Birbirimize on yargıyla bakmaktan kıyasıya eleştirmekten bir turlu kurtulamıyoruz.Hristiyan ve Yahudi dunyasıyla diyalog yollarını ararken,kendi insanımızla diyaloğun butun yollarını tıkıyoruz.

Yabancıya gosterdiğimiz sevecenliği yerli insanımıza gosteremiyoruz.Ruh dunyamızın arka bahcesinde kazdığımız siperlerden birbirimizin acığını gediğini eksiğini tokezlenmesini gozetleyip duruyoruz Bir duşse de ciğneyip gecsem Hatta ezip kulunu sağa sola savursam Kollarımızı kavuşturmuş boylece bekliyoruz.

Siyaset Dunyamız uslubunu ağırlaştırıyor medyamızda bircok yazar burnundan kıl aldırmıyor ilahiyatcılarımız ufak bir fetva cevresinde tozu dumana katıyor sokaktaki insanımız birbirine yakın tanıdığı olmazsa ALLAHIN SELAMINI BİLE COK GORUYOR zengin fakirin farkında değil istisnalar kaideyi bozmuyor tabi ki fakir surekli serzenişte bulunuyor ve onlar da cok haksız sayılmaz.

Bu yazımızda hoşgorusuzluğun medya basamağından birazcık olsun bahsetmek istiyorum.
Medyamızın iki değerli yazarının umreye gidecekleri duyurulmuştu.Benim icin guzel bir haberdi bu.
Oraları goren ve iyi bilen bir insan olarak bu iki kardeşimizin oralardan manen faydalanarak bilgilenerek doneceğini duşunduğum icin hoş bir haber olarak karşıladım.

Ama medyada oyle yankılanmalar oldu ki oturup ciddi ciddi duşunme ihtiyacı hissettim.Bazı yazılarda ve yazarların kaleminde niyet okumalar gordum.Kimisi donuşte sakal onerdi kimisi terlik giymelerini!!!!Peki bu tavır doğrumu ?Faydalı mı?Anlamlı mı?Sanmıyorum

Sadece biz ibadet yapabiliriz.Bizim niyetimiz iyi umreye de hacca da biz ama sadece biz gitmeliyiz anlayışı islami midir?

İnsanımızın niyetlerini sadece Yuce ALLAH bilir.İnsanı en makul İbadetten bile soğutacak anlayışla yazı yazmanın alay etmenin rovanş almanın kime ne faydası var?
Bugune kadar ne faydası oldu bu tavrın Bence Hic .Koca ve Bomboş bir hic..

Yine bazı yazılarına katılmadığım bir hanımefendi yazar;Ezan sesi yukselmeyen bir ulkede yaşamak istemem Seviyorum ezan sesini icimi huzur kaplıyor hatta bazen ağlama isteği geliyor tarzında cumleler kurmuş Ne kadar anlamlı sozler.Bu sozler alkışlanmaz da ne yapılı ?Bu sozlerin altında bir bit yeniği aramanın ne faydası var?

Veya bu cumleleri yazanın hayat tarzı varsayalım bize aykırı veya katılmadığımız yazıları var diye anlamsız mı sayacağız ?Hayır Bence bin defa hayır!!!Her anlamlı tavrı her guzel ve temiz sozu hakikatin bir beyanı sayıp arkasında durmalıyız.Doğru olan budur cunku.

Başka bir hanımefendi yazarın,medya kuruluşlarında namaz kılmak isteyenler icin bir odayı mescit olarak kullanma talebi de boyle değerlendirilmelidir.Ama hayır biz henuz bu olgunlukta değiliz maalesef. Her teklifte bir bit yeniği ararız ya.Bir kesimimiz diğer kesimden gelecek her turlu makul teklife karşı savaş zırhlarımızı giyiniverir hemen.Bu anlayıştan sıyrılmanın zamanı geliyor artık.

Daha olgun davranmalıyız.Kardeşliğimizi sabrımızı sevecenliğimizi sağduyumuzu hırpalayacak tavırlara prim vermemeliyiz.Fitneye ve şerre siper olmalıyız Doğrunun ve guzelin yanında olmalıyız.Doğrunun ve guzelin yanında olmalıyız.NAMAZ ve EZAN sadece bir kısmımızın değil herkesin sahipleneceği bir değerdir.Bunu boyle kabul etmeliyiz.Umre ve hacca gitmek bir kısmımızın değil herkesin hakkıdır.Kimsenin elinden dilinden kalbinden bu hassasiyeti alamayız. Kimseye boyle bir yetki verilmemiştir.Ne islam Ne Kuranı Kerim Ne de HZ MUHAMMED MUSTAFA SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM kimsenin tekelinde olamaz.Onlar herkesindir.Herkes onlara aidiyetini rahatca ilan edebilmeli Kimse de bunu teraziye koyma becerisini gostermemeli .Herkes hayatının her doneminin hesabını verebilmeli Ama herkes.Bırakınız insanları niyetlerine gore sadece YUCE ALLAH sorgulasın.Onuda burada değil oteki alemde yapacaktır

Ebu Said El-Hudri (Radiyallahu Anh) şoyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Sizden oncekilerde Allah TeÂlÂ’nın kendisine cokca mal vermiş olduğu bir adam vardı. Olum kendisine yaklaşınca, cocuklarına:
−Sizlere nasıl bir baba idim? diye sordu.
Cocukları da:
−Hayırlı bir baba idin diye cevap verdiler.
Baba:
−Şuphesiz ben hicbir hayır iş işlemedim! Ben olduğumde beni yakın, sonra yanmış parcalarımı iyice oğutup kul edin ve kullerimi fırtınalı bir gunde savurun dedi.
Bu isteğini cocukları yaptılar.
Rabbimiz TebÂreke ve TeÂl parcalarını toplayıp:
−Seni bunu yapmaya iten ne oldu? diye sordu.
O da:
−Senden korkum diye cevap verdi.
Rabbimiz TebÂreke ve TeÂlÂ’da ona rahmetiyle muamele etti’ buyurdu.”
Buhari 3478, Muslim 2756/25

Bir bardağı yapmak zordur Kırmak ise kolaydı İnsanı kırmak da buna benzer Kalbi kırmak kolaydır ama o kalbi onarmak zordur. Sevmeyi ve hoş gormeyi beceremiyorsak da nefretle bakmamayı beceremez miyiz? Doğru ve guzel olan sozu alkışlayamaz mıyız? İman ve ibadet lutfunu başkasıyla paylaşamaz mıyız?Merak etmeyiniz

Hz Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Nihat HATİP OĞLU BARIŞ ELCİSİNDEN RAHMET DOKUNUŞLARI KİTABINDAN
__________________