
Ay ve guneş tutulmasını hurafeye
karıştıranlar cıkmıştır. Nitekim bazı yorelerimizde; Ay ve Guneşin
şeytanlar tarafından tutulduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle
tutulma olayı başlayınca teneke ve davul calınmakta, bazı
yerlerde de silah atılmaktadır. Sebebi ise; şeytan gurultu ve silah
sesinden korkarmış. Boylece Ay ve Guneş tutulmaktan
kurtulurmuş. Bir başka inanışa gore de "Ay ve Guneşi melekler
goturup bir danaya teslim ederlermiş, o dana da denize
batırırmış. Denize batırılan ay ve guneşi de balıklar yutarmış."
Ayrıca ay ve guneş tutulması ile ilgili olarak şu inanclar da yaygın
olarak soylenmektedir. —Ay ve guneş tutulması kıyamet
alametidir. —Ay ve guneş tutulursa o yıl kıtlık olur. —Ay ve guneş
tutulursa savaş ve karışıklıklar cıkar. —Ay ve guneş tutulması
buyuk ve unlu kişilerin olumune işarettir. Hz. Muhammed
(S.A.S)'in oğlu İbrahim, 18 aylık iken olmuştu. İbrahim'in olduğu
gun Guneş tutulmuştu. Bunu goren halktan bazı kimseler,
"Guneş, İbrahim olduğu icin tutuldu" demişlerdi. İşte bu inanc, bu
olaya dayanarak ileri surulmuştur. Oysa ay ve guneş tutulmasının
yukarıda iddia edilen olaylarla hicbir ilgisi yoktur. Muğire İbn
Şu'be (R.A.)'den gelen bir rivayette şoyle denilmiştir. “Resulullah
(S.A.V) zamanında (Peygamberimizin oğlu) Hz. İbrahim vefat
ettiği gun guneş tutuldu. Halk: “Guneş, İbrahim'in olumunden
dolayı tutuldu” dediler. Bunun uzerine Peygamberimiz (S.A.V):
"Guneş ile ay hicbir kimsenin ne olumunden ne de hayatından
dolayı tutulmuştur. Bunu gorunce hemen namaza durup Allah'a
duaya koyulun" buyurmuştur.”
Yine konuyla ilgili olarak bir başka hadislerinde de şoyle
soylemiştir: "Şuphesiz ki guneş ile ay insanlardan kimsenin
olumu icin tutulacak değildir. Lakin bunlar Allah'ın Âyetlerinden
(kudretinin delillerinden) iki ayettir. Binaenaleyh bu olayı
gorduğunuzde (hemen) kalkıp namaz kılınız." Bu hadislerden
acıkca anlaşılmaktadır ki, ay ve guneş tutulmasının olum olayı ile
hicbir ilgisi yoktur. Hadisin sonundaki "Bu olayı gorunce namaz
kılınız" buyruğu ise, Cenab-ı Hakk'ın bilinir, bilinmez afet ve
belÂlara karşı bizlerin koruması, esirgemesi ve yardımını eksik
etmemesi, dileğimizi kendisine arz etmek icindir. O, yardım
etmezse hicbir şey yapamayacağımız idrak icindir. Cunku her
şeye kadir olan ancak Yuce Yaratandır. Boyle durumlarda Sevgili
Peygamberimiz Allah'a karşı dua ve niyazda bulunmuş. O'nun
huzurunda secde ve ruku yaparak namaz kılmıştır. Bizlere de
aynı şeyi yapmamızı tavsiye etmişlerdir. Bilindiği gibi ay ve guneş
kainat duzeni icerisinde Allah'ın irade buyurduğu ilÂhi kanuna
tabi olarak varlıklarını devam ettirmektedirler. Nitekim KurÂn-ı
Kerîm'de şoyle buyrulmaktadır. "Guneş kendine mahsus
yorungesinde akıp gitmektedir, İşte bu, guclu ve bilgin olan Allah
'ın kanunudur. Ay icin de birtakım menziller (yorungeler) tayin
ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilal) olur da geri doner. Ne
guneş aya yetişebilir, ne de gece gunduzu gecebilir. Bunlardan
her biri belli bir yorungede yuzmeye (akıp gitmeye) devam
ederler." Ay ve Guneş tutulması ne şeytanın karartması, ne de
dananın onu denize atması ile ilgilidir. Ay ve Guneş tutulması, Ay
ve Dunyanın guneş etrafındaki hareketlerine bağlı bir oluş
bicimidir. Gunumuzun astronomi bilginleri icin, ay ve guneşin
hangi tarihte tutulacağım, tutulma olayının kac dakika sureceğini
ve yeryuzunun nerelerinden gorunebileceğini onceden hesap
etmek artık bir oyuncak haline gelmiştir. Buna rağmen bu
astronomi olayını idrak edemeyenler hÂl bulunmaktadır. Ay ve
guneş tutulduğu zaman bazı yorelerimizdeki silah atma, teneke
calma adeti, kanaatimizce hadislerde zikredilen, "Namaz kılınız,
Allah'a dua ediniz" tavsiyesini, Muslumanlara haber vermek icin
olsa gerektir. Fakat bu uyarı zamanla, "Şeytanları kovalama"
şeklinde yanlış bir inanışa donuşmuştur. Giderek "kıtlık alameti",
"savaş işareti", "unlulerin olumu" gibi batıl inanışlara kaymıştır
__________________