aratıcısından uzak yaşayan kişiler genellikle bencil, sevgisiz, kibirlidirler ve en cok kendilerini severler. Yakınlarını, dostlarını veya ailelerini sevdiklerini iddia etseler de, bu sevgi anlayışının da onların nefislerine uygun olması gerekir. Yani sevgilerinde Allah’ın hoşnutluğunu ve rahmetini gozetmez, dunyevi cıkarlarına gore hareket ederler.
Butun bunlar, oncelikle kişinin kendisine zarar verir. Surekli nefsinin isteklerini tatmine calışan insan, hırs yaşar, sıkıntı duyar, yıpranır. Guven ve huzur yerine, her an endişe, korku ve tedirginlik icinde bir hayat surdurur. Sahip oldukları kendi elde ettiği şeyler değil, Allah’ın lutfudur; ancak o bunun bilincinde değildir. Bu nedenle tevekkulsuzdur, her an maddi ya da manevi kayba uğramaktan duyduğu korku ruhsal dengesini alt ust eder.
Nefsinin tutkularını gozeten insanların sevgileri cok yuzeyseldir. Cunku sevgileri bazı değerlere gore değişkenlik gosterir. Bu değerler azaldığında, orneğin beklenti ve cıkarlarına ters bir durum oluştuğunda, sevgileri de bir anda yok olabilir.
Sevgilerinde sadık değildirler; kendilerine sevgi gosterilse karşılık vermez, değerini de bilmezler. Samimi inanan insanlar gibi vefa gostermezler; doğru sozlu, durust, guvenilir değildirler. Sorumluluklarını yuklenmekten kacınıken, hayatları boyunca kucuk dunyevi cıkarlar ardında koşarlar.
İnsanın sevilebilmesi icin karşısındaki kişinin ona guven duyması gerekir. Ancak iman etmeyen bir insan, icinde Allah aşkı ve korkusu taşımadığı icin ona guven de duyulamaz. Birine guven duymak ve hep yanında olacağını umit etmek insana heyecan verir.. Ancak bugun bircok insan bu duyguları tadamamaktadır.
Derin bir saygıyla Allah’tan korkmak insanı guzel ahlaka yonlendirir. İnsana aczini ve kulluğunu hatırlatır. İcindeki Allah korkusu, insanı, Allah’ın sevgisini kaybettirecek kotu davranışlardan sakındırır. Allah aşkından ve korkusundan kaynaklanan guzel ahlakı yaşamayan kişiye sevgi beslemek icin bir sebep de kalmaz.
İman sahibi olmayan kimseler ailelerinden, cocuklarından, yakınlarından ve etraflarındaki insanlardan yeterince sevgi ve ilgi gormezler. Kuşkusuz bu, yaşanabilecek en buyuk manevi belalardandır. Cunku sevgi cok guzel bir nimettir. İnsan, fıtratı gereği, surekli sevgi, merhamet, anlayış arar. Her koşulda, yaşamı boyunca guvenip sevebileceği dostları ve yakınlarının olmasını ister. Nefsinin bencil tutkularının peşinde, Kur’an ahlakından uzak yaşayan kişiler ise bu nimetten yoksundurlar. Yaşadıkları, dunyevi cıkar kaygısıyla bozulmuş, gecici, sonlu ve sahte sevgilerdir.
Sonuc olarak gercek sevgi; temeli Allah sevgisi ve hoşnutluğu uzerine kurulmuş bir sevgidir; iman ve Allah’a olan yakınlıkla artar. İnsanın yaşaması gereken, Kur’an’ın tarif edip tanıttığı samimi Allah sevgisidir. Allah goğus boşluğumuzda iki kalp kılmadığını haber verir. Kalbimiz bir tanedir ve Allah sevgisiyle dolu olduğunda, ancak O’nu andığında tatmin bulur, huzura kavuşur.
“… Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur. (Ra’d Suresi, 28)
Fuat Turker
__________________
Sevgi Allah'a Yakınlaştıkca Artar
Dini Sohbetler0 Mesaj
●34 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Sohbetler
- Sevgi Allah'a Yakınlaştıkca Artar
-
12-09-2019, 07:54:19