Oyunculuğunun yanı sıra muzisyenliğiyle de adından soz ettiren Ayca Varlıer, şimdilerde ‘Behzat C.’ dizisiyle izleyici karşısında. ‘Leyla’nın Evi’ oyunuyla da tiyatro severlerle buluşan Varlıer, “Calışmayı cok seviyorum ve azimliyim. Ama bu yolda ne kendi ruhumu, ne de başkasının ruhunu yıpratma pahasına hırs kavramının onume gecmesine izin vermem” diyor

* ‘Behzat C. Bir Ankara Polisiyesi’ devam ediyor. Bir yandan da ‘Leyla’nın Evi’ adlı oyununda oynuyorsunuz. Yorucu olmuyor mu?
Bu sezon aslında gorunduğunden daha da yoğun bir tempoda calıştım. Dizi ve tiyatro oyunun dışında İzmir ve Bursa Senfoni Orkestraları eşliğindeki konserlerde, projesi Selim Atakan’a, rejisi Engin Alkan’a ait olan Shakespeare’in sonelerinden oluşan ‘Hekate’nin Şarkısı’ adlı muzikal gosteride, ve Haldun Dormen’in yazıp yonettiği MS hastaları icin hazırlanan ‘Sil Baştan’ adlı sosyal sorumluluk kapsamındaki oyunda yer aldım. Sanırım cok iyi programlanarak, iyi beslenerek ve uykuya biraz ozen gostererek icinde olduğum bu yoğun tempo, yorucu olmaktan ziyade benim icin cok heyecan verici bir hale donuştu. Sanatın farklı ama bir o kadar da yakın alanlarında calışmanın her zaman beni geliştirdiğini, hatalarımı gozlemlemek icin bir fırsat olduğunu ve en onemlisi cok keyif aldığım icin kendimi cok mutlu hissetmemi sağladığını soyleyebilirim. Yoğun tempo benim icin buyuk bir şans.
Album calışması bitmek uzere
* Oyundaki performansınız cok beğeniliyor. Canlandırdığınız Roxy nasıl biri?
Asıl ismi Rukiye olan bu karakter, Almanya’daki hayatını benimsemediği icin ismini Roxy olarak değiştirmiş gocmen bir ailenin kızı. Uvey annesi Alman, babası taşralı olduğu icin Turkcesi kırık ve arada kalmış bir kimliği var. Roxy buyurken cok ciddi travmalar yaşamış, aile ici şiddete ve baskıya maruz kalmış. Kendi icinde sisteme karşı başkaldırılar yaşayan ve ailevi olgular, gelenek gorenek gibi kavramları ters yuz olmuş biri. Aile ici baskıya katlanamadığı icin Almanya’dan kacmış ve her iki kulture ait olamadığı icin kendi isyanını muzikle ifade eden savruk, inatcı zaman zaman cocuksu ve maskulen bir yapıya sahip. Roxy aynı zamanda Leyla gibi bu oyunda değişime uğrayan bir karakter.

* Sizin muzik tutkunuz nasıl başladı?
Muzik tutkum doğduğumdan beri var. Kucuk yaşlarda piyano ve dans dersleri aldım. Ortaokuldayken ufak caplı caz orkestram vardı ve hep şarkı soylerdim. O donemde komşumuz ve hÂl dostumuz olan Seyyal Taner’in cok başını ağrıtmışımdır “Nasıl şarkı soylenir, teknikleri nelerdir” diye.

* Album calışmalarınız ne durumda?
Hızla devam ediyor. Hatta bitti diyebilirim. Sozlerin coğu Mehmet Teoman’a ait. Kendi bestelerimin yanı sıra Selim Atakan, Cenk Taşkan, Vedat Sakman gibi isimlerden besteler aldık.Tum duzenlemeleri Eylem Pelit yaptı. Albumdeki her enstruman canlı calındığı icin cok akustik bir sound’a sahip. İcinde caz, otantik ve pop oğeleri bulunan ballad bir album oldu.

* Yeni album ne zaman cıkacak?
En kısa zamanda cıkarmayı planlıyoruz. Ayrıca şunu da belirtmek isterim; bu yıl 2011’de PMD etiketiyle cıkan, Emir Ersoy’un Turkce pop şarkılarını latin ezgileriyle duzenlediği ve Barınak Gonulluleri Derneği’yle sahipsiz sokak hayvanlarına ithaf ettiği ‘10 Şarkı 10 Şarkıcı’ albumunde ‘Bir Zaman Hatası’ adlı parcayı soyledim. Bu parcaya klip cekildi ve sanırım bugunlerde yayınlanacak.

* Rol yaparken mi yoksa şarkı soylerken mi kendinizi daha iyi ifade ettiğinizi duşunuyorsunuz?
Her ikisinde de kendimi ifade ettiğimi duşunuyorum. Cocuk yaştan beri muzikal tiyatroyla ilgilendiğim icin, eğitimimi hem oyunculuk hem şan uzerine yaptım. Profesyonel anlamda her iki kulvarda calıştığım icin ayırt etmiyorum. Şarkıcılık oyun- culuğu, oyunculuk da şarkıcılığı besliyor.

* Hırslı mısınızdır?
Calışmayı seviyorum ve azimliyim. Ama bu yolda ne kendi ruhumu, ne de başkasının ruhunu yıpratma pahasına hırsın onume gecmesine izin vermem.

* Bilmediğimiz başka bir ozelliğiniz var mı?
Hayatımın onemli ve buyuk bir kısmı dansla gecti. Muzikal Tiyatro eğitiminde dans dersleri aldığım icin ve annemin balerin olmasından kaynaklanan dansa karşı buyuk bir ilgim var. Hatta son bir yıldır salsaya merakım başladı. Mundo Latino’dan ozel dersler aldım.
“Yeni bolumlerde rolum az”
* Behzat C.’nin cekimleri nasıl gidiyor?
Cekimler her zaman cok keyifli ve cok hızlı. Muthiş bir ekibimiz var. İlk 15 bolumu cekerken cok yoğun calıştık. Bahar karakteri ‘Behzat C.’nin evlenme teklifini reddettikten sonra biraz ara oldu. Şimdiki bolumlerde de karakterde boşluklar olduğu icin cok sahnem yazılmıyor. Bakalım surprizler bizi bekliyor.

* Cekim zamanlarında İstanbul’da en cok neyi ozluyorsunuz?
Cekimlerim hic o kadar uzun surmediği icin ozlem duyulacak bir durum olmadı. Ayrıca Ankaralıyım. Yedi yaşıma kadar orada yaşadım. Butun akrabalarım ve aile dostlarımızın bir kısmı Ankara’da olduğu icin cekim aralarında onlara ve Ankara’ya olan ozlemimi giderdim.

* Bir Ankaralı gozuyle İstanbul’u nasıl anlatırsınız?
Kaotik, kalabalık, pahalı ama cok estetik bir şehir.


“Evlilik uzak değil”
* Yeni bir sinema filmi var mı?
Dizilerde ve tiyatro yapımlarında yer aldığım icin pek fırsat olmadı. Birkac proje geldi, onları değerlendiriyorum.

* Ozel hayatınıza vakit ayırabiliyor musunuz?
Şanslıyım ki ayırabiliyorum. Cok calıştığım icin dışarı cok fazla cıkmıyorum, ama konserlere ve oyunlara gitmeye ozen gosteriyorum. Arkadaşlarımla ve ailemle goruşuyorum.

* Evlilik, cocuk uzak mı size?
Uzak değil, bir gun olur elbet.

FAVORiLERi
En sevdiği kitap?
Trevanian’dan, ‘Şibumi’ ve G.G. Marquez’den, ‘Yuzyıllık Yalnızlık’

En sevdiği şarkı?
‘The Man I Love’

En son gittiği konser?
Emir Ersoy&Cuban’ı, Robby Ameen ve Amik Guerra ile Indigo sahnesinde izledim. Ve ben de iki parca soyledim.

En sevdiği film?
İnarritu’nun ‘Paramparca Aşklar ve Kopekler’ (Amores Perros) ve ‘Team America’ .

Beğendiği oyuncular?
Meryl Streep, Edie Falco, Kate Winslet.

Beğendiği muzisyenler?
Avishai Cohen, Renaud Garcia Fons, Keith Jarret, Simone, Tia Maria.

İzlediği diziler?
House, Behzat C., Nurse Jackie, Grey’s Anatomy.

Kaynak: Milliyet Gazetesi
__________________