"ÂdĂ‚b-ı Sefer”
Şimdilerde, dunyanın dort bir yanı artık ulkemiz insanı icin iyiden iyiye yakın hale geldi. Zira her yerde kulturumuzu temsil eden, fedĂ‚kĂ‚r kultur elcilerimiz ve dahi işadamlarımız mevcut. Bişkek cok uzaklarda değil artık. Yureğimizin bir yanı Fildişi’nde. Fas, bize o kadar yabancı değil. Avusturalya, coklarının ikinci vatanı… ve daha yuzlerce yer, bizim icin aynı yakınlıkta artık. Bir de modern cağın getirmiş olduğu ulaşım ve iletişim imkĂ‚nları da her şeyiyle insanın emrinde. Sabah namazını Bişkek’te kılan birinin, saat sekizde İstanbul’daki işine yetişmesi mumkun.
Seferlerin arttığı, mesafelerin kısaldığı, koca dunyanın Ă‚detĂ‚ kucuk bir koy hĂ‚line geldiği ve gezi turlarının revacta olduğu boyle bir donemde, acaba yolculuğumuz esnasında Efendimiz’den (AleyhisselĂ‚m) şeref-sudûr olan ve yapmamız gereken neler olabilir diye duşunduk. Sonucta, aşağıdaki uc-beş maddeyi bulduk ve belki de yararlı olur umidiyle siz değerli okurlarımıza ozetle sunmak istedik.
1- Yalnızlık, ozellikle seferde/yolculukta pek hoş gorulmez. Bu konuda pek cok hadîs-i şerîf vardır. Bu hadîslerden biri de şu meşhur rivĂ‚yettir: “Tek yolcu bir şeytan, iki yolcu iki şeytan, uc yolcu ise cemĂ‚at sayılır.” “er-rĂ‚kibu şeytĂ‚n, ve’r-rĂ‚kibĂ‚ni şeytĂ‚nĂ‚n, ve’s-selĂ‚setu rakbun.” Yani, tek yolcu, Ă‚detĂ‚ bir şeytan gibidir, yani yalnız başına gunaha girme ihtimĂ‚li daha yuksektir. Bu yuzden Ă‚detĂ‚ şeytan gibidir, şeytanlık onun yoldaşı olabilir, şeklinde anlayabiliriz. İki kişi de aynen bu şekildedir. Ancak uc kişi, oyle değildir. Onlar cemĂ‚at sayılır.
2- Kalabalık olarak yapılan yolculukta, muhakkak ki aramızdan bir arkadaşımızı rehber tayin etmeliyiz. Bu onemli bir sunnettir. “İzĂ‚ harace selĂ‚setun fî seferin fe’l-yuemmerû ehadehum.” Ebû Hureyre’nin (ra) rivĂ‚yet ettiği bu hadîs-i şerîfte, uc kişi sefere cıkarsa kendi aralarından bir kişiyi emir (lider/reis/rehber) tayin etsinler, buyrulur. Yine Allah Resûlu, bir yere ordu gonderdiğinde, onların başına kesinlikle birini emir olarak tayin ederlerdi. Ve diğerlerinin, onu dinlemeleri ve itaat etmelerini soylerdi. Bunun bircok hikmeti vardır. Oncelikle dağınıklıktan, başıbozukluktan kurtarır. Yoksa herkes kendi kafasına gore birşeyler yaparsa, geziden murad olan duşunce tahakkuk etmez, sadece turistik ve başıboş bir gezinti olur. Allah’ın rızası istikametinde bir yol katedilmemiş, boşuna cile cekilmiş olur.
3- Hocaefendi’nin hazırlamış olduğu “Dua Mecmuası”nın 101. sayfasından 109’a kadar tam dokuz sayfa “sefer/yolculuk”la ilgili dualara ayrılmıştır. Hatta orada gorulecektir ki Allah Resûlu’nun sunnetinde ve dua hayatında yolculukla ilgili en ince ayrıntılarda bile okuduğu bir kısım duaları vardır. Demek ki mesele onemlidir. Sefere cıkan insan, oncelikle bunları ihmal etmemeye calışmalı ve mumkun mertebe sunnetin bereketinden istifade etmeye gayret etmelidir ki yolculuğunu daha da ulvîleştirebilsin, maddî ve mĂ‚nevî bereketi artırabilsin. Biz, bu meselenin detaylarını ve meĂ‚lleri oraya havale ediyoruz.
Evet, bu yuzden diğer dualarla beraber meselĂ‚, bineğe binme duasını ve sefer duasını da okumak lĂ‚zımdır. Hz. Ali’den aktarıldığına gore, Rasulullaha (AleyhisselĂ‚m), bir binek getirildi. Uzengiye ayağını koyar koymaz: “BismillĂ‚h” dedi. Bineğin sırtına oturunca, “el-HamdulillĂ‚h” dedi. Sonra da: “Subhanellezî sehhara lenĂ‚ hĂ‚zĂ‚ ve mĂ‚ kunnĂ‚ lehû mukrinîn. Ve innĂ‚ ilĂ‚ rabbinĂ‚ le-munkalibûn.” Sonra, uc kez “el-HamdulillĂ‚h”, uc kez “Allahuekber”, ardından “SubhĂ‚nekellĂ‚humme innî zalemtu nefsî fağfirlî, fe-innehû lĂ‚ yağfiru’z-zunûbe illĂ‚ ente” duasını okudu. Bu konuda başka rivĂ‚yetler de vardır: Allah Resûlu, sefere cıkacağı sırada bineğine binince, uc kez tebir getirirdi. Ardından da, “Subhanellezî sehhara lenĂ‚ hĂ‚zĂ‚ ve mĂ‚ kunnĂ‚ lehû mukrinîn. Ve innĂ‚ ilĂ‚ rabbinĂ‚ le-munkalibûn” duasını okur, devamında, “Allahumme innĂ‚ nes’eluke fî seferinĂ‚ hĂ‚zĂ‚ el-birra ve’t-takvĂ‚ ve mine’l-ameli mĂ‚ terdĂ‚, Allahumme hevvin aleynĂ‚ seferenĂ‚ hĂ‚zĂ‚ ve’tvi annĂ‚ bu’dehu. Allahumme ente’s-sĂ‚hibu fi’s-seferi ve’l-halîfetu fi’l-ehli, Allahumme innî eûzu bike min ve’sĂ‚i’s-seferi ve keĂ‚beti’l-manzari ve sûil-munkalebi fi’l-mĂ‚li ve’l-ehli ve’l-veledi ve mine’l-havri ba’de’l-kevri ve min da’veti’l-mazlûmi.” Seferden donunce bunları yine aynen okur ve şunu da eklerdi: “Âyibûne tĂ‚ibûne Ă‚bidûne sĂ‚cidûne li-rabbinĂ‚ hĂ‚midûn” Muslim’deki Enes hadisinde, daha henuz Medine’deyken bu duayı okumuş ve Medine’ye donunceye kadar da bunu tekrar etmiştir. Bu yuzden bu duayı, hem yola cıkarken hem de donuşte mutlaka okumalıdır.
4- Şayet mumkunse yolculuğa Perşembe gununden başlamalıdır. BuhĂ‚rî’de KĂ‚’b b. MĂ‚lik’ten, “Allah Resûlu yolculuğa cıkmak isterse, coğu kez Perşembe gunu cıkardı.” buyrulur. Boyle yapmanın faziletli olduğunu Ă‚limlerimiz bildirmişlerdir. Gerci VedĂ‚ Haccı’na Cumartesi gunu cıkmışlardır ZĂ‚t-ı Ă‚lîleri (AleyhisselĂ‚m). Yani başka gun de olabilir. Ama mumkunse, her işinde binlece hikmet olan Allah Resulu’nun coğu kez tercih ettiği gune dikkat kesilmek herhalde cok daha guzeldir, daha sevaplıdır. Tabii ki mumkunse…
5- Seferde bir tepeye cıktığında tekbir ve oradan aşağıya vadilere indiğinde de tesbih getirmelidir. Tekbir ve tesbihleri de ucer kez yapardı. İbn Omer’in nakline gore, LĂ‚ ilĂ‚he illallah vahdehu lĂ‚ şerîke leh, lehulmulk ve lehulhamd ve huve alĂ‚ kulli şeyin kadîr. Âyibûne tĂ‚ibûne sĂ‚cidûne li rabbinĂ‚ hĂ‚midûn. Sadakallahu va’dehu ve nasara abdehu ve hezeme’l-ahzĂ‚ba vahdehu, derdi. Bu durum Allah Resûlu’nun coğu seferi icin gecerlidir ve bunları defalarca okumuştur.
6- Ehl-u iyĂ‚lle ve akrabalarla ve diğerleriyle vedĂ‚laşmak da gerekir. Bu konuda muhtelif rivĂ‚yetler mevcuttur. Derler ya, gidip de donmemek ve artık bir daha gorememek de var. Coğumuzun başına gelmiştir, falanca dostumuzla ayrılmışızdır, ancak bir daha goruşmek nasip olmamıştır. Olumlerin sıradanlaştığı bir dunyada, herkesin boyle muhakkak ki bir yaşanmış olayı vardır hayatında. Oyleyse aynı şeyler herkes icin gecerlidir. Giderken vedalaşmalı, helallaşmalı ve Ă‚hirete gore hayatımızı tanzim etmeliyiz. Bu aynı zamanda bir nezaket ve kibarlıktır ve dahi sunnettir.
7- Allah Resûlu, “es-Seferu kıt’atun mine’l-azĂ‚bi, yemneu ehadekum taĂ‚mehu ve şerĂ‚behu ve nevmehu. Fe izĂ‚ kadĂ‚ ehadekum nehmetehu fe’l-ya’cel rucûahu ilĂ‚ ehlih.” “Sefer/yolculuk, azaptan bir parcadır. Size, yemeğinizden, icmenizden, uykunuzdan (bir nebze) alıkoyar. Sizden biriniz, seferiyle kastettiği hĂ‚cetini bitirince ehline donmede acele etsin.” buyruluyor. Bu hadîs-i şerîf doğrultusunda, seferle kastettiğimiz ihtiyacımızı bitirdikten sonra Ă‚ilemize/ehlimize/işimize donmede acele etmeliyiz. Bu da bize bildirilen sefer Ă‚dĂ‚plarından biridir. Herşeyin, dozunda ve kararında olması herhalde evlĂ‚dır.
8- Seferde/yolculukta, munkerĂ‚t dediğimiz yasaklanmış şeylerden ve mekrûhĂ‚t dediğimiz cirkin şeylerden kesinlikle uzak durmalıyız. Zaten ister seferde isterse hazerde bunlardan uzak durulması elbette ki lĂ‚zımdır. Ancak sefer ceşitli yonleri itibariyle gunahlara daha da acıktır. Orada biraz daha hassas olunmalıdır. Allah Resûlu şoyle buyurur: “Yanında kopek ve zil bulunan kimseye melekler arkadaşlık yapmaz.” Bizler, her yerde bizi meleklerin terketmeyeceği bir tavırda bulunmalıyız. Onlar her yerde yoldaşımız olsunlar. Ancak bunun icin onların arkadaşlığına lĂ‚yık olmaya da calışmalıdır.
9- Seferde seher vaktinde yapılacak bir dua vardır. “Semmea sĂ‚miun bi-hamdilillĂ‚hi ve husni belĂ‚ihi aleynĂ‚. RabbenĂ‚ sĂ‚hibnĂ‚ ve afdil aleynĂ‚ Ă‚izen billĂ‚hi mine’n-nĂ‚r.”
10- Gideceğimiz mekĂ‚na ulaşıp ikĂ‚met edince şu duayı yapmalıdır: “Eûzu bi-kelimĂ‚tillĂ‚hi’t-tĂ‚mmĂ‚ti min şerri mĂ‚ halaka.” Şayet bu duayı okursa bir yolcu, o mekĂ‚nından ayrılıncaya kadar ona hicbir şey zarar veremez, Allah’ın izniyle.
11- Yolculukta bol bol dua etmelidir. Zira yolculuktaki dua ciddin kabûle karindir. İcĂ‚bete lĂ‚yıktır. Hadîs-i şeriflerde uc sınıf insanın duasının reddolunmayacağından bahsedilir. Bunlardan biri de musĂ‚fir, yani yolculardır. Sırf bu yuzden sefere cıkan insanlar bile vardır. Ayrıca sefere cıkan insanların muhakkak ki duasını almalıdır. Uzun ucak yolculuklarında, dua da olmazsa vakit nasıl gececek ki!
12- Seferden donuşte yemek vermek, ikramda bulunmak da sunnettir. Bu hususta Allah Resûlu’nden birtakım hadîs-i şerîfler nakledilmiştir. el-Mecmû’da Nevevî uzun uzadıya bunları kaydeder.
13- BuhĂ‚rî’nin naklettiği bir hadîs-i şerîfte, Allah Resûlu Medîne’ye donunce Medîne sevgisinden dolayı bineğini iyice hareketlendirirdi.
14- Yine yolculuktan donuşte vĂ‚rid olan sunnetlerden biri de, mescide gelip iki rekat namaz kılmaktır.
Elbette daha eklenecek cok şey olabilir. Her bir madde uzunca şerhedilebilir. Ancak şimdilik bu kadarıyla yetiniyoruz. İnşaallah onumuzdeki haftalarda, seferin fıkhî boyutunu, namazlarla ilgili durumunu ve daha başka bilmemiz gereken bellibaşlı yonlerini ele almak istiyorum. Tabii ki ne kadarına muvaffak olunabilirse yine de kĂ‚rdır. Bazılarını gunumuz koşullarında nasıl hayata aktarabiliriz, onu pek bilemiyorum. Ancak seyahatin, dualarla ilgili yonu rahatlıkla uygulanabilir. Dua mecmûasının ilgili yerlerini bizzat takip edebiliriz. Bu sayede gezimizi uhrevî bir yon de katmış oluruz. Dolayısıyla daha da bereketlendirmiş oluruz. Rabbim bizleri, sunnet yolundan ayırmasın. Bilip bilmediğimiz hatalarımızı bağışlasın. Yolculuklarımıza, gezilerimize bereket ihsan eylesin. MĂ‚neviyĂ‚tla doldursun. İstifĂ‚de etmeye nĂ‚il eylesin.
Hurmetlerimle…
18.06.2007 - Bayram Kusursuz
__________________
Hadisler ışığında YOLCULUKTA yapılması gerekenler…
Dini Bilgiler0 Mesaj
●16 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaţam & Danýţman
- Eđitim Öđretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Hadisler ışığında YOLCULUKTA yapılması gerekenler…