"Mademki Âşık olmuyorsun, git yun or, iplik eğir...
Yuz işin var, yuz renge boyanmışsın, yuz rengin var, yuz alacan...
Mademki kafatasında aşk şarabı yok,
Var, geliri bol kişilerin mutfağında kÂse yala."

‘’ Aşk’’ın bir lutuf olduğuna inananlardanım… Aşk ağır bir imtihan, her yurek kaldıramıyor. Yanmaya dayanabilenler, İlahi aşk’a erişebiliyor...

Cunun, Funun, Sukûn… Merhalelerini yureğinde tadabilenlerde, aşk’ın kazanımlarını ve ilmini seyrediyoruz.

Yunus Emre’nin hayatından bir misalle ışık tutmak istersek:
Cunun/Delilik merhalesini edeple; “Ben yururum yane yane…”
Funun /İlim Merhalesini; “Erenlerin kılıcı, arşa cıkar bir ucu”
“Sukun”/Huzur Merhalesinde de; “aşk gelecek cumle eksikler biter!”
Mısraları bize bu gecitlerden işaretler sunuyor.


Tum mevcudatı; bir ciceği, karıncayı, cocuğu, nimeti, insanı ‘’yaratılanı hoş gorurum Yaradan’dan oturu’’ şuurunda sevebilenler, idrak ediyor. Benliğini hic’e sayabilen, diğergam olabilen, adanmış bir ruha sahip olan ve Âşık-ı sadıklar tadabiliyor...

İlahi aşk’a uzanan zahmetli yol, beşeri aşk’tan başlar diyenlerin arasındayım. Lakin bu aşk; daldan dala bir beşeri aşk değil, sevdiği zaman tek sevdiği kişiyi uzun yıllar sevebilen, vuslatsız aşkta pişen, hasret ve edebin yakıcı terbiyesi ile devamlı tekÂmul eden bir aşk’tır. Âşık Bu ‘’Aşk Mektebi’’nde oyle bir yukselirki, ilk zamanlarda Leyla’sı icin dinlediği tum şarkıları, şiirleri, sozleri bu dem de Mevla’sı icin duymaya başlar. Beşer koprusunu geride bırakmış ve artık Leyla’ nın aslına ermiştir. İlahi aşk’tır bu dem de gonlunun ve ruhunun gıdası… Severken aynı zamanda sevilendir… Bir diğer tabir ile Âşıklık ve maşukluk makamını birlikte tadar. Bir yanda Şems’tir bir yanda Mevlana…

Beşeri aşk’ta fena bulmayı oğrenen Âşık, ilahi aşk’ta fenafillÂh, bekabillÂh mertebelerine yukselir. Artık O, Naz makamının ’durr-i yekta’sıdır. Bu demde; Yunus’ların, Mevlana’ların, Şems’lerin, Ahmet Yesevi’lerin, Hudai’lerin, Hacı Bayrami Veli’lerin, Rabia’ların, İbrahim Hakkı Erzurumi’lerin kervanına katılmış ve Beytullah’ı gonlunde bulmuş, bir gonul dostudur.

"Ten kazancı icin bir sanat oğrendin. Din sanatı icin de gayret gerek.
Dunyada servet kazandın. Ya bu fani Âlemi terk edince ne yapacaksın?
Ahireti kazanmak icin de bir sanat oğren ki, ihsan ve mağfiret elde edesin.
...
Din kazancı; aşktır, gonul cezbesidir. Hak nuruna rehber kabiliyettir."2
‘’Neyleyim yazı kışı baharı, gonlumde aşkın olmasa.’’
‘’ Bana seni gerek seni.’’
‘’Seni sevmek benim dinim imanım.’’


Sozleri ile aşkını nesilden nesile, gonulden gonule, ruhtan ruha aktarır.
Gonlunuzde ilahi aşk guneşinin daimi yanması ve bu aşk ile tum hayatınızı kÂmil insanlık mertebesinde gecirmeniz ve son nefesinizin şeb-i arus olması dileklerimle…

Saygı ve hurmetlerimle…



Mihrican Ulupınar


__________________