ACELE
İki şey, aklı ve tedbiri bozar; biri acele etmek, diğeri de olmayacak şeyi istemek. (Hz. Ali)
Acele her işte kotudur. Yalnız şer ve kotuluğun defedilmesinde değil. (Hz. Ali)
Acele şeytan işidir. Ama beş yerde oyle değildir; Misafire yemek yedirmekte, namazı vaktinde kılmakta, tovbe etmekte, kız evlÂdı evlendirmekte, oluyu defnetmekte. (HÂtem-i Esam) ADALET
Kılıcın yapamadığını adalet yapar. (Kanuni Sultan Suleyman)
AHLÂK
Guzel ahlÂk, suyun kiri yok ettiği gibi kusuru yok eder. (Hz. Ali)
AHMAK-AHMAKLIK
Aptallığın en buyuğu, ovmede ve yermede aşırılığa kacmaktır.
İki şey ahmaklığa dalÂlet eder: Hic bir sebep yokken gulmek; sormadan haber vermek. (Malik bin Dinar)
Ahmağı tanımakta en kesin olcu, onun Allah'a inanıp inanmadığıdır. Boylelerinin deneysel bilgileri, marifetleri hicbir değer ifade etmez. (İmam Rabbani)
İlim cehaleti kaldırır, fakat ahmaklığa birşey yapamaz. (A.Arvasi)
AKIL
Bir adamın aklının derecesini soru sormasından anlarım. (Hz. Omer)
Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edeb gibi miraz, ilim gibi şeref olmaz. (Hz. Ali)
Akıl kemal bulunca boş sozler zeval bulur (yok olur.) (Hz. Ali)
En buyuk servet akıldır. (Hz. Ali)
Dunyalığı artınca sevinenler, hergun eksilmekte olan omrune uzulmeyenler arasında aklı noksan olmayan yoktur. (Ebû'd-Derda)
Akıllı olan uc kimseyi hafife almaz; Alimleri, hukumdarları, dostları. Alimleri hafife alanın ahireti gider, sultanları hafife alanın dunyası gider, dostlarına muruvveti olmayanın dostluğu gider. (Abdullah b. Mubarek)
Akıl yeryuzunden kalksa bile hic kimse akılsız olduğuna inanmaz. (SÂdi ŞîrÂz&#238
İki şey akıl hafifliğini gosterir: Konuşacak yerde susmak, susacak yerde konuşmak. (SÂdi ŞîrÂz&#238
ALAY ETMEK
Şirkten sonra en buyuk gunah, insanlarla eğlenip alay etmektir. (Vehb ibni Munebbih)
ALCAKGONULLULUK (TEVÂZU)
İbÂdetlerin en faziletlisi tevazudur. (Hz. Aişe)
Her kim kendisini kıymetli bilirse onun tevÂzûdan nasibi yoktur. (MÂlik b. Dinar)
TevÂzu yaptığın guzel işlere bakıp kendini beğenmemen ve şımarmamandır. (Ebû Suleyman DÂrÂn&#238
TevÂzu kimden olursa olsun hakkı (doğruyu, gerceği) kabul etmendir. (Fudayl b. İyad)
İnsanoğlu topraktan yaratılmıştır, eğer toprak gibi alcakgonullu olmazsa insan değildir. (SÂd&#238
TevÂzu ne dunyada ne de ahirette hic kimseyi kendine muhtac gormemendir. (Hamdun Kassar)
Her turlu iyilik bir evde toplanmış ve onun anahtarı tevÂzu olmuştur. Her turlu kotuluk bir evde toplanmış ve onun anahtarı kibir olmuştur. (Yusun bin Huseyin)
ALLAH'I SEVMEK
Ey kişi, kalbinde Allah sevgisinden başka bir şey olmadığı zaman bil ki cok zenginsin. (İbni Vefa)
Bir kimse Allah'ı seviyor, O'na itaat ediyorsa sen de onu sevmek zorundasın. Cunku iyi kimseyi seven Allah'ı sevmiş olur. (Ebû Said Hasan Basri)
ALLAH İCİN SEVMEK
Omrum boyunca oruc tutsam, hic uyumadan geceleri ibadetle gecirsem, malımı parca parca Allah yolunda infak etsem, fakat gonlumde Allah'a itaat edenlere karşı bir sevgi, isyan edenlere karşı bir nefret duymasam, butun bu yaptıklarımdan bir fayda goremem. (Abdullah bin Omer)
ALLAH KORKUSU
Allah korkusuyla dokulen gozyaşları, ariflerin ibadetleridir. (Hz. Ali)
Vezir, padişahtan korktuğu kadar Allah'tan korksaydı melek olurdu. (SÂdi)
Kıyamet gunu her goz ağlayacaktır. Ancak Allah TeÂlÂ'nın haram kıldıklarına bakmayan, Allah icin uykusuz kalan, Allah korkusundan ağlayan gozler, ağlamayacaktır. (Safvan bin Suleyman)
ALLAH KATINDA İYİ OLMAK
Alla TeÂlÂ'nın senin hakkındaki bilgisi, insanların senin hakkındaki bilgisinden daha iyi olmalı. Bunun icin yalnız olduğun zaman hal ve hareketine, insan icinde olduğundan daha cok dikkat etmelisin. (Hamdun Kassar)
ANA-BABAYA HURMET
Sen, babanın hakkına riayet edersen, oğlun da senin hakkına riayet eder. (Hz. Ali)
ARKADAŞ
En buyuk belalardan biri, anlaşamadığın halde ayrılma imkanın olmayan arkadaştır. (Muhammed er-Rasibi)
Komşusu, akrabası ve arkadaşı tarafından iyi denen kimse gercekten iyidir. (Hz. Omer)
Aralarında yaşayabileceğin samimi arkadaşlar edin; cunku onlar iyi gunlerde gonul şenliği, kotu gunlerde yardımcıdırlar. (Hz. Omer)
Dunyada arsız kimseyle arkadaş olmak, ahirette insanı mahcub eder. (İmam Şafii)
Ufak bir yanlış hareketinle uzulecek, darılacak kimseye cok guvenme. (İmam Şafii)
BAĞIŞLAMAK
Zalimleri bağışlamak yoksullara cefadır. (SÂd&#238
BAHTİYARLIK
Allah'a itaat etmek, fakat reddedilmekten korkmak bahtiyarlık alameti; Allah'a asi olmak ama O'nun katında makbul olmayı ummak bedbahtlık alametidir. (Ebû Osman Nisaburi)
BEDBAHTLIK
Bir kimsesinin bedbaht olmasının alameti (işareti, belirtisi) uctur: 1- Kendisini ilim verilip amelden mahrum bırakılması, 2- Amel verilip ihlÂstan mahrum bırakılması, 3- Allah dostları ile sohbete nail olup onlara hurmetten mahrum olması. (Muhammed bin Fadl Belhi)
Altı şey cehaled ve bedbahtlık eseridir: 1- Sebepsiz yere kızmak, 2- Gereksiz ve faydasız konuşmak, 3- Sırrını ifşa etmek, 4- Herkese guvenmek, 5- Dostunu duşmanını ayıramamak, 6- Yersiz ve zamansız nasihatte bulunmak. (Muhammed bin Mansur et-Tûs&#238
Beş şey bedbahtlık nişanıdır: Gonul katılığı; goz yaşarmazlığı; hayasızlık; dunya sevgisi; dunya icin uzun endişe. (Malik bin Dinar)
BİLGİ-BİLGİN (İLİM-ÂLİM)
Bilgi zenginlikten ustundur. Cunku zenginliği sen korursun, bilgi ise seni korur. (Hz. Ali)
İlim adamları icin yokluk icinde yaşadığı halde kanaat sahibi olmaktan daha değerli bir ziynet yoktur. (İmam Şafii)
Kotulukten kacmayan bilgin, ışık tutan bir kordur, başkalarına doğru yolu gosterir, ama kendisi goremez. (SÂd&#238
İlim bir avdır, onun kosteği yazmaktır. (Safiyyu'l-Hılli)
Biz, ilmi yazmayan kişiyi, ilmi bilen kişi olarak kabul etmezdik. (Muaviye bin Kurre)
İlim oğrenilen değil, yaşanandır. Yaşanmayan ilim gecmeyen para gibidir. (İmam Şafii)
İlmin de ehli vadır. Onun ehlinden başkasına verirsen ziyan etmiş, ehline vermezsen ihanet etmiş olursun. (Sufyan bin Uyeyne)
En guvendiğim sağlam amelim (cabam) ilmi yaymak icin yaptığım calışmadır. (Ata bin Meysene)
Once yol bil, sonra yol goster. Yolu gorememişsen murşitlik davasını bırak. (NÂsır-ı Husrev)
İlmi ile amel etmeyen Âlim, başkalarını giydirdiği halde kendisi cıplak olan iğne gibidir. (İmam Gazal&#238
BİRLİK (TOPLULUK, CEMAAT)
Halkın icinden kacmak marifet değildir. Asıl marifet halkın icinde iken kendi icine donebilmektir. (Ebû Bekir Şibli)
BORC
Borcunu azaltırsan hur yaşarsın, gunahlarını azaltırsan rahat olursun. (Hz. Omer)
BUYUKLENME (KİBİR)
Oğunmeyiniz! Hem topraktan yaratılmış hem de toprağa donunce kendisini kurtların yiyeceği insanın ovunmesi neye yarar! (Hz. Ebû Bekir)
Hurma ağacına bakınız. Başı dik olduğu icin Allah ona meyvelerini nasıl taşıtıyor. Kabak, kavun, karpuz gibi bitkiler ise yuzunu ve dallarını yere koyduğu icin Allah onların meyvelerinin yukunu toprağa taşıtıyor. (Ahmed er-Rufai)
Dindarsan kendini beğenmişliği bırak, kendini gormezsen Allah'ı gorursun. (Nasr-ı Husrev)
Allah'a karşı isyan bayrağını cektiren gunahların başında kibir gelir. (Avn İbn-i Abdullah)
Bir gunah ki kaynağı şehvettir, affa mazhar olacağı umulur; ama bir gunah ki kibirden kaynaklanır onun icin mağfiret umulmamalıdır. (Seriyyu's-Sakati)
Bir kimsede kibir varsa bu, soz soylerken soğan gibi kokar. (MevlÂnÂ)
Dağları iğneyle kazmak, kalbden kibri sokup atmaya nazaran daha kolaydır. (Ebû Haşim Sofi)
İsyanda olanların mahcup hali, benim icin ibadette olanların mağrur halinden daha sevimlidir. (Yahya VÂiz)
Kişinin kendini beğenmesi, aklının zayıf olduğuna dalalet eder. (Hz. Ali)
Bir Muslumanı kucuk gorduğun zaman karşılığında iman ve irfan duygusunun azalışını gorursun. (Ebû Bekir bin Hamid Tirmizi)
CÂHİL-CÂHİLLİK
CÂhilin yuz faydası bir zararını karşılamaz. (NÂsır-ı Husrev)
Akraban da olsa cÂhille ilgini kes. Cunku vereceği sıkıntı, sağlayacağı huzurdan fazla olur. (NÂsır-ı Husrev)
Rızık, bilgi ile artsaydı cÂhilden zor gecinen olmazdı. (SÂd&#238
Âlim, olse de yaşar; cÂhil yaşarken oludur. (Hz. Ali)
İnsanların en cÂhili, ahiretini başkasının dunyası icin satandır. (Hz. Omer)
CİMRİLİK
Cimri insan dunyada fakirler gibi yaşar, ahirette zenginler gibi sorguya cekilir. (Hz. Ali)
Kıyamette bir devenin iğne deliğinden gecmesi, cimri bir zenginin cennete girmesinden daha kolaydır. (Vehb ibn-i Munebbih)
İnsanların malca en cimrisi, namusca en comertidir. Yani malına kıymaması, namusunun ayak altı olmasına sebep olur. (İbn-i Mu'tez)
COMERTLİK
Comertliğin aslı, kendi malından verip, başkasının malını korumaktır. (Hz. Ali)
Bir kimsenin Allah'ı sevmesinin belirtisi uctur: Deniz gibi comertlik, guneş gibi şefkat, yer gibi tevazu. (BÂyezid BistÂmi)
Amellerin (guzel işlerin) şahı uctur: Mal az olduğunda da comert olmak. Yalnızken de Allah'tan korkup haramdan sakınmak. Kendisinden korkulan veya bir şey umulan kimsenin huzurunda da doğruyu soyleyebilmek. (Bişr-i Hafi)
Sıkışık zamanında imdadına koşacak kimse isteyen, bolluk icindeyken comert olmalıdır. (Şeyh SÂd&#238
En hayırlı comertlik, ihtiyac sahibini arayıp ona vermektir. (Ebû Suleyman DÂrÂn&#238
Allah'a giden yolun koprusu, malını O'nun uğruna sacmaktır. (Şems-i Tebrîz&#238
CALIŞMAK-KAZANMAK
Herhangi bir kimseyi ne dunyasının ne de Âhiretinin emrinde calışır olarak gormezsem ondan nefret ederim. (ibn-i Mes'ud)
Calışmak en hayırlı maldır. (Hz. Omer)
Hazine, eziyet cekene, calışıp caba gosterene gozukur. (MevlÂnÂ)
Calışanlar kotuluk duşunmeye vakit bulamazlar; tenbeller ise kendilerini kotulukten kurtaramazlar. (Hz. Ali)
Kim kazanmazsa bu dunyada bir ekmek parası, Dostunun yuz karası duşmanının maskarası. (Mehmed Akif)
COK KONUŞMAK
Uc şey kalbi oldurur: Cok yemek, cok uyumak, cok konuşmak. (Fudayl bin İyaz)
İnsanları iki şey mahveder: Fazla mal toplama hırsı ve cok konuşmak. (İbrahim en-NehÂi)
COK YEMEK
Uc şey kalbi katılaştırır: Cok yemek, cok konuşmak, cok uyumak. (MÂlik bin Dinar)
Herşeyin bir helÂk (bozulma, yok olma) sebebi vardır, kalb nurunun helÂk sebebi tokluktur. Her şeyin bir pası vardır, kalb nurunun pası tokluktur. (Ebû Suleyman DÂrÂn&#238
Yemin ederim ki ağzıma koyduğum her lokmanın benim en buyuk duşmanım olduğunu daima duşunmuşumdur. (Yezid bin Şureyk et-Teymi)
DERVİŞ - DERVİŞLİK
Dervişlik, elenmiş ve uzerine su dokulmuş toprağa benzer, boyle toprak ne basanın ayağını incitir ne de uzerine toz kondurur. Derviş de boyle kimseyi incitmez. (M. Alauddin Âbiz&#238
Dervişlik herkesin yukunu cekmek, fakat kimseye kendi yukunu cektirmemektir. (Ubeydullah Taşkend&#238
DİLİ KORUMAK (DİLİ TUTMAK) SUSMAK
Bilirken susmakta, bilmezken soylemekte olduğu gibi hayır yoktur. (Hz. Ali)
Dil bedenin denge organıdır. Dil doğru olursa diğer organlar da doğru olur. (Hz. Ali)
Ayıplarını ortmek ve nefsini selamete ulaştırmak istersen az soyle cok dinle. (Hz. Ali)
Dil yırtıcı bir hayvana benzer, ipini biraz gevşetin, ısırır. (Hz. Ali)
İnsanın kadere dili altında saklıdır. (Hz. Ali)
Her kotulukten uzak kalmanın yolu dilini tutmaktır. (Hz. Ali)
Sukut, insanın en nefis elbisesidir. (Hz. Omer)
Rahat ve huzur on kısım ise, dokusu susmaktır. (Hz. Omer)
İnsan, ayağını bastığı yerden cok diline dikkat etmelidir. (Ebû HÂzım Mekki)
İnsan kalbi bir sandıktır; dudaklar, onun kilidi, dil ise anahtarıdır. İnsana o anahtarı iyi muhafaza etmek duşer. (Omer İbn-i Abdulaziz)
Dilini tutmayı alışkanlık haline getiren guven icinde yaşar. (Feriduddin Attar)
Nefsi en iyi şu dort şey terbiye eder: Susmak, aclık, yalnızlık, uykusuzluk. (Feriduddin Attar)
Dilsiz, dilini tutmayan dilliden cok ustundur. (SÂd&#238
Dili korumak, altını ve gumuşu korumaktan daha zordur. (Muhammed ibn-i Vasi)
Sıkıntıdan kurtulmak istiyorsan dunyaya meyletmeyi bırak, ozur dilemekten kurtulmak istiyorsan diline hakim ol. (Mansur bin Ammar)
DOĞRU-DOĞRULUK
Ya Rabbi! Doğruyu doğru olarak bize goster ve ona uymak icin kuvvet ve kudret ver. (Hz. Ebû Bekir)
Başkalarının duzeltmek icin once kendinizi duzeltiniz. (Hz. Omer)
Bir doğruyu savunurken ona once kendimiz inanmalıyız. (Hz. Ali)
Mertlik, acıkta yapılmasından utanılacak bir şeyi gizli olarak da yapmamaktır. (NuşirevÂn-ı Âdil)
Şupheli bir dirhemi geri vermek, bin dirhem sadaka vermekten daha ustundur. (Abdullah ibn-i Mubarek)
Doğruluk, kalbin konuşmasıdır, yani kendisinde olanı soylemesidir. (Ebûlhasen Harakani)
DOĞRU SOZ
Bana dunyadan uc şey sevimli oldu: Geceleri namaz kılmak, hastaları ziyaret etmek, sozun doğrusunu soylemek. (Hz. Hasan)
Doğru soylediği icin zincire vurulmak, yalan soyleyerek zincirden kurtulmaktan iyidir. (SÂd&#238
Zalim bir idarecinin yanında doğruyu soylemekten daha ustun bir sadaka yoktur. (Meymun İbn-i Mihran)
DOST-DOSTLUK
İnsanın uc dostu vardır: 1. Şahsi dostu, 2. Dostunun dostu, 3. Duşmanının duşmanı. (Hz. Ali)
Herşeyin hayırlısı yenisidir; fakat dostun hayırlısı eski olandır. (Hz. Ali)
Bircok kimseye dostluk gosterdim, onlardan bir karşılık gormedim, yine de dostluktan vazgecmedim. (Hz. Ali)
Hakiki dost, sıkıntı zamanında imdada yetişendir. (Hz. Ali)
Dostların kalbini kırmakla duşmanların arzularına hizmet etmiş olursun. (Hz. Ali)
Dostlarla yapılan sohbetle boy olcuşecek bir guzel davranış daha yoktur. Onların ayrılığı kadar da keder veren birşey yoktur. (İmam Şafii)
Bizde bu aleme hic meyil kalmamıştır. Dostların gelip bizi bulamayınca gonulleri kırık donmeleri tek uzuntumuzdur. (Alaeddin Attar)
Zamanımız insanlarının dostluğu carşı yemeği gibi, rengi ve gorunuşu guzel, fakat tadında iş yok. (MÂlik bin Dinar)
Halini iki kişiden gizleme: Uzman doktordan, gercek dosttan. (Feriduddin Attar)
Ayıpsız dost arayan dostsuz kalır. (MevlÂnÂ)
Ciceksiz bahcenin zevki olmadığı gibi dostsuz hayatın da zevki olmaz. (NÂsır-ı Husrev)
Biriyle dostluk kurmak iyi bir şey, bu dostluğu sonuna kadar bağlı kalmak buyuk bir iştir. (NÂsır-ı Husrev)
Akıllı ve icindeki duğumleri cozen bir dosta sahip olan kimse ne bahtiyardır. (NÂsır-ı Husrev)
Senin dindarlığını arttıran dost, her karşılaştığında avucuna bir altın koyan dosttan daha hayırlıdır. (Bilal İbn-i Sa'd)
DUA
Yedi şeyde hayır yoktur: Huşu olmayan namazda, luzumsuz şeylerden kacınılmadan tutulan oructa, duzgun telaffuz etmeden, acele ile Kur'an okumakta, gunahlara engel olmayan ibadette, comertlik bulunmayan malda, samimiyet bulunmayan dostlukta, ihlÂs olmayan duada. (Hz. Ali)
Dualar kabul olacak, hemen dua ediniz dense, ben duayı kendim icin değil, devlet buyukleri icin yapardım. Cunku benim iyiliğimle halk pek birşey kazanmaz. Ama idare edenlerin iyi olmaları ile Muslumanlar cok şey kazanır. (Fudayl bin İyaz)
Dua yapmaktan mahrum olmam, benim icin duama icabet edilmesinden cok daha zordur. (Ebû Hazım Mekki)
Duada mubalağa etmek rızanın şartı değildir. (Davud Kassar)
DUNYA
Dunyaya az meylet, rahat yaşarsın.
Allah, dinini duzelten kişinin dunyasını da duzeltir. (Hz. Ali)
Dunya yılan gibidir, cildi yumuşak fakat zehiri oldurucudur. Hoşuna giden şeylerden uzaklaş ki sana yaklaşmasın. (Hz. Ali)
İnsanlar dunya işlerinde hırs icinde ve tedbir peşisusunda akıl ve kuvvete gore pay alamazlar. Nice buyuk insanlar vardır ki dunya onlara gulmez. Eğer kuvvet ve zorbalıkla dunya ele gecseydi, kartallar serce kuşlarına rızık bırakmazlardı. (Hz. Ali)
"Dunya sizi aldatmasın!" Bunu kim soyluyor? Cenab-ı Hakk soyluyor. Dunyayı onu yaratandan daha iyi bilen olur mu? O halde dunyadan sakının. (Hasan Basr&#238
Ademoğlunun canı dunyadan ancak uc hasretle cıkıyor: Derlediğinden doyasıya yiyememek, emeline varamamak, yapacağı sefer icin yeterli azık edinememek. (Hasan Basr&#238
Sevgilinin sevmediğini sevmek, sevgi alÂmeti değildir. Rabbimiz dunyayı kotuledi, biz ise onu ovmekle meşguluz. (İbrahim Edhem)
Nasıl ki beden hastalandığı zaman yeme, icme, uyku ve istirahatten zevk almazsa, kalb de dunya hastalığına tutulunca vaz ve nasihatten zevk almaz. (MÂlik bin Dinar)
Dunya şehvetlerle donatılmış, Âfetlerle kuşatılmıştır. Dunya malının helalinin hesabı, haramının azabı vardır. Dunyaya yakınlık ve ilginiz ona gore olsun. (İbn-i Semmak)
Dunyayı arayıp ahireti bulanı hic gormedik. Ama ahireti arayıp dunyayı bulanı gorduk. (Ebû Said Hasan Basr&#238
Dunyanın az şeyini istemek, ahiretin cok şeyini kaybetmek demektir. (Ka'b el-KurÂz&#238
Dostlar arasında ulfet ve bağlılığın kalkması, dunya sevgisi sebebiyledir. (Hamdun Kassar)
Ahireti isteyen, dunyasına zarar verir; dunyasını isteyen ahiretine zarar verir. Sen ebedi olan icin fani olana zarar ver. (Amr bin Murre)
Dunya uzerindekileri besler, buyutur, sonra onları yine kendi yer. (Ahmed er-Rufa&#238
Akılsızlık alÂmeti dorttur: Ahmağa fikir danışmak, cahile para vermek, dostların oğutlerini dinlememek, dunyadan ibret almamak. (Feriduddin Attar)
DUŞMAN-DUŞMANLIK
Akrabanın duşmanlığı ve dostların eziyeti yılan zehirinden daha acıdır. (Hz. Ali)
Akıllı duşman, akılsız dosttan hayırlıdır. (Hz. Ali)
Acık kalb ile konuşan duşman, icinden pazarlıklı dosttan daha iyidir. (Hz. Ali)
Akıllı duşmanla istişare kabildir; fakat cahil dostun reyinden kacınmalıdır. (Hz. Ali)
İki duşman arasında oyle konuş ki barıştıkları zaman utanmayasın. (SÂd&#238
İnsanın, kusurlarını sayan duşmanlarından edeceği istifade, kendisini oven dostlarından edeceği istifadeden daha fazladır. (İmam Gazali)
Duşmanın senden emin olmadıkca kÂmil (tam, olgun) bir kişi olamazsın. (Bişr-i Hafi)
Bir kişinin duşmanlığına karşılık, bin kişinin dostluğu verilse dahi alma. (Ebû Said Hasan Basr&#238
EDEB
Edeb, haddini bilmektir. (Hz. Ali)
Himayen altındakilere iyilik yapmak istersen onlara edeb oğret. (Hz. Ali)
Babaların evlatlarına bıraktıkları servetin en hayırlısı edebtir. (Hz. Ali)
Her kim edepten mahrum kaldı, cumle hayırlardan mahrum kaldı. (İbn AtÂ)
Aslında insanla hayvan arasındaki fark da edebdir. Butun Kur'an'ın manası ayet ayet edebten ibarettir. (MevlÂnÂ)
EHLİYET
Bir inasın layık olmadığı yere koymak zulumdur. (Hz. Ali)
EŞİTLİK
İnsanların evveli bir damla su, sonu ise toprak olmaktır. Asıllarındaki bir şeyle ovunenler ancak su ve toprakla ovunmektedirler. (Hz. Ali)
GAFLET-GÂFİL
Uc haslet ibadet etmekten daha değerlidir: Gaflet uykusundan uyanmak; nefse dilediğini vermemek; Allah korkusundan ağlamak. (Ebû Bekir KettÂn&#238
Avam (halk tabakası) icin gunahtan kacmak nasıl vacip ise, havas (munevver tabaka) icin de gafletten kacmak oyle vaciptir. (Ebû Yezid Burani)
Gafilin uc alameti vardır: cok yanılmak, cok eğlenmek, cok unutmak. (Vehb ibn-i Munebbih)
GIYBET (ARKADAN KONUŞMA, CEKİŞTİRME)
Allah'a yemin ederim ki, gıybet, muminin dinini ifsad (bozma) hususunda, cuzzamın bedeni ifsad etmesinden cok daha hızlıdır. (Hasan Basri)
Dort şeyi dort şeyden temizle: Dilini gıybetten, kalbini kıskanclıktan, mideni haram lokmadan, davranışlarını riyadan. (Feriduddin Attar)
Senin yanında başkasını cekiştiren, seni de başkasının yanında cekiştirir. (İmam Şafii)
GONUL (KALB)
Kalbler, ici boş kablara benzer, hayırlı olanı hayırla dolu olandır. (Hz. Ali)
Kalb kor olduktan sonra gozlerin gormesinde hicbir fayda yoktur. (Hz. Ali)
Topraktan biten guller solar gider, gonulden biten guller ise devamlıdır. (MevlÂnÂ)
Kendisinden başkasından boş olmak şartıyla Allah katında en makbul organ kalbdir. (İmam Gazali)
GULMEK
Cok gulenin heybeti azalır, cok konuşan cok yanılır, boylelerinin hayÂsı gider. (Hz. Omer)
GUNAH-GUNAHKÂR
Gunahtan sakınmak, tovbe ile uğraşmaktan daha kolaydır. (Hz. Omer)
Kotu yolları oğrenmemen icin gunahkarlarla sohbet etme. (Hz. Omer)
Gunahtan korkmayan ile duşup kalkmak, kıyamet gununde insana utanc olur. (İmam Şafii)
Sahibine uzuntu veren gunah, sahibine gurur veren ibadetten hayırlıdır. (Ata-i İskenderi)
Gunah işlediği zaman uzuntu değil sevinc duyanların hali, gunah işlemekten daha beterdir. (Mansur bin Ammar)
Hayret ederim o kişiye ki, hastalık korkusuyla yemekten perhiz eder de, cehennem korkusuyla gunahtan perhiz etmez. (Yahya bin Muaz)
Allah'tan korkan gunahkar, ibadetine guvenen Âbidden daha makbuldur. (SÂd&#238
Nefse, gunahtan kacınmak ibadet yapmaktan daha zor gelir. Onun icin gunahtan kacınmak daha sevaptır. (İmam RabbÂn&#238
İşlenen gunahların kokusu olsaydı, gunahlarımın kokusu yuzunden hicbiriniz bana yaklaşmazdı. (Muhammed İbn-i Sirin)
HARAM
Biz, harama duşmek korkusuyla helÂlin de onda dokuzunu terkederdik. (Hz. Omer)
Her haram icki gibi sarhoşluk verseydi, hic kimseyi ayık goremezdin. (MevlÂnÂ)
Haram para ile sadaka veren, hayır işleyen kimse, kirlenmiş elbiseyi idrar ile yıkayana benzer. (Sufyan-ı Sevri)
Haram yiyenlerin yedi azası istese de, istemese de gunah işler. HelÂl yiyenlerin butun bedeni ibadet eder. (Abdullah Tusteri)
HASET (KISKANMA)
Hasetcinin, senin sevindiğin zaman uzulmesi, intikam olarak sana yeter. (Hz. Omer)
Kıskanc, vucutca sıhhatli gorunse de, hasedin tesiriyle muzdarip ve hastadır. (Hz. Ali)
Olumu cok hatırlayanda ne neş'e olur ne de haset. (Ebu'd-Derda)
Dort şeyden uzak durmalıdır: Haset, kibir, ofke ve kıskanclık. (Feriduddin Attar)
HATA (AYIP, KUSUR)
En buyuk ayıp, başkalarında gorduğumuzde beğenmediğimiz bir ayıbın kendimizde bulunmasıdır. (Hz. Omer)
Bir hata işlediğiniz zaman Allah'tan bağışlanma dileyiniz. Cunku hatalar, insanlar yaratılmadan once yaratılmıştır. Butun tehlike hatada ısrardadır. (Ebû Abdullah CÂfer-i SÂdık)
Ey Ademoğlu! Sen imanın hakikatını ancak, sende bulunan bir ayıptan dolayı halkı ayıplamayı terkettikten sonra elde edebilirsin. (Hasan Basri)
Sofiliğin şartı insanların kusurlarını gormemektir. (Ahmed er-Rufai)
Daima başkalarının kusurlarını goren, bir gun rusvaylık icinde ağzını acamaz olur. (Feriduddin Attar)
Herkesi kusurları ilk anan bir kimsenin senden de teşekkurle soz edeceğini sanma. (SÂd&#238
HAYÂ (UTANMA)
Utanması olmayanın kalbi olur. (Hz. Omer)
Kulun nefsini tanımamasının alameti haya ve Allah korkusu azlığıdır. (Ahmed bin Âsım el-AntÂki)
HELÂL
Allah TeÂlÂ'ya itaat etmek bir hazineye benzer. Bu hazinenin anahtarı dua, bu anahtarın dişleri de helÂl lokmadır. (Yahya bin Muaz)
İmanın hakikatine kavuşmak icin dort şey lazımdır: Butun farzları edeble yapmak; helÂl yemek; gorunen ve gorunmeyen haramlardan sakınmak ve bunlara olunceye kadar devam etmektir. (Abdullah Tusteri)
HOŞGORU (MUSAMAHA)
Elif okuduk oturu, pazar eyledik goturu; Yaradılmışı hoşgorduk, yaradandan oturu. (Yunus Emre)
HUSN-İ ZAN (İYİ ZAN, İYİYE YORMA)
Gercek anlaşılıncaya kadar Musluman kardeşinin yaptıklarını iyiye yor. (Hz. Omer)
Bir din kardeşine ait sevmediğin bir iş duyarsan birden yetmişe kadar ozur kapısı araştır. Bulamazsan, belki benim anlayamadığım bir ozru vardır de ve kapa. (Ebû Abdullah Cafir-i SÂdık)
Bir mumin hakkında iyi duşunceler besleyip de yanılmak, kotu zanda bulunup da isabet etmekten daha hayırlıdır. (İmam Gazali)
İBADET
İlimsiz yapılan ibadette, anlayış vermeyen ilimde, tefekkure goturmeyen Kur'an okumada hayır yoktur. (Hz. Ali)
Arzularınla arana demirden bir duvar koymadıkca, ibadetin ve kulluğun tadına varamazsın. (Bişr-i Hafi)
Vakit cok kıymetlidir. Ancak kıymetli şeyler icin kullanılması gerekir. İşlerin en kıymetlisi ise Allah'a ibadet etmektir. (İmam Rabbani)
İnsanlar genellikle iki sebebten helÂk olurlar: 1- Farzların vaktini gecirerek nafile ibadetlere dalmak, 2- İbadetleri kalb ile birlikte değil de sadece organlarla yapmak. (Muhammed Ebû Verd)
İbadetlerin en makbulu, gizliliğine en cok riayet edilendir. (Tavus bin Keysan)
İbadet eden kimse, yaptığı ibadete bakar da kendini bir din kardeşinden ustun gormeye kalkarsa yaptığı ibadet hic olur. (Suyfan-ı Sevri)
İHLÂS
İhlÂs, guzel bir iş yaptığında onun konuşulmasından hoşlanmaman, o guzel işinden dolayı ovgu beklememendir. (Ahmed ibn-i Asım el-Antaki)
İhlÂs, amel eden kişinin amelinin kabul edilmesine vesile olan şeydir. (Ebû Hayır NessÂc)
Bir şeyin zıddı bilinmez ise kendi de bilinmez. İhlÂs da, zıddı olan riyayı tanıyıp onu terketmekle bilinebilir. (Ebû Osman Mağribi)
Her kim ihlÂsla bir amel işlese de sonradan onunla ovunse, o kimse bu kabul olunmuş ameli iyilik divanından siler, riya divanına yazar. (Sufyan-ı Sevri)
Her kim guzel bir ameli halk gormesin diye terkederse riyadır; halk gorsun diye işlerse şirktir; ikisini de terk eder ise ihlÂstır. (Malik bin Dinar)
İMAN
İman, Yuce Allah'ın gayba ait bildirdiği her şeyi nefsin tasdik etmesidir. (Muhammed ibn-i Hafif)
İman cıplaktır, onun elbisesi takva, susu haya, sermayesi ilimdir. (Ebû Hureyre)
İnsanlar kainatta bulunan şeylere bakıp gormekle değil, bunları yaratan Yuce Zatı duşunmekle huzur duyabilir (Ebû Huseyin Nuri)
İNSAN
Gerceği, insanların olculeri ile değil; insanları gerceğin olcusu ile tanı. (Hz. Ali)
İnsan ile insan arasında fark vardır. Bir de mirden hem nal, hem de kılıc yapılır. (Nizami)
Dunya bir ağaca benzer, biz insanlar bu ağacta yarı ham, yarı olgun meyveler gibiyiz. (MevlÂnÂ)
İSRAF (SAVURGANLIK)
Birkac gunluk bir nafakayı bir gunde harcayan ev halkına ben buğzederim. (Hz. Ebû Bekir)
Musrif adam uc yanlışı tekrarlar: Kendine lazım olmayanı alır, kendine ait olmayanı giyer, kendine layık olmayanı yer. (Vehb ibn-i Munebbih)
İSTİŞÂRE (DANIŞMA)
Danışmayı terk eden doğru yolu bulamaz. (Hz. Ali)
İŞ, İŞCİ
Bir iş bir kere geri kalırsa hicbir vakit ilerlemez. (Hz. Omer)
En bedbaht, en muzdarip kimse, yapacak bir işi olmayan kimsedir. (Bediuzzaman)
İYİLİK
Her şeyin bir şerefi vardır, iyiliğin şerefi de cabuk yapılmasındandır. (Hz. Omer)
İyilik ediniz, onun karşılığında kotuluk goreceğinizi hic aklınıza getirmeyiniz. (Hz. Ali)
İyilik, sana kotulku edene iyilik etmendir. İyiliğe karşı iyilik etmek, satın aldığın bir şeyin parasını vermeye benzer. (Sufyan-ı Servri)
Bir kul, iyiliği dolayısıyla yeryuzunde ovulurse, gokyuzunde de ovulur. (Ka'ab el-Ahbar)
KANAAT
Ne kadar yoksul ve ac olursa olsun kanaat sahibi zengindir. (Hz. Ali)
Rızkın ne ise ona kavuşursun, hic uzulme. Kul kanaat sahibi olduğu zaman hurdur. Hırsa kapıldığında kole olur. Kalbinden tamahı cıkar ki ayalarındaki zincir cozulsun. (Ahmed er-RufÂ&#238
Hırsını satarak onun parası ile kanaat satın alan kimse, izzet ve şerefle zafere ulaşır. (Ebû Bekir KettÂn&#238
Kanaat etmekten hic kimse olmedi, hırs da hic kimseyi zengin etmedi. (MevlÂnÂ)
Uc haslet evliya sıfatıdır: Allah'a tevekkul, Allah'tan başkasından birşey beklememek, kanaat etmek. (Yahya ibn-i Muaz)
Allah beş şeyi beş yere yerleştirmiştir: İzzeti, ibadet ve itaate; zilleti, gunaha; heybeti, geceleyin kalkmaya; hikmeti, boş karına; zenginliği de kanaate. (Kuşeyri)
KARDEŞ-KARDEŞLİK
İcinde bulunduğu meşguliyet seni arayıp bulmasına engel olan, fakat kalbinde sevgini taşıyan kimse senin din kardeşin sayılır. (MÂlik bin Dînar)
Uc durumda din kardeşinizi yalnız bırakmayınız: Hastalandıklarında ziyaret ediniz, meşguliyetlerinde yardım ediniz, unuttuklarında hatırlatınız. (Ata ibn-i Meysere el-HorasÂn&#238
Kendisine minnet etmeğe mecbur olduğun kimse senin kardeşin değildir. (İmam Şafi'&#238
KOMŞU-KOMŞULUK
Komşusu, arkadaşı ve akrabası tarafından iyi denen kimse gercekten iyidir. (Hz. Omer)
İyi komşuluk, sadece komşuya eziyet etmemek değil, onun verdiği eziyete de katlanmaktır. (Hasan Basri)
KOTU-KOTULUK
Kotuluklerini herkesin gormesinden cekinmeyen kimse insanların en şerlisidir. (Hz. Ali)
Bir musluman kardeşine yapacağın en buyuk kotuluk, kızdığın zaman hayırlı işleri gizlemen, şerli yonunu anlatmamandır. (Muhammed ibn-i Sirin)
KUR'ÂN-I KERİM
Manevi lezzeti uc şeyde arayın: Namazda, zikirde ve Kur'an okumakta. Bulunsanız ne ÂlÂ! Bulamazsanız kalbiniz hasta demektir. (Hasan Basri)
MAL-MULK (PARA, SERVET)
Mal (servet) hasislerde, silah korkaklarda, otorite (yetki) zayıflarda olursa işler bozulur. (Hz. Ebû Bekir)
İnsanları iki şey mahveder: Mal toplama hırsı ve cok konuşmak. (İbrahim en-Nehai)
MERHAMET
Her kim ki, kendisinde Allah'ın yarattıklarına karşı merhamet yoktur, o kimse Hak ehlinin yukseldiği makama yukselemez. (İbrahim Dussuki)
Hicbir din yolcusu, butun insanları sevinceye, onlara şefkat besleyinceye, gorunen ayıplarını ortunceye kadar olgunluğa ulaşamaz. (İbrahim Dussuki)
MUSLUMAN-MUSLUMANLIK
Eğer biz İslÂm'ın bir ustun değerler sistemi olduğunu Musluman olmayanlara anlatmak istiyorsak, onlara, her şeyden once bizim İslÂm'ı temsil etmediğimizi soylemek zorundayız. (Muhammed İkbal)
NASİHAT (OĞUT)
Nasihat dunyanın en pahalı mucevheri kadar değerli olduğu halde ekseriya pek ucuza satılır. (Hz. Ali)
Dil ile oğut verene değil, davranışları ile ornek olana uymalıdır. (Muhammed ibn-i Hafif)
NEFİS ve NEFSİ TERBİYE
Tasavvuf yolunda bulunan kişinin yapacağı ve dikkat edeceği en muhim şey nefsini hesaba cekmektir. (Ebû Osman Mağribi)
En buyuk nimet nefsin arzularından kurtulmaktır. Cunku nefis kişi ile Allah arasında bulunan perdelerin en buyuğudur. (Ebû Bekir Temestani)
Butun Kur'an nefislerin kotuluklerini bildirmek ve acıklamaktan ibarettir. (MevlÂnÂ)
Nefis bir katırdır, amel (ibadet ve taat) da onun yukudur. (Vehb ibn-i Munebbih)
Nefsini zelil kılan kimseyi Yuce Allah aziz kılar ve o kişinin derecesini yukseltir. Nefsini beğenen kişiyi de Allah zelil ve hakir kılar. (Ebû Hasan Buşenci)
Nefsi en iyi şu dort şey terbiye eder: Susmak, aclık, yalnızlık ve uykusuzluk. (Feriduddin Attar)
İnsanların en zayıfı, nefsani arzularından el cekmede aciz kalandır. En guclusu de, bu arzuları terketmeye guc yetirendir. (Davud Kassar)
Salih bir kişi icin en kotu şey nefsine kolaylık gostermektir. (Muhammed ibni Hafif)
Nefsinden gorduğu şeyleri iyi sanan ayıplarını goremez. Ancak nefsinin ayıplarını arayan, ondan gelen şeyleri elekten geciren kendi kusurlarını bulur ve gorur. (Hayır Nisaburi)
Bir kimse nefsini terbiye etmekten acizse, başkasına edeb oğretmek işinde daha acizdir. (Seriyy'us-Sakati)
Nefsimi elimde tutabilseydim parca parca doğrar hayvanların onune yem olarak atardım. (Suleyman ibn-i Mihran)
Nefis, uc koşeli bir dikendir; ne turlu koysan batar. (MevlÂnÂ)
İyilikte her duşmanı dost edinebilirsin, oysa nefsin ona iyilik ettikce duşmanlığını arttırır. (SÂd&#238
NİYET
Nice kucuk amel (iyilik ve ibadet) vardır ki niyet onu buyuk yapar; nice buyuk amel vardır ki niyet onu kucuk yapar. (Abdullah ibn-i Mubarek)
OFKE
Ofke, duşunceyi, muhakemeyi, hafızayı bulandıran en kotu camurdur. (Atiye Keskin)
Bir kimsenin cimrilik adeti ile ofke duygusu korelmedikce muttakiler sınıfına gecemez. (Abdullah el-Muzeni)
Ofkenin aşırısı, kişiyi ozur dilemek kucukluğune iter. (Amr bin As)
OLUM
Kabre hazırlıksız giren, denize kayıksız acılmış gibidir. (Hz. Ebû Bekir)
Olmek felaket değildir, oldukten sonra başa gelecekleri bilmemek felakettir. (İmam Rabbani)
Uc şey kalbin paslanmış olmasının alametidir: 1. Allah'a ibadetten zevk almamak, 2. Gunaha duşmekten korkmamak, 3. Olumden ibret almayıp dunyaya daha cok bağlanmak. (İbrahim Edhem)
Ey insanlar! Olunce peşinizden size ağlanmadan once, siz kendinize, kendi halinize ağlayın. (Abdulkadir GeylÂni)
Olumu hatırlamak kalbi temizler, insanı dunyaya ve dunyadakilere bağlanmak felaketinden kurtarır. (Abdulkadir GeylÂni)
Olum buyuk bir olaydır, buyuk bir tehlikedir. İnsanlar bunu bilmiyorlar. (İmam Gazali)
İki şeyi asla unutma: Allah'ı ve olumu; İki şeyi de unut: Yaptığın iyiliği, gorduğun kotuluğu. (Lokman Hekim)
Sizi mezarda takip etmeyecek olan her şeyle alakanızı kesiniz. (MevlÂn AlÂuddin)
OMUR
Omrunu faydasız ve boş şeylerle geciren, tarlaya tohum etmek vaktini kacırır, hasat zamanı geldiğinde pişman olur. (Hz. Ebû Bekir)
RIZIK
Rızkın Allah TeÂlÂ'dan olduğuna inanan kimse, zengin olunca sevinmez, fakirleşince uzulmez. (HÂtem-i Esam)
RİYA (GOSTERİŞ) - RİYÂKAR
Bir kimse yaptığı hayırların ve iyi işlerin bilinmesinden ve konuşulmasından hoşlanıyorsa Allah'a şirk koşmuş olur. (Ahmed ibni Ebûl-HavÂr&#238
RiyakÂr, memnun ettiğin zaman, seni sende bulunmayan vasıflarla anan; darılttığın zaman yine seni sende bulunmayan kotuluklerle anıp anlatandır. (İmam Şafii)
Doğruluk, yaptığını Allah icin yapmaktır; halk icin yapmak ise riyadır. (Ebû'-l-Hasen HarakÂn&#238
SABIR
Sabır, belayı hafifletir. (Hz. Ali)
Hic kimse, kendisine sabır verilen kimse kadar Allah'ın lutfuna uğramamıştır. (Hz. Ali)
Sabır ve sebat insanların iki buyuk yardımcısıdır. (Hz. Ali)
Sabrın insandaki mevkii, başın vucuttaki mevkii gibidir. (Hz. Enes)
Sabır, yuzunu ekşitmeden acıyı yudumlamaktır. (Kuşeyri)
Belaya feryad eden, Allah'a kafa tutmuş olur. Feryad etmek belayı geri cevirmez, ama sabretmenin ecir ve sevabını yok eder. (Şakik Belhi)
SEVGİ
Sevgi ile, bulanık, tortulu sular arı duru bir hale gelir. (MevlÂnÂ)
Sevgiden oluler dirilir, sevgiden padişahlar kul olur. Sevgiden bakırlar altın kesilir. (MevlÂnÂ)
İyi amellerim arasında en değerli bulduğum, salih bir zata olan sevgimdir. (Abdullah el-Muzeni)
Hakiki sevgi, iyilik gorduğunde artmayan, kotuluk gorduğunde eksilmeyendir. (Yahya bin Muaz)
SIR
Sırrını saklayanın iradesi elindedir. (Hz. Omer)
Sende bulunduğu zaman gizli kalmasını istediğin şeyi, başkalarında gorunce ifşa etme. (Hamdun Kassar)
Her insan sırdaş olamaz. Her testi su tutamaz. (NÂsır-ı Husrev)
SOZ
Ne soylediğine ve ne zaman soylediğine dikkat et. (Hz. Ebû Bekir)
Soz, ilac gibidir; azı yaşatır, coğu oldurur. (Hz. Ali)
Bir soz kulağa gelip orada kalıyor, kalbe ulaşmıyorsa, o soz dudaktan soylenmiştir. Bir soz kulağı aşıp kalbe ulaşıyorsa o soz gonulden soylenmiştir. (Hz. Ali)
Akıl tamamlandığında soz noksanlaşır. (Hz. Ali)
Once duşun, sonra soyle, cunku once temel sonra duvar gelir. (SÂd&#238
Hoşa gitmeyen soz soyleme, cunku bu sozun karşılığı da hoşa gitmez. Dağda guzel ses cıkar ki dağ da onu guzel aksettirsin. (NÂsır-ı Husrev)
Yerinde soz soylemesini bilen, ozur dilemek zorunda kalmaz. (Fatih Sultan Mehmed)
Guzel sozler, petekten damla damla sızan bala benzer. İnsanın ruhuna tat verir. (Hz. Suleyman)
Sozun revac bulduğu, buna karşılık işin hic olduğu bir devreye yetişirsen, şerli insanlar arasında kaldığını ve şerli bir zamanda yaşadığını bilesin. (Ebû HÂzım)
ŞEHVET
Cenneti arzulayan bir kimse, mutlaka dunyada şehvetlerinden fedakarlık etmelidir. (Hz. Ali)
Şehvet şeytanın yularıdır. Bu yuları şeytana kaptıran ona kul olur. (Ebû Bekir KettÂni)
Organlarını şehvetlerle razı eden bir kimse, kalbine pişmanlık ağacını diktiğini bilmelidir. (Ebû Yahya el-Verrak)
İnsanların en zayıfı, şehvete esir ve nefsine oyuncak olandır. (İbrahim bin Davud Rıkk&#238
ŞEKİL ONEMLİ DEĞİLDİR
Bir adamın şohretine, gorunuşune bakmayın. Bir kimsenin namaz ve niyazına aldanmayın. Ancak aklına ve doğruluğuna bakınız. (Hz. Omer)
ŞERİAT
Kıyamette şeriatten sorulur. Ebedi hayata giriş ve azaptan kurtuluş, şeriatın yerine getirilmesine bağlıdır. (İmam Rabbani)
Şeriat uc bolumdur: İlim, amel, ihlÂs. Bunlardan herbiri yerine getirilmedikce şeriat gercekleşemez. (İmam Rabbani)
Şeriat muma benzer, yol gosterir. Fakat mumu ele almakla yol aşılmış olmaz. Yola koyulmak gerekir. Yola koyuldun mu bu gidişin adı tarikattır. Maksadına ulaştın mı o da hakikat. (MevlÂnÂ)
Pergel gibi bir ayağımızla şeriat uzerinde sabitken diğeriyle yetmiş iki milleti dolaşırız. (MevlÂnÂ)
ŞOHRET
Zillete duş, fakat şohret isteme. Başkaları seni soylesinler diye yukselmeye calışma. (Hz. Ali)
Bir kişi tanımıyorum ki, tanınmasını sevsin de bu yuzden dini gidip rezil olmasın. (Bişr-i Hafi)
İster din, ister dunya işlerinde, bir kimsenin parmakla gosterilmesi şohret afeti olarak kafidir. (İbrahim en-Nehai)
İnsanoğlu uc perdeyi gonlunden gidermeyince ona Allah yolu acılmaz: Dunyayı mulk olarak verseler sevenmemek, dunya kendisinin olsa da elinden alsalar yerinmemek; şohretten ve ovulmekten hoşnut olmamak. (İbrahim Edhem)
ŞUKUR
Şukur, nimetlerin susudur. (Hz. Ali)
Allah'ın verdiği nimeti, O'nun razı olduğu yerde harcamakla şukur, razı olmadığı yerde harcamak nankorluktur. (İmam Gazali)
Allah'ın ihsan ettiği nimetlerle O'na isyan etmemek, o nimetleri haram olan yerde asla kullanmamak şukurdur. (Cuneyd-i BağdÂd&#238
Şukur, nimeti değil, nimeti vereni gormektir. (İmam Şibli)
TAMAH (HIRS)
Şarap, tamahkarlık kadar aklı baştan alamaz. (Hz. Omer)
Tamahta zillet (aşağılık duruma duşmek) vardır. (Hz. Ali)
TEDBİR
İşten evvel tedbir, pişmanlığa yer bırakmaz. (Hz. Ali)
İtaat ve ibadetle iş bitmez. Soz soylemekte, etrafa bakmakta, yemek yemekte fevkalade ihtiyatlı olmak lazımdır. (MevlÂn AlÂuddin)
TEMBELLİK
İnsanı vaktinten once yıpratan bir şey varsa o da tembelliktir. (Hz. Ali)
Dort şey bedbahtlık işaretidir: CÂhillik, tembellik, kimsesizlik, nÂkeslik (kimseye iyiliği dokunmamak) (Feriduddin Attar)
TEMİZLİK-SAĞLIK-HASTALIK
Oburlukla sağlık bir arada bulunmaz. (Hz. Ali)
Elden gitmeden iki şeyin değerini anlamak zordur. Bunlar, sağlık ve gencliktir. (Hz. Ali)
Dort şeyi kucumsemeyin: Duşmanı, ateşi, hastalığı, az bile olsa ilmi. (Feriduddin Attar)
Hastaya durumu sorulduğunda, once halini hayırla anıp sonra derdini anlatırsa halinden şikayet etmiş sayılmaz. (İbrahim en-Neha&#238
Cumle hastalıkların aslı cok yemektir. (Hamdun Kassar)
TERBİYE
Halkı hakka davet eden, canavar terbiyecisi gibi olmalıdır, canavar terbiyecisi nasıl hayanın huyunu ve yeteneğini bilip on gore davranırsa hak davetcisi de aynı şekilde davranmalıdır. (Ali RÂmiten&#238
TEVEKKUL
Tevekkul, olan şey ile yetinmek, olmayan şeye razı olmaktır.
Hakiki mÂnÂda tevekkul, Allah'tan başkasından korkmamak, O'ndan başkasına guvenmemektir. (Fudayl bin İyaz)
CenÂb-ı Hakkın kapısından kovduğu kimse her kapıya koşar; fakat O, bir kimseyi kendi kapısına cağırırsa onu kimsenin kapısına bırakmaz. (Şeyh SÂd&#238
TOVBE
Gunah işlemekten kacınmak, tovbe ile uğraşmaktan daha kolaydır. (Hz. Omer)
Tovbe edenlerle beraber oturun, cunku onların kalbleri yumuşak olur. (Hz. Omer)
Kim ki başından gecen bir gunahı hatırlar ve bu nedenle kalbi acı duyarsa, Allah katındaki kitapta o gunah ondan silinmiş olur. (Abdullah bin Omer)
Bina icin toprak, yaşamak icin gıda neyse, melekut aleminde yukselmek icin de tovbe odur. (Şahabeddin Suhreverdi)
TUTUMLULUK (İKTİSAT)
Tutumluluk, az şeyi coğaltır; israf, cok şeyi azaltır. (Hz. Ali)
İyi kullanılan az mal, kotu kullanılan cok maldan daha ziyade dayanır. (Hz. Ali)
Allah'ın rahmetinden umitsiz olmak, gunahkar olmaktan daha tehlikelidir. (Hz. Ali)
Mumin kulun korku ve umidi aynı olmalıdır, tartılacak olsa eşit gelmelidir. (Tavus bin Keysan)
Mumin gunah korkusu ile umit arasında iki arslan arasındaki tilki gibi olmalıdır. (Yahya bin Muaz)
Uc şey insanı ibadet ve itaate sevkeder: Korku, umit ve sevgi. Uc şey de insanı gunaha sevkeder: Kibir, hırs ve haset. (Hatem-i Esam)
Mumin, yalnız Allah'tan umit eder, munafık ise Allah'tan başka herkesten umit eder. (Hatem-i Esam)
Dort şey kafirliğe sebep olabilir: Gıybet etmek, haset etmek, haram mal devşirmek, Allah'ın rahmetinden umit kesmek. (Sufyan-ı Sevri)
YALAN
Doğruluk ile yalancılık kalbte şiddetli bir kavgaya tutuşurlar. Birisi diğerini kalbten kovuncaya kadar kavgaları devam eder. (Malik bin Dinar)
ZAMAN
Uc şey Allah'ın azabını gerektirir: 1- Oyun ve eğlence ile boşuna vakit gecirmek, 2- Başkalarıyla alay etmek, 3- İnsanların arkasından konuşmak. (Seriyy'us-Sakati)
ZENGİN-ZENGİNLİK
Zenginlik, gurbeti vatan; yoksulluk vatanı gurbet yapar. (Hz. Ali)
Beş şey, beş nevi insanda şiddetle kotulenmeye layıktır: Âlimlerde fucur, hakimlerde hırs, kadınlarda hayasızlık, ihtiyarlarda zina, zenginlerde cimrilik. (Hz. Ali)
Bir kimse zenginlerle beraber olmayı, fakirlerle beraber olmaya tercih ederse, Allah onu kalb olumu hastalığına muptela kılar. (Ebû Osman Mağribi)
Devenin iğne deliğinden gecmesi, zenginin cennete girmesinden daha kolaydır. (Vehb ibn-i Munebbih)
Buyuklenen zenginden cekin, zira lağım doldukca daha pis kokar. (NÂsır-ı Husrev)
Zenginlerden kendini sakın. Kalbini ne zaman onlara bağlar, ne zaman onlardan birşey beklemeye kalkarsan, Allah'tan başka rabler edinmiş olursun. (Şakik Belhi)
Zenginlerin karşısında izzet tavrı takınmak tevÂzu sayılır. Fakirlerin yanında gosterilecek zillet hali ise bir şereftir. (Hayır Nisaburi)
Allah'a yemin ederim ki, parayı aziz eden bir kimseyi Allah zelil eder. (Hasan Basri)
Ne kadar zengin olsan yiyebileceğin kadar yersin. Denize testiyi daldırsan alabileceği kadar alır, gerisi kalır. (MevlÂnÂ)
Zillet bakımından insanların en ileri olanı zenginlere yaltaklanan veya ona tevazu gosteren fakirdir. İzzet bakımından insanların en iyisi ise fakirlere karşı alcakgonullu olan zengindir. (Muhammed ibn-i İsmail Mağribi)
ZİKİR
Zikir, bir kazmadır, onunla gonullerdeki yabancı duygu dikenleri temizlenir. (Ubeydullah Ahrar)
Kalb uyanıklığının belirtisi, Allah'ı zikrettiğin zaman Allah'ın da seni andığını duymandır. (Ebûl-Hasen HarakÂni)
ZULUM-ZÂLİM
Zulum, vefÂsızlık ve hile kimde bulunursa zararı yine kendine dokunur. (Hz. Ebû Bekir)
Memleketler, mulk ve saltanat, kufur uzerine durabilir de zulum uzerinde durumaz. (İmam Maverdi)
Sultanların ve devlet adamlarının bozulması zulum ile, Âlimlerin bozulması tamahkarlık ile, fakirlerin bozulması ise riya ile olur. (Ebû Bekir Varrak)
Haksızlık karşısında eğilmeyiniz. Zira hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. (Hz. Ali)
Zulmu alkışlayamam, zalimi asla sevemem!;Gelenin keyfi icin gecmişe kalkıp sovemem! (Mehmed Akif)
ZUHD-ZÂHİD
Kul ile Allah arasında dort deniz vardır. Kul bu denizleri gecmeyince Allah'a ulaşamaz. İlk deniz dunyadır, onun gemisi zuhddur; ikincisi, halktır, Onun gemisi uzlettir; ucuncusu nefistir, onun gemisi dileğini reddetmektir; dorduncusu İblis (şeytan)tir, onun gemisi kendisini duşman bellemektir. (Cuneyd BağdÂd&#238
Zahid o kimsedir ki, eline hic birşey gecmese bile gonlu hoş olur ve rızık dolayısıyla endişe etmez. (Ebû Bekir KettÂn&#238
Akıllının dunyayı talebi, cahilin onu terkinden zuhde daha yakındır. (Yahya bin Muaz)
Zuhd, elleri mal ve mulkten, kalbleri mal ve mulk isteğinden uzak tutmaktır. (Cuneyd-i BağdÂdi)
Zahidlik helale karşı olur; harama gelince o bir ateştir. Ona ancak oluler el uzatır. (Omer ibn-i Abdulaziz)
__________________