Kadir inanır da dizinin ilgi ceken isimlerinden biri. iki yıldır televizyondan, dizilerden uzaktı. Şimdi Cemal Amca karakteriyle bu cetenin uyesi olarak tekrar ekranlarda. Gelen bircok senaryoyu ozenle okuyup reddeden inanır, bu kez gercekci, ayakları yere basan ve inandırıcı gorduğu bu rolu kabul etmiş. Zaten istediği de sinematografisine uygun olarak iceriği ve soylemi olan işler.
Anlatıyor: "Cilingir Cemal, bizim insanlarımızdan biri; namuslu, durust, temiz bir adam. Bu, yumuşak bir şekilde başlayıp giderken sertleşen bir Robin Hood hikÂyesi. Oynadığımız karakterlerle, ortaya koyacağımız manzarada insanların kanını emen, somuren kişilerin de canına okuyacağız! Bu tiplemeyle aslında ben de karakter zenginliğine bir fotoğraf daha eklemiş oldum. Kucuk insanların dunyası dediğimiz o dunya var ya, benim icin en buyuk dunya o. Bu anlamda denenmemiş bir calışmayı yapıyoruz, o insanların dunyasını on plana cıkarıyoruz. Sıkışan ekonomi, siyasal ve sosyal yapıyla gerilmiş Turk toplumunun eğlence aracı olarak bir tek televizyonları kaldı. Onun da başına gectiğinde değişik calışmalar izlemeleri hakları. Sakın ha! Oyle, 'dizi cekiyor' diye hafife almasınlar. Biz cok genc bir ekiple calışıyoruz. Herkesin dikkatini cekmesi gereken nokta şudur: Bugun hem icerdikleri format hem de teknoloji acısından dunyanın 5-6 televizyon kanalının arkasından gelecek kadar kaliteli bir altyapımız var. Şimdi bu format icerisinde en fazla ilgi goren bolum dizilerse ki en buyuk pastayı reklamcılar oraya ayırıyor, genel kaliteyi en beğenilen yerde duşurmemek gerek. Cunku bu işin lokomotifi diziler. Bu kadar zor calışma koşullarıyla kaliteyi korumaya calışıyoruz, herkes ozveriyle calışıyor. Ancak bazı sorunları aşmak icin adım atmak lazım. Bunun da olacağına inanıyorum."
Once Ankara'dan Behzat C. geldi, sonra da izmir'de başlayan dizilerin cekim haberini aldık. Dizi sektoru istanbul merkezli olmaktan cıkıp yavaş yavaş diğer illere kaymaya başladı, iyi de oldu. Hem icerikte hem de teknikte farklılık yaratan yeni bir genc kuşağın hareketi bu. Adını şehirden alan izmir Cetesi de bunlardan biri. Murat Şeker'in ilk dizi yonetmenliği denemesi bu. Zaten film olarak değerlendiriyor, film gibi cekiyor diziyi. Başrollerde de Kadir inanır,Kenan Ece ve Mustafa Ustundağ. Komedi aksiyon turundeki bu dizi, Cilingir Cemal Amca'nın, yonetmenin tabiriyle "uckÂğıtcılık, dolandırıcılık ve indiregandi" ucgeniyle yaptığı savaşı anlatıyor. Dolandırılan Cemal Amca, parasını almanın tek yolunun ceteye dahil olmaktan gectiğini anlayınca, onlara katılıyor. Biz de kimdir bu cete diye sormak icin Murat Şeker, Kadir inanır ve Kenan Ece ile buluştuk, işte cete, işte anlattıkları.
- İzmir Cetesi nasıl cıktı ortaya? Size nasıl geldi hikÂye?
Murat Şeker: HikÂye Elveda Rumeli'nin de senaristi olan Alican Yaraş'a ait. Onun başının altından cıktı bu iş. Beni de projede en cok ceken şey tarzının ve hikÂyenin gelişiminin benim tarzıma yakın ve hergelece olması oldu. Kadro oluşmaya başladıktan sonra da heyecanlı hale geldi iş. izmir fonunda gecen, komedi macera turunde bir film bu.
- Film diyorsunuz dizi icin?
M. Şeker: Bu bir alışkanlık aslında, cok da uyarıyorlar. Benim icin bu dizi film. Diyorum ki siz dizi kısmıyla ilgilenin, ben de film, ortada buluşalım. Zaten bu benim cektiğim ilk dizi. Bugune kadar o carkın icine girmemek icin dizi projelerine sıcak bakmadım. Calışma koşullarına karşı bir tepkim vardı. Ama diğer yandan da snop gorunmemek gibi bir kaygı da guduyorum. Cok zengin olduğum icin dizi yapmıyor değilim. Gelin gorun ki, hikÂyenin bana yakın olması, izmir'de cekilmesi beni tavladı. Artık ben de bir yuzleşeyim şu reyting canavarıyla, oyle değil mi?
Kenan Ece: Beni de ekip ve hikÂye tavladı. Ayrıca televizyonda hep karanlık diziler goruyorum. Acı, gozyaşı, aldatma. Evet bunlar gercek hayatta var. Hayatın hic de kolay olmadığı bir ulkede yaşıyoruz. Ama yine de televizyondan bu kadar negatiflik yayılmasına karşıyım, insanların iyi hissedebilecekleri yapımlara da ihtiyac var.
- Once Ankara'dan cıkan Behzat C. şimdi de izmir'de cekilen diziler. Dizi sektoru İstanbul merkezden cıkıp diğer kentlere doğru mu uzanıyor artık?
M. Şeker: Turkiye'de hayat sanki sadece istanbul'da yaşanıyormuş gibi duşunuluyor. Bu bir kısırdongu. O yuzden diğer buyuk şehirlere yonelmek akılcı ve gercek. Dizi sektoru ilk defa doğru bir yere, başka şehirlere ve hikÂyelere yoneliyor. Burada da etken olan nokta, genc yapımcı, yonetmen kuşağının girişimciliği.
Farklı kapılar acılabiliyor. Artık yeni kuşak kendi imzasını televizyona da sinemaya da atmaya başladı. Gelecekte daha da farklı ve kışkırtıcı işler olacaktır.
- Genc kuşak nasıl bir cete peki?
M. Şeker: Tamamen ezber bozan bir cete yayıldı Turkiye'nin her yanına. Yeni bir genclik hareketi bu.
Biz sinemaya sevdalandığımızda bu kadar cok mecra yoktu. Şimdi ise endustrileşiyor. Ayrıca bu, sivil de bir hareket. Bu anlamda hem toplum donuşuyor hem de uretenler.Asıl Turkiye'nin değişen yuzu bu.
-Turk sinemasında alışkanlıklar, onyargılar, sektorleşememe bir duvarsa, o duvarın şimdilerde durumu nedir?
M. Şeker: O duvar catladı, kırılıyor, ama buyuk bir delik olduğundan soz edemeyiz. O duvardan bir iki kişi geciyor,
gecerken bir iki tuğlayı duşuruyor, alanı genişletiyor. O duvar eninde sonunda yıkılacak.
- Dizilerde en cok ne ilgi cekiyor ve siz neyin ağına takılmaktan kacınıyorsunuz?
M. Şeker : Bir adamla bir kadın varsa, bunların ne zaman sevişeceğini merak ediyor izleyici. Biz o ağa takılmayı asla istemiyoruz. Evet, izmir Cetesi'nde de ilişkiler var ama biz Cemal Baba parayı kurtaracak mı, onu izleyeceğiz.
K. Ece: Bu bir paket program. Tutan formul neyse hemen ona yonelim oluyor. Bizdeki formul farklı. Dostluk, fedakÂrlık gibi kavramlar daha on planda.
Cumhuriyet
__________________