[Tiyatro Eleştirisi] Sonu gelmeyen bir 'son' uzerine 'Oyunun Sonu'


Ham sorar; "Bir an icin bile mutlu oldun mu hic?" Duşunmeden cevaplar Clov; "Bildiğim kadarıyla hayır." Sahnede Beckett dunyasının sağlam karakterleri arz-ı endam eder.

İki gozu gormeyen, inmeli Ham; romatizması yuzunden hareketleri kısıtlı Clov; iki bacağı olmayan, bir cop tenekesinden konuşan babası Nagg ve annesi Nell. Yaşamın merkez kacından savrulup, zamansızlık uzayında cakılı kalmış bu karakterler, farklı bir yaşam pratiğini taşırlar sahneye. Bu pratiğin ortak paydasında sevgisizlik vardır; olanca sevecenliği ile... Dostlar Tiyatrosu, yazdığı tiyatro oyunları ile 'uyumsuz/absurd tiyatro'nun yetkin ve ilk orneklerini vermiş olan Samuel Beckett'in onemli bir oyununu seyirciyle buluşturuyor: Oyun Sonu (Endgame).
Beckett, satrancta 'son hamle' olarak bilinen 'endgame' terimini yazdığı oyuna isim olarak verirken; okul yıllarında şampiyon bir satranc oyuncusu olmasının avantajlarını kullanmayı ihmal etmez. Bir anlamda sahne bir satranc tahtasını, karakterler satranc taşlarını hatırlatırken; yaşamın kendisi bir oyun, oyunun kendisi bir yanılsama olarak belirir.
İki duvarın kesiştiği sahnede, once Clov belirir. Sağ duvardaki sonra sol duvardaki pencereleri merdiven yardımıyla acar. Sonra sahnenin merkezindeki Ham'ın uzerindeki ortuyu kaldırır ve monolog başlayan anlatı, diyaloğa donuşur. Clov, kucuk yaşlarda Ham'ın himayesine girmiş, ona hizmet etmeye başlamış biridir. Artık gitmek istemektedir. Fakat Ham, her defasında engel olur. Dunyanın/sahnenin merkezindeki felcli Ham ve onun etrafında tıpkı satranc oyunundaki at gibi hareketler cizen Clov, yoneten/yonetilen, sisteminin rollerini ustlenirler. Merkezi temsil eden Ham, merkezden kopuşu/tereddutu temsil eden Clov ve merkezden uzaklaşmış anne Nell ve baba Nagg, ezeli yaşam dongusunun başat rollerini ustlenmiş dort prototiptir. Her karakter, diğeriyle bir şekilde muhtaclık ilişkisi icindedir. Oyunun sonu gelecektir, fakat ne zaman bilinmez.
Soz konusu olan Samuel Beckett ise sahnede usun ıskaladığı, anlamın katman katman coğaldığı bir evrene davetlisiniz demektir. Bir seyirci olarak, sahnedeki yaşamın ritmine uydukca, siz de onlardan biri olursunuz. Sahnenin/salonun ve yaşamın ritmi eşitlendiğinde oyun biter. Sahnede Ham'in uzeri beyaz bir ortu ile ortulurken, salonda bir beyaz kefen sessizliği ve eylemsizliği sarar seyirciyi. Clov, gidemezken fakat gitmek isterken, seyirci de benzeri bir eylemsizliğin icinde kalır.
Genco Erkal'ın Turkceye kazandırdığı Oyun Sonu'nu Pierre Chabert sahneye taşıyor. Oyunda Genco Erkal (Ham), Bulent Emin Yarar (Clov), Hikmet Karagoz (Nagg), Meral Cetinkaya (Nell) rol alıyor. İtiraf etmeliyim ki, bir Bulent Emin Yarar fanatiğiyim. Karakterin dokusunu silmeden kendi duygusunu vermeyi bilen bir usta oyuncu Yarar. Genco Erkal, felcli bir karakterin duygusal zikzaklarını ustalıkla seyirciye vermeyi biliyor. Meral Cetinkaya'nın ve Hikmet Karagoz'un işleri ise daha zor. Bir cop tenekesinden, sadece kafaları gorulduğu halde sahnedeler. Ve varlar. Soz konusu olan bir Beckett oyunu ise soz uzar da uzar... En iyisi mi siz oyunu seyredin! Soz bitti!
HUSEYİN SORGUN 11/12/2006
__________________