
Bağ Kullemesi, Mildiyo, Olu Kol Hastalığı, Kurşuni Kuf, Bağ Kanseri, Maymuncuk, Salkım Guvesi ve benzeri hastalık ve zararlılara karşı yapılması gerekenler.
Bağ Kullemesi
Bağ hastalıkları arasında en fazla bilinen ve en sık gorulenidir. Hastalığı bir tur fungus (mantar) meydana getirir. Hastalık omcanın butun yeşil organlarında gorulebilir. İlk gelişme doneminde genc yapraklarda hastalık guc farkedilir. Yaprağın alt yuzunde yağ lekesine benzeyen, ust yuzunde renk acılması gosteren belli belirsiz tekeler oluşur. Yaprak yaşlandıkca normal parlaklığını kaybeder, kalınlaşıp gevrekleşir. Daha ileri donemde yaprak yuzeyinde kirli beyaz renkte kul serpilmiş gibi lekeler oluşur ve kenarlarından ice doğru kıvrılır. Hastalığa erken yakalanan tane buyuyup gelişemez, olgunluğa yakın donemde hastalığa yakalanırlarsa danelerin catladığı, cekirdeklerin dışa doğru cıktığı gorulur.
Cubuklar uzerindeki lekeler, yeşil donemde iken siyahımsı, sonbaharda odunlaşmış donemde ise kahverengimsidir. Hastalık Turkiye'nin hemen her yoresindeki bağ sahalarına yayılmış durumdadır. Mucadelesi yapılmadığı zaman buyuk oranda urun kaybına yol acar ve omcayı zayıflatarak bir sonraki yılın urununu de etkiler.
Mucadelesi
Hastalıkla mucadelede kulturel onlemler onem taşır. Kısa budama ile omcaların cubuk ve tomurcuk pullarında kışı geciren mantarın zararını bir olcude hafifletmiş oluruz. Omcaların havalanmasına ve guneşlenmesine imkan veren budama şekliyle de hastalığın şiddetini azaltma şansı yaratılmış olur.
İlaclı Mucadelesi
Kulleme hastalığına karşı ulkemizdeki farklı bolgelere gore ilaclama sayıları değişmekle beraber, genellikle yılda iklim şartlarına bağlı olarak, 3-5 arasında olmaktadır.
Birinci İlaclama: Ciceklenmeden once ve surgunlerin 20-25 cm. boya ulaştığı devrede yapılmalıdır.
İkinci İlaclama: Cicek tac yapraklarının dokulduğu ve korukların sacma tanesi iriliğine ulaştığı devrede uygulanmalıdır.
Ucuncu ve diğer ilaclamalar kullanılan ilacın etki suresine bağlı olarak 1 hafta ya da 10 gun aralar ile hastalığın durumuna gore yapılmalıdır. İlaclamalarda Tarım ve Koyişleri Bakanlığının il, ilce ve koylerdeki ilgili uzmanlarına danışılarak hangi ilacın kullanılacağı oğrenilmelidir. Bu uzmanların Teknik talimatlarla dayanarak yapacağı tavsiyeler doğrultusunda davranılmalıdır.
Bağ kullemesi ile mucadelede kukurtun yanı sıra kullanma izni olan bazı sistemik ilaclar kullanılabilir. Kukurt toz olarak bulunabileceği gibi suda eriyebilir nitelikte olanlar da vardır. Toz kukurt kullanılacak ise sabah erken saatlerde yahut akşam uzeri atılması uygundur.
Sistemik ilacları sık sık ve birbiri ardı sıra bilincsizce kullanmak bazı durumlarda sakıncalı sonuclar doğurabilmektedir. İlgili tarım kuruluşlarından bilgi alınmalıdır. En iyisi bir kez sistemik ilac kullanılmışsa arkasından gelen ilaclama kukurtle yapılmalı ve ilaclamalar munavebeli surdurulmelidir.
Mildiyo
Bağcılar arasında Pronos diye bilinen bir fungal (mantari) hastalıktır. Daha cok yağışlı ve rutubetli ilkbahar ve yaz başlangıcında dikkati ceker. Kurak bolgelerde ve yorelerde pek gorulmez. Ulkemizde, kulleme hastalığı gibi her yıl gorulen bir hastalık değildir. Ancak gorulduğu yıllarda ve yerlerde mucadelesi yapılmazsa cok buyuk urun kayıplarına yol acar. Asmanın her turlu yeşil organını (yaprak, surgun, salkım, suluk) hastalandırabilir. Surgunler 25 cm boya ulaşınca hastalık once yapraklarda dikkati ceker. Başlangıcta yaprak bir yağ lekesi gorunumunde olan lekelerin bir sure sonra alt yuzunde beyaz bir kuf ortusuyle kaplandığı gorulur. Bu kısımlarda yaprak rengi sarımtıraktır. Lekeler zaman gectikce buyur orta kısımları kızarır kurur ve dokulur. Surgunler de bazen hastalığa yakalanır. Hastalık şiddetli olursa surgunleri kurutabilir. Cicek salkımlarının hastalığa yakalanmaları sıkca gorulur. Boyle cicek salkımları bembeyaz bir kuf ortusuyle kaplanır ve sonucta kururlar. Daneler ise kulleme hastalığında olduğu gibi catlamaz sadece suyu cekilir, buruşur ve adeta meşinleşir.
Mucadelesi
Kulturel Onlemler
Ozellikle hastalığın art arda gorulduğu yıllarda ve yerlerde yere dokulmuş hastalıklı yaprakları ve omca uzerinde hastalıklı kısımları toplayıp imha etmek bir sonraki yıl icin yararlı olur.
İlaclı Mucadele
Bugun ulkemizde bu hastalık icin geliştirilmiş tahmin ve uyarı sistemi ile uygulamaların yapıldığı bolgeler olduğu gibi klasik mucadelenin uygulandığı yoreler de vardır. Tahmin ve uyarı sistemine ileriki sayfalarda yer verileceği icin burada klasik mucadele bicimine değinilecektir. Hangi sistem uygulanırsa uygulansın mucadeleye hastalık gorulmeden once başlamak esastır. Bu bakımdan genellikle surgunler 20-25 cm. boya ulaştığında 1. ilaclamayı yapmak gerekir. 2. ve daha sonraki ilaclamalar icin yorede hastalığın gorulup gorulmediğine ve havanın yuksek orantılı nemli, yağışlı ve ciğli olup olmadığı dikkate alınarak karar verilir. Hastalığın cıkışı icin uygun koşullar varsa ilaclamalara devam edilmelidir.
Bu konuda Tarım ve Koyişleri Bakanlığının kitle haberleşme aracları ile yaptığı duyurular dikkatle izlenmelidir. Mildiyoye karşı bordo bulamacı veya ruhsatlı diğer hazır ilaclar koruyucu olarak kullanılabilir. İlaclamalara nem ve yağış devam ettiği surece devam edilmelidir.
İlaclamalarda dikkat edilmesi gereken husus pulverize edilen ilacın, omcanın butun yeşil aksamını ve ozellikle de yaprakların alt ve ust yuzeylerini ince zerreler halinde tam olarak kaplamasını sağlamaktır.
Bağlarda Olu Kol Hastalığı
Bağlarda gorulen fungal (mantari) hastalıklardan biridir. Omcanın butun yeşil kısımlarında gorulebilir. Ancak daha cok surgunlerde dikkati cektiği icin, bir surgun hastalığı olarak bilinir. Bu yuzden bazı yorelerde surgun kuruması olarak da anılır. İlkbahar veya yaz başlarında surgunler uzerinde onceleri siyah lekecikler halinde gorulur. Daha sonra da birleşip genişleyen bu lekeler yuzeyde catlak ve yaralar meydana getirir. Bu belirtiler surgunlerin daha cok dip kısımlarında ilk 5 boğuma kadar olan bolgelerde yoğunlaşır. Yapraklar ise sararır buruşur ve parcalanır. Daneler uzerinde de yuvarlak siyah lekeler meydana gelir. Sonbahara doğru hastalığa yakalanmış cubuklar beyazlaşarak hastalık icin cok tipik olan bir gorunum alırlar.
Mucadelesi
Kulturel Onlemler
Asmalarda budama ve temizleme işleri zamanında yapılmalı hasta surgunler dipten kesilerek bağdan uzaklaştırılmalıdır. Budama artıkları bağın icinde bırakılmamalı mutlaka imha edilmeli, yakılmalıdır.
İlaclı Mucadele
Kış İlaclaması
Budamadan sonra gozler uyanmadan hemen once yapılmalıdır.
Yaz İlaclamaları
1. İlaclama:
Surgunlerin 2-3 cm boya ulaştığı devrede
2. İlaclama: Surgunlerin 8-10 cm boya ulaştığı devrede
3. İlaclama: Surgunlerin 25-30 cm boya ulaştığı devrede yapılmalıdır.
Kış ilaclamalarında %4'luk bordo bulamacı veya ruhsatlı kışlık ilaclar kullanılabilir. Yaz ilaclamalarında da yine bu hastalık icin ruhsatlı ilaclardan biri secilerek kullanılmalıdır.
Kurşuni Kuf
Kurşuni kuf hastalığı sadece bağda değil cok sayıda bitkide gorulmektedir. Hastalığı bir tur fungus (mantar) meydana getirir. Ilıman ve serin, yağışlı iklimler hastalığı teşvik ederler. Hastalık daha cok uzumlerin olgunlaşma donemi ile birlikte ortaya cıkmaktadır. Ozellikle hasadı sonbaharda olan ceşitlerde daha da onem kazanmaktadır. Hastalıklı taneler uzerinde yuvarlak acık kahverenginde lekeler oluşur, bu lekeler parmakla bastırılacak olursa, kabuğun uzumun etli kısmından kolayca ayrıldığı gorulur. Kurak havalarda bu taneler kururlar. Nemli ve yağışlı havalarda ise taneler yarılır, icindeki tatlı su dışarı cıkar, ve bunların uzerinde kurşuni renkli kuf tabakası oluşur. Kuf zamanla salkımın her tarafını kaplar. Salkım guvesinin, dolunun ve kuşların yol actığı yaralar hastalık icin kolay birer giriş yoludur. Kurşuni kuf bağda, depoda ve nakliyat sırasında uzumun kalitesini duşurur
Mucadelesi
Kulturel Onlemler
Bağlarda aşırı azotlu gubrelemeden kacınılmalıdır. Asmalarda guneşlenme ve havalanma iyi bir şekilde sağlanmalıdır. Salkımlarda yaralanmalara meydan verilmemelidir. Ozellikle salkım guvesi mucadelesi cok iyi gercekleştirilmelidir.
İlaclı Mucadele
İlk ilaclama, tanelere ben duşme zamanında yapılmalıdır. Diğer ilaclamalar ilacın etki suresi bitince yinelenmelidir. Son yapılan ilaclama ile hasat arasında gecmesi gereken gun sayısı dikkate alınarak mucadeleye son verilmelidir. Bu sure, ilacların uzerindeki etiketlerinde yazmaktadır. Hasat bu sureden once yapılmamalıdır.
Bağ Kanseri
Bu hastalığı bir tur bakteri meydana getirmektedir. Bağcılık yapılan hemen her ulkede gorulen bu hastalığa ulkemizde Orta Anadolu bağlarında daha sık rastlanmaktadır. Ege Bolgesi’nde ise soğuk ve don olaylarının fazlaca gorulduğu kesimlerde dikkati ceker.
Bağ kanseri, fidanlıklarda, asma fidanlarının aşı yerlerinde ve koklerinde omcalarda ise toprak ustu kısımlarında, fındık veya ceviz buyukluğunde tumorler şeklinde gorulur. Tumorler yeni meydana geldiğinde yuvarlak, yuzeyleri duz, renkleri acık kahverengi ve yapıları yumuşaktır. Eskidikce renkleri esmerleşir ve yuzeyleri catlayarak girintili cıkıntılı bir hal alır. Adeta karnabahar ciceğini andırır.
Kanserle bulaşık fidanlar iyi gelişmezler ve bu fidanlarla tesis edilen bağlar hastalıklı olur. Yıldan yıla şiddetini arttıran hastalık asmaları zayıflatır, urun miktarı duşer ve sonunda asmalar kurur.
Mucadelesi
Kulturel Onlemler
Fidanlık toprağının bu hastalıkla bulaşık olması en onemli husustur. Şupheli fidanlıklardan koklu fidan ya da aşı kalemi alınmamalıdır. Şupheli hallerde Tarım ve Koyişleri Bakanlığı ilgili kuruluşlarının tavsiyeleri doğrultusunda dezenfekte edilmesi gerekir.
Kanser, eğer fidanlıkta değil de bağda gorulmuş ise ilaclama ile birlikte koruyucu onlemler almak gerekir. Hasat sonrasında Ağustos Eylul aylarında once tumorler bağ bıcağı ile sağlam dokuya kadar derinleşerek cıkarılır ve temizlenir. Sonra yara yerlerine %5'lik goztaşı eriyiği surulur daha sonra bitkisel katranla yara yeri ortulur.
Koruyucu onlem olarak da budama, don ve dolu yaralarından olabilecek bulaşmaları onlemek icin bu gibi olaylardan hemen sonra bağlar %3'luk bordo bulamacı ile ilaclanmalıdır.
Bağ Zararlıları
Maymuncuk
Maymuncuklar genellikle siyah veya koyu kahverenkli 5-15 mm boyunda boceklerdir. Vucutlarının uzeri yaldızla kaplı veya cizgilidir. Ağız parcaları kısa ve geniş hortum şeklindedir. Yurdumuzda bolgelere gore zaman zaman yoğun olarak bulunmakla beraber daha ziyade kumsal ve taban yerlerde tesis edilmiş olan bağlarda her yıl ve yer yer gorulurler.
Maymuncuk erginleri ilkbaharda gozler uyanmağa başladığı zaman kışladıkları yerden cıkarak kabarmakta olan gozleri genc aşıları, filizleri daha sonraları yaprakları yemek suretiyle zarar yaparlar. Yoğunlukları fazla olduğunda gozlerin uc kısmından başlayarak taban kısmına kadar tamamen yediklerinden, zarar yaptığı omcalar yeşermezler.
Boyle bir bağa uzaktan bakıldığında don vurmuş bir bağ gibi, gorunur. Maymuncuklar gozlerden başka olgun yapraklarda da beslenirler. Yaprakların kenarlarını yarım yuvarlak şekiller meydana getirecek şekilde, damar aralarını genişce, muntazam sadece yaprak damarları kalacak şekilde yemek suretiyle de zararlı olurlar.
Larvalar (kurtlar) omcaların kokleri ile beslenirler. Yoğun larva hucumuna uğrayan omcalar kurur veya cılız kalıp verimden duşer. Ozellikle yeni kurulmuş bağlardaki zararları onemlidir.
Maymuncukların en ekonomik zararı baharda gozlerde meydana getirdikleri zarardır. Ozellikle zararlı yoğunluğu fazla ise zarar goren omcalardan o yıl urun almak mumkun olmaz.
Maymuncuklar kışı ergin halde toprakta, omca kabukları altında, yere duşmuş yapraklar altında gecirirler. İlkbaharda gozler uyanmaya başlarken omcalara tırmanarak kabaran gozleri, daha sonraları yeni cıkan yaprakları yiyerek beslenirler. Gunduzleri omcaların dibinde, toprakta, omcanın yarık ve catlaklarında, kabuk altında gizlenirler. Geceleri faaliyete gecerler. Yumurtalarını omcaların dibine veya toprak icerisine bırakırlar. 15-20 gun sonra yumurtalardan cıkan larvalar bitki kokleri ile beslenerek gelişirler. Toprak icerisinde yaptıkları odacıklarda pupa olurlar. Pupa donemleri genel olarak 20-35 gun devam eder. Cıkan erginler asma yapraklarında beslenirler. Yılda 1-1,5 dol verirler.
Mucadelesi
Bağın icinde ve cevresinde zararlının kışlayabileceği barınak yerleri yok edilmeli, bağ otlu bırakılmamalıdır. Ayrıca zararlının omcaya yerden surunerek tırmanması dolayısıyla, omcaların dallarına yapışkan bir macunun cepecevre surulmesi halinde gelen erginler, yakalanır ve bunlar kısa aralıklarla yapılan kontrollerde yok edilebilir.
Erken ilkbaharda zararlının cıkması muhtemel olan zamanlarda bağlarda gozlemler yapılmalı, zararlının kendisi veya zararı gorulur gorulmez ilaclamaya gecilmelidir. İlacların uygulanmasında omcaların tumuyle ilaclanmasına ozen gosterilmesi, ozellikle gozlerin ve kok boğazlarının da ilacla kaplanmış olması gerekmektedir.
Bağ Salkım Guvesi
Salkım guvesi ergini kucuk bir kelebektir. Kelebeğin kanat acıklığı 10-12 mm, boyu 6 mm kadardır.
On kanatların zemini gri renkte, uzeri gri-mavi, kahverengi, kızılımsı sarı ve zeytin yeşili renklerle mozaik gibi susludur. Arka kanatlar ise gri renkte acık sarı, mavi parıltılıdır. Etrafı sacaklıdır. Yumurta mercimek şeklinde ve cok kucuktur. Larva yumurtadan yeni cıktığında yaklaşık 1 mm boyundadır. Olgun larva ise 9-10 mm boyundadır. Larvanın vucut rengi genellikle sarımsı yeşildir. Koyu renkli uzum ceşitlerinde beslenen larvanın rengi mor renkte olabilir. Larvanın başı kahve renklidir. Larva her doneminde cok hareketlidir. Rahatsız edildiğinde salgıladığı ince bir iplikle kendini yere sarkıtır.
Pupa kahve renginde ve boyu 5-7 mm' dir. Beyaz bir kokon icinde bulunur. Salkım guvesi yurdumuz bağlarının tumunde yayılış gostermektedir. Salkım guvesinin 1. dol larvaları salkımın tomurcuk ve cicekleri, 2. dol larvaları korukları 3. dol larvaları olgun taneleri delip icine girerek beslenir. Tomurcuk cicek veya tanede beslenen larva oradan cıkıp hemen yanındakine girerek icinde beslenir. Bu şekilde birden fazla tanede beslenir. Bu arada beyaz renkli salgıladığı ipliklerle taneleri birbirine birleştirir. Olgun uzumde beslenme esnasında tanelerde sulanma başladığı icin larva bir tane icinde uzun sure kalamaz ve daha fazla yer değiştirir. Bu arada larvanın girip cıkarken deldiği tanelerden akan şekerli su curukluk meydana getiren mantarların coğalması sonucu salkımda onemli derecede zarar meydana gelir. Salkım guvesi bu şekilde direkt olarak urunde meydana getirdiği zararla bağların en onemli ve en ekonomik oneme haiz zararlısıdır.
Ayrıca yaş uzum ihracatında ambalajlamada sorun olarak karşımıza cıkar. Zarar gormuş uzumlerden yapılan şarapların da kalitesi duşuk olur.
Salkım guvesi kışı omca kabuklarının altında ya da barınabileceği yerlerde pupa halinde gecirir. İlkbaharda uygun orantılı nem ve sıcaklıkta pupalardan kelebekler cıkar. Kelebekler gunduzleri omcanın ic kısımlarında hareketsiz dururlar. Akşamustu guneş battıktan sonra sıcaklığın 10°C ustunde olduğu saatlerde ucuşmaya başlarlar. Ucuşlar gece yarısına kadar devam eder. Dişiler yumurtalarını baharda cicek tomurcuklarına, ciceklere ve cicek saplarına bırakırlar. Bir dişi 60-70 yumurta bırakabilir. Yumurtalardan 8-10 gun sonra larva cıkar. Yeni cıkan larva bir sure dolaştıktan sonra cicek kılıflarını delip tomurcuk veya cicek kılıfı icine girer ve beslenir. Dort gomlek değiştirdikten sonra olgun larva salgıladığı iplikciklerle bir kokon orer ve onun icinde pupa olur. 1. dolun yaşam suresi 35-40 gun kadardır. 2. dol larvaları korukta; 3. dol larvaları da asmanın olgun uzum doneminde zararlı olurlar. Bu donemlerde hava koşulları zararlının gelişme isteklerine daha uygun olduğundan bu dollerin gelişme sureleri daha kısadır. Salkım guvesi genellikle yurdumuzda 3 dol verir. Ancak hava koşulları zararlının isteklerine uygun olan bolgelerde ve yıllarda 4. bir dol daha meydana gelebilir.
Mucadelesi
Salkım guvesi larvalarının faaliyeti icin sıcaklık ve orantılı nem bakımından omcaların ic ve alt kısımları daha uygun olduğu icin salkım guvesi dişi kelebekleri yumurtalarını ic alt kısımlardaki salkımların uzerine bırakılır. Bu nedenle omcayı askıya almak, aralama ve uc almayı omcanın ic kısmını havadar tutacak şekilde yapmak, bağı otlu bırakmamak, kış temizliğine onem vermek zararlının faaliyetini azaltmak bakımından yararlıdır.
Bugun icin salkım guvesi ile en etkin mucadele yontemi kimyasal mucadeledir. Kimyasal mucadelede en onemli husus ilaclama zamanının iyi bilinmesidir. Bunun icin de Tarım ve Koyişleri Bakanlığına bağlı kuruluşlarda calışan Ziraat Muhendisleri ve Ziraat Teknisyenlerince, tahmin-uyarı yontemi esaslarına gore yapılan incelemeler sonucunda saptanan ilaclama tarihleri, ceşitli araclarla ureticilerimize bildirilmektedir. İlaclamalar icin uyarı alındığında gorevli elemanların onerdikleri ilacları, verilen dozlarda kullanmalıdır. Uygulamalarda ozellikle salkımların ilaclanmasına ozen gosterilmeli ve ilaclama gunun serin saatlerinde yapılmalıdır.
__________________