1. Âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerde bildirilmeyen, his organları, tecrube ve hesÂb ile anlaşılmayan gizli şeyler.

Kur'Ân-ı kerîmde meÂlen buyruldu ki:

2. Akıl ve his (duyu) organları ile bilinemeyip, ancak peygamberlerin haber vermesi ile bilinen, Allahu teÂlÂnın sıfatları, Âhiret gunu, oldukten sonra dirilmek, canlıların mahşer yerinde toplanması, hesab vermeleri v.b şeyler.

Kur'Ân-ı kerîmde meÂlen buyruldu ki:

Onlar gayba îmÂn ederler. (Bekara sûresi: 3)

Gaybları bilen yalnız O'dur (Allahu teÂlÂdır). Bildiği gizli şeylerden dilediği kadarını yalnız peygamberlerinden istediğine acıklar. (Cin sûresi: 26)

3. Mahlukların bir kısmının bilip, diğer kısmının bilmediği şeyler.

Cinlerin hÂlleri, yaşayışları, insanlar icin gaybdır. Uzak yerlerdeki şeylerin durumları cinler icin gayb olmadığı hÂlde, insanlar icin gaybdır. Bundan dolayı bÂzı kimseler, cinlerin gaybı bildiğini iddi etmişlerdir. HÂlbuki onlar, gormediklerini değil, gordukleri şeyi bilirler. Eğer cinler gaybı bilselerdi, SuleymÂn aleyhisselÂm onları calıştırırken, vefÂt ettiğinde, onun vefÂtını da bilirlerdi. HÂlbuki bilememişlerdir. Yine semÂlardaki (goklerdeki) şeyler, sem ehline (meleklere) gore gayb olmadığı hÂlde, insanlara gaybdır. Aynı şekilde doğudaki şeyler de batıdakilere gore gaybdır. Bu kısım gayb bÂzan vahy ve ilhÂm ile, bÂzan aradan perdelerin kaldırılması veya bunların şeffaflaştırılması sûretiyle bilinir. Perdelerin kaldırılması şeklindeki bilme, mûcize ve kerÂmet kÂbilinden olsa bile, gaybı bilme değil, gorduğunu bilmektir. (SenÂullah PÂnî Put&#238

KÂhinlere, falcılara inanmamalıdır. Gaybı, gizli, bilinmeyen şeyleri bunlara sormamalıdır. (İsmÂil Hakkı Bursev&#238
__________________