31. Bolum

Hulusi: Bak evlat, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Bir, dişlerinin arasındaki boşluklardan boyle garip garip sesler cıkaran insanlar... boyle (Hulusi dişleri ile acayip sesler cıkartır). İki, kara kedi gordukleri zaman onun uğursuzluk getireceğini zannedenlere karşı hayvansevenlerin tepki gostermesi. Uc, calışanlarımdan birinin karşıma oturup boyle sırıtarak bacak bacak ustune atıp bana bakması.
Hulusi: Bakın evlatlar, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Bir, elimde kumanda aletiyle uyurken kumanda aletinin elimden kayıp buyuk bir gurultuyle yere duşmesi. İki, gene televizyon karşısında uyurken kendi horlamama kendim uyanmam. Uc, şirketimin ithalat muduruyle onun pepelek arkadaşı benim derdime bir turlu care bulmakta zorlanmaları ve gecikmeleri.


30. Bolum

Hulusi: Ben hayatta uc maymundan nefret ederim evlat. Bir, gormedim. İki, duymadım. Uc, bilmiyorum.
Hulusi: Bak evlat, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Bir, arabamı servise verdiğimde "İki gunde teslim ederiz" demelerine rağmen, bir haftayı gecmiş olmasına rağmen arabayı asla vermemeleri. İki, taksiye bindiğimde şoforle hic bir akrabalık bağım olmamasına rağmen geriye donupde "Nereye gidiyon, dayı?" diye seslenmesi. Uc, bana kasadan 500 lira cıkacak diye vaat eden personelin anca ve anca 2 TL cıkarabilmesi.


29. Bolum

Hulusi: Bak Kemal, ben hayatta uc şeyden nefret ederim evlat. Bir, sabah lalettayin pacası lastikli pijamayı ayağımdan cıkardıktan sonra akşam tekrar giyerken ayağımın o iceri kıvrılmış pacaya takılması ve dengemin bozulup sek sekti oynamak zorunda kalmam. İki, nufusumuzun yarısının yaprak sarmaya yaprak dolma demesi. Uc, otel odasına goturduğum bir hanımla beraberken konsantrasyon nedeniyle gecici olarak beklentilere cevap verememek.


28. Bolum

Hulusi: Bakın evlatlar, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Bir, caycının cay getirirken cayı tabağa dokup tabağın yanındaki şekerin de ıslanması. İki, arabamı yıkatıp pırıl pırıl caddeye cıktığımda kırmızıda durduğum anda o tertemiz camların oradaki cocuklar tarafından "Silelimmi abi?" deyip bahşiş icin yağ icinde bırakması. Uc, rakip firmaların benden once bu malların siparişini verip para kazanacakları bir şeyde beni geri planda bırakmaları ve benden once piyasaya girmeleri.


27. Bolum

Hulusi: Bak Kemal, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Bir, cocuğuna oyuncak alan bir babanın "Dur yavrum, sen anlamazsın, ben sana gostereyim" deyip cocuğu oynatmayıp o oyuncak ile kendi oynaması. İki, bir basketbol macına ilk defa giden bir futbol seyircisinin "Atamayana atarlar, yaa! Atamayana atarlar, yaa!" diyip durması. Uc, bir calışanımın kıskanclık nedeni ile bir arkadaşının fikrine itiraz etmesi.
Hulusi: Ben hayatta uc şeyden nefret ederim, evlat. Bir, donumun popomun arasına kacması. İki, mısır tanesini yerken dişimin arasına kacması. Uc, verimlilik diye diye bir işletmenin sirk yerine donmesi.


26. Bolum

Hulusi: Bak evlat, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Bir, bir cocuk rica etti diye ozene bozene yaptığım kağıt ucağın bir metre bile gitmeden "vıcııık" diye yere duşmesi. İki, eski pantolonlarımdan birini giydiğimde cebimden cıkan kağıt paraların tedavulden kalkmış olması. Uc, calışanlarımın mesai saatleri icerisinde dans edip şarkı soylemeleri.
Hulusi: Bakın cocuklar, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Birincisi, kışın botlarımı zor bela ayağıma gecirdikten sonra bağcıklarını bağlayınca icinde kucuk bir taşın olduğunu fark etmek. İki, gece yatarken eğri kestiğim ayak tırnağımın ucundaki bir cıkıntının yorgana surekli takılması. Uc, şirketlerin buyuk balıkları kacırması.


25. Bolum

Hulusi: Bak evlat, ben hayatta uc şeyden nefret ederim.
Butun işciler: Bir!
Hulusi: Ceket almaya gittiğimde ustume iki beden buyuk ceketi giydirdikten sonra "Bu size tam uydu, ustunuze gore" diyen tezgahtarın beni salak yerine koyması.
Butun işciler: İki!
Hulusi: Takma dişli birinin karşısındaki adama konuşurken diliyle boyle dişlerini dışarı cıkarıp gostermesi.
Butun işciler: Uc!
Hulusi: Fenerbahceli bir patrona Galatasaraylı bir don getirilip hediye edilmesi.


24. Bolum

Hulusi: Bak ulan evlat, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Gerci bu yumrukla iki gibi gorunse de uc şey. Birincisi, lokantada pecete kutularına o pecetelerin tıkabasa doldurulduktan sonra bir turlu cıkmaması, cıkarken de yırtılması. İki, az şekerli kahve istediğimde şeker ayarının tutturalamayıp orta şekerli veya şekerli getirilmesi. Uc, bir insanın bana yalan soyleyip Fenerliyim diyerek kızımı istemesi.


23. Bolum

Hulusi: Bak evlat, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Bir, kaleci Ruştu'nun Beşiktaş'a transfer olmasına rağmen taraftarlarımız halen dil surcmesiyle stadımıza "Ruştu Saracoğlu" demesi. İki, damacanadan kucuk şişeye su boşaltırken "culup culup" ettiğinde onun sayısının tutturamayıp kucuk şiseden suların etrafa fışkırması. Uc, istihdam ettiğim personelden birinin yuzume karşı hapşırması.


22. Bolum

Hulusi: Ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Bir, sabah alarm caldıktan sonra "bring" diye kapatmama rağmen iki dakika sonra o zırıltının tekrar başlaması. İki, arabamı şofor getirdiği halde valenin benden bahşiş istemesi. Uc...
Ziverbey: ... uc, işe başladığı an calışmaya başlamayanlar.
Hulusi: Bak evlat, bu ne? (Uc parmağını gosteriyor) Ben hayatta uc şeyden nefret ederim demek. Bir, sabit telefonla konuşurken telefonun sonuna doğru, konuşmanın sonuna doğru gayri ihtiyari bir şekilde telefonu kapatacakken telefonla birlikte cihazın ustune doğru şoyle bir eğlinmesi. İki, kameramanların tribunlere zoom yapacağı korkusuyla Durdagul yengeniz gorur diye guzel bir hanımla Fenerbahce maclarını hic bir şekilde seyredememem. Uc, calışanımında kavga etmesi.
Hulusi: Bak Simge, ben hayatta uc şeyden nefret ederim kızım. Bir, sigara yasağından dolayı dukkanın onunde sigara icerken "Tezgahın onunu kapatmayalım" diyen esnafdan. İki, eskiden şoyle bir cizgi film vardı, o oydu, bu buydu, Denver'di, Clementine'di diye boş sohbet eden genclerden. Uc, sevdiği adamla babasını bir an once tanıştırmayan kızlardan.


21. Bolum

Hulusi: Bak evlat, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Birincisi, kağıtları buruşturup buruşturup top haline getirdikten sonra milletin icinde cop sepetine attığımda isabet ettiremeyip karizmamın cizilmesi. İki, tıkanmış trafikte bir milim bile ilerleyemedikten sonra arabamı benzin gitmesin diye stop ettirdikten sonra trafiğin acılması. Uc, parasının odediğim malları ithal ettikten sonra bozuk cıkması.
Hulusi: Bakın cocuklar, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. İki, Cin lokantasında catal kaşıkla yemek yiyenlerden. Uc, gozleri cekik olmayan Cinlilerden.
Hulusi'nin adamı: Birincisini atladınız, Hulusi bey.
Hulusi: Atlamadım! İlk defa birincisi aradığım Cinlinin bir turlu bulunamamış olması.
Hulusi: Hayatta uc şey saklanmaz. Aşk, duman, parasızlık.
Hulusi: Ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Birincisi, Cin lokantasında sipariş verdiğimde yemeğimi bir Turk kuriyenin getirmesi. Sonra, yeni dokulmuş bir betona birinin ayağıyla bastıktan sonra ustune tarih yazması. Ve ucuncusude, salak yerine konmak.


20. Bolum

Hulusi: Bak evlat, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Birincisi, yolda yururken cebimde kalmış alışveriş fişi ağırlık yapmasın diye yere attığımda arkamdan bir adamın gelip "Beyefendi, birşey duşurdunuz" dedikten sonra onu mecburen yerden alıp tekrar cebime koymak. İkincisi, yeni doğmuş bebeği olan bir arkadşımın telefon ettiğimde "Bak amcası, Emrecan seninle telefonda konuşmak istiyor" değip telefonu ona verdikten sonra benim telefonda mecburen "Agucuk, mugucuk" yapmam. Ucuncusu, calışanlarımdan birinin başıma bir UFO, yani gokyuzunde tanımlanamayan bir cismi kafama atması.
Hulusi: Bakın cocuklar, ben hayatta uc şeyden nefret ederim.
Kemal (Barış'a): Ulan senin yuzunden 13 dakikada iki kere uc şey yedik be kardeşim. Ayıp ya!
Barış (Kemal'e): Tam olarak 22 dakika, Kemal.
Kemal (Barış'a): Sacma sapan konuşma! (Hulusi'ye) Efendim, buyrun birincisini alim, cok rica ediyorum.
Hulusi: Birincisi, altılı ganyanda daha kafadan yatmayayım diye ilk ayağa butun atları yazmama rağmen favori atın kazanması. İki, sinema ve benzeri yerlede, deri koltuğu olan yerlerde koltuğa şoyle biraz yayılarak oturduğumda "Zuuuurt" diye bir ses cıkıp bunun etraftan yanlış anlaşılması. Uc, calışanlarımdan birinin kafama bir UFO atması ve toplantıya tam 22 dakika gec kalması.


19. Bolum

Hulusi: Bak Kemal, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Birincisi, yağmurlu havalarda otobuse bindiğimde gozluğumun camının buharlaşması. İki, sinirli olduğum zamanlarda ikinci sinirlendiğim, nefret ettiğim şeyi bir turlu bulamamam. Ucuncusu de, bir calışanıma gel dediğim zaman benimle birlikte gelmemesi.


18. Bolum

Hulusi: Bakın evlatlar, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Birincisi, Durdagul yengenizin evdeki butun elektronik eşyaların uzerine dantel ortmesi.
Kemal: Ortuyorlar efendim, maalesef buna engel olamıyoruz, ortuyorlar. Allah sizi inandırsın, ben gecen gun uyurken kolumdaki dijital saatın uzerine Cazibe dantel ortmeye kalktı, son anda yakaladım. Yani temizlikcim ama kadın, sonucta kadın.
Hulusi: İki, ruzgarlı havada şemsiyemin ters donmesi.
Kemal: Donuyor efendim, maalesef buna da engel olamıyoruz. Donuyor, ruzgarda donuyor.
Hulusi: Uc, kurbanlık koyun alamayan vatandaşlarımızın alan komşularına karşı boynu bukuk kalması.



17. Bolum

Hulusi: Ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Uc beyaz: Tuz, şeker, un.
Hulusi: Arkadaşlar, biliyorsunuz ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Birincisi, vapurda gazetemi okurken yanımda oturan adamın kafasını booooyle uzatıp spor sayfama maydonoz olması. İki, arabam kirliyken tozlu olan arka cama birilerinin "Beni yıka" diye yazması. Uc, bir patronun calışanlarıyla veda konuşmaı yapmak zorunda kalması.
Kemal (Hulusi takliti yaparak): Bak evlat, ben uc şeyden nefret ederim: Artos, Portos, D'Artagnan, Aramis.
Simge: Bak Kemal, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Bir, tatil beldelerinde telli felli adamların kumaş şort altına corap ve sandalet giymesi. İki, hayatında Turk kahvesinden başka kahve icmemiş insancıkların trendy coffee shoplara gidip ustelik yanıma oturması. Uc, sevgilimin hizmetcisine bulduğum koca adayını beğenmemesi, ustelik beni hizmetcinin yanından rencide etmesi.
Hulusi: Bak doktor, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Birincisi, evini yurutemeyen adamların bir turlu boşanamamasından. İkincisi, 15 yıl tıp okuduktan sonra neyi nasıl soyleyeceğini bilemeyen doktorlardan. Ucuncusu, erken emeklilikten.


16. Bolum

Hulusi: Kemal ve de Barış, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Bir, eve girdiğinde geldinmi diyenlerden. İki, uykusunda boş konuşanlardan. Uc, ailemle beraber yemek yemeğe karar verdiğimde yemek yemeğe gidecek yer bulamamaktan.


15. Bolum

Hulusi: Bak Kemal, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. (Kemal giriyor araya: Al, senin yuzunden adam uc şeyden nefret etti yine ya. O uc şeyin ucu de sana var ya...) Bir, sinema salonu neredeyse boşken fasulye sırığı gibi bir adamın gelip tam onume oturması. İki, yemek siparişi verdiğimde onceden bitireğim diye meşrubatın daha onceden getirilip yemek sırasında bir tane daha meşrubat ısmarlatılamsı. Uc, calışanlarımın akşamdan kaldım diye, başım ağırıyor diye işte ilgilenmemesi, beni dinlememesi.
Barış: Hulusi Bey uc şeyden nefret eder dedim. Bir...
Hulusi: Evet, otobuslerde yaşlılara yer vermemek icin uyuyan genclerden.
Barış: İki...
Hulusi: Gelin arabalarının onunu kesenlerden ve kesenlere boş zarf atanlardan.
Barış: Uc...
Hulusi: Buyul bir anlaşma oncesi tatile cıkan yoneticilerden.
Hulusi: Bak... bak, ben hayatta uc şeyden nefret ederim, evlat. Ama şu anda o kadar sinirliğim ki o yuzden ilk ikisini atlıyor ve vınnn direk ucuncuye geciyorum. O da 20 milyon dolarlık bir anlaşmanın bir calışanım yuzunden cope gitmesi.


14. Bolum

Hulusi: Bak evlat, ben hayattan uc şeyden nefret ederim, ikinize de soyluyorum. Birincisi, yağmurlu havada giderken bu araba silecek lastiklerinin eskimeden dolayı cama surulurken "Vıcııık, vıcııııık" diye ses cıkarması. İki, macta tezahurat ederken bir kac tekrardan sonra herkesin susup ta senin orda sap gibi son şeyleri tekrar ediyor olarak tek başına kalman. Ucuncusu de, bir girişimcinin girişimden, girişmekten korkması.


13. Bolum

Hulusi: Bak Kemal, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Bir, aramızda hic bir mesele yok demesine rağmen butun basının Aykut hocayla Alex arasında bir kavga var gibi gostermesi. İki, zeytin yağına cok batırılan zeytinlerden uc tanesini tabağıma aldığımda o catalın bir turlu zeytine saplanmaması. Uc, kızımın evli olmadığı bir halde bir adamın evine girip cıkması.
Hulusi: Bak evlat, ben hayatta uc... (Kemal giriyor araya: ... uc şeyden nefret edersiniz, biliyoruz artık yani!) Hulusi: Hayır, onu soylemicektim, başka bir şey soyliyecem. Ben hayatta uc kişiyi eşek sudan gelinceye kadar dovdum. Bu ucude Simge'nin erkek arkadaşıydı.
Hulusi: Bak, ben temizlikcide uc şeyi severim. Birincisi, temizlik malzemelerine su katarak daha uzun sure dayanmasını. İki, calışırken şoyle sere serpe giyinmesini. Uc, gomleklerimi yıkarken yakasındaki ruj izini benim hanımla paylaşmamasını.


12. Bolum

Hulusi: Bakın evlatlar, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Birincisi, buyuk abdestimi yaptıktan sonra tuvalette tuvalet kağıdının olmadığının fark edilmesi. İki, cok guzel bir kadın bana gulumsedi diye sevinirken yanıma yaklaşıp, "Merhaba, siz Durdagul'un eşimisiniz" diye sorması. Uc, koskocaman adamların ucağa binmekten korkması.
Hulusi: Hayatta en sevdiğim uc şeyin ucu birden geldi [başıma]: Şehvet, arzu, ic camaşırı.


11. Bolum

Hulusi: Bak evlat, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Birincisi, evde tatlı tatlı kabak cekirdeğini citlerken o cekirdeklerden birinin acı cıkıp butun gunumu ağzımın tadını bozarak altust etmesi. İkincisi, karlı havada eldivenler elimdeyken yururken ayakkabı bağcıklarımın cozulmesi. Ucuncusude, calışanlarımdan birinin bekarken cocuk sahibi olması.
Hulusi: Bak Kemal, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Birincisi, cayımı icerken biskuvi caya batırınca cayın icinde fazla tutulup cayın icine duşmesi. İki, yağmurlu havada yururken o karo taşlardan gevşek olanlardan birine basınca 'vışt' diye suyu ustume sıcratması. Uc, bir adamın babadan habersiz kızıyla cıkması ve ustelik onu hamile bırakması.


10. Bolum

Hulusi: Bakın cocuklar, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Bir, yemek yediğim restoranda garsonun yemeğim daha bitmeden tabağımı alıp goturmesi. İki, bu otellerdeki manyetik kilit kartlarının ilk seferde hicbir zaman kapıyı acmaması. Uc, calışanlarımın mesaiyi erken terk etmesi.
Hulusi: Bak evlat, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. (replik Kemal: Enteresan!) Birincisi, pide siparişi verdiğim zaman pideyi getirirken yanında az yeşillik getirilmesi. İkincisi, evden cıkarken Durdagul yengenin elime zorla bir cop poşeti tutuşturması. Ucuncusude, ihtiyarlarin elinin opulmemesi. Daha okadarda İstanbullu olmadik yani, ha!


9. Bolum

Hulusi: Simge, kızım. Ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Birincisi, annenle kırmızı ışıkta dururken o cicekci cocukların gelip "Amca, sevgiline bir cicek alsana!" diye emri vaki yapması. İkincisi, sinemada patlamış mısır yerken o patlamış mısırın dişinin arasına sıkışıp filmi zehir etmesi. Ucuncusude, komodo ejderi gibi guzel, sevimli bir hayvanın derisinden canta yapılması.
Hulusi: Bak Kemal, ben hayatta uc şeyden nefret ederim. Birincisi, Fenerbahce'nin Avrupa macerasının erken sona ermesi. (replik Kemal: Değişim bazen sancılı olabiliyor.) İkincisi, yatak odasına konulan bir mobilyaya tuvalet masası adı verilmesi. (replik Kemal: Yani o amacta kullanan hic kimseye rastlamadım şimdiye kadar.) Ucuncusude, ithalat kısım şefimin istifa etmesi.


7. Bolum

Hulusi: Ben hayatta uc şeyden nefret ederim, evlat. Birincisi, daha az kumaş kullanıldığı halde bebek kıyafetlerinin yetişkin kıyafetlerinden iki kat pahalı olması. İkincisi, berberde sacımı kestirirken berberin koluma gereğinden fazla yakın temasda bulunması. Uc, seven bir erkeğin daha ilk engelde geri adım atması.
(Telefonda oğreniyoruz, Hulusi'nin hayatta sevmediği uc şeyden biri cırcır olmakmış.)


6. Bolum

Hulusi: Bak Kemal, ben hayatta uc şeyden haz etmem. Bunlardan birincisi, banyo yaptıktan sonra eşofmanı giyerken ıslak ayaklarımın eşofmanın astarına takılması. İkincisi, tavlada şeş kapıları kapaliyken ust uste duşeş atmam. Ucuncusude, bir adamın karım Cazibe'ye bayir gulu demesi.


5. Bolum

Hulusi: Bak Kemal, ben hayatta uc şeyi affetmem. Birincisi, Fenerbahce'nin hicbir macını 11 kişiyle tamamlıyamaması. İkincisi, spor ayakkabıyla merdiven cıkarken ayakkabının altının yere surulup "Ciyik, ciyik" diye ses cıkarılması. (replik Kemal: İğrenc bir ses, efendim. Yani ben de nefret ediyorum. Şu anda yani sizin tarafınızdayım.) Ve ucuncusude, benim iznim olmadan, onayım olmadan kızımın mir erkekle arkadaşlık etmesi.
Hulusi: Bak, ben bir kadında uc şeyi cok severim. Birincisi, erkeğinin yanında topuklu ayakkabı giymemesi. İkincisi, yemek yaparken sebzelerin kabuğunu ince ince soyup tasarruf yapması. Ucuncusu, guzel elleri olması.


3. Bolum

Hulusi: Hayatta uc şeyi affetmen, Kemal. Birincisi, ıslak mayoyla arabaya oturanları. İkincisi, cerez tabağından once bademlerle şam fıstıklarını onden onden goturenleri. Ucuncusu, temiz duygularla da olsa patronun kızına aşık olanları.


2. Bolum

Hulusi: Ben hayatta uc şeyi affetmem. Birincisi, şirket telefonlarından cep telefonlarının aranıp ozel goruşme yapılması. İki, lokantalarda corbanın yanında yeteri kadar ekmek verilmemesi. Uc, bir erkeğin işine gucune dalıp sevgilisini ihmal etmesi.
Hulusi: Ben uc şeyden nefret ederim hayatta. Birincisi, sandaletle yururken ayağının altına taş girmesi. İkincisi, Fenerbahce'ye Şampiyonlar Lig'i on elemesinde kuvvetli bir rakip cıkması. Uc, işine gucune dadanıp bir insanın karısını ihmal etmesi.


1. Bolum

Hulusi: Hayatta iki şeyi affetmem, Kemal. Birincisi, calışanlarımdan birinin kızım Simge'ye yan gozle bakması. İkincisi, calışanlarımdan birinin kızım Simge'ye yan gozle bakması.
Hulusi: Hayatta iki şeyden nefret ederim, Kemal. Birincisi, calışanlarımdan birinin kızıma yan gozle bakması. İkincisi, bu krizde gelip avans istemesi.

__________________