Bismillahirrahmanirrahim
Bu kainat ve kure-i arz, daim işler ve buyuk bir fabrika ve her vakit dolar boşalır bir han, bir misafirhanedir. Halbuki boyle işlek fabrikalar, hanlar ve misafirhaneler muzahrefatla, enkazlarla, supruntulerle cok kirleniyorlar, bulaşık oluyorlar ve ufunetli maddeler her tarafında terakum ediyorlar. Eğer pekcok dikkatle bakılmazsa ve tanzif edilmezse ve supurulup temizlenmezse, icinde durulmaz; insan onda boğulur.
Halbuki bu fabrika-i kainat ve misafirhane-i arz o derece pak, temiz ve naziftir ve o kadar kirsiz ve bulaşıksızdır ve ufunetsizdir ki, bir luzumsuz şey ve bir menfaatsiz madde ve tesadufi kir bulunmaz, Zahiri bulunsa da, cabuk bir istihale makinesine atılır, temizlenir.
Demek bu fabrikaya bakan Zat, cok iyi bakıyor. Ve bu fabrikanın oyle tanzifci bir Sahibi var ki, o koca fabrikayı ve o buyuk sarayı kucuk bir oda gibi supurtur, temizler, tanzim ve tanzif eder. Ve o pek buyuk fabrikanın buyukluğu nisbetinde muzahrafatı ve enkazından kalma kirli maddeleri, supruntuleri bulunmuyor. Belki buyukluğu nispetinde temizliğine ve nezafetine dikkat ediliyor.
***
Hem zeminin yuzunde her sene mevt ve hayatın değişmeleri ve doğuşmeleri yuzunden, yuz binler hayvÂnat milletlerinin cenazeleri ve iki yuz bin nebÂtÂtın taifelerinin enkazları, berr ve bahrin yuzlerini fevkalÂde oyle kirleteceklerdi ki, zîşuur, o yuzleri değil sevmek, Âşık olmak, belki oyle cirkinlikten nefret edip mevte ve ademe kacacaklardı.
Bir kuş kolayca kanatlarını ve bir kÂtip rahatca sayfalarını temizlediği gibi, bu tayyare-i arzın ve bu tuyur-u semÂviyenin kanatları ve bu kitab-ı kÂinatın sayfaları da oylece temizleniyor, guzelleşiyor ki, Âhiretin hadsiz guzelliğini gormeyen ve imanla duşunmeyen insanlar, dunyanın bu temizliğine, bu guzelliğine Âşık olurlar, perestiş ederler.
Demek bu saray-ı Âlem ve bu fabrika-i kÂinat, ism-i Kuddûs'un bir cilve-i Âzamına mazhardır ki, o tanzif-i kudsîden gelen emirleri, değil yalnız denizlerin Âkilu'l-lÂhm tanzifatcıları ve karaların kartalları, belki kurtlar ve karıncalar gibi, cenazeleri toplayan sıhhiye memurları dahi dinliyorlar.
Belki o kudsî evÂmir-i tanzifiyeyi, bedende cereyan eden kandaki kureyvÂt-ı hamr ve beyz dahi dinleyip bedenin huceyrÂtında tanzifat yaptıkları gibi, nefes dahi o kanı tasfiye eder, temizler.
***
İşte bu tek fiil, yani, birtek hakikat olan tanzif, ism-i Kuddûs gibi bir İsm-i Âzamdan, kÂinatın daire-i Âzamında gorunen bir cilve-i Âzamdır ki, doğrudan doğruya mevcudiyet-i RabbÂniyeyi ve vahdÂniyet-i İlÂhiyeyi, EsmÂ-i HusnÂsıyla beraber, guneş gibi, geniş ve durbun gibi olan gozlere gosterir.(Lemalar 30. Lema. Sh. 299)
Bediuzzaman Said Nursi
SOZLUK:
KURE-İ ARZ : Yerkure; dunya.
MUZAHREFÂT : Supruntu, yaldızlı pislikler. Suslu yalan sozler.
UFÛNET : Kotu ve pis koku.
TERÂKUM : Birikme, yığılma
TANZİF : Temizleme.
ZÂHİRÎ : Gorunuşte, dıştan, maddî yuze ait.
İSTİHÂLE : Birşeyin birleşiminin ve asıl şeklinin değişmesi, başkalaşmak; imkÂnsızlık.
MEVT : Olum; hayatın sona ermesi.
NEBÂTÂT : Bitkiler.
BERR : Toprak, yeryuzu, yer.
BAHR : Deniz.
ZÎŞUUR : Akıl, şuur sÂhibi.
MEVT : Olum; hayatın sona ermesi.
ADEM : Yokluk, hiclik.
TAYYÂRE-İ ARZ : Uzayda ucan dunyamız.
TUYÛR-U SEMÂVİYE : SemÂvî kuşlar; ucuşan gok cisimleri. Kuşlar.
PERESTİŞ : Aşırı bağlılık, tapar derecesinde sevme, mukemmel sevgi.
SARAY-I ÂLEM : Âlem sarayı, dunya sarayı.
KUDDUS : Kusur ve noksanlıklardan muberr olan, en mukaddes. Hic eksiği olmayan, pÂk, temiz. Cenab-ı Hakk'ın sıfatlarındandır.
ÂKİLU'L-LAHM : Et yiyen; etobur.
EVÂMİR-İ TANZÎFİYE : Temizleme emir ve kanunları.
KUREYVÂT-I HAMRÂ VE BEYZÂ : Alyuvar ve akyuvarlar.
MEVCUDİYET : Varlık, var olma.
__________________
Kainatı kim temizliyor (İslam Timi)
Dini Bilgiler0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Kainatı kim temizliyor (İslam Timi)