karagoz ile hacivat konuşması,
karagoz ile hacivat konuşmaları kısa


Karagoz ve Hacivat Oyunları - Diyologları - Konuşmaları



Hacivat’ın son zamanlarda işleri iyi gider. Cok para kazanır. Bu birikimi değerlendirmek icin, bir yarış atı satın alır. Girdiği her yarışı kazanan meşhur bir at: Kuheylan. Olayı duyan Karagoz, Hacivat’ın evine gidip kapıyı calar. Hacivat pencereye cıkar ve sorar: “ Buyur Karagoz’um, bir şey mi istemiştin? “

Karagoz: “ Evet Hacivat, bir şey istemiştim. Duyduğuma gore, Kuheylan’ı satın almışsın. Onu bana satar mısın? “
Hacivat: ” Neden olmasın Karagoz’um. İyi bir fiyat verirsen satarım. De bakalım, ne veriyorsun? “
Karagoz: “ Hı?..”
Hacivat: “ Yani kac para verirsin? Kuheylan’ı kaca alırsın? “
Karagoz: “ On altın veririm. Sattın mı? “
Hacivat: “ Dur bakalım, Karagoz’um. Hemen sattın mı olur mu? Bir pazarlık yapalım, değil mi? “
Karagoz: “ Nazarlık taktırırım, Kuheylan’a. Anlaştık o zaman. “
Hacivat: “ Yapma Karagoz’um. Alışverişi oldubittiye getirme. On altına Kuheylan mı satılırmış? Cık biraz, cık cık. “

Hacivat’ın ne dediğini tam olarak anlayamayan Karagoz evin merdivenlerini cıkmaya başlar. Sonunda, burnu kapıya dayanır.
Hacivat: “ Cık Karagoz’um, cık cık. “
Karagoz: “ Kapıya kadar cıktım. Daha fazla cıkamıyorum. “
Hacivat: “ Ben sana merdivenleri cık demedim. Fiyatta cık, yani on altın dedin ya onu arttır, yirmi de, otuz de. “
Karagoz: “ Yirmi, otuz. “
Hacivat: “ Cık, cık. “
Karagoz: “ Elli, altmış. “
Hacivat: “ Cık, cık. “
Hacivat’ın cok para istemesine kızan Karagoz bağırır: “ Cık cıkı, cık cık. Sanki zil takıp oynuyorsun. Bre Hacivat, sen ne istiyorsun bu ata, onu soyle bakalım. “
Hacivat: “ Bak Karagoz’um, ben atı yuz altına aldım. Ustune kar da koy.Yuzu gec, yuzu gec.”
Karagoz: “ Yuzgec balıklarda olur, alık. “
Hacivat: “ Hemen sinirlenme Karagoz’um. Şunun şurasında ne guzel pazarlık yapıyoruz. Bak Karagoz’um, Kuheylan’ı sana veririm ama yuz yirmi altınını alırım. Bir kuruş aşağı olmaz. “
Hacivat’ın konuşmasına icerleyen ve Kuheylan’ı alamadığına uzulen Karagoz, Hacivat’a kuser. Bir hafta ne Hacivat’ın evinin onunden gecer, ne de onunla konuşur. Daha sonra iki eski dost tekrar barışırlar.
Yazan: Serdar Yıldırım