Allah, Kuran ile insanlara 'şan ve şereflerinin getirildiğini' bildirmektedir (Muminun Suresi, 71). İslam ahlakına uyan, Allah'ın Kuran'da bildirdiği yolu izleyen insanlar her konuda refaha ulaşırlar. Cahiliye toplumlarında bazı kadınların maruz kaldıkları tum sıkıntıların tek cozumu ve kadınların toplum icinde hak ettikleri saygıyı gormelerinin yolu da yine Rabbimiz'in insanları karanlıklardan nura cıkarmak icin Peygamberimiz (sav)'e vahyettiği Kuran'dadır.

Allah Kuran'ın pek cok ayeti ile kadını ve kadın haklarını koruma altına almış, cahiliye toplumlarında kadınlara olan yanlış bakış acısını ortadan kaldırmış, kadına toplum icerisinde saygın bir yer kazandırmıştır. Kuran ayetleriyle insanlara Allah Katında ustunluk olcusunun cinsiyet değil, Allah korkusu, iman, guzel ahlak, ihlas ve takva olduğu bildirilmiştir. Tum bunlar Rabbimiz'in kadınlar uzerindeki benzersiz lutfunun birer delilidir:

"Ey insanlar, gercekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız icin sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şuphesiz, Allah Katında sizin en ustun (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şuphesiz Allah, bilendir, haber alandır." (Hucurat Suresi, 13)

Ey Ademoğulları, Biz sizin cirkin yerlerinizi ortecek bir elbise ve size 'sus kazandıracak bir giyim' indirdik (var ettik). Takva ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki oğut alıp-duşunurler. (Araf Suresi, 26)

Bir başka ayette ise Allah, "... Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şuphesiz azığın en hayırlısı takvadır. Ey temiz akıl sahipleri, Benden korkup-sakının." (Bakara Suresi, 197) şeklinde buyurarak, insanlara elde edebilecekleri en hayırlı ozelliğin takva olduğunu bildirmiştir. Dolayısıyla kişiyi hem dunyada hem de Allah Katında asıl olarak değerli hale getirecek ve ustunluk kazandıracak olan 'takva' olmalıdır. Allah Kuran'da "Gercek şu ki, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar ve Allah'a guzel bir borc verenler; onlar icin kat kat artırılır ve 'kerim (ustun ve onurlu)' olan ecir de onlarındır." (Hadid Suresi, 18) şeklinde buyurmaktadır. Bu ayet ile hem erkeklere hem de kadınlara, asıl ustun ve onurlu olan karşılığın Allah'ın bildirdiği ahlakı yaşamakla kazanılacağı hatırlatılmaktadır. Kadın ve erkek elbette ki fiziksel anlamda birbirlerinden farklı yapılara sahiptirler. Ancak bu bir ustunluk sebebi değildir. Allah bir başka ayette de, kimi insanlar arasında bir ustunluk unsuru haline gelmiş olan zenginlik yerine, Allah'ın fazlını istemenin daha makbul olduğunu şoyle bildirmektedir:

Allah'ın kendisiyle kiminizi kiminize gore ustun kıldığı şeyi (malı) temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından pay (olduğu gibi), kadınlara da kazandıklarından pay vardır. Allah'tan onun fazlını (ihsanını) isteyin. Gercekten, Allah herşeyi bilendir. (Nisa Suresi, 32)

Allah kadınların toplum icerisinde korunup kollanmaları, hak ettikleri saygı ve sevgiyi gormeleri icin toplumsal alanda alınması gereken tedbirleri Kuran ayetleri ile bizlere bildirmiştir. Alınan tum bu tedbirler, kadınların lehinedir. Ve bunların bir hikmeti de, kadınların zarara uğramalarını, ezilip yıpratılmalarını onlemektir.

Allah insanlara Kuran ile en doğru yolu gostermiş ve cahiliye inanclarını taşıyan insanların yanlış uygulamalarını ortadan kaldırmıştır. İslam ahlakına gore, asıl onemli olan bir insanın kadın ya da erkek olması değil, Allah'a derin bir iman ve Allah korkusuyla bağlanmış olmasıdır. Allah'ın emir ve yasaklarına titizlikle uyması, Kuran ahlakını en guzel şekilde yaşamaya calışmasıdır. Allah Katında asıl değer gorecek olan kişinin bu ozellikleri olacaktır. Allah Kuran'da kadın olsun erkek olsun iman eden bir kimsenin sahip olması gereken ozellikleri şoyle acıklamıştır:

Mumin erkekler ve mumin kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kotulukten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resulu'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şuphesiz, Allah, ustun ve gucludur, hukum ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 71)

Allah'ın ayette bildirdiği gibi, mumin kadınlar ve mumin erkekler Allah'a ibadet etmekle, Kuran ahlakını yaşamakla, insanlara iyiliği emredip, kotuluğu engellemekle ve Kuran'da bildirilen tum emir ve tavsiyelere uymakla yukumludurler. Allah Kendisi'nden korkup sakınan her insana, kadın ya da erkek ayrımı olmaksızın, 'doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış' (Enfal Suresi, 29) vereceğini vaat etmiştir. Samimiyetine, ihlasına ve imanına karşılık, Allah bir insana hayatın her alanında kendisini doğru yola ulaştıracak, doğru kararlar almasını ve isabetli tavırlarda bulunmasını sağlayacak akıl, feraset ve basiret vermektedir. Dolayısıyla akıl, kişinin cinsiyetine gore değil, tumuyle Allah'a olan samimi bağlılığına, yakınlığına ve korkusuna gore gelişmektedir.

İmanın kendisine kazandırdığı akıl ile hareket eden her insan, kadın olsun erkek olsun, hayata dair her konuda başarı elde edebilir, pek cok insana gore one de gecebilir. Bu tumuyle kişinin, isteğine, şevkine ve azmine bağlıdır. İman edenler İslam ahlakının bir gereği olarak, kendilerini hicbir zaman hicbir konuda yeterli gormezler. Daima daha akıllı, daha yetenekli, daha sorumluluk sahibi, daha kişilikli, daha guzel ahlaklı insanlar olabilmek icin caba harcarlar. Kendilerini her konuda guclerinin yettiği oranda geliştirmeye calışırlar. Allah, iman edenlerin, cevrelerindeki tum insanlara ornek olabilecek bir karaktere sahip olabilmek icin Kendisi'ne dua ettiklerini bildirmektedir:

Ve onlar: "Rabbimiz, bize eşlerimizden ve soyumuzdan, gozun aydınlığı olacak (cocuklar) armağan et ve bizi takva sahiplerine onder kıl," diyenlerdir. (Furkan Suresi, 74)

Hayatı boyunca her konuda elinden gelenin en iyisini yapmaya calışan ve kişiliğiyle, ahlakıyla ve cabasıyla tum insanlara ornek olmaya gayret eden mumin bir kadın, -Allah'ın izniyle- toplum icerisinde de ustun bir konuma gelir. Ustlendiği her turlu sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirir, en doğru kararları alır, en guzel cozumleri ve en akılcı tedbirleri uretir.

Gorulduğu gibi, İslam ahlakında kadın ile erkeğin toplumdaki yeri tamamen eşittir. Sonsuz merhamet sahibi olan Rabbimiz kadın ile erkek arasında ayırım yapan tum cahiliye inanışlarını Kuran ayetleriyle ortadan kaldırmış, kadına hak ettiği değerin verilmesini emretmiştir. Kadın ya da erkek olsun, bu tamamen kişinin Allah'a olan imanının gucu doğrultusunda, ahlakıyla, kişiliğiyle ve ustlendiği sorumluluklarla on plana cıkmasına bağlıdır. Bu nedenle de İslam ahlakını benimseyen kadınlar icin, erkeklere yonelik bir eşitlik mucadelesi değil, bunun yerine 'hayırlarda yarışma' ahlakı soz konusudur. Hayırlarda yarışmak, iman edenlerin, yaşamlarının her anında Allah'ın rızasını kazanabilmek icin ellerinden gelen cabanın en fazlasını gostermeleridir. Bu amacları doğrultusunda, Allah'ın en sevdiği, en razı olduğu ve Allah'a en yakın kişi olabilmek icin hayırlarda yarışırlar. Ancak bu yarış, tumuyle Rahmani bir yarıştır. Allah muminleri dunyada ve ahirette one geciren ozelliğin bu yonde gosterdikleri caba olduğunu Kuran'da şoyle bildirmektedir:

İşte onlar, hayırlarda yarışmaktadırlar ve onlar bundan dolayı one gecmektedirler. (Muminun Suresi, 61)

Sonra Kitab'ı kullarımızdan sectiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda yarışır one gecer. İşte bu, buyuk fazlın kendisidir. (Fatır Suresi, 32)
__________________