Selamun Aleykum arkadaşlar.

son gunlerde yaşanan gelişmelerden dolayı boyle bir konu acma isteği uyandı. İnşAllah sizlere yardımı olur. ama oncelikle belirtmem gerekir ki Yuce Kitabımız Kur'an-ı Kerimde yahudilerle alakalı yaklaşık 100 adet ayet var ben bunlardan sadece belli bir kısmını aldım.

Allah'ın Selameti uzerimize olsun.
Allah (cc) bizleri kafirlerin zulmunden muhafaza buyursun (amin)


(BAKARA suresi 75. ayet) Şimdi siz bunların size inanmalarını mı umuyorsunuz? Bunların iclerinden bir fırka vardı ki, Allah'ın kelamını dinliyorlar, sonra onu, kavramalarının ardından, bilip durdukları halde tahrif ediyorlardı.

(BAKARA suresi 76. ayet) İnanmış olanlarla karşılaştıklarında, "İnandık" derler. Baş başa kaldıklarında ise şoyle konuşurlar: "Allah'ın size actığını, Rabb'iniz katında sizinle tartışmada kanıt yapsınlar diye onlara soyluyor musunuz? Aklınızı işletmeyecek misiniz?"

(BAKARA suresi 79. ayet) Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap'ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, "İşte bu, Allah katındandır!" derler. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yuzunden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yuzunden!

(BAKARA suresi 80. ayet) Dediler ki: "Sayılı birkac gun dışında ateş bize asla dokunmayacaktır." De ki: "Allah'tan bir ahit mi aldınız! Allah, ahdine asla ters duşmez. Yoksa siz Allah'a isnat ederek, bilmediğiniz şeyleri mi soyluyorsunuz?"

(BAKARA suresi 88. ayet) "Kalplerimiz kabuk tutmuştur." dediler. Hayır oyle değil. Kufurleri yuzunden Allah onları lanetlemiştir de cok az bir kısmı iman eder.

(BAKARA suresi 89. ayet) Yanlarındakini doğrulamak uzere kendilerine Allah katından bir kitap geldiğinde, daha once inkÂr edenlere karşı zafer isteyip durdukları halde, tanıyıp bildikleri kendilerine gelince, onu inkÂr ettiler. Kufre sapanların ustune olsun Allah'ın laneti!...

(BAKARA suresi 90. ayet) Allah'ın, kullarından dilediğine lutfunun eseri olarak indirdiğini zalimce kıskanarak, Allah'ın vahyettiğini inkar etmeleri uğruna oz benliklerini sattıkları şey ne cirkindir! Bu yuzdendir ki gazap uzerine gazaba carpıldılar. Gerceği ortenler icin rezil edici bir azap vardır.

(BAKARA suresi 93. ayet) Hani kesin soz almıştık sizden de Tûr'u uzerinize kaldırmıştık. "Size verdiğimizi kuvvetlice tutun ve dinleyin." demiştik. Şoyle demişlerdi: "Dinledik ve isyan ettik." İnkÂrları yuzunden gonullerine buzağı icirildi. De ki: "Eğer inanan kişilerseniz, ne kotu şeydir size imanınızın emretmekte olduğu..."

(BAKARA suresi 100. ayet) Bir ahitle soz verdikleri her seferinde, iclerinden bir fırka ahdi kaldırıp atmadı mı? Doğrusu şu ki, onların cokları iman etmezler.

(BAKARA suresi 101. ayet) Allah katından kendilerine, ellerinde bulunanı tasdikleyici bir resul geldiğinde, kitap verilenlerden bir fırka, Allah'ın Kitabı'nı hic bilmiyorlarmış gibi kaldırıp arkalarına attılar.

(BAKARA suresi 102. ayet) Suleyman'ın mulk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Suleyman kufre sapmamıştı. Ancak şeytanlar kufre sapmıştı; insanlara buyuyu oğretiyorlardı. Ve Babil'de HÂrût ve MÂrût adlı iki melek uzerine indirileni oğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek, "Biz bir imtihan aracıyız, sakın kufre sapma!" demedikce hic kimseye bir şey oğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını acacakları şeyi oğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkca hic kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni oğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın Âhırette hic bir nasibi olmayacağını acıkca bilmişlerdir. Oz benliklerini sattıkları şey ne kotudur! Bir bilebilselerdi...

(BAKARA suresi 111. ayet) "Yahudi yahut Hıristiyan olandan başkası cennete asla giremeyecek." dediler. Bu, onların hayalleri, kuruntularıdır. De ki onlara: "Eğer doğru sozlu iseniz hadi getirin susturucu kanıtınızı!"

(BAKARA suresi 120. ayet) Sen onların oz milletlerine uymadıkca Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla hoşnut olmazlar. De ki: "Allah'ın kılavuzluğu erdirici kılavuzluğun ta kendisidir." İlimden sana ulaşan nasipten sonra bunların boş ve iğreti arzularına uyarsan, Allah katından ne bir Velî'n olur ne de bir yardımcın.

(BAKARA suresi 146. ayet) Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu oz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Bununla birlikte, iclerinden bir zumre, bilip durdukları halde gerceği gizliyorlar.

(BAKARA suresi 159. ayet) İndirdiğimiz acık-secik delillerle, kılavuz mesajı; biz onu Kitap'ta insanlara ayan-beyan gosterdikten sonra gizleyenlere, işte onlara, hem Allah lanet eder hem de diğer lanet okuyanlar lanet eder.

(BAKARA suresi 174. ayet) Allah'ın Kitap'tan indirdiği şeyi gizleyip onu basit bir ucret karşılığı satanlar, karınlarında ateşten başka bir şey yemiş olmazlar, Kıyamet gunu Allah onlarla konuşmayacaktır, onları arındırmayacaktır da... Onlar icin korkunc bir azap vardır.

(ÂLİ IMRÂN suresi 21. ayet) Allah'ın ayetlerini inkÂr edip haksız yere peygamberleri oldurenler ve insanlar icinden adaletle emredenlerin canına kıyanlar var ya, işte onlara korkunc bir azabı muştula.

(ÂLİ IMRÂN suresi 77. ayet) Allah'a verdikleri sozu ve yeminlerini basit bir bedel karşılığı satanlar var ya, işte onlar icin Âhirette hicbir nasip yoktur. Allah onlarla konuşmayacaktır, kıyamet gunu onlara bakmayacaktır, onları temizleyip arıtmayacaktır. Onlar icin korkunc bir azap vardır.

(NİSA suresi 46. ayet) Yahudilerden oyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden kaydırırlar; din icinde sovguler ureterek, dillerini eğip-bukerek: "Dinledik, isyan ettik; dinle, dinlenmez olası, davar guder gibi gut bizi" derler. Eğer onlar, "Dinledik, boyun eğdik, dinle, bak bize!" demiş olsalardı, kendileri icin daha hayırlı ve daha yerinde olurdu. Fakat Allah, kufurleri yuzunden onlara lanet etmiştir. Cok az bir kısmı haric, iman etmezler.

(NİSA suresi 155. ayet) Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkÂr etmeleri, haksız yere peygamberleri oldurmeleri ve "kalplerimiz kılıflıdır" demeleri yuzundendir. Doğrusu, Allah kufurleri yuzunden kalpleri uzerine muhur basmıştır da pek azı mustesna, iman etmezler.

(MÂİDE suresi 41. ayet) Ey resul! Kalpleri inanmamış olduğu halde ağızlarıyla "inandık" diyenlerin kufurde yarışırcasına koşanları seni uzmesin. Yahudilerden bazıları yalancılık etmek icin dinlerler; huzuruna cıkmamış olan başka bir topluluk icin dinlerler. Yerlerine oturmuş kelimeleri, yapılarını bozup değiştirirler. "Size şu verilirse alın, eğer o verilmezse cekinin." derler. Allah birini fitneye carptırmak isterse sen onun icin Allah karşısında hicbir şey yapamazsın. Bunlar o kişilerdir ki, Allah kalplerini temizlemek istemiyor. Dunyada bir rezillik vardır onlar icin; Âhirette de buyuk bir azap var onlara.

(MÂİDE suresi 42. ayet) Yalana iyice kulak verirler, haramı tıka-basa yerler. Sana geldiklerinde ister aralarında hukum ver, ister onlardan yuz cevir. Eğer onlardan yuz cevirirsen sana hicbir şekilde zarar veremezler. Ama aralarında hukmedersen, adaletle hukmet. Allah, adaletle hukmedenleri/adaleti ayakta tutanları sever.

(MÂİDE suresi 51. ayet) Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları gonul dostları edinmeyin. Onlar birbirlerinin gonul dostlarıdır. Sizden kim onları gonul dostu edinirse o, onlardandır. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve guzele kılavuzlamaz.

(MÂİDE suresi 62. ayet) Onların bircoğunun gunahta, duşmanlıkta, haram yemede yarıştıklarını gorursun. Ne kotudur o yapmakta oldukları!

(MÂİDE suresi 63. ayet) Ruhbanları ve hahamları onları, gunah oluşturan sozlerinden, haram yemekten alıkoysalardı olmaz mıydı? Ne kotudur onların sınaat/teknoloji olarak uretmekte oldukları.

(MÂİDE suresi 64. ayet) Yahudiler dediler ki: "Allah'ın eli bağlıdır." Kendi elleri bağlandı/elleri bağlanasıcalar! Soylemiş oldukları yuzunden lanetlendiler. Soylediklerinin aksine, Allah'ın iki eli de alabildiğine acıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, kufur ve taşkınlık yonunden onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gunune kadar duşmanlık ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş icin bir ateş yaksalar, Allah onu sondurur de onlar yeryuzunde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez.

(EN'ÂM suresi 146. ayet) Yahudilere tum tırnaklı hayvanları haram kıldık. Onlara ayrıca sığır ve koyunun yağlarını da haram kıldık. Sığır ve koyunun sırtlarının ve bağırsaklarının taşıdığı yağlarla, kemiklerle karışan yağlar bunun dışındadır. Bunu onlara azgınlıkları yuzunden bir ceza olarak yaptık. Biz elbette sozunde duranlarız.

(A'RAF suresi 159. ayet) Musa kavminden bir topluluk vardır ki, hakka kılavuzluk/hak ile kılavuzluk eder ve yalnız hakka dayanarak adaleti gozetir.

(A'RAF suresi 160. ayet) Biz onları, oniki torun kabileye ayırdık. Toplumu kendisinden su istediğinde de Musa'ya, "asanı taşa vur" diye vahyettik. Taştan, oniki goze fışkırdı. Her oymak, su iceceği yeri belledi. Onların uzerlerine bulutları golgelik yaptık, kendilerine kudret helvası ve bıldırcın indirdik. "Yiyiniz size verdiğimiz rızıkların temizlerinden!" onlar bize zulmetmediler, ama oz benliklerine zulmediyorlardı.

(A'RAF suresi 161. ayet) Onlara şoyle denildi: Şu kentte oturun, orada istediğiniz yerden yiyin. 'Affet' diye yalvarın; kapıdan da secde ederek girin ki, hatalarınızı bağışlayalım. Guzel duşunup guzel iş yapanlara daha fazlasını da vereceğiz.

(A'RAF suresi 162. ayet) Onların zulme sapanları, sozu, kendilerine soylenenin dışında bir sozle değiştirdiler. Bunun uzerine biz de uzerlerine gokten bir pislik azabı saldık; cunku zulmediyorlardı.

(A'RAF suresi 165. ayet) Kendilerine verilen oğudu unuttuklarında, kotulukten alıkoyanları kurtarıp zulme sapanları, yoldan cıkmalarından oturu, acı bir azapla yakalayıverdik.

(A'RAF suresi 166. ayet) Ne zaman ki, yasaklandıkları şeylerden oturu ofkelenip başka aşırılıklar yapmaya başladılar, onlara şoyle dedik: "Aşağılık, maskara maymunlar olun!"

(A'RAF suresi 169. ayet) Arkalarından, yerlerini alan halefler geldi. Bunlar, Kitap'a varis olmuşlardı. Şu basit dunyanın gecici menfaatini esas alıyorlar ve şoyle diyorlardı: "Biz zaten bağışlanacağız!" Kendilerine, bir menfaat daha gelse onu da alıyorlardı. Bunlardan, Allah hakkında, gercek dışında birşey soylememelerine ilişkin Kitap misakı alınmamış mıydı? O Kitap'ın icindekileri okuyup incelemediler mi? Ahiret yurdu, takvaya sarılanlar icin daha hayırlıdır. Hala aklınızı işletmeyecek misiniz?

(TEVBE suresi 30. ayet) Yahudiler: "Uzeyr, Allah'ın oğludur." dediler; Hıristiyanlar da: "Mesih, Allah'ın oğludur." dediler. Kendi ağızlarının sozudur bu. Kendilerinden once inkÂr edenlerine sozlerine benzetme yapıyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da yuz geri cevriliyorlar!

(TEVBE suresi 31. ayet) Allah'ın yanında hahamlarını ve ruhbanlarını da rabler edindiler. Meryem oğlu Mesih'i de oyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah'tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok o tek Allah'tan başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O.

(TEVBE suresi 34. ayet) Ey iman sahipleri! Şu bir gercek ki, hahamlardan ve rahiplerden bircoğu halkın mallarını uydurma yollarla tıkabasa yerler ve Allah'ın yolundan geri cevirirler. Altını ve gumuşu depolayıp da onları Allah yolunda harcamayanlara korkunc bir azap muştula.


Kutub-u Sitteden alıntıdır.


__________________