
İnsanın yaşlılık doneminde fiziksel ve ruhsal acıdan pek cok kayba uğraması, şuphesiz uzerinde duşunulmesi gereken bir olaydır. Cunku Allah dunya hayatını gecici bir yurt olarak hazırlamıştır. Ve insanı, gercek yurt olan ahireti hatırlatacak, ona hazırlık yapmasını sağlayacak acizliklerle birlikte yaratmıştır.
Yaşlılık coğu zaman, duşunulmek istenmeyen, hayata dair planlara dahil edilmeyen bir donemdir. İnsanlar fiziksel birtakım acizlikler icinde gecirecekleri yaşlılık donemini mumkun olduğu kadar akıllarına getirmemeye calışırlar. Zaman zaman konusu acıldığında ise korku ve endişeye kapılırlar, ama kısa bir sure icinde hicbir şey yokmuş gibi gunluk yaşamlarına devam ederler. Yaşlanacaklarını akıllarına getirmek istemeyişlerinin en buyuk nedenlerinden biri, bu duşuncenin dunyada sonsuza dek var olamayacaklarını kendilerine hatırlatıyor olmasıdır. Bu yuzden eninde sonunda karşılaşacakları bu donemi cok az duşunurler. Onlerinde uzun seneler olduğunu, yaşlanmanın ve olumun cok ileride olacağını varsayarlar.
İnsanın Acizliğinin En Onemli Gostergesi
Kac yaşında olursa olsun yetişkin her insan, donup geride kalan hayatına baktığında aklında belli-belirsiz hatıraların kaldığını gorur. Cocukluk ve genclik donemlerinde başından gecen iyi ve kotu olayları, onu heyecanlandıran şeyleri, aldığı onemli kararları, ulaşmak icin yıllarını verdiği amacları, daha sonra guclukle hatırladığında, onun icin hepsi birer anıdan ibarettir. Bu nedenle coğu zaman "koca bir hayatı" anlatmak, en fazla birkac saat alır.
Sadece birkac saniye duşunerek kavranabilecek bu gercek, insanı hayatının hangi doneminde olursa olsun durup bir karar almaya sevk etmelidir. Orneğin 40 yaşında olan bir insan 65 yaşına kadar yaşamayı umuyorsa, bilmelidir ki onunde kalan 25 sene, gecirdiği 40 sene kadar cabuk gececektir. Aynı kişi 90 yaşına kadar da yaşayacak olsa, değişen hicbir şey yoktur. Cunku onunde kalan yıllar uzun da olsa, kısa da olsa eninde sonunda tukenip sona erecektir. İşte bu noktada insanın yaşlanması, dunyanın gecici bir mekan olduğunun en keskin hatırlatıcı gerceklerdendir. Her insan ne yaparsa yapsın, bu dunyadan bir daha geri donmemek uzere ayrılacaktır.
O halde insan, kabullerini bir kenara bırakıp kendi hayatı hakkında daha gercekci duşunmelidir. Oncelikle belirttiğimiz gibi zaman cok hızlı gecmekte ve gecen her gun insanı daha genc ve dinamik bir yapıya değil, ayette bildirildiği gibi "bir za'fa" duşurmektedir. Kısacası yaşlanmak, insanın acizliğinin onemli bir gostergesidir. Kuran'da insanın bu durumundan şoyle bahsedilir:
"Allah, sizi bir za'ftan yarattı, sonra (bu) za'fın ardından bir kuvvet kıldı, sonra bu kuvvetin ardından da bir za'f ve yaşlılık verdi. Dilediğini yaratır. O, bilendir, guc yetirendir." (Rum Suresi, 54)
Yaşlılıkla Meydana Gelen Fiziki Bozulmalar
Ne kadar zengin, unlu ya da sağlıklı olunursa olsun, hicbir insan ileriki yaşlarda kendisini bekleyen ve aşağıda bahsedeceğimiz fiziki bozulmalardan kurtulamaz.
Deri insanın guzelliğinde en onemli unsurlardandır. Yaklaşık bir milimetre kalınlığındaki bu doku kaldırıldığında, altından hemen hemen tum canlılarda gorulebilen ve estetik yonden hic de hoş olmayan bir goruntu cıkar. Oyle ki oluşan manzaraya bakmak bile oldukca guctur. Cunku deri, koruyucu fonksiyonunun yanı sıra duzgun ve puruzsuz bir gorunum verdiği icin estetik yonden de cok onemli bir işlev ustlenmiştir. Bu durumda, "insanın ovunduğu, cahilce cevresine gosteriş yaptığı ozelliği, vucudunun her yerini kaplayan yaklaşık 2 kilogramlık deridir" diyebiliriz. Fakat yaşlılığın en fazla tahribat yaptığı bolum de yine deridir.
Yaşlandıkca derinin esnekliği azalır, incelir ve alt tabakalardaki yapı, iskelesini oluşturan proteinler hassaslaşıp coktuğu icin sarkar. Yaşı biraz ilerlemiş herkesin korkuyla beklediği yuzdeki kırışıklıklar, cizgiler işte bu nedenle meydana gelir. Ust deride surekli yağ katmanı oluşturacak ve doğal yumuşatıcı etkisi gosterecek bezlerin salgısının azalması dolayısıyla pullanma gorulur. Aşırı pullanma ve dokulme sonucunda derinin gecirgenliği artar ve dış etkilerin deriden gecişi kolaylaşır. Buna bağlı olarak da yaşlılık kaşıntısı, tırnak yaraları, uykusuzluk gibi cok sayıda rahatsızlık meydana gelir. Aynı şekilde alt deride de cok ciddi bozulmalar oluşur. Deri dokularında yenilenme ve madde alışverişi mekanizmaları da yaşlı insanlarda onemli olcude bozulmuştur. Bu nedenle ileri yaşlarda kotu huylu tumorlere sık rastlanır.
Gercek Yurt; Ahiret
İnsanın yaşlılık doneminde fiziksel ve ruhsal acıdan pek cok kayba uğraması, şuphesiz uzerinde duşunulmesi gereken olaylardır. Daha once de belirttiğimiz gibi, Allah dileseydi insana bu eksikliklerin hicbirini vermeyebilirdi: İnsan doğduktan sonra buyur, gelişir, hatta zamanla tum organları, kabiliyetleri daha da kuvvetlenebilirdi. Alışılmadık bir model olmasına rağmen, hayatın insanı yıpratan değil, yenileyen, geliştiren bir ozelliği olması pekala mumkun olabilirdi. Ne var ki Allah'ın bir hikmet uzerine insanlar icin dileyip yarattığı sistem, yaşlanmaya, bozulmaya gore ayarlanmıştır. Dunya uzerindeki herşey gibi insan bedeni de bozulmaya uğramaktadır. Cunku Allah dunya hayatını gecici bir yurt olarak hazırlamıştır. Ve insanı, gercek yurt olan ahireti hatırlatacak, ona hazırlık yapmasını sağlayacak her turlu acizlikle birlikte yaratmıştır. (Harun Yahya, Dunya Hayatının Gerceği)
Bu makale, Mercek Dergisi 04. sayı (Ekim 2001) 6. sayfada yayınlanmıştır.
Harun Yahya
__________________