David Darling "Deep Time(Derin Zaman)" adlı kitabının başlangıc bolumunde Big Bang'i oncesinden alıp şoyle tarif eder: "Zaman yoktu, Uzay yoktu...Madde ve enerji de yoktu... Hicbir şey yoktu...En kucuk bir nokta, boşluk bile yoktu. Bu yokluktan kucucuk, olağanustu kucuklukte bir kıpırtı belirdi... Ufacık bir titreme... Hafif bir dalgalanma, belli belirsiz bir gir-dap...Bu kozmik kutunun kapağı acıldı ve altından yaratılış mucizesinin filizleri belirdi..."
Colarado universitesi'nden Gerrit L. Vershuur ise "Starscapes" adlı kitabında tum diğer tezlere karşı dinin tezinin doğru cıktığını şu cumleleriyle ifade eder: " Big Bang teorisi, dini inancların gosterdiği, Dunya'nın ve gokyuzunun yaratılmış olduğu gerceği ile uygunluk gostermektedir. Bu astronominin dinle beraber olduğunun surprizli bir sonucudur."
Zamanın maddeye, maddenin hareketlerine gore var olduğu anlaşılmıştır. Big Bang'ten once madde ve maddenin hareketi soz konusu olmadığına gore Big-Bang'ten once zaman da soz konusu değildir. Big Bang ile beraber madde de, zaman da yaratılmıştır. Zaten bunlardan biri diğerine bağımlıdır. Oxford universitesi'nden Roger Penrose, Stephen Hawking ile beraber yaptıkları calışmalarda zamanın Evren'in başlangıcı ile başladığını matematiksel olarak da ispatladılar. Big-Bang teorisi ateistlerin "Evren yaratılmış olsaydı başlangıcı olması gerekirdi." diye kendilerinin de ileri surdukleri anın varlığını ispat etmiştir. Kısacası ateizm bilim, mantık ve akıl platformunda cokmuştur, fakat inada, kuruntuya ve keyfiliğe dayanarak devam etmektedir.
Mantığın temel kuralları acısından sadece iki tane tez varsa, birinin yanlışlığının ispatı diğer tezin doğrulanması demektir. Ateizmin madde sonsuzdan beri vardır tezi yalanlanınca, maddenin yaratılışını kabul etmek otomatikman gecerli olmakta, boylece ateizmin de, bu konu cozulemez diyenlerin de yanıldığı ortaya cıkmaktadır. Bu acık delillere karşın yaratılışı inkÂr etmek gerceğe karşı yapılan bir zulumdur ve inattır.
Hayır, o kendilerine ilim verilenlerin goğuslerinde apacık delillerdir. Bizim delillerimizi zalimlerden başkası inkÂr etmez.
29-Ankebut Suresi 49
BIG BANG'İN OĞRETTİKLERİ
Big Bang teorisi her şeyden once Evren'in ve zamanın bir başı olduğunu, maddenin sonsuzdan beri var olmadığını, maddenin yaratıldığını bize oğretti. Boylece materyalistlerin, ateistlerin tarih boyunca savundukları Evren'in sonsuzdan beri var olduğu fikri curutuldu.
Big Bang, Evren'in yaratıcısı olduğunu gosterdiği gibi, Evren'in yaratıcısının Evren'in icinde arandığı, Evren'in, Guneş'inin, Ay'ının, dağının ayrı tanrılara paylaştırıldığı ilkel fikirlerin yanlışlığını da gosterdi. Big Bang ile ilk birleşimi yaratan kim ise, her şeyi yaratanın o olduğu, Evren'i ayrı guclerin değil, tek bir gucun yonettiği anlaşıldı. Evren tek bir noktadan başlamıştı, o ilk noktanın sahibi kimse, insanın da, nehirlerin de, yıldızların da, kelebeklerin de, supernovaların da, renklerin de, acının da, mutluluğun da, muziğin de, estetiğin de sahibi O'ydu. Herşey, “birde” ayrıldığına gore, o “birin” sahibi, her şeyin sahibidir.
Big Bang ile, putlaştırılan maddenin, hem de tum Evren'in maddesinin başta tek bir nokta kadar değersiz olduğu anlaşılır. Boylece bu değersiz noktadan insanların, hayvanların, bitkilerin, muhteşem renkleriyle Evren'in cıktığını gorenler, kabiliyetin bu noktada değil, bu nok-tanın Yaratıcısında olduğunu anlarlar. Gozunuzu kapatıp, karanlığı bile barındırmayan yokluğu bir duşunun, sonra etrafınızdaki ağaclara, denizlere, gokyuzune, aynadaki goruntunuze, yiyeceklere, sanat eserlerine bir bakın. Tum bu muhteşem eserler nasıl karanlıktan, yokluktaki tek bir noktadan kendi kendine cıkabilir? İyice duşunenler icin yaratılış hem matematiksel incelikle, hem sanatsal estetikle kendini gostermektedir. Evren'in genişleme hızı o kadar kritik bir nok-tadadır ki; Big Bang'ten sonraki birinci saniyede bu oran bir bilim adamının ifadesine gore: "Yuz bin milyon kere milyonda bir daha kucuk olsaydı Evren şimdiki durumuna gelmeden icine coker, tek noktaya donerdi." Aynı şekilde Evren'in madde miktarı biraz daha az olsaydı Evren gezegenlerin oluşamayacağı şekilde dağılacaktı. Evren'in ilk yaratılış anında tek birleşimin parcalanışında uygulanan kuvvet hem cok buyuktur, hem de cok ince tasarlanmıştır. Aynı şekilde, oluşan madde miktarı da cok ince bir şekilde tasarlanmıştır. Gorulduğu gibi her şey Evren'imizin var olacağı tarzda bir amaca gore Yaratıcımız tarafından ince bir şekilde yaratılmıştır. Tum bu oluşumlar Yaratıcımızın kuvvetinin sonsuzluğunu, her şeyi en ince ayrıntısıyla planladığını, mukemmel bir şekilde her şeyi oluşturduğunu inattan korelmiş gozlere gostermektedir. Ayrıca tum bu oluşumlar gostermektedir ki; bu Evren'in Yaratıcısı icin zorluk kavramı yoktur, o isteyince her şey olur, onun sadece "Ol" demesi yeterlidir.
Big Bang (Buyuk Patlama)

Evrenin İlk Anları Ve Buyumesi

Buyuk patlamadan once madde varolmadığına gore maddeye bağımlı olan zamanın varlığından da soz edilemez. Bu noktada bir fikir ayrılığı olmadığına gore Big Bang'den oncesinden soz etmemiz mumkun değil. Bizim inceleye bileceğimiz, buyuk patlama anında neler oldu? Nasıl oldu da boylesine buyuk bir patlama ile bu kadar kompleks yapıya sahip bir evren oluştu? gibi soruların cevaplarıdır. Bu soruları ancak teorik kozmoloji verilerine dayanarak yanıtlaya biliriz. Fakat elimizde gerekli veriler olmadığı icin Big Bang anını acıklamakta fizik teorileri yetersiz kalıyor. Daha onceki anlarda neler olup bittiği konusunda henuz kesin deliller bulunmadığı icin şu an en fazla patlamadan sonraki 0,00001'inci saniyeden bahsedebiliriz. Patlama anında ortaya cıkan muazzam sıcaklık, patlamadan 0.00001 saniye sonra kuarkların (atom altı parcacıkların) proton ve notronları oluşturabileceği seviye kadar duştu, bu noktada tek atomdan oluşan ve en basit yapıya sahip element olan H (hidrojen) elementi oluştu. Patlamadan birkac dakika sonra milyar derece cinsinden ifade edilebilecek değere duşen sıcaklık sayesinde "doteryum", "helyum" ve "lityum" elementleri oluşmaya başladı. "Buyuk Patlama" anından sonraki genişleme hızı cok hassas bir değerdedir. Yapılan teorik hesaplamalara gore bu genişleme hızı, gercekte olandan milyarda bir daha yavaş gercekleşseydi muazzam kutle cekim etkisi ile evren kendi uzerine cokerek tekrar yok olacaktı. Tersi bir şekilde, evrenin genişleme hızı milyarda bir daha hızlı olsaydı atom altı parcacıklar atomu ve dolayısıyla evrende var olan gok cisimlerini oluşturamayacak şekilde dağılacaktı. İlk atomların ve elementlerin oluşmasından sonraki uzunca bir sure evren genişlemeye ve soğumaya devam etti evren yeteri kadar soğuduğunda kutle cekiminin etkisi ile gazlar yoğunlaşarak değişik gok cisimlerini oluşturmaya başladı. Evrende var olan hidrojen ve helyum dışındaki tum elementler yıldızların oluşumundan sonra, bu yıldızların cekirdeğinde gercekleşen nukleer tepkimler ile uretilmiştir. Bu gok cisimlerinin bir araya gelerek nicin galaksileri oluşturduğu henuz kesin olarak acıklanabilmiş değildir. Bunun acıklanması "kara enerji" ve "kara delik" olarak adlandırılan gok cisimlerinin tam olarak anlaşılmasına bağlıdır. Sonuc olarak bu gunun bilimsel şartları ile kesin bir şekilde acıklayamadığımız bir surec sonunda evren şu anki kompleks yapısına geldi ve her gecen saniye genişlemeye devam ediyor.
Evrenin Yapısı

Yazımızın başında da bahsettiğimiz gibi evren akıl almaz komplekslikte bir yapıya sahiptir. Evrenin bazı bolumlerinde cok buyuk boşluklar varken, bazı bolumleri yoğun bir şekilde gok cisimleri ille doludur. İlk bakışta dağınık gibi gorunen bu yerleşim şekli aslında Big Bang teorisinin on gorduğu şekilde, homojen bir evreni oluşturmaktadır. Evren, 400 milyon ışık yılından daha geniş bir bolumu incelendiğinde homojenlik gostermektedir. Big Bang'den sonra hidrojen ve helyumdan oluşan gazlar kutle cekim enerjisi ve donmelerinden kaynaklanan manyetik etkinin yardımı ile yoğunlaşarak değişik gok cisimlerini oluşturdular. Yine bu Buyuk Patlama sonucunda oluşan ve "kozmik fon ışınımı" adı verilen radyasyon butun evrene yayılmış durumdadır. Gok cisimlerinin yoğunluk gosterdiği bolgelere galaksi (gokada) adı verilmektedir. Kesin olmamakla beraber galaksilerin hemen hemen hepsinin merkezinde galaksiyi dengede tutan buyuk bir karadelik varolduğu tahmin edilmektedir. Fakat yapılan inceleme ve hesaplamalar var olan karadelik ve diğer gok cisimlerinden kaynaklanan kutle cekim etkilerinin bu galaksileri bir arada tutmaya yetmeyeceği fark edilmiştir. Bu noktada teorik olarak var olan fakat tanımlanamayan ve gozlenemeyen başka bir maddenin varlığı bulunmuştur. Bilinen hic bir fiziksel tanıma uymayan ve tamamen gorunmez olan bu maddeye "karanlık madde" adı verilmektedir. Karanlık madde evrende var olan maddenin yaklaşık olarak %90'lık kısmını oluşturmaktadır. Karanlık maddenin dışında kalan ve tanımlana bilen gok cisimleri genel olarak gezegenler, meteorlar ve yıldızlardır. Omrunu tamamlayan yıldızların olumu ile oluşan beyaz cuceler, notron yıldızları ve daha karmaşık bir yapıya sahip olan karadelikler evrenin en yoğun ve hakkında en az bilgi bulunan diğer cisimleridir. Omrunu tamamlayan yıldızların "nebulla" adı verilen patlamaları sayesinde cekirdeğinde uretilen ağır elementler uzaya dağılır ve meteor şeklinde gezegenlerin uzerlerine yağar. Bu yolla demir gibi ağır elementler gezegenimize patlayan yıldızlardan bir hediye olarak gelmektedir.

Evrenin gercek yapısının şu an bilinenden daha karmaşık olduğu tahmin edilmektedir. Henuz acıklanamayan bir cok enerji şekli evrenin değişik bolumlerinde gorev yapmaktadır. Orneğin yakın donemdeki bir keşfe gore, evren giderek yavaşlaması gerekirken aksine hızlanan bir genişleme gostermektedir. Bu genişlemenin nedenini ve kaynağını bir turlu acıklayamayan kozmologlar bu guce "karanlık enerji" adını verilmiştir. Gunumuzde coğu hesaplara ve tahmine dayanan bir cok teori ileri surulerek evrenin yapısı anlaşılmaya calışılmaktadır. Fakat evreni tam olarak anlamak icin cok geniş zaman dilimlerine uzanan ve belki de insan neslinin hic birinin goremeyeceği kadar uzun surecek inceleme ve gozlemlere ihtiyac vardır. Tahminen, gelişen teknolojinin beraberinde getireceği ileri seviye teleskoplar ve geliştirilecek yeni gozlem sistemleri ile insan oğlu cok kısa zaman dilimleri icerisinde kozmoloji alanında bu gun olduğumuzdan cok daha buyuk bilgilere sahip olacaktır.
Evrenin Sonu
Devasa buyukluğe ve akıl almaz karmaşıklığa sahip olan bu muhteşem evren her şey gibi bir gun son bulacaktır. Bu sonun nasıl olacağı sorusu evrenin kapalımı yoksa acık mı olduğu sorusunun cevabına bağlıdır. Peki "kapalılık "ve" acıklık" ne anlama geliyor. Kapalılık, evrenin genişleme hızının kutle cekim enerjisini yenecek kadar buyuk olmadığı anlamına gelir. Evrenin acık olması ise, genişleme hızının kutle cekim kuvvetini yenecek kadar buyuk olduğu, yani evrenin buyuk patlama anındaki hızının kurtulma hızının uzerinde olduğu anlamına gelmektedir. Şu an teorik fizikciler evrenin kapalı yada acık oluşu ile ilgili kesin bir yargıya sahip değiller. Evren ister acık olsun ister kapalı uzerindeki bu muhteşem denge eninde sonunda bozulacak ve madde bir şekilde yok olacaktır. Eğer evren kapalı ise genişlemesi bir gun duracak ve Big Bang'in tersi bir şekilde, kutle cekiminin etkisi altında kalan everen zamanla kuculecek, ısınacak ve sonucta sonsuz yoğunluk ve sıfır hacme ulaşarak yok olacaktır. Kesin bir bulgu olmamasına rağmen, bilim adamalarının coğu evrenin sonunu bu şekilde tanımlamaktadırlar. Eğer evren acık ise uzerine cokuş gercekleşmeyecek, fakat gecen zamanla birlikte genişleyen evren soğuyacak ve uzerindeki maddeyi oluşturan tum enerjiyi harcanarak yok olacaktır. Bu ikinci yok oluş senaryosuna gore 1014 yıl sonra evrendeki tum yıldızların yakıtı tukenecek ve bu enerji tukenişi ile soğuyan evren yaklaşık 101500 yıl sonra tamamı ile demire donuşerek var olan tum enerjisini tuketecek. Şimdilik everenin sonu hakkında ancak bu iki olasılıktan birinin gercekleşebileceği tahmin edilmektedir. Evren yok olduktan sonra yeni bir evrenin oluşup oluşmayacağı ise insan oğlunun cevaplandırılamayacağı bir soru olarak gizemini korumaktadır.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
O (Allah) Evren'i (Gokleri) ve yeryuzunu yoktan yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse yalnızca "Ol" der, o da hemen oluverir.
2-Bakara Suresi 117
__________________