Sefer sırasında bir ara Resûlu Ekrem Efendimizin devesi Kasv kayboldu.
Ashab-ı kiram bir sure aradılarsa da onu bulmaya muvaffak olamadılar.
Munafıklar bunu da fırsat bilerek Hz. Resûlulllah'ı rahatsız edici sozler soylemeden geri durmadılar.
Onlardan biri olan Zeyd bin Lusayt, "Şaşılacak şey! Muhammed peygamber olduğunu soyler,gokten haber verir,fakat devesinin nerde olduğunu bilmez"
diye soylendi.
Munafıkın Âdice sarf ettiği bu soz, KÂinatın efendisine ulaştırılınca, "Vallahi,ben ancak Allah'ın bana bildirdiğini bilirim.Ondan başkasını asla bilemem!
buyurdu ve ilave etti:
"Şimdide Allah bana bildirdi ki,Kasv filan ve filan dağ arasındaki vadidedir.Yuları bir ağaca dolanmış halde dururyor. Hemen gidiniz onu bana getiriniz."
Sahabîler,Hz. resûlullah'ın tarif ettiği yere gittiklerinde, deveyi aynen yuları bir ağaca dolanmış halde buldular ve alıp getirdiler.

Resûlu Ekrem, ancak CenÂb-ı Hakk'ın kendisine bildirmesiyle gaybı bilir, insanlar icin gayb hukmunde olan hadiseleri haber verirdi.Bu onun mazhar olduğu mucizelerinin bir nev'idir.
Resûlullah'ın,Allah'ın bildirmesiyle haber verdiği istikbale Âit butun haberler Ashabın şehabetiyle teker teker zuhur etmiştir. (Şifa,1/650-651)


(ayrica peygamber efendimiz(s.a.v) in devesi ; peygamber efendimizin oldugu gun bagli oldugu duvara basini vura vura kendini oldurmustur)
__________________