Cahiliye devrine ait bir başka kotuluğu de Kur’Ân-ı Kerim şoyle anlatır: ‘’Onlardan biri kız ile mujdelendiği zaman pek ofkeli olarak yuzu simsiyah kesilir. Kendisine verilen mujdenin sevimsizliğinden dolayı kavminden gizlenmek ister. Onu hakarete katlanarak yanında mı tutacak, yoksa toprağa mı gomecek?(Bunu duşunur durur.) Bak ne kotu hukum veriyorlar!..’’(Nahl sûresi, 16/58-59)

Evet, onlardan biri kız cocuğu olduğu işaretini aldığı zaman, ofkeden yutkunup duruyor.. bu yuzden yuzu simsiyah kesiliyor ve bu acı mujdeden dolayı halkın icine cıkıp gorunmekten de utanıyordu. O boyle bir haberi o kadar kotu buluyordu ki kaybolmak, gizlenmek, bir deliğe girip saklanmak istiyor ve iki alternatiften birine katlanmak zorunda olduğuna inanıyor, tereddutler icinde bocalıyor ve bir karar veremiyordu: Ya cemiyet icinde duştuğu horluğa katlanıp o cocuğu hayatta bırakacak veya şerefini temizlemek icin (!) o kız cocuğunun vucudunu ortadan kaldıracaktı.
İşte kadın, cahiliye doneminde boylesine istihkar ediliyordu..ve bu istihkar, tezyif, terzil sadece cahiliye Araplarına mahsus da değildi. Roma ve SÂsÂni İmparatorluklarında da durum aynıydı. Bu itibarla denebilir ki; İslam’ın cahiliye Arapları arasındaki kadınlık dunyasıyla alakalı o muthiş tespit ve inkılabı, aynı zamanda topyekun dunya kadınlığı adına, insanlık tarihinde eşi benzeri olmayan bir operasyondur.
Evet, ilk defa Kur’Ân, bu tur canavarlığın onune cıkıyor ve hangi, ne sebeple olursa olsun cocukların oldurulmesini yasaklıyor: ‘’Fakirlik yuzunden cocuklarınızı oldurmeyin; sizin de onların da rızkını Biz veririz.’’(En’Âm sûresi, 6/151)
Sanki, CenÂb-ı Allah onlara şoyle diyordu: Cocuklarınızı nicin olduruyorsunuz? Sizi de onları da rızıklandıran Benim. Gormuyor musunuz, zemin, binler sofralar hÂlinde hazırlanıp sizin emrinize sunuluyor. Sema sizin imdadınıza koşuyor. Bulutları sizin icin sevk edip oradan yağmur ve kar yağdıran, sonra da zemin yuzunde milyonlarca turde bitkiyi bitiren Benden başka kim olabilir? Butun bunları gorduğunuz hÂlde, hangi vicdan, hangi insaf ve hangi akılla rızık korkusuna duşuyor da cocuklarınız olduruyorsunuz? Sakın unutmayın; boyle yapanlar Allah’a(celle celÂluhu) hic mi hic muhatap olma liyakatine eremeyecekler ama; bir gun o masumlar muhatap kabul edilerek, hangi curumleri sebebiyle olduruldukleri kendilerine sorulacak ve evlatlarını olduren o zalimler de, bu zulumlerinin cezasını mutlaka goreceklerdir.

İşte ‘’Diri diri toprağa gomulen cocuklara, ‘Sucunuz neydi, hangi gunah sebebiyle boyle olduruldunuz?’ diye sorulduğunda..’’(Tekvir sûresi, 81/8-9) mealiyle verdiğimiz Âyet, o muthiş urperticiliğiyle bize bu devrin ahlakını anlatmaktadır.

Bir gun sahabi, Allah Resûlu’nun huzuruna gelerek cahiliyeye ait bu canavarlığı şoyle dile getirmişti: ‘’Ya Resûlallah! Biz cahiliye devrinde kız cocuklarımızı diri diri gomerdik. Benim de bir kız cocuğum vardı. Annesine, ‘Bunu giydir, dayısına gotureceğim.’ Dedim. (Kadın bunun ne demek olduğunu bilirdi. CiğerpÂresi, evlÂdı biraz sonra bir kuyuya atılacak ve orada cırpına cırpına can verecekti. Ne var ki kadının, boyle bir canavarlığın onune gecme hal ve salÂhiyeti yoktu.) Hanımım dediğimi yaptı. Cocuk hakikaten dayısına gideceğini zannediyor ve cıvıl cıvıl koşuşuyordu. Elinden tutup daha once kazdığım bir kuyunun yanına getirdim. Ona kuyuya bakmasını soyledim. O tam kuyuya bakayım derken, sırtına bir tekme vurdum ve onu kuyuya yuvarladım. Fakat her nasılsa, eliyle kuyunun ağzına tutundu. Bir taraftan cırpınıyor, diğer taraftan da: ‘Babacığım uzerin tozlandı.’ deyip elbisemi silmeye calışıyordu. Buna rağmen bir tekme daha vurdum ve onu diri diri toprağa gomdum.’’
Adam bunu anlatırken Allah Resûlu ve yanındakiler hıckıra hıckıra ağlıyorlardı. Orada oturanlardan birisi: ‘’Be adam, Resûlullah’ı huzun icinde bıraktın!’’ deyince, Efendimiz, adama: ‘’ Bir daha anlat!’’ dedi. Adam hadiseyi bir kere daha anlattı. İki Cihan Serveri’nin gozlerinden suzulen yaşlar mubarek sakalından aşağıya akıyordu.(DÂrimî, mukaddime 1.)

Allah Resûlu hadiseyi tekrar ettirmekle sanki şunu anlatmak istiyordu: ‘’İşte siz İslam’dan evvel boyleydiniz. Tekrar tekrar anlattırdım ki, İslam’ın size kazandırdığı insanlığı bir kere daha hatırlamış olasınız!’’















__________________