İkindi vakti oncesi abdest almak icin avluya cıkan şeyh, dervişin tekinden bir ibrik su ister.Derviş getirir.Yere comelmiş abdest almaya başlayan şeyh, bir yandan da bahcedeki dervişleri gozlemek icin sağa sola bakmakla meşguldur. Su doken derviş bakar ki; şeyh elini yıkarken bazı yerleri kurudur;icinden,
-Bir de bize murşit olacak, doğru durust abdest almayı bile beceremiyor diye gecirir. Bakışları alaycı ve suizancıdır.Şeyh kafasını dervişe doğru kaldırır, dervişin bakışlarını yakalar, aklından gecenleri okur.
-Evlat, sen bize yaramazsın.Akşama kalmadan dergahımızı terk et der.
Derviş bin pişmandır ama nafile kovulmuştur artık.Ne ailesi ne de gidecek bir yeri vardır.Deli divane dağ tepe yurur.Yorulmuştur artık.Havada kararmıştır.Yolda bir coban gorur.Allah misafirine verecek ekmeğin var mı deyince, coban buyur eder ve dervişten olanı biteni dinler.Coban bu duruma uzulur ve
-Şu karşıdaki dağın ardında bir şehir var.Oraya git.İsmi Eyvallah şehridir.Ne alırsan al eyvallah dedikten sonra, ucretsiz bedavadır orda, der.
-Nasıl yani para pul istemiyorlar mı?
-Eyvallah diyene her şey bedava.
-Yalnız Eyvallah şehrinin uc kuralı var.Bunları ihlal edersen şehirden atılırsın.
-Nedir bu kurallar?
-Bir; kulun işine karışmayacaksın.
-İki; Allahın işine karışmayacaksın.
-Uc; asla yalan konuşmayacaksın.
Kolaymış, der derviş, biz bunları dergahta zaten yapıyorduk.
Sabah cekine cekine şehre girer.Once hamama gider, yıkanır kasaya yanaşır, eyvallah der,sağ elini sol goğsune koyarak,kasa başındaki hamamcı, eyvallah diye karşılık verir.
-Borcum ne diye sorar?
-Eyvallah dedinya kardeş, borcun yok der hamamcı.
Derviş sevinir, iyiki dergahtan kovulmuşum, bu şehirde padişahlar gibi yaşarım der.Aradan bir ay gecer, ben bir aile kurmak istiyorum der,derlerki ; eyvallah de, yarın kole pazarı var, orada her milletten guzel kadınlar var, istediğini sec, evlen.
Derviş denileni yapar, evlenir.Aradan bir hafta gecer, carşıda dolanıyordur, karşıdan biri genc diğeri yaşlı iki bayan gelmektedir.Genc olanın sacları acık, diğer kadın carşaflıdır.
-Şuna bak diye bağırır; ortunmesi gereken acık, ortunse de olur ortunmese de olur yaşlı kadın carşaflı.Niye boyle acıksın sen diye sorar genc kadına.
-İmdaat, zaptiye..zaptiyeler gelir;
-Nevardı?
-Bu adam kulun işine karıştı.
Derviş karakola goturulur ve on dayak atılır.Acısından cok, kulun hatasını uyardığı icin şikayet edilmesine icerlemiştir.Karakolun dış avlusuna cıkar ellerini acar, yuksek sesle;
-Allahım bu nasıl iş?Kullarını uyardım, dayak yedim, ey Rabbim bu nasıl iş derken, sesler duyulur yine
-Zaptiyee zaptiye..gelen zaptiyeler;
-Ne oldu?
Şu derviş Allahın işine karıştı, tekrar karakol, tekrar dayak, bu sefer adamakıllı canı yanmaktadır, doğru evine gider, yatağa uzanır.Bu sırada kapı calınır, arkadaşları gelmiştir, derviş karısına, ev de olmadığımı soyle der.
-Zaptiyee zaptiye..
-Ne vardı?
-Eşim yalan konuşmamı istiyor, yalan soyluyor..
Derviş zaptiyelerce şehirden kovulur.Ustu başı toz toprak icindedir, uzaklaşırken şehre doğru bakar.
-Eyvallahın ayarını bilmeyen benim gibi eyvah eyvah diye inler..
"Başkalarına guvenenler, herkesin icten olmadığını goreceklerdir; ancak kendileri icten kalırlar. Başkalarından kuşkulananlar,herkesin kendilerine ihanet etmediğini goreceklerdir ancak kendilerine hep ihanet icinde olacaklardır.."
Kaynak : Aşkın Gozyaşları / Tebrizli Şems / Sayfa : "157-160"
__________________
Eyvallah Şehri...
Dini Bilgiler0 Mesaj
●30 Görüntüleme
-
12-09-2019, 21:25:21