Losemi olan cocuğunu kurtarmak icin, patronunun ahlaksız teklifini kabul eden kadın portresinin hem annelere, hem sağlık sistemine, hem de patronlara buyuk haksızlık!"
Sigortası olan her vatandaşın losemi tedavisini parasız yaptırabildiğini soyleyen Sağlık Bakanı Recep Akdağ, dizinin isminin “Binbir Gece Masalları” olarak değiştirilmesi gerektiğini kaydetti.

Sağlık Bakanı Akdağ, sigortası olan her vatandaşın losemi tedavisini parasız yaptırabildiğini belirterek, “Binbir Gece dizisinde cocuğunun hayatını kurtarmak isteyen annenin, patronunun ahlaksız teklifini kabul etmesi konu edilmiş. Dizide sanki bu olay cok yaygınmış gibi gosteriliyor. Bu hem annelere, hem sağlık sistemine, hem de patronlara buyuk haksızlıktır” dedi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Bakanlığı donemindeki icraatlarını bir grup gazeteciye anlattı. Aile hekimliği kavramının Turkiye icin bir kazanc olduğunu soyleyen Akdağ, bu sayede hastaların daha rahat ve hızlı şekilde kontrol edilebildiklerini kaydetti.

Akdağ, Turkiye’de 100 bin doktor varsa, bir 100 bin doktora daha ihtiyac bulunduğuna işaret ederek, “hekim fazlası var” soylemlerinin yanlış olduğunu bildirdi. “5-10 sene once insanlar yılda 2-3 defa doktora giderlerdi. Bu sayı gunumuzde 5’e yukseldi. Şimdi hekim sorunu ucu ucuna cozuluyor diyelim, ama 10 sene sonra ne olacak? Eğer hekim sayısı artırılmazsa 10 sene sonra muayene olacak hekim bulamayacaksınız” dedi. “Cok sayıda işsiz gencimiz var. Biz bunları alsak doktor olarak yetiştirsek, hemşire olarak eğitsek, yabancı dil oğretsek kotu mu olur” diyen Akdağ, Suudi Arabistan’ın da Turkiye’den doktor talebi bulunduğunu ifade etti. Akdağ, konuyla ilgili sorunun YOK tarafından cozulmesi gerektiğine değindi.

“TOKİ’YE EV YAPTIRMAK LAZIM”

Akdağ, Turkiye’de uzman ve pratisyen hekim dağılımının bir dengeye oturtulduğunu, sorunun sadece İstanbul’da cozulemediğini kaydetti. Sağlık calışanlarının artık işsizlik gibi bir problemlerinin bulunmadığını belirten Akdağ, “Sadece eş durumundan dolayı sorun yaşadığımız kişiler var. Herkes bize gelip ‘eşim Ankara’da-İzmir’de ya da Muğla’da’ diye bize gelip tayin yaptırmak istiyor, ama bu imkansız. Sozleşme imzalarken o sozleşmenin kurallarına uymak gerekir. Ayrıca hic kimse gelip ‘Eşim Ağrı’da-Giresun’da tayinimi oraya yapın’ demiyor nedense” dedi.

Akdağ, bazı ilcelerde sağlık personelinin kalacağı ev bile bulunamadığını belirtirken, guvenliği olmayan, kalacak yeri bulunmayan yerlere kimsenin gitmek istemeyeceğini, bu nedenle ozellikle gidilmek istenmeyen bolgeleri cazip hale getirmek gerektiğini kaydetti. Akdağ, Buralara sadece lojman yapmanın yeterli olmayacağını TOKİ’ye kişinin standartlarını karşılayabilecek ev yaptırarak sorunun cozulebileceğini bildirdi.

150 kişinin muracat ettiği polikliniklerin artık bulunmadığını soyleyen Akdağ, bir hekimin karşısına gunde en fazla 20 hastanın cıkması gerektiğini dile getirdi.
Akdağ, geri odeme kurumlarından parasını en gec Sağlık Bakanlığı’nın aldığını belirterek, “Bizim 4 yeni hastanemiz var. Ankara’da Ataturk Eğitim ve Araştırma ile Kecioren, İstanbul’da ise Umraniye ve Bağcılar. Tıp fakulteleri bunyelerine 400 oğrenci daha alsa, bu hastaneleri talep eden universitelere devrederim. Protokol yaparız, oğrenciler bizim hastanelerimize gelip hastalarımızı da gorurler” diye konuştu.

“VEREMLİ HASTALARIN DOĞRUDAN GOZETİN ORANLARINI YUZDE 90’A CIKARACAĞIZ”

Veremli hastaların doğrudan gozetim oranını yuzde 90 ulaştırmayı hedeflediklerini dile getiren Akdağ, bu oranın 6 bin veremli hasta bulunan İstanbul’da yuzde 90 cıkarıldığını kaydetti. Akdağ, anne olumlerini yuzbinde 20’ye bebek olumlerini ise 1000 de 20’nin altına indirmeye calıştıklarını anlatarak, bunu başarmak icin kız cocuklarının eğitilmesi, yolların duzeltilmesi ve doğumların ev ya da sağlık ocaklarında değil, tamamının hastanelerde gercekleşmesi gerektiğine değindi. Akdağ, ozellikle doğu bolgelerinde kış mevsiminde doğum yapacak annelerin, kışa girmeden şehirlerde konuk edildiklerine ve doğum zamanında hastanede bulundurulduklarına dikkat cekerek, bu uygulamanın da anne ve bebek olum oranlarını duşurduğunu bildirdi.

Hipotroid rahatsızlığının zeka geriliğine neden olduğunu ifade eden Akdağ, bu nedenle Hipotroid taraması başlattıklarını kaydetti.

“BİNBİR GECE MASALI”

Akdağ, “Binbir Gece” dizisinde losemi hastası cocuğunun hayatını kurtarmak icin, patronunun ahlaksız teklifini kabul eden kadın portresinin hem annelere, hem sağlık sistemine, hem de patronlara buyuk haksızlık olduğunu bildirdi. Sigortası olan her vatandaşın losemi tedavisini parasız yaptırabildiğini soyleyen Akdağ, losemi tedavisinde ilik naklinin cok nadir gorulen bir durum olduğunu bildirdi. “Dizide, boyle bir şey cok yaygınmış gibi gosteriyorlar. Oysa boyle bir şey yok. Bu kadının statusunu yanlış gostermek bakımından da onemli” dedi.

Cepten harcamalarn yuzde 34’ten yuzde 20’ye indiğini soyleyen Akdağ, Avrupa’da bu harcamaların arttığını belirtti. Akdağ, gostergenin Turkiye’nin sosyal bir devlet olduğunu kanıtı olduğunu ifade etti.

Turkiye’de sağlık altyapısında eksik olduğunu kaydeden Akdağ, bunun tamamlanması gerektiğini, ozellikle sigortaya bakış acısını moderne doğru cevirmek gerektiğini dile getirdi.

KAMU HASTANELERİNE DE RUHSAT VERİLMESİ GUNDEME GELECEK

Akdağ, hastanelerin temizlik işlerinin ozel şirketlere devredilmesini eleştirenlere ise, “Laboratuar temizliğini devlet gorevlisi yapsa daha mı iyi yapacak? Bugun ozel hasta nelerin temizlik işleri gayet iyi. Bakın biz ozel hastanelere ruhsat veriyoruz. Universite hastanelerinin ya da kamu hastanelerinin ruhsatı var mı? Yok. Biz şimdi bunu getirmeye calışıyoruz” dedi.

(ANKA)
__________________