Caz Festivali (9-19 ekim 2008)




Şehrin caz hali...

Mississippi nehrinin, yumuşak bir kavisle hilal şeklini aldığı şehirde doğdu caz... Doğduğu şehrin sokaklarında ne varsa caz oldu. Ofke, huzun, umut, aşk ne varsa, caz muziğinde kendini buldu... Başka ulkelerde, başka başka şehirlere yaptığı yolculuklarda yeni ozellikler kazansa da ozu değişmedi cazın. Buyudu, gelişti, zenginleşti ama hic kopmadı şehirden... Aslını korudu, daima bulunduğu şehrin sokaklarında dolaşan hisleri dile getiren en guclu ses oldu.

Her şehir, ilham olur caza... Ama soz konusu şehir İstanbul olunca daha yoğun bir etkileşimden soz etmek gerekir. İstanbul... Cazın doğduğu şehirden kilometrelerce uzakta, yine icinden su gecen bir şehir... Suyla romantikleşen, suyla sakinleşen, hırcınlaşan, sertleşen, dalga dalga buyuyen bu şehir başka turlu etkiler cazı... Tanıdık gelir, doğduğu toprakları, icindeki buyuk aşkı hatırlatır. Ne iyi ki, karşılıksız değildir bu aşk.
Şehrin cazı etkilemesi gibi, caz da etkiler bu şehri. Yeni bir şey soyler, aynı duyguların farklı ifadeleriyle tanıştırır, kendi kendine bırakır, kalabalıklara karıştırır. Cazla dolarsanız, ne olursa olsun artık bir şeyleri farklı gormeniz doğaldır. Pek cok şey onceden gorduğunuz, hissettiğiniz gibi değildir artık.
Caz gelir, İstanbul değişir...

Akbank 18. Uluslararası Caz Festivali, işte bu buyuk değişimin oncusu olma hedefiyle, her yıl olduğu gibi bu yıl da, caz muziğinin ustalarını ve yeni sanatcıları şehrin buyulu mekanlarında cazseverlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyor.
Değişimin bir parcası olmanız dileğiyle, caz dolu gunler...