[IMG]http://img186.**************/img186/7884/bscap0019ao0.png[/IMG]
FM YAPIMDAN BUYUK SAYGISIZLIK
http://www.fm.com.tr Yalancı Yarim Dizinin Yapımcısı FM yapım internet sitesini nihayet (Bizim acımızdan iş işten gectikten sonra)faaliyete gecmiş gecmesine de Barış icin en kucuk bir ibare bile yok ana sayfasında. Hatta ana sayfasında yapımlarımız diye verilen diziler Sıla ile Sana Mecburum adlı dizi. Barışın anısına buyuk bir saygısızlıktır bu. Kendilerini şiddetle kınıyorum.
GECİRDİĞİ KAZA SONRASI YAŞAMINI YİTİREN BARIŞ AKARSU'NUN “HEYKELİ” YAPILACAK.
8/7/2007 12:22 (ucankuşdan alıntı)
Unlu heykeltıraş Tankut Oktem, Muğla'nın Bodrum ilcesinde gecirdiği trafik kazası sonucu olen ve Bartın'ın Amasra ilcesinde defnedilen şarkıcı Barış Akarsu'nun, gitarıyla tasvir edildiği 3 metrelik heykelini yapacak.
Şarkıcının olumunden cok etkilenen Oktem, Akarsu'nun defnedilmesinin ardından Amasra Belediye Başkanı Ali Yıldırım'ı telefonla arayarak hicbir karşılık beklemeden şarkıcının heykelini yapmak istediğini bildirdi.
Teklifi olumlu karşılayan Yıldırım, Belediye Meclisine heykelin uygun yere konuşlandırılması icin teklif sunacağını soylemesi uzerine Oktem, calışmalara kısa zamanda başlayarak bu yılın ağustos ayı sonuna kadar heykeli hazırlamayı planlıyor.
Oktem, yaptığı acıklamada, Akarsu'nun olumuyle sevenlerinin buyuk uzuntu yaşadığını, sanatcının yuzunun canlılığını ve duygusallığını her heykeltıraşın veremeyeceği duşuncesiyle heykelini yapmaya karar verdiğini soyledi.
Sanatcının sanatcıya destek olması gerektiği fikrinden hareketle hicbir karşılık beklemeden heykeli hazırlayacağını anlatan Oktem, şoyle konuştu:
“Akarsu'nun cok farklı bir yuz ifadesi var. O ifadeyi on planda tutan heykel yapacağım. Tamamen duygusal reaksiyonla bu calışmaya yoneldim. Yurtseverliğinin yanı sıra insan, hayvan ve tabiat sevgisiyle ornek sanatcı olan Akarsu'nun heykelini yapmaya karar verdim. Sanatcının saclarını yanına savurduğu, elinde gitarı olan fotoğrafının benzeri eser oluşturmak istiyorum. Sanatcılar zamanla unutulabiliyor. Ancak boyle kalıcı eserlerle onların yuzyıllar boyu yaşamasına katkı sağlanıyor. Bu heykeli yapmaya karar verirken durust, doğru ve iyi şeyleri hisseden sanatcıların odullendirilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması duşuncesi etkili oldu. Durustluk ve sevginin heykelini yapıyorum. Bu tum sanatcılara ornek olamalıdır.”
HEYKEL KULTUR PARKA KONULACAK
Belediye Başkanı Yıldırım da Oktem'in Akarsu'nun heykelini yapma fikrinden cok etkilendiklerini belirterek, şoyle dedi:
“Belediye Meclisi olarak gerekli kararı alacağız. ilce merkezindeki Kultur Parka, heykeli konuşlandırmak istiyoruz. Oktem ile bolgemizde incelemelerde bulunarak yeri tespit edeceğiz. Bolge halkı heykelin yapılmasına cok sevinecektir. Her yıl binlerce insan Akarsu'nun mezarını ziyarete ve heykelini gormeye gelecektir. Oktem'e elimizden gelen desteği vereceğiz, duyarlılığının da herkese ornek olmasını diliyorum
Barış’la sevgili dışında her şeydik’
[IMG]http://img262.**************/img262/7478/barveneexf3.jpg[/IMG]
Gecen hafta olumuyle butun Turkiye’yi yasa boğan Barış Akarsu’yu menajeri, şarkılarının soz yazarı, en yakın arkadaşı Neşe Acıker star pazar’a anlattı. Acıker; ‘Son uc yılın her gunu onunla gecti. Unutulmaz anılarımız var, şimdi yarattığı boşluğu yaşamak nasıl olacak duşunemiyorum’ diyor
Ayşe Duzkan
Butun Turkiye’yi ardından ağlatan Barış Akarsu’nun en yakınıydı Neşe Acıker. Akademi Turkiye’ye başvurduğu anda onunla tanışmış, ondaki star ışıltısını ilk o fark etmiş, şohrete giden yolculuğunda ona destek olmuş, eşlik etmişti. Basın ondan Barış Akarsu’nun menajeri olarak soz ediyor ama bu dostluğu bir menajer-sanatcı ilişkisi olarak tanımlamak cok yetersiz. Neşe Acıker, onun menajerliğini, yol arkadaşlığını yapmakla kalmamış, genc sanatcının, başta Duşmeden Bulutlara Koşmam Gerek olmak uzere bircok şarkısının sozlerini de yazmıştı. Herkesi gozyaşlarına boğan cenazenin hemen ardından Neşe’ye Barış’ı sorduk, bize onu butun samimiyetiyle anlattı.
Değişik bir ailesi vardı
Barış’ın ailesi değişik bir aile. Annesi en az Barış kadar artist ışığı taşıyan, sevimli, sevecen, akıllı bir kadın. Ayrıca kesinlikle Barış’ın o inanılmaz yuzunu nereden aldığını Hatice Anneyi gorunce anlamak mumkun. Metanetli, dimdik bir kadın. Selahattin Abi ise bambaşka bir dunyada yaşayan, yaşamak isteyen bir insan. Onun dunyasında eşitlik, doğruluk ve insani değerlerin tumu var. İşte boyle bir anne babadan Barış gibi bir cocuğun ortaya cıkması gercekten cok normal. Kız kardeşi Nesrin’in naifliği başka bir şey. Aynen Barış’ta olduğu gibi mıknatısla cekilmiş gibi sevmek istiyorsunuz.
Kızlar onu şımartmadı
Sadece kızlar değil, her kesimden insan ona hayrandı ve seviyordu. ‘Kızlar beni cok beğeniyor’ diye ortada kasılıp gezen bir tip değildi. O ozel ilişkileri onemserdi. Ozel yaşardı ve değer vererek yaşardı. Herhangi birinin ilgisiyle şımaracak biri asla olmadı.
Gorur gormez anladım birinci olacağını
2004 yılının ocak ayıydı. Sony Muzik’in o zamanki genel muduru Melih Ayracman toplantı odasında bize ‘Arkadaşlar cok onemli bir projede birlikte calışacağız atv’de yeni bir yarışma programı başlıyor ve biz de onun muzik sponsoruyuz’ dedi. Yarışmanın adı Akademi Turkiye’ydi ve direktoru olarak ben gorevlendirildim. On gun boyunca Turkiye’nin dort bir tarafından gelen yaklaşık 16 bin cocuk dinledik. Ama bir tanesi iceri girdiğinde gercekten cok ozel hislere kapıldım. Daha şarkı bile soylememişken ‘İşte yarışmanın birincisi geldi’ dedim. Birkac arkadaş da bana katıldı, ‘E daha şarkı soylemedi’ diyenlere, ‘Soyleyecek merak etmeyin’ dedim. Barış da soyledi, cok guzel soyledi ve beni utandırmadı. Herkeste tuhaf bir etki yaratmıştı... Fotoğraflarının cekilmesini istedim... Ona belli etmeden cekilen fotoğraflardan birini bir laptopa yukleyip jurideki diğer arkadaşlara gosterdim, ‘Bakın’ dedim ‘Turkiye’nin yeni starı işte.’ Sonrasında yarışma sureci başladı... Ekranda juri uyeliği yapmayı istemedim ve yerime Sony muziği temsilen başka bir arkadaşımız oturdu. Benim gunlerim arkada cocuklarla gecti ve cok da guzel gunler yaşandı. Her biri ile ayrı ayrı ilgilenmeme rağmen ta o zamandan Barış benim icin başka oldu. Canı sıkıldıkca Akademi Evi’nden izin alır, yukarıda studyo bolumunde kızımla oynardı. İşte Barış’la tanışma faslı boyle oldu... İlerleyen zamanlarda Sony yarışma sponsorluğundan cekildi, benim Sony Muzik’le calışma surecim sonladı ve hayat kendi kurallarını koymaya başladı. Yarışma bitip Barış birinci olunca benim evimde, birlikte yaşadığımız bir surec başladı. Ta ki Seyhan Muzik’le anlaşıp sonrasında Barış kendi evine sahip olana kadar. Aslında ben menajer falan değildim, o gune kadar daha cok yapımda calışmıştım. Fakat Barış’la birinin ilgilenmesi gerekiyordu, gonulden yapılan bir şey doğal surecinde bir işe donuştu ve kendimi Barış’ın menajeri olarak buldum. Cok zorlu surecler yaşadık. Uc yılda iki album, bir dizi ve yuzlerce konser. Ve yuzlerce gun suren beraberlik. Son uc yılın her gunu onunla gecti. Şimdi yarattığı boşluğu yaşamak nasıl olacak duşunemiyorum. Birbirimize hep inandık, guvendik ve sevdik. Birlikte en cok gulduğum, eğlendiğim insan Barış oldu. Hatta benim fazla gulmememle bile dalga gecerek beni guldurmeyi başarırdı.
Paylaştıklarımız anlatılamaz
Bu acılı surecte basından bir arkadaş Bulent Seyhan’a sormuş ‘Neşe Hanım kimdir?’ diye. ‘Barış’ın sevgilisi dışında her şeyi’ diye cevap vermiş. Barış’la menajer ve sanatcı ilişkisinden ote bambaşka bir şey paylaşıyorduk. Ya da gercek bir menajer-sanatcı ilişkisi yaşıyorduk. Barış sadece muziğiyle ve oyunculuğuyla ilgileniyor, diğer her şeyi yapmaksa bana kalıyordu ve yıllarca buyuk bir zevkle yaptım.
Herkesi mutlu gormek isterdi
Tam 3.5 yıl gecti ve şu anda sadece yaşadığımız guzel şeyleri konuşuyoruz. Barış cok komik bir cocuktu, etrafındakileri mutlu etmek, eğlendirmek adına her şeyi yapardı. Binlerce anı bıraktı bize ve hepsi son guzel anılar. Anlatmaya kalksam onlarca cilt kitap cıkabilir. Barış cok ozel bir insan, bıraktığı anılar da oyle.
Mor ve Otesi dinliyordu
Onun cok sevdiği şarkılar vardı. Islak Islak en sevdiklerinden biriydi. Ama aslında Barış, Jim Morrison, Led Zeppelin, Skidrow vb. dinlemeyi severdi. Jim Morrison icin ‘Babam’ derdi. Son zamanlarsa ise Mor ve Otesi’ne ait Kucuk Sevgilim şarkısını diline dolamıştı, bir de Demir Demirkan’ın Zaferlerim. ‘Ben de boyle guzel aşk şarkıları yazmak istiyorum’ derdi.
Futbolu değil Beşiktaş’ı sevdi
Beşiktaşlılar onu, o Beşiktaşlıları severdi. Ozellikle Carşı grubunu; cok eğlenirdi onlardan bahsederken. Barış gezip eğlenmeyi, yeni yerler gorup yeni insanlar tanımayı cok severdi. Hep cocuk gibi heyecanlı olurdu. Onun en buyuk hobisi, insanları sevgiyle birbirine bağlamaktı. Bunun dışında nerede bir tahta parcası bulsa hemen bir şeyler oyup oyuncaklar yapardı. Denizi, denizle ilgili her şeyi cok severdi tam bir yelken tutkunuydu.
Yarın cok korkutucu
Gunlerdir hastane sureci, Barış’a veda etme sureci derken hislerimin ne olduğunu anlayamadım. Son gorevler, koşuşturmalar bitti sanırım asıl boşluklar, asıl acılar şimdi cıkacak ortaya. Sadece cok korkutucu olduğunu, yarından korktuğumu soyleyebilirim.
http://www.stargazete.com/index.asp?haberID=125804
Yalancı Yarim’i devam ettirin
Bunu ben soylemiyorum. Yalancı Yarim’in seyircileri soyluyor. Onlar, Barış’ın anısına bu dizinin devam etmesini istiyor. Bakın dizinin tutkunlarından Merve Bahadır duygularını hangi cumlelerle dile getiriyor: “Barış Akarsu’yu milyonlar Yalancı Yarim dizisiyle tanıdı, sevdi. Kimi bir kardeş, kimi abi, kimi evlat, kimi de arkadaş olarak sevdi. Hayranları Yalancı Yarim’in devam etmesi icin ellerinden geleni yaptı. Yayından kaldırılmaya hazırlanılan dizi bitirilmedi, devam etti. Barış, o kazanın meydana geldiği yere dizinin yeni bolumlerinin cekimleri icin gitmişti. Fakat hic beklenmedik bir şekilde aramızdan ayrıldı. Ama Tarık hala bizle. Eğer Barış’ı yaşatmak istiyorsanız, Yalancı Yarim’e bir Tarık bulup diziyi devam ettirmelisiniz. Cunku Tarık yaşadığı surece biz de Barış’ı anmaya, hatırlamaya devam edeceğiz. Elbette Barış’ın yerini kimseler alamaz. Elbette bu dizinin diğer oyuncuları icin cok zor bir karardır. Ama Barış, hic olmazsa kendisini hepimizin gonlune kazıyan Tarık karakteriyle yaşamalıdır.” İşimiz isteklerinize tercuman olmak; yapmaya calışıyoruz. Dizinin devam etmesini istiyorsunuz; biz de yazıyoruz. Barış’ın daha doğrusu dizideki Tarık’ın yerine onu hatırlatacak bir aday mı bulunur yoksa dizinin senaryosu yaşanan trajik gercekle mi yoğrulur orasını gene en iyi siz bilirsiniz. Ama Yalancı Yarim tutkunları Barış’ın anısına bu dizinin devam etmesini istiyorlar. Umarım değerlendirirsiniz...
***
Tosinkanın notu: Bu nasıl bir talihsizliktir ki yapıla gelmiş tum mucadelelerimiz dik duruşlarımız sağlam basışlarımız zemini olmayan mekanı olmayan samimiyeti teğet gecmişliklerin inanclarımızın değerlerimizin icine turp sıkar hale gelivermiş.
Barışı dinlerken burkulan yureğimin derin urpertisinin sallantısı yıkarken beni, devam etmeli barış icin devam etmeli diyor kustah bir ses Barışa ihanetin sesine donuşuveriyor aniden.
Memet Guler [email protected] 10.07.2007
Barış, "Anadolu Kayası" olacaktı, olamadı..
BAĞIŞLAYIN, hÂl acı kaybın etkisinden kurtulamadım. Sanırım daha birkac gun bu sutunlarda adını sayıklayacağım, affedin. Amasra'da gecirdiğim acı saatleri ayrıntısıyla anlatacak değilim. Onun adını ve acısını reyting-tiraj beklentisiyle surekli tekrarlayanların safında gorulmekten korkuyorum. Sadece iki not ileteceğim. Yureğimi paralayan iki unutulmaz kare... Anacığı Hatice Hanım'ın bir elinde yavrusunun saclarından kestiği buklesi vardı. Diğer elinde hastaneye getirildiğinde ayağından cıkardığı corabı... Onları opup, kokluyordu... Babası Selahattin Bey, cenazeden onceki gunu Amasra sahilinin kumları uzerinde gecirmişti. Oğlunun bir zamanlar gitar caldığı kumlarda onun izini arayarak... İşte bu iki olayı unutamıyorum... Bir de Hatice Ana'nın havaalanında bizler cenazeyi karşılarken soylediklerini... Onun hıckırıklara boğulduğunu gorup, teselli etmek isterken, "Barış hicbirimizi bu halde gormek istemezdi" dedim. Demez olaydım. Bana donup, buyuk bir ofkeyle baktı. "İstemezdi deme! Oyle soyleme..." Onunla ilgili olarak gecmiş zamanlı cumle kurulmasına tahammul edemiyordu. Zira yavrusu onun icin hic olmemişti, olmeyecekti. Amasra'da Yalancı Yarim'in şirketi FM Yapım'ın ortakları Mustafa Oğuz ve Faruk Bayhan'dan aldığım bilgi ise yureğimi biraz daha dağladı. Yalancı Yarim'in bitmesinden sonra Barış icin yeni bir dizi senaryosu sipariş edilmişti. Tuna Kiremitci'nin kaleme aldığı enfes bir hikÂyeydi. Adı, "Anadolu Kayası"ydı... Nasip değilmiş... Bu arada Barış'ı sevenlerin surekli sorduğu soruya da acıklık getireyim. Ortalıkta bir soylenti dolaşmakta. Hastane yetkilileri, aileye 150 bin YTL masraf fatura etmiş. Aile odeyememiş, falan, filan... Bunların hicbiri gerceği yansıtmıyor. Hastane masrafları 18 bin 600 YTL tutmuş. Trafik raporları ve diğer burokratik işlemler tamamlandığında fatura, sigorta şirketi tarafından karşılanacakmış. Ve menajeri ya da diğer sıfatıyla "koruyucu meleği" Neşe Acıker, kazadan sadece 4 gun once Barış Akarsu icin ozel hayat sigortası yaptırmış. Son bir haftanın huznu icinde yureğimi azıcık soğutan tek haber, işte buydu...
YUKSEL AYTUĞ
http://www.sabah.com.tr/gny/haber,3D...A49C32C2B.html
Nerede kaldı Hipokrat yemini?
Doktorların sorumlulukları arasında "hastalara karşılıksız yardım etme"nin yanı sıra "hastaların sırlarını korumak" da yer alır. Bir hekim ile hastası arasında yaşananlar mahremdir ve oyle kalmalıdır. Meslek ilkelerine bağlı kalarak, fedakarca gorevlerini yapan tıp calışanlarını tenzih ederek soyluyorum, son gunlerde yaşananlar Hipokrat'ın kemiklerini sızlatacak cinstendi... Once bir TRT spikeri taşındı gazete manşetlerine... GATA'da gorevli eski eşi hem asker hem de doktordu. Ve sırf "aşk intikamı almak icin" eşinin ic camaşırlı fotoğraflarını internette yaydığı iddia ediliyordu. Ve Barış Akarsu'nun can cekiştiği anlarda yoğun bakım unitesindeki hali ekranlara ve gazete sutunlarına yansıdı. Bodrum'daki ozel hastanenin Başhekimi, Cumhuriyet Savcıları'nı harekete gecirdi. Soruşturma başlatıldı. Bir haber ajansının aracına bırakıldığı soylenen CD'nin uzerindeki parmak izleri saptandı. Edindiğim bilgiye gore fotoğrafları ceken ve ajansa veren kişinin yoğun bakım unitesinde gorevli bir doktor olduğu ortaya cıkmış. Olay henuz soruşturma aşamasında olduğu icin bu konuda daha detaylı bilgi veremiyorum. Ama hastane, soz konusu doktor hakkında "kuruluşun itibarını zedelediği icin" tazminat davası acmaya hazırlanıyormuş. Şu hale bakar mısınız? Hipokrat yemini etmiş bir doktor, hastasının en mahrem anını goruntuleyip, bunu medyaya ulaştırıyor. Bu iş para-pul icin yapılmaz. Ben goruntuleri cekip, dağıtan kişinin ruh sağlığının yerinde olmadığı kanaatindeyim. Haydi biraz daha ileri gidip, hastalığının ismini de koyayım: "Paparazzi Sendromu..." Evet, bu hastalığın tıp literaturunde yeri yok. Ama hayatın tam ortasında var. Rontgenleme ve gammazlamanın "magazin haberciliği" sayıldığı bir coğrafyada insanlarımızı kotu birer paparazzi haline getiren, bizleriz. Daha gecen gun bir magazin programında "gorgu tanığı komşu" keyifle, ağzı kopurerek anlatmıyor muydu: "Evet, Nazire Hanım, Deniz Seki'nin evini bastı. Husnu Bey yoktu, sonradan geldi. Bu arada evden bağırış cağırışlar geliyordu. Hatta birkac camın kırıldığını duydum..." Ya kafeteryada, plajda gorduğu unlu cifti cep telefonuna kaydedip, sonra kanal kanal gezerek bu "jurnali" paraya cevirmeye calışanlara ne demeli? Bir başka magazin programında bikinili unluyu ceken magazinciler aralarında selulit tartışması yapıyorlardı: "Vay be portakal kabuğu gibi olmuş, bacaklara bak..." "Hayret, o kadar da su iciyor. Hep elinde su şişesi goruyorum..." Şu hale bakar mısınız?.. Doktorlarımız paparazzi, paparazzilerimiz doktor olmuş... Barış Akarsu'nun hepimizi yaralayan yoğun bakım goruntulerine tekrar donecek olursak: Bu fotoğrafları ceken icin adli kovuşturma başlatıldı. Peki ya yayınlayanların yanına kar mı kalacak? Hukukta esastır: Calıntı malı satın alan da en az hırsız kadar sucludur, sorumludur. Yok mu bunun peşine duşecek bir hukuk adamı?
YUKSEL AYTUĞ
http://www.sabah.com.tr/gny/haber,19...FF5AFD152.html
Barış Akarsu icin soylediler
Sertan AYDEMİR
Zonguldak'ın Ereğli İlcesi'nde festivalde konser veren Murat Boz, Deniz Seki ve Ozcan Deniz, şarkılarını Barış Akarsu icin soyledi.
Ereğli'deki 14’ncu Uluslararası Sevgi, Barış, Dostluk, Kultur Festival'nin son gunundeki konserleri yaklaşık 100 bin kişi izledi. Sahneye ilk cıkan Murat Boz'a ozellikle genc kızlar buyuk ilgi gosterdi. Murat Boz, konserin sonunda onunde Barış Akarsu'nun resmi, arkasında ise 'Seni asla unutmayacağız' yazılı tişortle sahneye cıktı. Murat Boz, Barış Akarsu icin Erkin Koray'ın "Estarabim" şarkısını seslendirdi.
[IMG]http://img170.**************/img170/7033/3702202kh8.jpg[/IMG]
[IMG]http://img339.**************/img339/5508/3702198yy3.jpg[/IMG]
Barış'ın hayatını babası yazacak
Trafik kazasında hayatını kaybeden Barış'ın hayatı babasının kaleminden kitap oluyor
Muğla'nın Bodrum ilcesinde gecirdiği trafik kazası sonucu olen ve Bartın'ın Amasra ilcesinde toprağa verilen şarkıcı ve oyuncu Barış Akarsu'nun babası Selahattin Akarsu, oğlunun hayatını anlatan kitap kaleme alacağını bildirdi.
Baba Akarsu, yaptığı acıklamada, oğlunun UNESCO'nun 1979'da ilan ettiği “Cocuk Yılı”nda doğduğunu, tum dunyaya barış getirmesi dileğiyle de adını “Barış” koyduğunu soyledi.
Akarsu'nun muziğe merakı nedeniyle kucuk yaşta kendisine saz ve org aldığını, ancak evladının en cok gitar calmayı sevdiğini anlatan Selahattin Akarsu, şunları kaydetti:
“Oğlumu en cok kumsalda arkadaşlarıyla birlikte olmak mutlu ederdi. 'Ben kumsaldan geldim' derdi. Ailesi olarak muzik ve dizi calışmaları nedeniyle yanında yer alamadık. Ancak, oğlum her zaman onu desteklediğimizi bilirdi. Evladıma surekli mektuplar yazarak nasihatler verirdim. Trafik kazasında yaşamını yitirmesiyle tum sevenleri buyuk uzuntu yaşadı. Cenazesinin defnedilmesi sırasında gurur ve acıyı bir arada yaşadık. Cocuğumun kucukluğunden itibaren nasıl yetiştiğini, neler yaptığını, ailesi ve cevresiyle ilişkileri ile unlu olduktan sonra yaşadıklarını anlatacağım kitap hazırlayacağım. Sevenlerine, Barış'ı daha iyi anlatmayı sorumluluk olarak kabul ediyorum. Kitapla ilgili calışmalara kısa zamanda başlayacağım.”
Evlerinin bahcelerine Akarsu'nun “Kalbimizde yaşıyor” posterini asan baba Selahattin ve anne Hatice, Akkonak koyunde taziyeleri kabul etmeye devam ettiklerini belirti.
HEYKEL İCİN MECLİS KARAR ALDI
Amasra Belediye Başkanı Ali Yıldırım da yaptığı acıklamada, unlu heykeltıraş Tankut Oktem'in hicbir karşılık beklemeden hazırlayacağını bildirdiği 3 metrelik Barış Akarsu heykelinin ilce merkezindeki Kultur Park'a konulması konusunda Belediye Meclisinin karar aldığını soyledi.
Yıldırım, sanatcının gitarıyla tasvir edileceği heykelin tamamlanmasının ardından cevre duzenlemesi yapılarak parka torenle konuşlandırılacağını kaydetti.
Bu arada, hayranları tarafından Akarsu'nun defnedildiği gunden itibaren Amasra'da tutulan taziye defterine yaklaşık 2 bin kişinin duygularını yazdığı oğrenildi.
AA
-------------------------------------------------------------------------
11.07.2007 Yuksel Aytuğ
Barış Akarsu yeni canlar kurtarabilir
Sevenlerinin mesaj yağmuru suruyor. Barış Akarsu'nun anısını yaşatmak, onu olumsuz kılmak icin ne yapmaları gerektiğini soruyorlar. Barış'ın hastanede yaşam savaşı verdiği gunlerde sevenlerini biraz olsun teselli edebilmek adına onun Akademi Turkiye'deki goruntulerinin atv'de yayınlanmasını talep etmiş ve bu gercekleşmeyince de atv yonetimine gonul koymuştum. Ama oğrendim ki atv yonetimi bu konuyu yapımcı şirket ile goruşmuş. Sonunda "Barış'ın uzerinden reyting yapıyorlar" eleştirilerine muhatap olmamak icin Akademi'yi yeniden yayınlamaktan vazgecmişler. atv'nin bu duruşunu saygıyla karşılıyorum. Hele Barış Akarsu'yu alenen reyting ve tiraj unsuru olarak kullananları gordukce... Ama sevenleri ona dokunmak, sesini işitmek istiyor... Onların yureğini soğutacak bir şeyler de yapılmalı. Onerim şu: Barış yaşamının son gunlerini losemili cocuklara adamıştı. LO- SEV'in himayesinde bir organizasyon ya da Barış'ın adına kurulacak bir vakıf aracılığıyla onun yaşamını anlatan bir kitap, Akademi'deki arkadaşlarının seslendireceği Barış Akarsu şarkılarından oluşan bir album ve yarışmadaki goruntulerinin yer aldığı bir DVD hazırlansın. Bunların tum geliri losemili cocuklar yararına harcansın. Boylece Barış sevgisi reyting ve tiraj kaygısına tahvil edilmemiş olur. Eminim, Barış da boyle olmasını isterdi. Eh, oyleyse, davranın!
Yazarlar / Burhan Ayeri
Diziye gercek final eklensin
[email protected]
Vatan’ın TV eleştirmeni Memet Guler kardeşimiz, ‘Yalancı Yarim’in devam ettirilmesini istedi. Bazı yazarların da buna yakın yorumlarını okuduk. Ancak, bizim goruşumuz, tek bir bolumle bu işin noktalanması. Komedi yapımlar ağlatmaz diye kural yoktur. Onerimiz, ekibin yeni bir calışma yapması ve sonunda Tarık’ın yani Barış Akarsu’nun hayatını kaybetmesiyle bu işin tamamlanmasıdır. Sanırız yarı belgesel niteliğiyle kolay kolay unutulmayacaktır. Hastane ve cevreden yapılan cekimler nasılsa elde var. Tekrarlayalım bu da bizim isteğimiz. Tabii ki kararı oncelikle ailesi verecektir.
Barış icin Beşiktaş forması istemiştik. Goktuğ, tişort onerdi. Bu konuda gelen mesajlara bakıyoruz, tamamı ‘Suratle hazırlansın’ şeklinde. Emre Emiral, Gulce Akgunaydın oncelikli pek cok Galatasaray’lı “Barış’lı Beşiktaş formasını ya da tişortunu hemen alır ve giyeriz” diyorlar. Tuğce Polatkan gibi, pek cok Yalancı Yarim tutkunu, Barış’ı, istismara kalkan medya kuruluşlarına ateş puskuruyor. Tamamına yakını, Barış’lı formayla Amasra’daki mezara gitme niyetinde...
***
Tosinkanın notu: Dizinin finali 49. bolumde g-e-r-c-e-k-l-e-ş-m-i-ş-t-i-r. Gorulduğu uzere cumlenin sonunda nokta vardır. Birileri cıkıp o noktanın yerine virgul koymaya curet ederse başka birileri de cıkıp o virgulun kuyruğunu ham yapıverir.
Cengiz SEMERCİOĞLU [email protected]
11 Temmuz 2007
Demek ki pop star yarışmaları kotu değilmiş!
Popstar yarışmalarını yerden yere vuranlar, neden bu yarışmalardan isim cıkmıyor diye eleştirenlerin Barış Akarsu’nun olumunden cıkaracağı dersler var.
Barış’ın haberlerinin yapıldığı, Barış’ın arkadaşlarının yer aldığı programların ratinglerine bakıyorum.
Hepsi normalin uzerinde bir izlenme payına ulaşmış.
Programların Barış’la ilgili bolumlerinde belirgin bir yukseliş var.
Demek ki, yıldız cıkarmıyor denilen pop star yarışmaları coktan bir yıldız cıkarmış da bizim haberimiz yokmuş.
Barış’ın olumunun, popstar loser’larıyla ve olen isimleriyle karıştırılmaması gerektiğini yazmıştım gecenlerde.
Bu olum bir şeyi daha gosterdi bize; bu tur yarışmaların ’tu kaka’ olmadığını...
Bu yarışmalar sadece hayatı kayan, intihar eden gencler, kayıp giden hayatlar yaratmıyormuş demek ki, kitlelerin sevdiği genc yıldızlar da cıkarıyormuş.
Bugune kadar hep olumsuz ozellikleriyle anılan popstar yarışmaları, ne yazık ki, Barış’ın olumuyle kendini temize cıkarma şansı buldu.
Demek ki Barış gercek bir Popstar’mış, baksanıza komadaki fotoğrafının yayınlanıp yayınlanmaması bile hararetle tartışılıyor.
Barış Akarsu Kore'ye gitseydi...
[IMG]http://img516.**************/img516/9201/barisakarsuhapkidobz4.jpg[/IMG]
2004 yılının son aylarıydı. Turkiye, ATV'nin başlattığı "Akademi Turkiye" adlı yarışmayla calkalanıyordu. Ulkenin dort bir yanından binbir umutla İstanbul'a gelen gencler, "Turkiye'nin en iyi sesi" ilan edilmek icin kan ter icinde kalıyor, hunerlerini sergilemeye calışıyordu. İclerinden biri ise daha ilk haftalarda hem kendine hayran kitlesi oluşturmaya başlamış, hem de yarışmanın favorilerinden biri olacağını gostermişti. O isim Barış Akarsu'ydu. Uzun sacları, surmeli gozleri, mutevazı davranışlarıyla dikkat ceken ve aradan sıyrılan Barış, sonuclar ilan edildiğinde, yepyeni bir hayata adım attığına inanıyordu. Genc yaşında tanınmak, o'nu hayalinde olan kaset yapmaya bir adım daha yaklaştırıyordu.
Ancak sahnenin onu ile arkası farklıydı. Barış bunu, yarışma bittikten hemen sonra anlamıştı. Cunku; birinci olmasına rağmen, ATV yoneticileri soz verdikleri kasedi yapmamakta direniyordu. "Altyapımız yetersiz" gerekcesinin arkasına sığınan ATV'ciler, genc bir şarkıcının umutlarıyla rahatca oynayabiliyordu. Barış Akarsu ise, yıllardır beklediği fırsatı yakaladığını biliyordu. "Populer" olmanın verdiği avantajı kullanmak isteyen Akarsu, sonunda Seyhan Muzik'le anlaşarak ilk kasedini sevenlerine ulaştırıyordu.
Tam o gunlerde, biz de ilk kitabımız olan "Hepsi Yaralar Sonuncusu Oldurur"un okura ulaşmasının sevincini yaşıyorduk. Seyhan Muzik'in sahibi Bulent Seyhan'ın tanıştırdığı Barış Akarsu ile ilk sohbetimiz de bunun uzerine olmuştu: İlk kaset ve ilk kitap...
İlk heyecanı birlikte paylaştığımız Akarsu, samimiyetini ve sevincini, sevgili Lutfu Turkkan'ın katkılarıyla hazırladığımız Pera Palas'taki kitap tanıtımı kokteyline gelerek de gosterdi. Seyhan Muzik Koordinatoru Seyfi Yerlikaya ve sanatcı arkadaşlarıyla kokteyle katılan ve son an'a kadar bizimle kalan Akarsu, kendisiyle fotoğraf cektirmek isteyen hic kimseyi kırmadı. Şohretinin doruğundayken gosterdiği bu alcakgonullu tavır, aslında yol haritasının nasıl olacağının ipuclarını da veriyordu.
Akarsu'nun Yeni Melek Gosteri Merkezi'ndeki kaset tanıtımına katıldığımız o gece de tablo değişmemişti. Salonu dolduran binlerce genc, Akarsu'ya sevgi gosterisinde bulunuyordu. Barış Akarsu ise, aynı karşılığı veriyor, kendisini izleyenleri sahneden adeta etki altına alıyordu. O gunlerin uzerinden neredeyse uc yıl gecti... Akarsu, yeni yolculuğuna cıkıyor, bir diğer dostumuz olan sevgili Kazım Koyuncu ise hayata veda edeceğini hissediyordu. Akarsu'nun kaset tanıtımından cıktığımız saatlerde karşılaştığımız ve sohbet ettiğimiz Kazım Koyuncu, hastanede yaptırdığı tahlillerde "kanser"e yakalandığını oğreniyordu. Karadeniz'in iki asi gencinin "kader"i ise değişmiyordu: Hayatının baharında veda etmek...
Tum bunları, dun gece sevgili dostum Bulent Seyhan'la konuşurken yeniden hatırladım. Amasra'daki cenazeden donen ve hayli yorgun olan Seyhan, Kadıkoy'deki mağazanın girişinde asılı bulunan dev Barış Akarsu afişine baktı ve "Bizim evladımız gibiydi. Ofise ne zaman gelse, boynuma sarılırdı" dedi. Akarsu'nun kokteyle geldiği gun uzerine konuştuğumuzda da "Her zaman yanımızdaydı. Dostlarını hic yalnız bırakmazdı" ifadesini kullandı.
Barış gercekten de dost canlısıydı. Ne zaman karşılaşsak yuzunde hep bir gulumseme olurdu. İki kasedini cıkardığı Seyhan Muzik calışanları, bu yuzden Barış'ın olumunun acısını en cok hissedenler arasında. Cunku onlar, muzik yaşamı kendi iclerinde başlamış ve yıldızlaşmış bir arkadaşlarını, dostlarını kaybettiler.
Bu acıyı derinden hisseden bir başka grup daha var ki; onlar bugune kadar Barış'la ilgili henuz hicbir şey soylemedi. Bu grubun adı, Hapkido Federasyonu... Turkiye'de bir sure once faaliyete başlayan Hapkido Federasyonu, Seyhan Muzik'in sahiplerinden Levent Seyhan'ın onculuğunde kuruldu. Levent Seyhan'a bu surecte yardım edenlerden biri ise, Barış Akarsu'ydu. Kore Savunma Sporu olarak bilinen Hapkido'yu Turkiye'de yaygınlaştırmaya calışan Levent Seyhan, bu surecte en buyuk desteği, yakın arkadaşı Barış Akarsu'dan aldı.
Barış'ın muziğe başlamadan once Hapkido'yla "amator" olarak uğraştığını bilen Levent Seyhan, federasyonun kuruluş gunlerinde, genc sanatcıyı da uye yaptı. Barış Akarsu, kuruluşun tamamlanmasından sonra, Hapkido'yla profesyonelce ilgilendi. Hatta; birkac TV kanalına, Hapkido'yu anlatmak uzere cıktı. Uzerinde Hapkido kıyafetleri bulunan Akarsu, o gunlerde, "Bunu doğuşmek icin değil, spor icin yapıyoruz" diyordu. Hapkido Federasyonu'na elinden gelen tum desteği veren Akarsu, olumuyle birlikte, sert gorunumlu sporcu arkadaşlarını da derinden yaraladı. Barış'ın olum haberi federasyon binasına ulaştığında, neredeyse tum yoneticiler ağladı.
Olumun ilk sarsıntısı gectiğinde ise Barış'ın anısını yaşatmak icin birşeyler yapılması kararı alındı. Federasyon yonetimi, ilk iş olarak, resmi sitenin ana sayfasını Barış Akarsu'nun fotoğraflarıyla donattı. Ardından, gazetelere ilan verilmesi kararlaştırıldı. Bir yonetici ise, "Bunları yapalım ama anısını yaşattığımızı daha geniş kesimlere duyuralım" dedi. Ardından da onerisini dile getirdi: "Turkiye'de yapacağımız ilk şampiyonayı, Yonetim Kurulu Uyemiz Barış Akarsu'nun adına duzenleyelim."
Yoneticinin bu onerisi hemen kabul edildi. Karar Kore'deki Dunya Hapkido Federasyonu Genel Başkanı Profesor Don Oh Choi'ye de iletildi. Sıkı bir "Barış Akarsu hayranı" olan Profesor, onerinin hayata gecmesi icin ne gerekiyorsa yapacaklarını soyledi. Choi, 25 - 26 Ağustos'taki şampiyonaya katılacağını da belirtti.
Tum bunlara rağmen, ne Seyhan Muzik ailesinin, ne de Hapkido Federasyonu'nun acısı dinmedi. Levent Seyhan, "Kaza yapmadan uc gun once kendisini aramıştım. Kore'de bir toplantıya gitmesini isteyecektik. Ancak tum telefonları kapalıydı. Hatta, ozel numarası bile kapalıydı. Daha once kendisiyle konuşmuştum. Etkinlik olursa ben gidebilirim demişti. Biz de o yuzden Barış'ın gitmesini isteyecektik. Ancak Barış'a ulaşamayınca başka bir arkadaşımıza gorev verdik. Kazanın olduğu gun etkinlik de başladı. Eğer Barış'ı bulup Kore'ye gonderebilseydik, belki o kaza da olmayacaktı" diyor.
Ancak ne yazık ki; Levent Seyhan'ın bu temennisi icin cok gec... Barış, Bodrum'da kendisi icin duzenlenen doğum gunune giderken gecirdiği kaza sonrası iki arkadaşıyla birlikte yaşama veda etti. Arkasında ise iki kaset bıraktı. İkinci kasedinin adı hayli manidardı. Sanki; başına gelecekleri biliyor, kasedin adını da o yuzden seciyordu: "Duşmeden bulutlarda yurumem gerek."
Barış şimdi bulutlarda yuruyor...
Duşmeden yuruduğu yollarda ise sevenleri, dostları, arkadaşları ve hayranları onun icin gozyaşı dokuyor...
BARIŞ YARKADAŞ
http://www.gercekgundem.com/?c=52267
Sevgili Baris Yukardaki yazina aynen katiliyor bir iki detay ilave etmek istiyorum. Adasin ve Gonul insani barisla enson bir ay onceki gorusmemizde ilk firsatta koreye bende gitmek istiyorum demisti. biz gectigimiz ay hazirliklari yaptik ve sevgili Dostum Levent Seyhanla hep beraber gidecektik olmadi. Ben Baska ogrencilerimle koreye vardigimda Baskanda Leventi ve Barisi sordu. Gelemedigini soyleyince ona konser hazirlamistik dedi. Aradan bir hafta gecti kaza haberini aldik uzulduk 5. gun ise resmen yikildik. En onemliside koreden hic bir sey yapamiyorduk sonunda hemen musabaka karari aldik ve baskan sizinde yazdiginiz gibi Turkiyeye gelecek. Koredeki bir toplantida baris adin saygi durusu yapildi. Baskan Prof dr don Oh choi Ve Genel Sekreter Son Deuk bae Barisi Resmiyle resim cektirdi ve Surekli barisin Sarkilarini dinledi ve Dunya Hapkido ailesinde Yaser arafatin Resminin yanina Barisinkini koydu. Yani bundan sonraki toplantilarda Yaser Arafat ve Baris Akarsu adina daima saygi durusunda bulunulacak. Yaser arafat da Hapkido sporuna destek veren ve Barisin giydigi ayni Dobok(Hapkido elbisesi)ni giyen Devlet adamiydi.
Basimiz Sagolsun.
Acimiz buyuk.
Saygilarimla
G.Kore
Sukru Kinatas
Dunya Hapkido Federasyonu As baskani ve Turkiye Baskani
MERVE SEVİNİN MİLLİYET ROPORTAJI
[IMG]http://img146.**************/img146/3590/merverp1largeep8.jpg[/IMG]
[IMG]http://img146.**************/img146/2600/merverp2largepc7.jpg[/IMG]
[IMG]http://img146.**************/img146/7691/merverp3largeuw0.jpg[/IMG]
[IMG]http://img146.**************/img146/5597/merverp4largexd6.jpg[/IMG]
================================================== ========================
Once eller havaya, sonra Barış sıraya...
BARIŞ Akarsu aramızdan ayrılalı 9 gun oluyor ama acısı sevenlerinin yureğinde kor alev gibi sımsıcak. Barış'ın hayatında kapsadığı yerin yeni farkına varanlar, iclerindeki "keşke"leri sokup, atamıyorlar. Bu nedenle onunla ilgili ozensizce yapılmış her yorum, anısına saygısızlık eden her haber icimizi acıtıyor. Amasra'da toy muhabirlerin Hatice Ana'ya sorduğu "Şu anda neler hissediyorsunuz?" ve "Oğlunuza doyabildiniz mi?" sorularını acemiliğe verebilirim. Bazı koşe yazarı arkadaşlarımızın "Şehitler dururken, Barış'ı niye bu kadar yazıyorsunuz?" diyen satırlarını da "ucuz populizm arayışı" ile acıklayabilirim. Ama ya magazin programlarında Barış sevgisinin reyting adına sağılması? İşte bunun mazereti yok... Barış'ın bir tek konserine kamera gondermeyen, albumlerinden tek cumle olsun bahsetmeyen pek cok magazin programı şimdilerde akışlarının arasına Barış Akarsu haberleri "sokuşturmaya" calışıyor. Barış sevgisi hoyratca reyting ve tiraja tahvil ediliyor. Barış'ın babası Selahattin Bey'i sabah kuşağında canlı yayına bağlıyorlar. Adam daha iki cumle etmeden, "Kusura bakmayın, suremiz doldu. Yarın bize bağlanır mısınız lutfen?" diyorlar. Hayatında Barış ile bir kez olsun karşılaşmamış pop şarkıcıları programlara katılıp onun hakkında ahkÂm kesiyorlar. Barış'ın acılı annesinin roportajı, Bodrum ve Ceşme'den "eller havaya" haberlerinin arasında "Az sonra" diye anons ediliyor. Akarsu'dan taşıma suyla reyting değirmenlerini dondurmeye calışanlar. Ne olur biraz insafa gelin!..
Yuksel Aytug
Zeynep'e aşıktı evlenecekti



Merve Sevi, aynı kazada hayatlarını kaybeden Barış Akarsu ile Zeynep Kocak'ın aslında sevgili olduklarını acıkladı.
Genc oyuncu, ciftin bu kazadan kısa sure evlilik kararı almış olduğunu iddia etti.
7 yıldır birliktelerdi
Merve Sevi, "Yalancı Yarim" dizisindeki rol arkadaşı Barış Akarsu ile ilgili şaşırtıcı bir acıklamada bulundu. Genc oyuncu, Bodrum'da gecirdiği trafik kazası sonrası kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Akarsu'nun, aynı kazada olen Zeynep Kocak ile yedi yıllık beraberliği olduğunu soyledi.
Olum bile ayıramadı
Sevi, "Barış ile Zeynep birbirini cok seviyordu. Yedi yıldır cıkıyorlardı. Hatta evlenme kararı almışlardı. Barış da bunun sinyalini bir roportajında vermiş ve 'En buyuk isteğim bir kızımın olması' demişti. Ne yazık ki bu hayali gercekleştiremediler. Ama onları olum bile ayıramadı" dedi.
http://kelebek.hurriyet.com.tr/magaz...78.asp?gid=180
Yazarlar / Burhan Ayeri 13 Temmuz 2007 Cuma
KONU ARTIK KAPANMIŞTIR.
[email protected]
Yalancı Yarim’le ilgili olarak ‘Devam etsin’ diyenlere ve bizim gibi ‘Yarı-Belgesel’ nitelikli son bir bolum eklenmesini isteyenlere tepki var. Gelen onlarca mesaj arasında bir tek onay veren yok. Tamamı “Barış Akarsu oldu, dizi sonlandı” şeklinde. Eğer, genel tercihe uymak zorundaysak, Yalancı Yarim artık anılarda kalmalı. Bu konuda e-posta yollayanlar arasından Filiz Akarsan, Dilek Şencan, Sevil Ozturk, Bengi Balcı, Burcin Kaplan, Zeynep Erkent, Serap Seren’in isimlerini buraya alıyoruz. Gorduğunuz gibi tamamı bayan.
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=83890,10,17
Memet Guler [email protected] 13.07.2007
Barış hayranları bana kızmış
Salı gunu Bizim Ekran’da, Barış Akarsu hayranlarından birinin gonderdiği bir mektubu yayınladım. Dizinin devam etmesini, genc yaşta kaybettiğimiz o guzel adamın anısının Yalancı Yarim’le surmesini istediğini soyluyordu. Benzer dilekleri ifade eden bircok başka mektup ve telefon geliyordu. Mektupları okudum, uzgun seslerini duydum. Arayanlarla teker teker, uzun uzun konuştum. Gucum yettiğince, acılarına ortak oldum. Sonra da bahsettiğim o mektubu koşeye koydum. Fakat yazı cıktıktan sonra, dizinin kesinlikle devam etmemesi gerektiğini soyleyen mektuplar, telefonlar yağmaya başladı. Ustelik, bana da cok kızmışlardı. Dizinin devam etmesini isteyenleri ve beni, Barış’ın anısına saygısızlık yapmakla sucluyorlardı. Bu koşeyi takip edenler bilir. Barış Akarsu hakkında en cok yazı, onun şarkıcılığını da, oyunculuğunu da oven en cok satır bu sutunlarda kaleme alındı. Gecen yıl sizlerle yaptığım butun anketlerde, yılın en sevilen cifti olarak hep en ustte Barış ile Merve’nin isimleri vardı. Bugun, Yalancı Yarim’in devam etmesine karşı olan bir okurun mektubunu alıyorum Bizim Ekran’a. Cunku bu koşenin asıl sahibi sizlersiniz. Ve Barış gibi yetenekli genclerin uzerine nasıl titrediğimi de yine en iyi sizler bilirsiniz. İşte Zeynep Erkent’in mektubu: “Memet Bey, yazınızı şaşkınlıkla okudum. Bizler Barış’ın yokluğuna dayanamıyoruz. O surecte cok acı cektik. Cekmeye de devam ediyoruz. Lutfen yazılarınızda Yalancı Yarim’in devam etmesi gerektiğini soylemeyin. Bu yaşanan acıyı bir de dizi olarak yeniden izlemeyi hic birimizin yureği kaldırmaz. Zaten dizide bir final oldu ve ”Şofor Tarık“ Naz’ı alıp babasının doğum gunu partisine gitti. Yalancı Yarim de işte orada bitti. Biz, dizinin devamını istemiyoruz. Bunu izlemeye dayanamayız. Yokluğuna dayanamadığımız gibi...
http://www4.gazetevatan.com/haberdet...6&675=4
------------------------------------------------------------------------------------------------
Star Tv ekranlarında yayınlanan `Yalancı Yarim` adlı dizinin yapımcı firmasından, Barış Akarsu’nun olumunun ardından dizinin devam ettirilmeyeceği oğrenildi.
FM yapım tarafından yapılan dizinin olmazsa olmazı Barış’ın gecirdiği trafik kazası sonrası hayata veda etmesi dizi ekibini hayli derinden yaraladı. Aldığımız bilgilere gore; dizinin yeni bolumleri cekilmeyecek.
Kaynak:Gezentilki
Barış'ın gitarı o ağacta asılı 13/07/2007
AA - EREĞLİ - 4 Temmuz'da yaşamını yitiren şarkıcı ve oyuncu Barış Akarsu'nun anısı, 'Akademi Turkiye' adlı yarışmaya katılmadan once Ereğli'de bir yıl sahneye cıktığı Cam Kafe'de yaşıyor. Aynı kafede perkusyon calan ve Akarsu'yla aynı sahneyi paylaşan 49 yaşındaki İlhami Yeni, şarkıcının "Kalbimizdesin, seni cok seviyoruz, hic unutmayacağız" yazılı fotoğrafıyla gitarını, kafenin bahcesinde, her zaman altında oturduğu ağaca astı. Akarsu'yu Ereğli'de calıştığı sure icinde 1.5 yıl evinde misafir ettiğini belirten Yeni, "Tanıştığımızda 19 yaşında pırıl pırıl bir gencti. 1.5 yıl evimde kaldı. Baba-oğul olduk. Ailemizden biriydi" diye konuştu.
Radikal Gazetesi
__________________