Asıl Felaket (Şukrun Onemi)

Salihlerden birinin sadık bir arkadaşı vardı. Zamanın sultanı onun bu arkadaşını hapse attırdı. Hapse atılan kişi o salih kimseye haber gondererek durumunu bildirdi. Dostu:

– Allah TealÂ’ya şukret, dedi.

Adam bir gun hapiste dovuldu. Yine dostuna haber gondererek halini bildirdi. Dostu yine;

– Allah TealÂ’ya şukret, dedi.

Bir gun hapishaneye bağırsaklarından rahatsız bir mecusî getirildi ve ayaklarından bağlandı. Mecusî’nin bağlandığı zincirin bir halkasını da bu adamın ayağına bağladılar. Mecusî geceleri defalarca tuvalete gitmek icin kalkıyor, adam da onun başında beklemek mecburiyetinde kalıyordu. Yine dışarıdaki dostuna durumunu bildiren bir mektup yazdı.

Dostu yine;

– Allah TealÂ’ya şukret, diye cevap verdi. Hapisteki arkadaşı tekrar;

– Ne zamana kadar boyle diyeceksin? Hangi bela bundan daha buyuktur, diye haber gonderdi. Dostu da ona şu anlamlı cevabı verdi:

– Mecusînin zincirinin senin ayağına da bağlandığı gibi, onun belindeki zunnar (gayr-i muslimlerin bağladığı kuşak) senin beline de bağlansaydı (yani imandan mahrum kalsaydın) asıl o zaman ne yapardın, halin nice olurdu?
__________________