Bugunun şehvete dayalı sapık hayat telÂkkilerinin coğu, cinsiyet mefhumunu yanlış değerlendirmekten kaynaklanıyor.

Meseleyi sadece şehvet plÂnında değerlendirmek, en azından dar goruşluluk olur. Zira bu durum insanı hem omur sermayesini yanlış kullanmaya, hem de bilerek veya bilmeyerek bazı odakların oyuncağı olmaya goturur.

AhlÂksızlık, erkeklerden şahsiyet ve vakarı, kadınlardan iffet ve nezaheti soyup atmak isteyen birtakım karanlık guclerin en tesirli uyuşturma Âletidir. Dunyayı cinsiyet penceresinden seyrettiren ve bu fıtrî kanunu, insanın yegÂne gayesi gibi gosteren buyuk bir oyun.

Cinsiyet konusunu incelerken, meseleyi en geniş dairede ele almak gerekiyor. Bir şimşek cakıyor; buhardan nur doğuyor. Bu yeni mahlûkun, tabiri caizse, bir anne-babası mevcut: Artı ve eksi kutuplar. Butun bulutlar artı (veya eksi) yuklu olsalar, şimşek meydana gelmeyecek.

Semavat ve arz. Bir başka ittifakı sergiliyorlar. Yerkuresi uzerinde gorduğumuz butun varlıklar, sema ve arzın ortak mahsûlu

Yerkuresi de iki kısma ayrılıyor: Denizler ve karalar.

Duşuncemizi surduruyoruz. Bitki ve hayvan turlerinin hepsinde, iki ayrı cins goruyoruz: Erkek ve dişi. Ve nihayet ailenin temeli iki kişiye dayanıyor: Kadın ve erkek.

Şunu soylemek istiyoruz: İnsandaki cinsiyet İlÂhî bir kanun olan cift cift yaratmanın sadece bir halkasıdır. Onu, boylece değerlendirmeli ve ona o olcude kıymet vermeliyiz.

Kuran-ı Kerîm de şoyle buyurulur: Yerin bitirdiklerinden, (insanların) kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri nice şeylerden, butun ciftleri yaratan Allah munezzehtir. (O'nun şÃ‚nı ne kadar yucedir.) (YÂsin Sûresi, 36)

Başka bir Âyet-i kerime de şoyle: Her şeyden cift cift yarattık, t ki duşunesiniz. (Zariyat Sûresi, 49)

Bu iki Âyetin işaret ettiği ciftlerden, sadece birkacını saymış olduk. Bunları boylece takdir eden biri var. İşte O, butun ciftlerin yegÂne Rabbi, tek yaratıcısı olan Allah tan başkası değil.

O halde Allah, cinsiyeti nicin takdir etmişse insan onu oylece değerlendirdiği zaman gercekci olur. Aksi halde, şehvet esiri bir serseri olmaktan oteye gidemez.

Sema, Allah ın dilediği gibi olmakla yukselmiş ulvîleşmiş. Zemin, Onun dilediği gibi hareket etmekle insanlara; bitkilere, hayvanlara beşik olmuş. Diğer ciftler de oyle.

O halde, insan turu de bu kuralın dışında değil. Onlar da, Allah ın razı olduğu erkek ve kadın modeli ne ise, kendilerini ona uydurmakla terakki edebilir ve Onun rızasına erebilirler. Cinsiyet konusunda, şu Âyet-i kerime ne kadar ibretlidir:

Onlar (kadınlarınız), sizin icin bir libastır; siz de, onlar icin bir libassınız.(Bakara Sûresi, 187)

Libas; yÂni elbise. Erkek ve kadın; biri diğerinin ortusu. Her biri, diğerini kotu yola duşmekten koruyan bir engel. Ve nikÂh, namus hususunda karşılıklı sozleşme. Gecim meselesinde, kadını erkeğe emanet eden, onun iaşesini erkeğin uzerine yukleyen bir antlaşma. Gunumuzde, bu gercekleri fantezi sayacak bir gencliğin yetişmesine calışan, dış kaynaklı bazı odaklar mevcut. Onların tuzağına duşmemeleri, onların oyunlarına gelmemeleri icin, genclerimizin cok dikkatli olmaları gerekiyor.

Aksi halde, hayatın asıl gayesinin, karşı cins ile gayr-ı meşru ilişkiler kurmak olduğunu sanan bedbaht genclerin sayısı gittikce artabilir. Bu ise, onların uhrevî hayatları kadar, milletimizin bekasına da buyuk zarar verebilir..
__________________