Obua Nedir,Obua Calgısı, Obua Ceşitleri, Obua Hakkında Bilgi, Obua Nasıl Calınır,Obua calgısı Hakkında Bilgiler

Uflemeli tahta muzik aletleri ailesindendir Alt kısmı geniş, ust tarafa doğru daralan tahta bir boru olup, uc kısımda incelenir;

1- Birinci kısıma huni adı verilir Bu bolum Obuanın en geniş kısmıdır Orta kısma girebilecek bir şekilde son bulur Boylece ikinci ve ucuncu kısımlar birbirine eklenmiş olur Obuanın en pes (kalın) sesleri bu bolumde bulunurlar

2- ikinci kısım obuanın en hassas olan kısmıdır Mekanizmanın en ayrıntılı aksamı bu bolumde yer almıştır Ajiliteye (surate) en uygun olan ve zorluk gostermeyen, en entonasyon hatası bakımından en guvenilir olan kısmıdır Aynı zamanda Obuanın en tatlı seslerini icerir Kulak uzerindeki etkisini (unutulmayan izlerini) bu orta kısımda buluruz Doğal seslerin ağırlık merkezi bu bolumdur

3- ucuncu kısım ise obuanın en dar yeridir İkinci kısımla birleştikten sonra Alet tamamlanmış olur Bu kısım, sesleri oktavlamaya yarar Tabii sesler bu kısımda yerini, yavaş yavaş tahrik edici seslere bırakır Tiz (ince) sesler, dudak ve parmak hunerleriyle elde edilen ilave sesler (gun gectikce bu ilave sesler tiz ses olarak tabiileşmektedir) bu kısımda yer alır İncecik bir sesin feryadına bu bolumde rastlarız
Bu son parcanın diğer bir karakteristik bir vasfı da, Obuada ses sağlayan kamışın aynı kısımda yer almış olmasıdır Son parca sayılan kamışla Obua en dar ve uc noktasına kavuşmuş olur Kamış cift taraflı olup madenden yapılmış yuvarlak bir tuple, ince ve mumlanmış bir iple bağlanır Tup ustuvani bir mantara yerleştirilmiştir
İncelmiş olan uc tarafın buyuk bir dikkatle korunması lazımdır Herhangi sert bir cisme dokundurulduğu veya surtulduğu taktirde hemen kırılır veya bozulur Boyle bir duruma duşmuş olan kamıştan hicbir zaman istenilen kalitede ses kabul edilmez Bu hassas arac dudaklar arasına yerleştirilip uflendiği zaman, nefesi Obuaya nak-lederken, aynı zamanda ihtizas eder Obuaya giden nefes (hava dalgacıkları) parmaklar vasıtası ile yonetilen mekanizmadan dışarı cıkarken, istenilen ses de elde edilmiş olur ve bu parmak hareketleri-nin sonucunda Obuanın icrası meydana gelir
Mekanizma altısı yandan olmak uzere on perdeden oluşur Her perdenin bir veya iki, alttan ve ustten itici yayı vardır Perdeler birbirine miller vasıtasıyla bağlanmıştır Yaylar celikten miller madenden yapılmıştır Yaylar levha ve yuvarlak olmak uzere iki şekilde tespit edilmiştir mekanizmanın diğer kısımları ise gumuş veya nikeldir Ağac kısmı ise şimşirden, fil dişinden fazla olarak da abanoz veya sedirden imal edilir Obuanın teorik uzunluğu 696 cm dir (la) diyapozonuna gore do olarak imal olunur ve partisi transpoze edil-meksizin okunur Notası ikinci cizgi sol anahtarı ile yazılır ve olduğu gibi okunur
İki oktav ile bir dortluden oluşan tam bir kromatik diziyi ihtiva eden ses genişliği, portenin altında birinci ilave cizgisindeki si bemolden, portenin ikinci aralığındaki o diyeze kadar tabii sesler ondan sonrakilerde oktavlama suretiyle elde edilen sekizlilerdir

OBUA’NIN CEŞİTLERİ

Aynı aileden Korangle’nin, alto Obuanın bilinen obuadan farkı yoktur denilebilir Teknik yapılış aynıdır Sadece boyu daha uzun, ses genişliği Obuanın bir beşli pesinden olmak uzere, gene iki oktav ve bir dortluden teşekkul eder Sesinin rengi obuaya gore daha kapalı tok ve iclidir Obuadan ayrılan tek ozelliği kamışın doğrudan doğruya ucuncu kısma yerleştirilmeyip es denilen deveboynu şeklindeki bir maden boruya takılmasıdır
Konrangle partisini notaya alış bicimi ise zaman zaman değişmiştir 19 Yuzyılın ortasına kadar Fransa’da gercek sesler halinde ve ikinci cizgi do anahtarı ile yazılıyordu; aynı devirde İtalyadaki hakiki tonla yazılmış, fakat alt oktav goz onunde bulunmuştur Zamanımızda ise ikinci cizgi sol anahtarında yazılıyor; buda partisyonun okunuşunda zihnen bir beşli aşağıdan trans-pozisyonla okumayı gerektirmektedir
Gene bu aileden Obua d’Amour (Aşk Obua’sı) ile Obua Da Caccia (Av veya orman Obuası) denilen bir başka Obua, Bach zamanında kullanılmış olan Obualardır Obua d’Amour, Bach kantatlarının bazılarında yer almıştır Bilinen Obuanın bir kucuk uclu alt tarafından calınıyordu ve Obua ile korangle arasında ortada bir yer tutuyordu Bunun bazı ornekleri son zamanlarda yapılarak Bach’ın eserlerini calmakta kullanılmıştır
Kompozisyon alanında Obua bu gune kadar ailenin hemen hemen en ileri gelen aletlerinden olmuştur En buyuğunden en kucuğune kadar butun kompozitorler, Obua’nın rakik, zarif ve hafif ses renginden mumkun olduğu kadar yararlanmışlardır Obua’nın en beğenilen tarafı Staccato’ları yani dilleridir Bu calışma ancak teknik pasajlar icindir İkinci imkan Bach’dır Zıt pozisyonlar kullanmamak şartıyla butun rejistr boyunca bu imkan mevcuttur Dil ve bağ ortak kullanıldığı zaman renk ve ifade olanca kuvvetiyle belirir Ritimde surat bakımından flut ve klÂrinet’ten sağlanan yarar, ObuÂ’da imkansızdır Bunun icin ritim hususunda mumkun olduğu kadar dikkatli olmalıdır Surat klÂrinet’in duzeyine cıkarılmamalıdır
Obua’ının en dakik işleyebilen ses genişliği portenin birinci cizgisindeki mi den portenin ustundeki ikinci ek cizgisine yazılan re ye kadardır Kromatik olarak ve hemen hemen pozisyon durumu duşunulmeksizin butun rejistr boyunca, istenildiği gibi hareket edilmektedir Boyle bir anlayışın ne kadar doğru olduğunu ve ne zamana kadar yaşayacağını zaman gosterecektir
Obua, bize şu imkanları verebilir: iyi bir crescendo ve diminuendo, vasat bir piano, orta derecede forte yapabilmek, on planda mumkun olan unsurlardır Bunların dışında kalan nuans durumları ise vasattır Bir orkestra şefi titizlik gostererek olduğundan fazla piano veya forte istememelidir Aksi takdirde ses kalitesi duşecek ve ses dahi cıkmayacaktır Obua solo vaziyette iken akompanye daima piano olmalıdır Bu duruma riayet edilmediği takdirde, nuans bakımından cok zayıf bir muzik elde edilmiş olur

OBUA’NIN TARİHCESİ

Yapılışına gore eski bir gecmişi olan bir muzik aletidir Bu tipteki aletlerin ilkel şekilleri Mısır anıtları uzerinde resmedilmiş ve butun doğu kavimleri arasında kullanılmış olup, zamanla bu tipten muhtelif muzik aleti aileleri turemiştir
Avrupa’da korunarak varlığından doğan iki aileyi Virdung ayırd etmiş ve Preatorius bunların tariflerini yapmıştır Bu iki aileden bir tanesi, muhletif boylarda iki kanatlı kamışı olan ve ustuvani borulu Cromorhe’ler ailesi, oteli de (tiz) şalmey, (alto) pommer ve fagotun ataları olan uc buyuk Pommer ceşitidir XVI Ve XVII Yuzyıllarda tiz şalmey ailesinden olup Ducen veya Diskant nevinden olanı, bugun kullanılan soprano Obua halini almıştır Halk dansına eşlik etmekte kullanılıyordu Thoinot Arbeau bu aletle trompet arasında bir dereceye kadar yakınlık bularak birbirleriyle oktav aralıkta calan buyuk ve kucuk Obuaların birleşik olarak calmalarını tavsiye etmiş ve buyuk bir velvele cıkarmağa gayet elverişli olan bu ciftlerin, kasaba şenliklerinde ve buyuk toplantılarda işe yarıyacağını da soylemiştir Mersenne Obua’nın aynı işte kullanılmaktaki yararından bahsederken, trompet haric tutulacak olursa butun muzik aletlerinin en kuvvetli ve en şiddetli seslisi nin Obua olduğunu soyleniştir Bu nedenlerden dolayı Obua, Louis XVI zamanında kurulan ilk askeri mızıka takımlarına alındı
Bir nevi Fransız gaydası olan Muzet calanlarla Obua calanlar Ecurie mızıkasında karışık bir halde yer alıyorlardı; bunların calış tarzında De Pure kusuru havayı (nefesi) surekli vermek hususundaki guclukten ileri gelmiş sayıyordu, yani eşit uzunlukta ses cıkarılamadığını soylemek istemişti
Boylece Obua’nın sesi ve tınlayışı erkenden beğenilmiş olmasına rağmen, muzik aletleri takımların bir işe yaramaz sayılmıştı
Opera, oratoryo ve kantatlarında Steffani, Keiser, Haendel ve Bach, daima cokca sayıda Obua kullanarak keman partilerini duble etmişlerdir Orijinal orkestrasyonuna nazaran Haendel’in Messie’si 1910’da Paris’te Raugel tarafından idare edilirken, bu yolda fazla Obua kullanılmak suretiyle icra edilmiş ve kuvvet bakımından fevkalade sonuclar alınmıştır Obua calışta buyuk virtuozler tarafından sağlanan ilerlemeler sayesinde bu aleti solist olarak orkestrada kullanmak goreneği doğmuş ve XVIII Yuzyılın ikinci yarısında Besozzi kardeşlerin gosterdiği maharet bu hususta cok işe yaramıştır O devirde Obua’nın henuz uc perdesi vardır Bunlardan ikisini 1727’de Alman Gerhand Hoffmann katmıştı Paris konservatuarının muzesinde Sallantin’in kullandığı dort perdeli Obua korunmaktadı Perdelerin sayısını Delusse (1780), Buffet (1884), Brod (1846) ve Triebert (1813-1878) arttırmışlardır Bach, eserlerinde Obua’ya buyuk şair solist rolunu gordurmuştur Bu rol sonradan dikkati cekecek kadar guzel olan sesi sayesinde korangle’ye gecmiş ve bir zamanlar soprano Obua icin un sağlamış olan bazı kompozitorlerin eserlerindeki hakiki şairane rolu kendisine emanet ettirmiştir
Tınlayşlarının şairane karakteri nuanslı tesirler yaratmaktaki meziyetleri, seslerin cazibesi sayesindedir Modern kompozitorler elinde her iki alet birinci planda yer almışlardır
Oda muziği alanında Obua oldukca onemli rol oynamıştır Schumann’dan modernlere gelinceye kadar kompozitorler Obua ustun seviyesiyle kullanmışlardır Berlioz Obuayı overken der ki: gecmişe ait duyguları uyandırmak suretiyle bu alet, butun aletlere ustun gelir
XX yuzyılın malı olabilmiş ve bu arada Leon Goussens gibi şohret yapmış Oboistler yetişmiştir Bu virtuozlerin sayesinde Obua’nın edebiyatı her gun zenginleşmektedir Aranjmanların sayısı ise cok kalabalıktır

OBUA’NIN BİZDE İLK CALICISI KİMDİR?

Araştırmalar tanınan ve ilk anılmaya değer bir calıcı olarak sayılabilen Merhum Yusuf Ziya Bey’e kadar anılmaktadır Bu Oboist Eftal Gunşiray’ı yetiştirmiştir
Yerli muzik aletlerimiz icinde Obuaya en yakınlık gosteren alet zurnadır Obua’nın ecdadından olduğu kanısı da ayrıca duşundurucu ve araştırmaya değerdir Yapılış itibari ile Obua’nın pirimitifi olarak sayılabilir Sesinin benzerliği ve tınlayışı arasında cok az bir fark vardır
İkinci alet Mey’dir Meyin benzerliği ise sadece kamıştadır Obua kamışının daha enlisi ve uzunudur Fakat ses rengi bakımından klarinet’e olan yakınlığı, yapılışını fazlasıyla değerlendirilmesine engel olmaktadır.