Bu hususta Kur’an-ı Kerimde iki ayet mevcuttur. Bu ayetlerde Cenab-ı Hak gayet acık bir şekilde mealen şoyle buyurmaktadır:

“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mu’minlerin hanımlarına soyle, evlerinden cıktıklarında dış ortulerini uzerlerine alsınlar.”(1)

“Mu’min kadınlara da soyle, gozlerini haramdan sakınsınlar, namuslarını da korusunlar, zinetlerini acmasınlar, bunlardan gorunen kısmı mustesnadır. Başortulerini de yakalarının uzerini kapatacak şekilde iyice ortsunler.”(2)


Ayetlerde mu’min kadınların nasıl ortunecekleri, hangi yerlerini acabilecekleri acıkca belirtilmiyor. Fakat şu mealdeki hadis-i şerif ayetleri tefsir ediyor. Peygamberimiz (a.s.m.) baldızı Hz. Esma’ya hitaben, “Ey Esma! Bir kadın adet gormeye başlayınca el ve yuzunden başka yerini yabancılara gostermesi caiz değildir.”(3)

Demek ki, buluğ cağına gelmiş olan Musluman bir hanımın başını kapatması hem Allah’ın hem de Peygamberin emridir. Yani yuz kısmı acık kalacak şekilde başın kalan kısmını, boyun ve goğusleri ortmek farz-ı ayndır. Acmak ise bir farzın terki sayıldığından haramdır. Allah ve Resulunun emrini dinlemediği icin gunahkar olmakta buyuk bir mes’uliyet altına girer. Gunahkar olan kimse, bu gunahından kurtulmak icin tevbe istiğfar eder, Allah’tan affını diler.

“Ve bir gunah işledikleri veya nefislerine zulmettikleri zaman, Allah’ı anarak gunahlarının bağışlanmasını isteyenler, hem de yaptıkları gunahta bile bile ısrar etmemiş olanlar. İşte onların mukafatı, Rablerinden bir mağfiret ve ağacları altında ırmaklar akan Cennetlerdir. Orada ebedi olarak kalacaklardır. Guzel amel yapanların mukafatı ne guzeldir.”(4)


Demek ki, bir tevbenin kabul olması, bir gunahın affa liyakat kazanması icin hicbir mazeret yokken o gunahta ısrar edilmemesi şartı aranmaktadır.

Bu husustaki bir hadisin meali şoyle:

“Mu’min bir gunah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta belirir. Eğer o gunahtan el ceker, Allah’tan gunahının affını dilerse, kalbi o siyah noktadan temizlenir. Eğer gunaha devam ederse, o siyahlık artar. İşte Kur’anda gecen ‘gunahın kalbi kaplaması’ bu manadadır.”(5)


“Her bir gunah icinde kufre gidecek bir yol vardır” sozu muhim bir gerceği dile getiriyor. Şoyle ki, bir gunahı işlemeye devam eden insan zamanla o gunaha alışır, terk edemez bir hale gelir. Bu alışkanlık onu gun gectikce daha buyuk manevi tehlikelere surukler. Gunahın uhrevi bir cezasının olmayacağına inanmaya, hatta Cehennemin bile olmaması gerektiğine kadar gider. (6)

Boyle bir tehlikeye maruz kalmamak ve şeytanın telkinlerine kanmamak icin bir an once tovbeyi icap ettirecek gunahı terk ederek insanın kendine ceki duzen vermesi gerekir.

1) Ahzah Suresi, 59,
2) Nur Suresi, 31,
3) Ebu Davut, Libas 33,
4) Al-i İmran Suresi, 135-136,
5) İbn-i Mace Zuhd 29,
6) Lem'alar s7, Mesnev-i Nuriye s115.

__________________