“Sosyal adalet en yalın anlatımla, nimet ve kulfetlerin toplumda adil bir şekilde dağıtılmasıdır. Bir başka deyişle, toplumda herkesin hakca bir paylaşım olduğu konusunda genel bir kanaatinin bulunmasıdır.”
Yukarıdaki tanımlamayı tercih eden Dr. Onur Sunal’ın şu değerlendirmesi de dikkat cekicidir:
“Gunumuzde, 2008 yılında yaşanan kuresel iktisadi krizle birlikte son derece acık bir şekilde gorulmuştur ki, sadece gostermelik bazı siyasal ve medeni hakların varlığı ve devlet mudahalesi olmadan iktisadi acıdan serbest piyasa ekonomisinin egemenliği, sonunda buyuk adaletsizlikler ve eşitsizlikler doğurmaya oldukca yatkındır.”
Bize gore “Allah’ın insanlığa bahşettiği guc ve imkÂnların, toplum tarafından dengede tutulması, bu denge icinde herkesin hakkını alması, insanlığını gercekleştirebilmesi” mÂnÂsındaki adÂlet, Kur’Ân-ı Kerîm’de butun nevileri ile ele alınmış ve gercekleştirilmesi istenmiştir.
“Şuphesiz Allah adÂleti, iyiliği ve yakınlara vermeyi (yardımı) emreder; hayasızlığı, kotuluğu ve taşkınlığı yasaklar” (16/90)
meÂlindeki Âyet İslÂm’ın hukuk, ahlÂk ve cemiyet nizÂmının temelini teşkil etmektedir.
Kur’Ân-ı Kerîm’in tÂlîm ve telkîni cercevesinde İslÂm’ın getirdiği sosyal adÂlet, toplum icinde her ferdin insanca yaşama, kÂbiliyetlerini ortaya koyup geliştirme imkÂn ve fırsatını bulması ile gercekleşmektedir. Kur’Ân’ın insan anlayışı ve insanları değerlendirirken kullandığı olcu, Musluman toplumlarda sınıfların oluşmasını onlemiştir. İslÂm, toplum icinde bir sosyal sınıf teşkil etmemek uzere “fakirlerin, zenginlerin, ilim, fazîlet ve beceri bakımından farklı insanların” bulunmasını tabîî bulmakta, bunda buyuk hikmetlerin bulunduğuna işaret etmektedir. Kur’Ân-ı Kerîm’in istediği, fakirliği ortadan kaldırarak butun insanlar arasında ekonomik eşitlik sağlamak değil, fakirlerin tabîî ihtiyaclarını temin etmek ve fakirliğin insanlar uzerindeki olumsuz tesir ve sonuclarını, etkili tedbîrlerle onlemektir. Bu tedbîrlerin onemli ve etkili olanları şunlardır:
a) Calışma imkÂnı olanlara iş bularak calışıp uretmelerini ve bu yoldan ihtiyaclarını gidermelerini sağlamak.
b) Toplumun vasıfsız emekten muhendisliğe, eğitime, yonetim ve askerliğe kadar ceşitli iş ve faaliyetlere ihtiyacını goz onune alarak fertlerin, ehil ve kÂbiliyetli bulundukları sahada calışıp verimli olmalarını sağlamak.
c) Calışarak, kÂbiliyetini geliştirerek ihtiyaclarını gideremeyenlerin insana yakışan bir hayat ve refah seviyesinde yaşamalarını sağlamak. Bunun da en onemli kaynakları beytulmÂl (devletin hazînesi, malvarlığı), zekÂt ve yakınlar arasındaki nafaka mukellefiyetidir.
__________________
Sosyal Adalet
Dini Bilgiler0 Mesaj
●30 Görüntüleme