Dua ve infak


Bir şahıs İmam Sadık (a.s)’ın huzuruna vararak şoyle dedi: Kur’an’ı Kerim’de tevilini bilmediğim iki ayet vardır.

İmam (a.s): “Hangi ayetlerdir?”

- Biri; “Beni cağırın (dua edin) size icabet edeyim”[1] ayetidir. Oysa ben Allah’ı cağırmama rağmen duam kabul olmuyor.

- Allah’ın, vaadine aykırı hareket ettiğini mi sanıyorsun?

- Hayır!

- Oyleyse ne demek istiyorsun?

- Bilmiyorum.

- Diğer ayet hangisidir?

- “Neyi infak ederseniz, Allah onun yerine bir başkasını verir”[2] ayetidir.

- Allah’ı vaadine sadık kalmadığını mı sanıyorsun?

- Hayır!

- Oyleyse ne demek istiyorsun?

- Bilmiyorum.

- İnşaallah bu konuyu sana acıklayacağım. Eğer Allah’ın emrettiği şeye itaat ettikten sonra O’nu cağırsaydın sana icabet ederdi. Ama sen Allah’a muhalefet ve isyan etmektesin, o da sana icabet etmiyor.

İnfak ettiğin şeyin yerini başka bir şeyin doldurmadığı sozune gelince; eğer helal yolla kazanarak yerinde infak etmiş olsaydın, bir dirhem bile olsaydı Allah onun yerine bir başkasını verirdi. Eğer O’nu dua metoduyla cağırsaydın, gunahkÂr bile olsaydın yine sana icabet ederdi.

- Dua metodu nedir?

- Farzı ed ettiğinde Allah’ı ulularsın, ta’zim edersin ve edebildiğin kadar O’nu methedersin, Peygamber (s.a.a)’e salÂt gonderirsin, O’na cokca salÂt gonderirsin, risaletini tebliğ ettiğine şehadet edersin, hidayet İmamlarına salÂt gonderirsin. Allah’a hamd-u sena, hidayet İmamlarına salÂt ve selamdan sonra Allah’ın sana iyiliklerini, guzel ihsanıyla imtihanlarını, sana verdiği nimetlerini, sana yaptığı guzel işlerini hatırlayarak bunlara karşı Allah’a hamd ve şukredersin. Daha sonra hatırladığın gunahlarına bir bir ve hatırlamadığın gunahlarına ise genel olarak itiraf edersin. Butun gunahlarından Allah’a tovbe ederek, tekrar gunaha donmeyeceğine karar verirsin. O gunahlardan pişmanlık duyarak doğru bir niyet, korku ve umitle Allah’tan bağışlanma diler ve şunları soylersin:

“Allah’ım! Ben gunahlarımdan dolayı senden ozur ve bağışlanma diliyorum, sana tovbe ediyorum. Oyleyse beni itaatine yonelt, beni bana farz kıldığın, yani seni hoşnut eden her şeye muvaffak kıl. Şuphesiz ben, kendisini nimetlendirmediğin halde senin itaatinden birine ulaşan, onu yapmaya muvaffak olan hic kimseyi gormedim. Oyleyse, bana oyle bir nimet ver ki, onunla rızvanına ve cennetine ulaşayım.”[3]

Daha sonra hÂcetlerini iste. Umit ederim ki, Allah seni mahrum etmez inşaallah.

[1] - Mu’min / 60.

[2] - Sebe’ / 39.

[3] - Bihar’ul-Envar, c. 93, s. 319; Felah’us-SÂil, s. 38; Uddet-ud Daî, s. 16.
__________________