http://www.youtube.com/watch?feature...&v=CX8odIAP460

187. Oruc gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helÂl kılındı.(44) Onlar, size ortudurler, siz de onlara ortusunuz.(45) Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tovbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah'ın sizin icin yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, icin. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikÂfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, Âyetlerini insanlara boylece acıklar.

(44) Tefsir kaynaklarının aktardığına gore, orucun farz kılındığı ilk donemlerde muslumanlar, oruc tutacakları zaman sadece guneş batımından yatsı namazını kılıncaya ya da uyuyuncaya kadar yiyip icebiliyorlar; cinsel ilişkide bulunabiliyorlardı. Kısaca imsak, yatsı namazından ya da uykuya dalınmasından itibaren başlardı. Âyette, yatsı namazından ya da uykudan sonra cinsel ilişkinin oruca engel olmadığı vurgulanmaktadır.
(45) Âyetin bu kısmında, guclu bir anlatım uslubu icinde, karı koca arasındaki ilişkinin tabiatı ortaya konmaktadır. Elbise ve ortu insanı nasıl soğuktan ve sıcaktan korur, kusurlarını orterse; eşler de birbirlerine karşı oyle koruyucu, kollayıcı ve bağlı olacaklardır.
188. Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile gunaha girerek yemek icin onları hÂkimlere (ruşvet olarak) vermeyin.

189. Sana, hilÂlleri soruyorlar. De ki: "Onlar, insanlar ve hac icin vakit olculeridir.(46) İyilik, evlere arkalarından girmeniz değildir. Ama iyi davranış, takva sahibi (Allah'a karşı gelmekten sakınan) insanın davranışıdır. Evlere kapılarından girin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.(47)

(46) Hz.Peygamber'e, "HilÂl nicin once iplik gibi incecik gorunuyor, sonra kalınlaşıp nihayet daire şeklini alıyor?" diye soru yoneltilmişti. Âyetin bu kısmında soz konusu soruya, ayın hareketlerinin zaman tayininde, ozellikle hac, oruc ve zekÂt gibi ibadetlerin vakitlerinin belirlenmesinde kıstas olduğu ifade edilerek cevap verilmektedir. Aynı konuya Yûnus sûresinin 5. Âyeti ile İsra sûresinin 12. Âyetinde de değinilmektedir.
(47) Cahiliye devrinde Araplar ihramlı bulundukları zaman evlerine, arka taraftan actıkları bir delikten girerler ve bunu iyi bir davranış sayarlardı. Âyet, onların bu uygulamalarının anlamsız olduğunu, gercek iyiliğin takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma) esasına dayalı davranışlar olduğunu vurguluyor.
190. Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda siz de savaşın. Ancak aşırı gitmeyin.(48) Cunku Allah aşırı gidenleri sevmez.

(48) "Aşırı gitmeyin" ifadesiyle, mecbur kalmadıkca savaşa girilmemesi, savaş kacınılmaz hÂle gelince de savaşta cocuklara, kadınlara, yaşlılara ve savaşla ilgisi olmayan diğer sivillere zarar verilmemesi, işkenceden sakınılması.. gibi hususlar kastedilmektedir.

Alıntı
__________________