Tatlı sozlu bozguncular
Umit Şimşek
İnsanlardan oylesi vardır ki, dunya hayatına dair konuşması senin hoşuna gider. Ustelik kalbindekine Allah’ı şahit tutar. Oysa duşmanlıkta o pek yamandır!
Senin yanından ayrıldığında veya iş başına gectiğinde ise, memlekette fesat cıkarmaya, urunleri ve nesilleri helÂk etmeye koşar. Fakat Allah bozgunculuğu sevmez.
Ona “Allah’tan kork” dendiğinde de kibir ve gururu kabarır ve onu daha cok gunaha surukler. Onu ancak Cehennem paklar. Ne kotu bir yerdir orası!
Bakara Sûresi, 2:204-206

TOPLUM hayatıyla ilgili olarak Kur’Ân’ın bize oğrettikleri o kadar sağlam ve şaşmaz olculerdir ki, biz Kur’Ân’a hayatımızda lÂyık olduğu yeri verir ve onun olculerini ciddiyetle benimsersek, hicbir konuda yaş tahtaya basmayız, kimsenin tuzağına duşmez, kimse tarafından aldatılmayız.

İşte bu olculerden birini de Bakara Sûresinin 204-206. Âyetleri bir ibret levhası halinde onumuze seriyor.

Bu Âyetlerde sıralanan nitelikler herhangi bir kimsede, ozellikle yonetici durumundaki birisinde bulunduğu takdirde, ondan nelerin beklenebileceğini bize gosteriyor. Daha da onemlisi, bu niteliklere sahip olan kişileri asla sorumlu mevkilere getirmememiz konusunda bizi uyarıyor.

Bu niteliklerin birincisi, dunya hayatına dair hoş sozlerdir. Kişi guzel ve etkili konuşabilir; ağzından bal damlayabilir. Daha da otesi, Allah adına yeminler ederek, kalbinde iyi niyetten ve muhabbetten başka birşey taşımadığına Allah’ı şahit tutarak, inandırıcılığını bir kat daha arttırabilir. Ancak, Âyet acıkca gosteriyor ki, bu, bir insana inanmak icin yeterli sebep değildir. Guzel sozler, etkili konuşmalar, Allah adına edilen yeminler bizi aldatmamalıdır; butun bunlar temelden yalan olabilir. Nitekim Allah Resulu de bizi, ozellikle Âhir zamanda gorulecek olan koyun postuna burunmuş, sozleri baldan tatlı, kalpleri ise kurt kalbi olan kişilere karşı uyarmıştır.

Bir sonraki Âyetin başında yer alan ifade, hem “Senin yanından ayrıldığında,” hem de “Bir iş başına gectiği zaman” şeklinde anlaşılmaya elverişlidir. Her iki anlamda da ciddî bir uyarı vardır:

Gozun, guzel sozuyle seni etkileyen kimsenin uzerinde olsun; yanından ayrıldığında ne yapacağına bak.

Veya: Uzerinde bir sorumluluk yok iken cok guzel sozlerle bir işin ehli olduğuna seni inandırabilir. Fakat işin başına gectiği, sorumluluk ustlendiği zaman, bir de bakarsın ki, ettiği yeminleri bir tarafa atmış, kalbinde olan şeyi meydana cıkarmıştır. Artık onun ıslaha değil, ifsada koştuğunu gorursun. Bozduğu şey, yaptığından daha fazladır. Yılların birikimleri, nesillerin emek ve urunleri heb olur, gider.

Bu durum, kişilerin sadece sozlerine bakarak, vaadlerine kanarak, yeminlerine aldanarak onlara bir iş teslim edenlerin hazırlıklı olması gereken bir Âkıbettir.

Boyle kimseleri oğutle yola getirmeye calışmanın da bir sonuc vermeyeceğini Âyet acıkca gosteriyor. Duşmanlıkla dolu olan ve yalanına Allah’ı şahit gosteren bir kalpte Allah korkusu ne arar? “Allah’tan kork” dendiği zaman, bu soz onda bir korku uyandırmak şoyle dursun, izzetinefsini galeyana getirir, kibrini azdırır.

Bu, cok dikkat cekici ve hic şaşmayan bir olcudur. Bir kimsenin kalbindekini butun cıplaklığıyla ortaya cıkarmak isterseniz, ona hatÂlı olduğu, yahut hatÂlı olmasının muhtemel bulunduğu bir konuda “Allah’tan kork” deyin, sonra da tepkisine bakın.

Hakikaten Allah’tan korkanlar boyle sozleri ciddîye alırlar. Allah korkusundan nasibi olmayanlar icin ise, bu ancak bir ofke, intikam ve azgınlaşma sebebi olur.

Bu Âyet-i kerimelerin cok keskin hatlarla cizdiği ibret tablosunda, asla guvenilmemesi ve bir işin başına gecirilmemesi gereken kimseler tanımlanıyor. “Kimlerdir bunlar?” diye sorulacak olursa, işte ozellikleri:

- Dunya hayatına dair sozleri etkileyicidir.

- Ustelik sozlerine ve ictenliklerine yemin eder, Allah’ı şahit de gosterebilirler.

- Sozlerinin aksine, kalpleri duşmanlıkla doludur.

- İş başına gectiklerinde ise bozgunculuk yaparlar, zarar ve ziyan verirler.

- “Allah’tan kork” uyarısı ise onların ofkelerini ve azgınlıklarını arttırmaktan başka bir sonuc vermez.

Bu olculer elinde olduktan sonra eğer bir Musluman hÂl kucuk veya buyuk işlerinde aldatılabiliyorsa, artık bunun nedeni, Kur’Ân’ın oğut ve uyarılarına yeterince kulak vermemekten başka birşey değil demektir
__________________