İslÂmiyet'te ibÂdetler icin iki yol vardır: Biri ruhsat yÂni, İslÂmiyet'in ibÂdetlerde tanıdığı, izin verdiği kolaylıklar, diğeri azîmettir. Azîmet ile amel etmek, ruhsat ile amel etmekten daha kıymetlidir. Hadîs-i şerîfte; "Amellerin en fazîletlisi nefse en zor gelenidir" buyrulmaktadır. (Harputlu İshÂk Efendi)
Âlimler, sÂlihler azîmet ve takv ile hareket ettiklerinden; bir haram işlememek icin helÂlları, mubahları bile terk ederlerdi. Ebû Bekr-i Sıddîk radıyallahu anh buyurdu ki: "Biz bir harama duşmek korkusundan, yetmiş helÂli terk ederdik." (Seyyid Abdulhakîm ArvÂsî

Halkın incitmesine sabr etmelidir. Onlara guzel davranmalıdır, bu azîmet yoludur. Onlardan kesilmek, uzak durmak ise, ruhsat yoludur. (İmÂm-ı RabbÂnî

Kuvvetli, hÂli elverişli olanın, azîmet olanı yapması efdaldir, daha iyidir. Guc olan işi yapmak nefse daha ağır gelir. Nefsi daha cok ezer, zayıflatır. İbÂdetler de nefsi zayıflatmak, kırmak icin emrolunmuştur. Zayıf, hasta, sıkışık hÂlde olan kimse nin azîmet olanı yapamadığı icin ibÂdetlerini, işlerini terk etmemesi, ruhsat yolu ile yapması lÂzımdır. (Abdulganî Nablusî

Azîmeti yapmaktan Âciz olan ozurlu kimsenin, ruhsat olanı, dinde izin verileni yapması cÂiz olur. Boyle kimsenin ruhsat olanı yapması azîmetleri yapmış gibi cok sevÂb olur. (AbdulvehhÂb Şa'rÂnî

__________________