Bugun geleneksel İslam inancında, cok onemli bir yeri olduğu anlatılan, AREFE gunu konusunu konuşmak ve sizleri bu konu uzerinde duşunmeye davet etmek istiyorum.


Kur’an a baktığımızda, bizlere oneminden bahsedilen, Arefe gununden hic bahsedilmez, tek kelime dahi gecmez Kur’an da. Fakat bizlere ulaşan rivayetlerde ise, bu gune atıfta bulunarak, cok şeyler anlatılır. Bizlere bu konu ile ilgili anlatılan, dikkat cekici ve duşundurucu bir ornek vermek istiyorum.


(Arefe gunune hurmet ediniz! Cunku Arefe, Allahu teÂlÂnın kıymet verdiği bir gundur. (Hadîs-i şerîf-RiyÂd-un-NÂsihîn)


Bu rivayet hadis uzerinde dikkatle duşunelim. Allah sizlere rehber olsun diye gonderdim dediği Kur’an da, her şeyden nice ornekleri verdim dediği halde, Allah ın kıymet verdiğini soyledikleri AREFE gunu hakkında, Rahmanın Kur’an da hic soz etmemesi normal midir sizce?


Arefe gunu Allah ın, cok ozel ve kıymet verdiği bir gun olsaydı, bizlere bu konuda KUR’AN da gerekli, detaylı acıklama yapmaz mıydı sizce? Eğer gunumuzde bizlere oğretilen, Kur’an da her şey yazmaz, O ozet bilgidir, fikrine inanmış isek, bu duşuncenin, inancın bizleri nerelere gotureceğini, kimlerin oyuncağı yapacağını lutfen iyi duşunelim.


Allah ne diyordu Kur’an ayetleri icin? Biz Kur’an da her şeyden nice ornekleri, sizlere sıraladık ki anlayasınız, ders alasınız demiyor muydu? Allah ayetlerini, detaylı acıkladığı orneklerini veriyordu. Hicbir şey eksik bırakmadık, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, emin olmadığınız bilginin ardı sıra gitmeyin, diyen Rabbin ikazlarını nasıl unuturuz? Bizlere oğretilen ama Kur’an ın hic bahsetmediği bu bilgilerden ne kadar eminsiniz? Bu soruyu kendimize hic sorduk mu? Bence iş işten gecmeden, bu soruyu kendimize soralım.



Arefe gunu konusu uzerinde daha iyi duşebilmemiz icin, once gunumuzde bu gun hakkında, bakalım bizlere neler anlatılıyor.




(Arefe, Zilhicce ayının dokuzuncu gunudur. Peygamber Efendimiz AleyhissalÂtu Vesselam bu ayın ilk on gunu hakkında buyuk mujde ve teşviklerde bulunmuşlardır. Bu teşviklerde Kurban Bayramı arefesinin ayrı bir yeri vardır. Cunku insanlara gonderilen İlahi hukumlerin artık tamamlandığını bildiren "Bugun dininizi tamamladım" (1) mealindeki Âyet-i kerime bugunde nazil olmuştur.)



Once yukarıdaki bilgiler uzerinde duşunelim. Kurban Bayramı bildiğiniz gibi Kur’an ın emri ile değil, peygamberimizin ummetine bir hediyesidir. Tıpkı Ramazan bayramı gibi. Allah Kurban kesin der, ama hacca gittiğimizde kesmemizi emreder. Elbette Allah icin, istediğimiz zamanda Kurban kesebiliriz. Oruc tutun der, ama bayram yapın demez. Bu durumda Allah emri olmayan, Kurban bayramının bir gun oncesine verilen isim olan Arefe gunu, sizce Allah katında cok onemi olan bir gun olabilir mi? Eğer olsaydı bizlere Rabbim bildirmez miydi Kur’an da? Elbette bildirirdi.



Bizlere gonderilen İlahi hukumlerin artık tamamlandığını bildiren ( Bugun dininiz tamamlandı) ayeti bugunde nazil olduğunu rivayet etmeleri, acaba bu gunu kutsallaştırır mı? Bizler cok ozel gunleri, kendi nefsimizce edinip, birde o gunlere cok ozel kutsallıklar yukleyerek neler soyluyoruz. İsterseniz bu gun uzerine yuklediğimiz, kutsal değerlerden bazı ornekler verelim.



Arefe ne guzel gundur. O gun rahmet kapıları acılır.


Arefe gunune hurmet edin! Arefe, Allah’ın kıymet verdiği bir gundur. (Hurmet etmek, gunah işlememekle olur.)


(Duanın faziletlisi, Arefe gunu yapılanıdır.)


Arefe gecesi ibadet eden, Cehennemden azat olunur.

(Arefe gunu oruc tutana, Âdem aleyhisselamdan, Sur’a ufurulunceye kadar yaşamış butun insanların sayısının iki katı kadar sevap yazılır.)

(Arefe gunu tutulan oruc, bin gun [nafile] oruca bedeldir.)

(Arefe gununden ustun bir gun yoktur. O gun Allahu teÂlÂ, yeryuzundekilerle iftihar ederek goktekilere, “Ey gok ehli, kullarıma bakın, rahmetime kavuşmak ve azabımdan kacmak icin uzak yerlerden geldiler…” buyurur. Arefe gunu Cehennemden o kadar cok kul azat edilir ki, başka gunlerde bu kadar azat olmaz.)


(Arefe gunu tutulan oruc, gecmiş ve gelecek yılın gunahlarına kefaret olur.) [Muslim] [Yani Arefe gunu tutulan oruc, gecmiş ve gelecek bir senede yapılan tevbelerin kabul olmasına yarar.]

(Arefe gunu [Besmeleyle] bin İhlÂs okuyanın gunahları affolup duası kabul olur.) [Ebu-ş-şeyh]


Ne dersiniz, bu kadar onemli bir gun, gercekten Rabbin katında olsaydı, bizlere her şeyden nice ornekler verdik ki anlayasınız dediği Kur’an da, acıklamaz mıydı Allah bizlere?


Hatırlayınız bizler buna benzer bir gunu, geceyi daha Allah ozellikle belirtmediği halde, yine kendi nefsimizce, yukarıda saydığımız hukumlerin benzerlerini de yukleyip, o geceyi tespit etmemiş miydik?



Hatırladınız değil mi? Kur’an ın ilk indirilmeye başlandığı gun, yani Kadir gecesi. HÂlbuki Allah bu geceyi ozellikle hangi gece olduğunu soylememiş, ama bir Ramazan ayında indirilmeye başlandığı bilgisini vermişti. Ama bizler nefsimizin verdiği hırsla, illaki o gunun hangi gun olduğunu oğrenme cabasına girmişiz. Bu gecenin hangi gece olduğunu, peygamberimizden bile oğrenemediğimizde, yani peygamberimiz, biliyordum ama Allah bana unutturdu dediği halde, yinede inatla peşini bırakmayıp, Ramazanda bir geceyi, Kadir gecesi ilan etmişiz. HÂlbuki Allah Ramazanın her gecesini, aynı hassasiyetle, huşuyla gecirmemizi istemesine rağmen, bu nefsimize zor geldiğinden olsa gerek, bizler bu guzelliği, mağfireti, bir geceye indirme gafletinde bulunmuşuz.



Dikkat ederseniz, Kur’an ın ilk indirilmeye başlandığı ve Allah ın oneminden bahsettiği o geceyi oğrenme cabamız hic bitmemiş. Bizler işin kolayına kacıp, illa o geceyi oğrenip, diğer gunlerde yaptığımız gunahları affettirmenin yollarını aramışız surekli.


Nefsimizin bu zayıf yanı, Kur’an ayetlerinin indirilişinin sonunda da, aynı yolu ve yontemi ne yazık ki kullanmış. Allah artık bu din kemale ermiştir, yani dininizi tamamladım dediği ayet indirildiği gun de, eğer bu gun soyledikleri gun ise, cunku Allah bugunun hangi gun olduğunu, Kur’an da asla bahsetmemiştir ve bizlere bildirmemiştir. Allah bu bilgiyi vermediğine gore, bizlerin bu yola meyletmemiz ne kadar doğru olur? Allah ne Kur’an ın indirilmeye başlandığı gun, nede Kur’an ın tamamlandığı gunden asla bahsetmemiş ve bizlere bildirmemiştir.




Arefe gunu oruc tutan, BİN gun oruc tutmuş gibi olacağını, o gun yapılan duaların daha faziletli olduğunu ve buna benzer bircok hukum bazından verilen goruşlerin doğruluğunu nasıl anlayacağız? Allah sorumlu olduğumuz Kur’an da tek kelime dahi bahsetmediyse, nasıl olurda bizler bunlara inanıp ta, inancımızı bu bilgilere gore yon verirde yaşarız?



İşte bizler İslam ı ne yazık ki boyle yaşıyoruz. Bu hataya benzer o kadar cok yanlışlar yapıyoruz ki. Kur’an dan delili, kanıtı olmadan, rivayetlere dayanan bir inanc yaratmışız kendimize. Allah ın bu konudaki ikazlarına kulaklarımızı tıkamış yaşayıp gidiyoruz. Sizce yuruduğumuz bu yol, Allah a ulaşır mı?


Allah ozellikle Kur’an da, hicbir gece ya da gun belirterek, o gune ozelikle bir kutsallık vermemiştir. Kur’an ın indirilişi konusundan da bahsederken, Ramazan ayı icinde bir gece olarak bahsetmesi, aslında bizlerin Ramazanın her gecesi, Kadir gecesini aramamız icindir.


İslam toplumlarının kullandığı takvim, Hicri takvimdir ve aylar sabit değildir. Boylece Ramazan ayıda her mevsime gelecek şekilde dolaşır. Allah Ramazan ayında Kur’an ın indirildiğini soylediği halde, hangi mevsime denk gelen Ramazan ayında olduğunu dahi ozelikle belirtmemiştir, bugunde bu bilinmez.


Boylece bizlerin omrumuzun 32 yılı icinde, tum Ramazan aylarının her gecesinde aynı huşu yu, gayreti gostermemizi sağlamıştır Allah. Bizler bu inceliği, mantığı duşunmek, anlamak işimize zor geldiğinden, kendimizce işin kolayına kacıp, onemli geceler edinmenin yollarını aramışız her zaman. Bunu yaparken de, peygamberimizin ismini kullanmışız. Bu nefsimize daha kolay gelmiş, cunku oyle buyuk gunahlar işlemişiz ki Allah ın affetmeyeceği, bu gunahlardan da kurtulmanın yollarını aramış durmuşuz.



Hatırlayınız Rabbim ne diyor ve uyarıyordu bizleri? Emin olmadığınız bilginin ardı sıra gitmeyin, sizleri sorumlu tutarım diyordu. Sizce en emin yol Kur’an değil midir? Kur’an ın hic bahsetmediği rivayetlere inanmak, sizce emin bir yol mudur? Kur’an ın vermediği hukumlerden bahsedenlere Allah, şahitlerini getirsinler diye ikaz ediyordu bir ayetinde.


Hemen şu soruyu soralım kendimize. Kur’an ın tek kelime bile bahsetmediği, acıklık getirmediği, AREFE gunu ve bu gune yuklediğimiz onca kutsallığı, kimler haber verdi bizlere? Doğruluğu hakkında emin misiniz? Allah hesap gunu, bu rivayetlere inananlara, şahitlerinizi getirin bakalım derse, ne cevap vereceklerini iyice duşunduk mu?



Peygamberimiz şahidimizdir diyenlere, şunu hatırlatmak isterim. Allah elcisine, kullarını Kur’an ile uyarma gorevi vermiştir. Hatta bir ayetinde, eğer bizim soylemediğimiz sozleri, bunlarda Allah katındandır deyip sizlere anlatsaydı,onun şah damarını keserdik diyerek, cok net hukmunu de vermiştir. Bu durumda peygamberimizi şahit gosterenler, cok dikkatle duşunmelidir, cunku O ornek insan bircok hadisinde, bizleri Kur’an a yonlendirmiştir. Kendi sozlerinin saptırılacağını, değiştirileceğini bildiğinden, benim adıma soylenecek sozleri, Kur’an ile karşılaştırın ki yanılmayasınız uyarısının yapmıştır bizlere. Boylece buyuk yanlışlara acılan kapıyı da, peygamberimiz kapatmıştır.


Hesabın goruleceği gun, peygamberimizin de şahitliğinde, eğer Allah bu bilgileri nereden aldınız da inandınız diye sorduğunda, tum bu bilgilere inananlar, acaba peygamberimizden aldık dediklerinde, peygamberimizin vereceği cevabı hic duşunuyorlar mı? Sanırım hatırlatacağım ayet uzerinde iyi duşunmeyenler, yanlış yapmaya devam edeceklerdir. Bakın hesap gunu peygamberimiz ne soyleyecekmiş. Bunu dahi Allah bizlere, şimdiden hatırlatıyorsa, bu ayeti anlamaya calışmayanlar, beşerin sozlerine bu inanılmaz ayeti feda edenlerin, mahşer gunu sizce halleri nice olur dostlar? Yorum ve karar sizlerin.

Furkan 30; Ey Rabbim! Benim toplumum bu Kuran' ı devre dışı tuttular.


Bu konuda soylenecek anlatılacak ve AREFE gunune atfedilerek yaptığımız o kadar buyuk yanlışlar var ki, doğrusu anlatmakla bitmez. Bizlere duşen din ve iman adına anlatılanları, Kur’an suzgecinden gecirmek olmalıdır. Sizlere Rabbin bir ayetini hatırlatmak istiyorum. Duşunene, aklını kullanana buyuk dersler var.



Araf 33: De ki: Rabbim ancak acık ve gizli kotulukleri, gunahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hicbir delil indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri soylemenizi HARAM kılmıştır.


Allah yukarıdaki ayette konumuz ile ilgili, cok dikkat cekici iki cumle ile bizleri uyarıyor.


Hakkında hicbir delil indirmediği bir şeyi,
Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri soylemenizi HARAM kılmıştır.

İşte bizlerin yaptığı buyuk yanlış. Allah, hakkında Kur’an da hicbir delil indirmediğimiz şeyleri konuşmanızı, inanmanızı HARAM kılıyorum diyor, fakat bizler nelere iman ediyoruz. Daha acıkcası her gun, haramı tıka basa yediğimizin, farkında bile değiliz.


Bugun İslam Âleminin buyuk bir bolumu, cok buyuk yanlışların ardı sıra giderek, Rabbin halis dininden sapmaktadır. Kurtuluşumuzu, Kur’an ın ipine sarılmakta aramalıyız. Ona sarılan ve onun onayını almadan hicbir bilginin ardı sıra gitmeyen, kurtuluşa erecektir. Bunu soyleyen Allah ve elcisidir.



Şunu asla unutmayalım. Allah bizleri Kur’an dan sorumlu tutacağını soyleyip, Kur’an ın ipine sarılmamızı emrediyorsa, Allah sozunu tutandır. Allah a ulaşmak isteyen, onun halis kulu olma cabasıyla cırpınan, onun rehberliği ve ışığından asla ayrılmayandır. Cunku peygamberimizde yalnız ve yalnız Kur’an ı hayatına gecirmiş ve onun ışığında yaşamıştır. Peygamberimizin sunnetini takip etmek isteyen, Kur’an ın emrinden asla ayrılmamalıdır.


Saygılarımla Haluk GUMUŞTABAK



__________________