İNSANLARIN İNSANLARA İNSANLIK DIŞI DAVRANIŞLARI GERCEK İNSANLARIN HAYVANLARA İNSANCA DAVRANIŞLARI
Gectiğimiz gunlerde Ulusal Televizyonlarımızdan birinde insanın kanını donduran goruntu, dehşete duşuren haber;
Bir uzak Doğu ilkesinde olan olay anen şoyle; mutfakta aşcının onunde bir canlı balık, balığın canlı canlı pulları temizleniyor. Sonra karnı yarılıyor tavaya atılıp kızartılıyor. Servis tabağına konulup yiyecek kişinin onune goturuluyor ve balık son defa ağzını kapatıyor.
İkinci haber maalesef Turkiye’ den, bir şehrimizin Belediye Başkanı sokaklardan topladığı kopeklerin hastalıklı olanlarını şehir dışına cıkartıyor. İyi bir iş yapmış gibi gundem yaratıyor. Bu Belediye Başkanı’ na yapması gereken işin o hayvanları tedavi ettirmek olduğunu birilerinin hatırlatması gerekir. Bizleri uzen bu iki haberden sonra yuce Peygamberimizin ve ecdadımızın hayvan hakları ile ilgili icraat ve goruşlerine bir bakalım.
Hz. Peygamber (s.a.v)’ ın buyuk Mekke fetih yolculuğunda fetih ordusu cok kalabalık. Arabistan’ ın dort bir yanından gelen kabileler orduya iltihak ediyorlar, ortalık adeta bir mahşer yeri gibidir. Bu buyuk ordu Arc mevkiinden Talup’ a doğru hareket ediyor. Bu sırada Allah Resulu (s.a.v) yolun kenarında yeni doğurduğu yavrularını koynuna almış anne kopek goruyor. O buyuk Peygamber (s.a.v) yanında bulunan ashabından Cuayl Bin Şuraka’ ya emrediyor. “Bu anne kopek ve yavrularının başına nobetci dik. Yuruyuş halindeki ordu anne kopeği ve yavrularını urkutecek bir davranışta bulunmasınlar” diyor. Yanlarından dev gibi bir ordu gecmesine rağmen anne kopek ve yavruları sut emme merasimini doyasıya yaşıyorlar.
İkinci nakledeceğim olay ise Bayezid-i Bestami bir gun camiye yakın bir yerde sohbete dalıyor, giydiği cubbesinin eteklerinde bir kedi uyumuş o sırada Ezan okunuyor. Bayezid-i Bestami’ nin camiye gitmesi gerek ancak uyuyan kediyi uyandırmaya kıyamıyor ve cubbesinin eteğinden kedinin yattığı bolumu kesiyor. Kedi uyumaya devam ediyor Bayezid-i Bestami de camiye gidiyor.
İşte İslam’ ın hayvanlar hakkındaki duşunceleri ve uygulamaları.
Şimdi de şanlı ecdadımızın hayvan hakları ile ilgili yaptıklarına bakalım. Mareşal Von Moltke hatıratında 1837’ de Uskudar’ daki Kedi Hastanesini Bizzat ziyaret ettiğini yazar. Kuşlar icin vakıf suretiyle kurulmuş hastanelerin en unlusu Bursa’ da leylekler icin kurulmuş olan Guraba Hane-i Laklakan’ dır. Tarihte ve gunumuzde eşi gorulmemiş bir ornektir. Eski Osmanlı konaklarında kuşların su ihtiyaclarını gidermeleri icin yağmur sularının biriktiği catıların yalaklar yaptıkları bilinen ve halen eski konaklarda gorduğumuz gerceklerdir.
Castellan 1800’ lu yılların başlarında gorduklerini şoyle yazar, Kopekler Osmanlı şehirlerinin sokaklarında serbestce ve korkusuzca dolaşır, onlara dokunmak kimin haddinedir.
Mahallenin varlıkları bunları beslemek icin kasaplara muntazam para oderler. Yine XVIII. Asırda İstanbul’ da gorev yapmış İsvec Elcisi D’Ohson’ da şunları yazar;
Hic kimse bir hayvana eziyet edemez. At, katır, deve gibi yuk hayvanlarına fazla yuk yuklenemez, zabıta gorevlileri fazla yuku indirir ve sahibine sert ihtarda bulunur. Yalnız eti yenilmek uzere hayvanların avlanılmasına musaade edilir. Bunun şartı da ailesinin et ihtiyacını temin edemeyen fakirlere aittir. Zevk icin, spor olsun diye avcılık yapmak, can yakmak Osmanlı’ da kesinlikle yasaktır.
__________________
İslam ın hayvanlara bakış acısı..
Dini Bilgiler0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- İslam ın hayvanlara bakış acısı..