EDEPSİZ NOBETCİ

İmÂm-ı RabbÂnî nin bir muridi ve oğulları anlatmışlardır: Bir tuccar, İmÂm-ı RabbÂnî nin komşularından birinin malını caldı. Mal sÂhibi ise, İmÂm-ı RabbÂnî nin akrabÂsından bir genci hırsızlıkla ithÂm etti. O genc, hakÂret ve dayak korkusundan kacıp gitti. Serhend'de bu işlerle gorevli olan nobetci bunu duyunca hazret-i İmÂm'ı cağırdı. İşinde gevşeklik gosterenin yanına gitmek îcÂbetmediğini bildikleri hÂlde, İmÂm-ı RabbÂnî talebelerinden birisi ile, yaya olarak oraya gitti. O edepsiz nobetci onların şÃ‚nına yakışmayan sozler soyledi. Hazret-i İmÂm ise gÂyet yumuşak cevaplar verdi. Bu esnÂda MevlÂn TÂhir Bedahşî geldi. O kızgın nobetciye; "Kimi ayağına cağırdığını biliyor musun? Allah'ın dostlarına kotu davrananlar elbette kısa zamanda cezÂsını gorur." dedi. Nobetci onları bıraktı. Aradan bir gun gecmeden bu nobetci, semtinde bulunan birileriyle munÂkaşa etti. İş buyuk bir kavgaya dokuldu. O nobetci, yakınlarından yirmi kadar insanla kalabalığa karşı koymak istedi ve evin damına cıktı. O evde harb icin saklanan patlayıcı maddeler vardı. Oraya Âniden bir ateş duştu ve buyuk bir patlama oldu. O nobetci, butun oğlu ve akrabÂsı ile havaya uctu.
__________________