Peygamberimizin Muezzinleri
BilÂl el-Habeşî kimdir,Sa'd b. Aiz (Sa'du'1-Karaz) kimdir
İbn Umm-i Mektum kimdir,Ebû Mahzûre kimdir
Resulullah'ın Muezzinleri kimlerdi?
Peygamberimizin Muezzinleri
Hz Muhammedin muezzinleri
bilal habeşi
Hz. Peygamber’e ilk iman edenlerden biri ve sonradan ona muezzin olan sahabe, islÂm tarihinde unutulmaz yeri olan BilÂl-ı Habeşî, aslen Habeşli’dir. Anasının adı HamÂme, babasının adı Rebah, kunyesi Abdullah’tır.
BilÂl, islÂm’ın ilk tebliğ yıllarında Umeyye b. Halefin kolesi idi. İslÂm’ın ortaya cıktığı yıllarda bir cok kimse, soy ve soplarının yuksekliğine, şirk toplumu icindeki nufuzlarına bakarak kavim ve kabile taassubuna duşmuş, islÂm’a cephe almış ve sapıklıkta kalmışlardı. BilÂl b. Rebah gibi kimseler de zayıf ve acizliklerine rağmen hak davete uyup şirkten kurtulmuşlardı, İşte BilÂl-ı b. Habeşî (r.a) İslÂm davetine ilk icabet edenlerden biridir.
Umeyye b. Halef, kolesi BilÂl’in musluman olduğunu anladıktan sonra, onu İslÂm’dan cevirmek icin yapmadığı eziyet ve işkence kalmamıştı. Umeyye, oğlen vakti guneşin bir yanardağ kesildiği anda, BilÂl’i alır, kızgın kumların uzerine yatırır, sırtına kocaman bir taş koyar ve, “Lat ve Uzza’ya iman et. Yoksa onlara iman edinceye kadar boylece kalacaksın“ derdi.
BilÂl’in kızgın kumlar uzerinde sırtı yanar, goğsu yanar, nefesi tıkanır, bu muthiş işkence altında saatlerce kıvranırdı. Fakat dudaklarında daima şu sozler dokulurdu: “Allahu Ahad, Allahu Ahad“ (Allah birdir, Allah birdir) Onun bu durumu, muşrikleri bile hayrete duşururdu. O, gecim icin, makam ve mevki icin başka ilÂhlara sığınmazdı. O biliyordu ki hukum Allah’a aittir, rızık Allah’a aittir. Oldurmek ve yaşatmak Allah’ın elindedir.
İbn Umm-i Mektum
İsmi, Amr (veya Abdullah) İbn Umm-i Mektum. Anne tarafı pek meşhur olduğu icin annesine izafetle tanındı. Cocukken gozlerini kaybetti. 65 İlk muslumanlardan ve ilk muhacirlerdendi. "A'ma" olduğu Abese Suresi ayetlerinde yer aldı. Kendisinden dolayı Hz. Peygamber Allah Teala tarafından uyarıldı.
İbn Sa'd'ın verdiği habere gore O, Hz.Peygamber'den once Medine'ye hicret etti. Mus'ab b.Umeyr ile birlikte Medineli muslumanlara Kur'an oğretti. 66 Kendisi hafızdı. Hicret ettiği zaman " geridekiler ne yapıyor?" diye sorulunca," onlar da benim izimde.."67 diyerek, hicretin devam edeceğini bildirdi.
A'ma olmasına rağmen Hz.Peygamber onu Bilal ile birlikte muezzinlikle gorevlendirdi. Aynı zamanda ona Hz. Peygamber toplam onuc kez Medine'de kÂimmekamlık verdi. Kendisi, "mazeret sahipleri haric"68 ayetiyle cihaddan muafdı. Buna rağmen onda son derece guclu bir cihad arzu ve şevki vardı. "Sancağı bana verin. Cunku ben a'mayım, kacamam. Beni duşman safları ile aramıza dikin" derdi.69 Hatta bir keresinde Resulullah hakkında ileri geri konuşarak kendisine eziyet eden yahudi bir kadını yakalayıp oldurdu. Olayı Resulullah'a şu sozlerle anlattı:
"- O,Allah ve Resulu hakkında bana eziyet ediyordu" Hz.Peygamber de:
-" Allah onu rahmetinden uzaklaştırsın, kanı hederdir. " buyurdu. Kısas veya diyet'e hukmetmedi.70
İbn Ummi Mektum, savaşta bağıra-cağıra askeri teşci eder, duşmana korku salardı. Kadisiye savaşına zırh giymiş ve elinde siyah bir sancak olduğu halde katılmıştı.
İbn Umm-i Mektum, Bilal-i Habeşî hazretleriyle birlikte Mescid-i Nebevî'de muezzinlik yaptı. Ramazan aylarında bazen biri, bazen diğeri erkence otekisi de tam vaktinde sabah ezanı okurdu. Boylece sahurun başlangıcı ve sonu ilan edilmiş olurdu. Konuya ait rivayetler, Bilal ile îbn Ummi Mektum arasında munavebe ya da nobet uygulamasının bulunduğunu gostermektedir.
Gozu gormez ve evi uzak olduğu halde, her namaz vakti Resulullah'ın yanında Mescid-i Nebevî'de olmaya son derece dikkat ve ısrar gosterirdi. Bu da onun Resulullah'ın meclisine devam arzusunun bir neticesiydi. 71
Ebû Mahzûre
Hz. Peygamberin dort muezzininden biri olan Ebû Mahzûre, garib ve fakat dikkat cekici bir bicimde muezzin olmuştu.. Kendisi olayı şoyle anlatmaktadır:
" Peygamber (s.a.) Huneyn Savaşından donmekteydi. Ben, hepsi Mekkeli olan on kişilik bir gencler grubuyla beraberdim. Huneyn yolunda Resulullah île karşılaştık. Resulullah'ın muezzini namaz icin ezan okuyordu. Biz bir koşeye cekildik ve alay ederek muezzinin soylediklerini tekrar etmeye başladık. Bizi Resulullah duymuştu. Ezan bittikten sonra " şunların icinde guzel sesli biri var " diye gonderdiği adamlar bizi huzuruna goturduler. Resulullah :
"- Sesi gur olanınız hanginiz?" buyurdu? Yanımdakilerin tamamı beni gosterdiler. Resulullah onları saldı. Beni yanında alıkoydu. Sonra bana;
"-Haydi bir ezan oku!" buyurdu.
Resulullah'dan ve bana emrettiği işten son derece nefret ettiğim halde, caresiz, kalktım, onunde ayakta durdum. Bizzat kendisi bana ezanın okunuşunu telkin etti, oğretti.
Ben ezanı bitirdiğim zaman, icinde bir mikdar gumuş para bulunan bir kese verdi. Daha sonra alnımı, goğsumu sıvazladı ve ; " Mubarek olsun " buyurdu. Ben:
- Ya Resulallah, Mekke'de ezan okumama musaade et! dedim.
-" Musaade ettim" buyurdu.
İşte o anda, Resulullah'a karşı duyduğum kin ve nefretten bende eser kalmamış gonlum ona karşı sevgi ile dolup taşmıştı.
Mekke valisi Attab B. Esid'e geldim ve onun valiliği suresince Resulullah'ın emriyle Mekke'de muezzinlik yaptım. "72
Ezan ile eğlenme olayından bir muezzin cıkarmak, işte Peygamberi usul ve insanları iyiye yonlendirme basireti bu olsa gerekti. Onu sevgili Peygamberimiz orneklendirmişti. Bu tavır her İslam davetcisi icin en guzel ornekti.
Ebu Mahzûre'nin, Hz. Peygamber tarafından okşandı diye, başının on kısmındaki sacları hic kestirmediği kaydedilmektedir. Bu da onun Peygamber' e bağlılığının bir gostergesiydi.
Ebû Mahzure gur ve tatlı sesliydi. Hicrî 59 yılında vefat edinceye kadar Mescid-i Haram'da muezzinlik yaptı. Kendisinden sonra da uzun sure cocuk ve torunları aynı gorevi devam ettirdi. 73
Sa'd b. Aiz (Sa'du'1-Karaz)
Ammar b.Yasir'in mevlası Sa'd b.Aiz, karaz denilen selem ağacı ticaret yaptığı icin Sa'd el-Karaz diye meşhur oldu. Kendisinden nakledildiğine gore, Hz.Peygamber Kuba'ya geldiği zaman Bilal, Hz. Peygamberin gelişini millete duyurmak icin ezan okurdu. Bir sebeple ezan okuyan da olmamıştı. Sa'd, kendiliğinden kalkıp ezan okudu. Hz. Peygamberin sorusu uzerine de," Sizin geldiğinizi haber vermek istedim" diye cevap verdi. Hz. Peygamber onun bu duşuncesinden memnun oldu ve kendisine" Bilal'i yanımda gormediğin zaman, sen hep ezan oku!" buyurdu. 74 Sa'd da boylece Hz. Peygamberin Kuba'ya gelişlerinde -tabî Bilal yoksa- ezan okumaya başladı. Hz. Peygamberin vefatından sonra Bilal el-Habeşî Medine'den ayrılınca Halife'nin emriyle Sa'd, Mescid-i Nebî'ye muezzin oldu. Haccac zamanında vefat edinceye kadar orada gorevini surdurdu. Kendisinden sonra cocukları ve torunları Mescid-i Nebî'de aynı goreve devam ettiler, 75
NETİCE
Buraya kadar yaptığımız nakillerde acıkca gorulduğu gibi .Hz.Peygamber'in meşhur muezzinlerinin hemen hepsi, İslam'a karşı icten bağlılıkları bulunan ve bunu da Hz. Peygambere karşı gosterdikleri samimi ilgi ve arz ettikleri hizmetle belgeleyen, davetin gerektirdiği ozelliklere ve ses guzelliğine sahip,-olunceye dek bırakmamacasına-yaptıkları gorevin bilincinde olan kişilerdi. Gunde beş kez İslam cağrısında bulunmak bahtiyarlığı, onların olduğu kadar gunumuzde aynı gorevi ustlenmiş olanların da hem şansı, hem de hakkıdır. İslam'ın bu surekli, mukemmel daveti ve ilk davetcileri ile ilgili tebliğimizi Hz.Ebu Hureyre'nin bir sozu ile bitirmek istiyorum. Hz. Ebu Hureyre, bir muezzinin ezan okuduğunu duyunca şoyle dermiş:
-"Her şahid ile ben de boyle şehadet eder, her inkarcıyı da bu, sozlerle hakka davet eder ona boylece şefkat gosteririm. 76
Hz Muhammedin muezzinleri
Dini Bilgiler0 Mesaj
●28 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Hz Muhammedin muezzinleri
-
13-09-2019, 07:52:02