Dervişin biri bir dağa cekilmiş sadece ibadetle meşgul oluyor,durmadan Allah'ı(c.c)tesbih ediyor,anıyordu.
Yiyeceği dağda yetişen meyvelerdi.
Bir gun kendi kendine duşundu ve soz verdi,ahdetti;yemin etti:


''Ben bundan sonra elimi uzatıp bu meyvelerden koparmayacağım,sadece kendiliğinden duşenlerle besleneceğim.''dedi.
Bunun uzerinden tam beş gun gecti.Dervişin aclığı son raddeye varmıştı.Tam bu sırada bir ruzgar esti armudun dalını eğip onune kadar getirdi.Dalda nefis armutlar nazlı nazlı sallanıp duruyordu.
Derviş dayanamayarak elini uzatıp birini kopararak yedi.Biraz sonra yirmi otuz kadar hırsız oraya geldi caldıkları malları boluşmeye başladı.
Bunlar caldıkları eşyaları boluşurken,Sultanın adamları gelip onları yakaladılar.Dervişide onlardan sanarak birlikte goturduler.Ellerini, ayaklarını kesmeye başladılar.
Dervişin sağ elini kestiler,sol ayağına sıra gelince bir atlı son hızla gelerek yetişti.Celada:
''Sen ne yapıyorsun bre ahmak insan,bu kişi felan zattır.''dedi.
Cellat ne yapacağını şaşırdı.Binbir ozur dileyerek yalvarmaya başladı.
Fakat iş işten gecmişti.Hakkında hukum verildi.
Derviş Cellada:
''Uzulme oğlum neden boyle olduğunu biliyorum,ben yeminimi tutmadım o yuzden bunlar başıma geldi.''dedi.

__________________