazreti Osman tereddut etmişti. O zaman Rasûl-i Ekrem Omere:
- "Ben sana Osman'dan Osmana'da senden daha iyi bir adam bulacağım. Kızını bana ver ben de kızımı Osman'a vereyim."
demişti .
Hazreti Osmanla evlenen Ummu Kulsûm onunla altı yıl beraber yaşadı. Hicretin dokuzuncu senesi vefat etti. Cenaze namazı Rasûl-i Ekrem tarafından kılındı. Hazreti Ali Hazreti Fadl ve Hazreti UsÂme tarafından gomuldu.
Hazreti Osman Rasûl-i Ekremin iki kızı: Rukayye ve Ummu Kulsûm ile evlendiği icin "İki nur sahibi" mÂnÂsına "Zinnûreyn" sıfatını kazanmıştı:

5) FÂtıme:

Rasûl-i Ekremin en kucuk ve fakat en sevgili kızıydı. İlÂhî vahiy ilk geldiği zaman Mekke'de doğdu. Hicretin ikinci senesi Medinede Hazreti Ali ile evlendi. Evlendikleri zaman Hazreti FÂtıme 15 Hazreti Ali 24 yaşındaydı. Rasûl-i Ekrem kızı FÂtıme icin yatak carşafı iki değirmen bir su tulumu hazırlamış Hazreti FÂtıme değirmenlerle su tulumunu butun omru boyunca kullanmıştı.
Rasûl-i Ekrem Hazreti Ali ile Hazreti FÂtımenin iyi gecinmesini ister aralarında ihtilÂf cıkarsa onları barıştırırdı. Bir gun Ali FÂtımeye şiddetli bir muamelede bulunmuş FÂtıme de Rasûl-i Ekreme başvurarak Ali'yi şikÂyet eylemişti. FÂtımeden sonra Ali gelmiş o da FÂtıme'yi şikÂyette bulunmuş fakat Rasûl-i Ekrem ikisin de barıştırmıştı.
Bir defa da Hazreti Ali ikinci bir zevce almaya kalkmış bunu haber alan Rasûl-i Ekrem cok uzulmuş bir hutbesinde;
- Benim kızım benim ciğerparemdir. Kızımı kederlendiren her şey beni de kederlendirir" demiş bunun uzerine Hazreti Ali teşebbusunden vazgecmiş Hazreti FÂtımenin sağlığında başka bir kadınla evlenmemişti:
Hazreti FÂtıme Hicretin 11 inci senesi babasından altı ay sonra vefat eyledi. Rasûl-i Ekrem Efendimizin irtihalinde kızı yirmibeş yaşındaydı.
Rasûl-i Ekrem kızı FÂtımeyi cok severdi. Hastalığı sırasında onu yanına cağırdı. Kulağına fısıldadı. O zaman FÂtıme ağladı. Sonra yine fısıldadı. Bu sefer FÂtımenin yuzu guldu. Hazreti Âişe sordu. Hazreti FÂtıme de:
- "Once Rasûl-i Ekrem hastalığı sonunda oleceğini soyledi: Ağladım. Sonra ailesi icinde kendisine ilk kavuşacak olanın ben olduğumu haber verdi: O zaman da sevindim."' diye cevap vermişti:
Rasûl-i Ekrem Efendimizin soyunu yaşatan Hazreti FÂtıme oldu. FÂtımenin beş cocuğu oldu: Hasen Huseyn Muhsin Ummu Kulsûm Zeyneb isimlerinde idi. Bunlardan Muhsin kucukken vefat etmişti.

6) Abdullah:

Hicretten once onbirinci senesi Mekke'de doğdu: Uc ay yaşadı. Kucukken oldu. "TÂhir ve Tayyeb" Abdullahm diğer isimleriydi. Halbuk^ yukarıda gorduk: TÂhir ile Tayyeb İbni İshaka gore Rasûl-i Ekremin iki ayrı oğluydu.

7) İbrahim:

Rasûl-i Ekremin en kucuk cocuğu ve en kucuk oğluydu. Hicretin sekizinci senesi Medine'de doğdu. İbn İshaka gore Rasûl-i Ekremin İbrahimden başka butun cocukları Peygamberlikten once doğmuşlardı. İbrahim Mısırlı Hazreti MÂriyeden dunyaya gelmiş Hazreti Âişenin rivayetine gore onyedi veya onsekiz aylıkken vefat etmişti.
Rasûl-i Ekrem İbrahimin doğumundan cok memnun olmuş yedinci gunu bir ziyafet vermiş fukaraya sadaka dağıtmış oğluna Hazreti İbrahimin adını takmıştı. Cunku:
Rasûl-i Ekremin Hazreti Hadîceden doğmuş olan erkek cocukları kucuk yaşlarındayken olmuşlerdi. Diğer zevcelerinden de evlÂdı olmamıştı.
Ebû Rafiın zevcesi Selm yeni doğan İbrahime sutannelik yapmıştı. Bu-hÂrî "Ummu Seyf'in ibrahimi emzirdiğini bildirmektedir. Rasûl-i Ekrem sutanneye uğrar İbrahimi gorur okşar ve operdi.
İbrahim Ummu Seyfin evinde oldu. Hazreti Peygamber cocuğunun hastalığını duyunca Avfoğlu AbdurrahmÂn ile onun yanına gitmiş İbrahimin olum pencesinde kıvrandığını gorunce dayanamamış ağlamıştı. AbdurrahmÂn:
- "YÂ Resûlallah! Ne yapıyorsunuz" deyince Rasûl-i Ekrem:
- "Şefkat duygularım galeyana geldi. " buyurmuştu.
Rasûl-i Ekrem oğlunun cenaze namazını kılmış AbbÂs oğlu Fadl Zeyd oğlu UsÂme Maz'un oğlu Osman İbrahimi mezarına indirmişti.Beki' meza lığına gomuldu.
İbrahim olduğu zaman guneş tutulmuştu. Halk guneş de mateme katıldı deyince Rasûl-i Ekrem:
- "Guneş ile ay Allahın Âyetlerindendir. Bir fÂnînin olumu yuzunden tutulmazlar!" diye hitapta bulunarak muslumanları boyle batıl iktidaddan uzaklaştırmışlardı.

Selam ve dua ile...