Kendi doğrularıyla meşgul olmak...
İnsanı huzursuz ve başarısız kılan fuzuli bir meşguliyet de hep başkalarının eğrisiyle uğraşıp kendi doğrularıyla meşgul olmaya vakit bulamamak...
Coğu defa farkına varamadan başkalarının yanlışlarıyla meşgul oluşumuz, hem huzurumuzu kacırır hem de kendi doğrularımızla yeterince meşgul olmaya fırsat vermez.
Bu sebeple başkalarının eğrisiyle meşgul olma yerine kendi doğrularımızı yaşama aşk ve azmiyle dopdolu halde bulunmalı, kalbimizi ve gonlumuzu kendi doğrularımıza kilitlenmiş halde tutmalı, başkalarının eğrisinin bizim ic dunyamızı istila ve işgal etmesine fırsat vermemeliyiz...
Bu takdirde hem huzurumuz bozulmayacak hem de kendi doğrularımızı anlatma ve yaşama aşk ve şevkimizi omur boyu muhafaza edecek, gunlerimizi ve aylarımızı faydalı hizmetlerle değerlendirmiş olacağız...
Yani her turlu karışık duşuncelerin herkesin zihnini karıştırdığı şu devrelerde bizler hep kendi doğrularımızın aşk ve şevkiyle dimdik ayakta durmalı, başkalarının yanlış duşuncelerinin bizi karıştırmasına izin vermemeliyiz.
Hep kendi doğrularıyla meşgul olup başkalarının eğrileriyle oyalanmamaya ait verilen ornekte deniliyor ki:
- Bediuzzaman Hazretleri’ne kendi devrinin tum karışık duşuncelileri karşı cıkmıştı. Oyle ki kendi ifadesiyle, elleri kolları bağlı bir adama sanki ordular hucuma gecmiş gibi bir toplu karşı duruş soz konusu olmuştu. Cok karışık şeyler ileri suruyor, ceşitli isnatlarda bulunuyorlardı. Ama o, bunca isnat ve ithamlar karşısında onların yanlışlarıyla hic meşgul olmuyor, hep kendi doğrularının anlatımıyla dopdolu halde bulunuyordu... Sonunda ne oldu?
Onu curutmeye uğraşanların hepsi de curuyup gittiler.
Arkalarında kendilerini hayırla yad edecek tek hizmet hatırası bırakamadılar. Ancak Bediuzzaman geride insanlığın imanını kurtaran muhteşem bir kulliyat ve iman hizmeti orneği bıraktı.
Şu anda dunyanın tum dillerine cevrilmiş olan onun Risale-i Nur Kulliyatı, en cok okunan kitapların başında yerini aldı.
İslam dunyası ve insanlık alemi şimdi onun bu eşsiz eserlerini incelemekle ve muhtevasından istifade ile meşgul...
İşte bu başarılı sonucun baş sebebi, Bediuzzaman’ın benimsediği hizmet metodudur.
- Hep kendi doğrularıyla meşgul olup karşıtlarının eğrisiyle zihnen de olsa meşgul olmamak. Onları curutmek icin dahi olsa vakit harcamamak...
…….
Maide Sûresi’ndeki ayetin (105) ikazından da, başkalarının eğrisiyle değil kendi doğrularımızla meşgul olmanın kurtarıcı olduğunu anlamak mumkundur:
- Ey iman edenler! Siz hidayetinizde sebat eder, sadakat gosterirseniz, başkalarının dalaleti ve yanlışları size zarar vermez!.. Şayet siz hidayetinizde sebat etmez, sadakat gostermezseniz, başkalarının sebat ve sadakati de size fayda vermez!..
Oyle ise muhim olan, her birimizin kendi hidayetimizde sebat ve sadakatimizdir. Başkalarının yanlışları bizi meşgul etmemeli, kendi doğrularımızla olan meşguliyetimiz bize yetip de artmalıdır...
Bu gerceği bir başka misalle de şoyle ifade ediyorlar:
- Siz hidayet uzere olur da kendi doğrularınızla meşgul olursanız, Moskova’da da olsanız Rabb’in rızasını kazanır, cennete gidebilirsiniz. Ama siz hidayetinizde sebat etmez, doğrularınızla meşgul olmazsanız, Medine’de de olsanız Rabb’in rızasını kazanamaz, cenneti goremezsiniz. Muhim olan sizin kendi duruşunuzdur, kendi doğrularınızda sebat edişinizdir. Başkalarının eğrileriyle meşgul olmanız değil...
Anlaşılan odur ki, başkalarının yanlışlarıyla meşgul olarak vakit harcamak bize bir şey kazandırmaz. Ama kendi doğrularımızda sebat ve sadakatimizi surdurmek bize hayatı değerlendirmeyi kazandırır. Muhim olan da bizim hayatımızı değerlendirmemiz değil midir?
30.05.2006
AHMET ŞAHİN
__________________
Kendi doğrularıyla meşgul olmak....
Dini Sohbetler0 Mesaj
●31 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Sohbetler
- Kendi doğrularıyla meşgul olmak....
-
12-09-2019, 07:00:47