İNİŞİ DE var, cıkışı da hayatın. Acısı da var, tatlısı da. Muhim olan acıyı bal eylemek. Yunus gibi.

İnsan ne kadar zayıf bir varlık. En buyukten en kucuğe kadar her şey ona ilişir. Sevdiğiniz bir insan, bir hayvan olse, sevdiğiniz bir ağac kesilse, saksıdaki bir cicek solsa dunyanız kararıverir, uzulursunuz. Sevdiğiniz biri ayrılıp gitse, unutamazsınız bir turlu. Kalbiniz burkulur. Gonlunuz de onun ardı sıra gider durur. Hayat boyle...

Duşe kalka gidiyoruz. Hayat yolu duz değil... Cok hastalanan doktor olurmuş, cok yuruyen de yolcu! Rabbim yine de bir an olsun hic yalnız bırakmıyor.

Bazen oylesine daralıp sıkılıyorsunuz ki, nerede ise patlayacak bir hÂle geliyorsunuz. Bir dost yuzu gormek, bir dost sesi duymak ihtiyac oluyor. Kışımız bahara donuyor birden. Can dostları bir başkadır. Mal dostu malından gecmez, ama can dostu canından gecer.

Bazı insanlarda boyle bir sır, boyle bir cazibe var. Onların bir an olsun yuzlerini gormek bile ferahlatır icimizi. Âlemimizi değiştirir. Allah dostları boyledir. Aldıkları manevî bir işaret uzerine, vazifeli oldukları yere giderler. Allah bir kulunu sevdi mi, ona ihtiyac duyulan yere gonderir. Bir dert bir sıkıntı varsa, iki de ferahlık var. Her zorluğa karşılık iki kolaylık var.

Gecenlerde eski bir dostu ziyaret ettim. Onca derdine ve perişanlığına rağmen, hem gulumsuyor, hem de izzet ve ikramdan geri kalmıyordu. Bakışlarımdan ne sormak istediğimi anlamış gibi; “Bize başka turlu bir hayat yakışmaz,” dedi. Ne soz ama. İnanın ruhuma işledi. Comerdin kalbi gibi, dili de temizdir. Boyle guzel bir soz yerde kalmaz zannımca, kanatlanır, arşa gider.

Yere duşen bir kesme şekerin bile cevresini yuzlerce karınca sarıyor. Kucuk bir nimetin kırıntısının kokusu bile rızık sahiplerini hemen kendine cekiyor. Aynen bunun gibi, Allah icin soylenen guzel sozler de melekleri cekiyor. Ruhanîlerin gıdaları oluyor. Rabbim sesimizi de, sozumuzu de guzel eylesin. Rahmetli M. SelÂhaddin Şimşek’in dediği gibi:

“Sesini değil, sozunu yukselt. Yağmurlardır buyuten zambakları, gok gurultuleri değil.”

Kolay değil elbette. Akla gelen elden gelse, bitmeyen iş kalmazdı. Ha demekle hemen her şey olmuyor. Once azim ve gayret, sonra da sabır ve sebat gerek. Ya tahammul, ya zafer gerek...

HAYAT YOLU duz değil... Baharı var, kışı var. Gecesi var, gunduzu var. Her insan da bir değil. İyisi var, kotusu var.

Madem ki bu dunyadayız, imtihana da alışacağız. Hayat yolu duz değil. Hz. MevlÂn hayatını uc kelimede ozetliyor: “Hamdım, piştim, yandım.”

Ve devam ediyor: “Bu dunya bir ağaca benzer. Bizler de bu ağacın yarı ham, yarı olmuş meyveleri gibiyiz. Ham meyveler ağacın dalına iyice yapışır; oradan kolay kolay kopmazlar. Cunku ham meyve koşke ve saraya lÂyık değildir.

Bu dunyadan başka hayat tanımayanların, ham meyveden bir farkı yok. Onlar dunyadan hic ayrılmak ve hic cıkmak istemezler. Cunku Allah’ın huzuruna, O Yuce Sultanın sarayına, Cennete cıkacak ne yuzleri vardır, ne de olgunlukları.”

İyilerin cekmedikleri bir eza, bir cefa yok bu dunyada. Onlara dadanan duşmanların sayısı hesaba gelmez ama neticede kazanan yine hep iyilerdir. Ve onların yolundan gidenlerdir. Hayat boyle... Hayat yolu duz değil. Gormek isteyen gozunu, işitmek isteyen kulağını acacak. Su icmek isteyen eğilecek. Lokmayı ağza atmak yetmez; yutmak isteyen onu ciğneyecek. Hangi kapının onunde durduk, hangi kapıyı caldık da o kapı acılmadı ki? Allah’ım bizi kendinden başka hic kimseye muhtac etme. Ama her şeye rağmen zahmetlerin bir hikmeti olacak. Hikmeti nedir derseniz ona da cevap var.

Bir gun, bir grup mumin, zalimlerin zulmunden şikÂyetci olmak uzere MevlÂnÂ’ya gelirler. Hz. MevlÂn onlara şoyle bir ders verir: “Kasaplar pazarında hic kopek kesiyorlar mı? Oldurulmeye en cok onlar lÂyık olduğu halde, kesilen ve kesilmek zahmetine katlanan yine koyunlardır.

Allah’ın yardımı da muminlere daha fazla olduğu icin, zahmetleri de daha cok olacaktır. Onlar hakkındaki rahmet ise, o zahmete goredir. Sonsuz ve sayısızdır.”

EVET, koyunların yaşadığı zahmet ve sıkıntılar, hep onların değerli ve kıymetli oluşlarındandır. Kopeklerin kesilmemesi ve o sıkıntıları yaşamamaları ise kıymetlerinden değildir.

Bu dunya da iyi insanların derecelerinin yukselmesi ve arınmaları icin bir fırsattır. Şunu da unutmamak gerekir, burası hizmet yeridir, ucret yeri değildir. Zorluk, zahmet cok olur. Ama Rabbimizin rahmeti de bol olur. Dikenler cok olsa da bir gulun guzelliği, her zahmeti, her cileyi unutturur.

Bir gul hatırı icin, nice bin dikene katlanır bahcıvan. Mumin icin dunya da boyledir. Burası ahiretin tarlasıdır. Dikeniyle uğraşma. Gulunu deren gider. Hayat yolu duz değil. Sen doğru yolda ve iyilik uzere ol.

Attığın her adım, soylediğin her soz, verdiğin her sadaka, Allah icin olsun yeter. Gercek iyilik, gercek zenginlik de bu değil mi? İşte size harika bir kıssa:

Âlemlerin en sevgilisi Hz. Peygamber (sav.) anlatıyor:

VAKTİ zamanında bir adam; “Bu gece ill ki Allah icin birine sadaka vereceğim,” deyip evinden cıktı ve sokakları dolaşmaya başladı. Karşıdan gelen bir adamın avucuna bir miktar para sıkıştırdı ve evine geri dondu. Sabah olunca koyun bazı yerlerinde toplanan insanların:

“Bu gece akılsızın biri, falan azılı hırsıza bir avuc dolusu sadaka vermiş. Sadaka verilecek başka kimse yok muydu?” diye konuşup guluştuklerini, olayı anlatıp alay ettiklerini duydu ve uzuntu icinde evine dondu. Kendi icinden şoyle dedi:

“Ey Allah'ım, şukur sana lÂyıktır, ben sadakayı senin icin verdim. Bu gece yine sadaka vereceğim” diyerek, gece olunca yine evinden cıktı. Bir sokağın kenarında bekleyen bir kadına sadakasını verip evine geri dondu. Ertesi sabah halkın:

“Hayat kadınlığı yapıp hayasızlığı meslek edinmiş olan falan kotu kadına adamın biri sadaka vermiş, bu adam ne kadar akılsızdır, sadaka verecek başka birini bulamamış mıdır?” diye soylendiklerini, dedikodu yaptıklarını işitti. Adamın icinde bir burukluk meydana geldi. Adam evine gelip yine kendi icinden şoyle dedi:

“Allah'ım, sana şukurler olsun. Ne olursa olsun ben sadakayı senin rızan icin verdim. Bu gece yine senin rızan icin sadaka vereceğim” diyerek, gece vakti evinden cıktı. Sokakta ilk rastladığı bir adamın avucuna sadakasını sıkıştırıp geri dondu. Sabah olunca bazı koylulerin; “Bu gece delinin biri, zengin bir adama sadaka vermiş” dediklerini, alay edip guluştuklerini duydu. İcindeki uzuntu ile evine geri dondu ve şoyle dedi:

“Allah'ım sana tekrar tekrar şukurler olsun. Ben sırf seni hoşnut etmek icin sadaka vermek istedim.

Birincisinde sadakamı bilmeden bir hırsıza vermişim. İkincisinde tanımadığım bir hayat kadınına vermişim. Ucuncusunde ise sadakaya muhtac olmayan zengin birine sadakam gitmiş. Ben hikmetini bilmesem de, sana yine şukurler ediyorum,” deyip uykuya daldı. Gece ruyasında ona şoyle seslenildi:

“Ey sadaka veren kişi! Verdiğin sadakaların her biri yerini bulmuştur. Hırsıza giden sadakan, onu hırsızlıktan alıkoyacaktır. ZinakÂr kadına verdiğin sadakan ise onu zinadan tovbe ettirecektir. Zengine verdiğin sadakan ise, ona ders olacak; kendisinin de malından sadaka vermesini sağlayacaktır.” (Buhari)

EVET, gonulde yaşanan guzel hayatlar insanı cennette kılar. Gonul sahibi olanlar, bu dunyada o gonul hayatına ererler. Allahım şu mubarek gunler hurmetine, hayrı ve hasenatı sadece Senin rızan icin yapan kullarından eyle. Amin. Hz. Peygamber Efendimize sonsuza kadar salÂtu selÂm olsun.

Son soz:

Efendimiz buyurdular ki:

Bir gun bana CenÂb-ı Hakk'ın dort buyuk meleği geldi. Bunlar Cebrail, MikÂil, İsrafil ve Azrail aleyhimusselÂm idiler. Cebrail aleyhisselÂm bana dedi ki: “YÂ Resulallah! Senin ummetinden bir kimse size gunde on defa salÂvat ederse yarın kıyamet gununde ben onun elinden tutar, sıratı kuşlar gibi geciririm.”

MikÂil aleyhisselÂm da dedi ki: “Ben o kula senin Kevser havuzundan kana kana iciririm.”

İsrafil aleyhisselÂm dedi ki: “Y Resulallah, o kulun affı icin başımı secdeye koyarım Allahu TeÂl onu affetmedikce başımı secdeden kaldırmam.”

Azrail aleyhisselÂm da: “YÂ Nebiyallah, sana gunde on defa salÂvat edenin ruhunu Peygamberler gibi kabz ederim” dediler.

Bunun uzerine Nebiler Nebisi Efendimiz: “Bu ne buyuk lutuf y Rabbi! Bu ne buyuk ihsan Allah'ım” buyurdu.

...
Selim Gunduzalp
Zafer Dergisi
__________________