Niyet “azmetmek, kesin olarak irade etmek, kastetmek” demektir. Daha acık bir ifadeyle kalbin bir şeye karar vermesi, hangi işin ne icin yapıldığının acıklıkla farkında olunması demektir. Namaz hususunda niyet Allah icin safiyetle namaz kılmayı istemek ve hangi namazın kılınacağını bilmektir.
Namazın gecerli olması icin niyetin gerekli olduğunda İslÂm bilginleri ittifak etmişlerdir. Ancak coğunluk bunu sıhhat şartı sayarken, ŞÃ‚fiîler ve bazı MÂlikîler rukun sayarlar. Kalpten gecirilen ile dil ile soylenen birbirine uymuyor ise, kalpten gecirilene itibar edilir. MÂlikîler'e gore ise dil ile soylenmesi cÂiz ise de soylenmemesi daha iyidir.

Hanefî mezhebine gore farz namazlar, vitir namazı, adak namazı ve bayram namazları icin belirleme şarttır. Mesel "bugunku sabah namazına" diye niyet edilir. Fakat vakit icerisinde, o vaktin hangi vakit olduğunu bilmek kaydıyla "bu vaktin farzını kılmaya" diye niyet edilmesi de yeterlidir. Fakat cuma namazında, vaktin namazına niyet etmek yeterli olmaz, cunku vakit cuma vakti değil, oğle namazının vaktidir.


NÂfile namazlar icin "...... namazın ilk sunnetini veya son sunnetini kılmaya niyet ettim" diye niyet edilir. Bununla birlikte, ister muekked isterse gayr-i muekked olsun nÂfile namazlarda, ".... namazın sunnetini" diye bir belirleme yapmak şart değildir; sadece namaz kılmaya niyet edilmesi yeterlidir, fakat belirleme yapılması daha iyi olur. Ozellikle teravih namazı kılarken, "teravih namazına" veya "vaktin sunnetine" diye niyet edilmesi daha ihtiyatlı bir tutum olur. Cemaate yetişip de imamın farzı mı yoksa teravihi mi kıldırdığını bilmeyen bir kimse, farza niyet ederek imama uyar. Eğer imam farzı kıldırmakta ise, uyan kişinin farzı sahih olur; imam teravihi kıldırmakta imişse, uyan kişinin kıldığı namaz nÂfile olur, fakat yatsının far-zından once olduğu icin teravih namazı yerine gecmez.