Amerikalılar bircok konuda dunyayı kandırdıkları gibi vakt–i zamanında Ay’a gittik diye de herkesi uyutmuştu. Amac her zaman Amerika’nın super guc olduğuna insanları inandırmak olmuştu. Bunun icin dun de senaryolar vardı, bugun de var.
Hatırlarsanız, 1969‘da 3 astronotla beraber Apollo–11 uzay aracının Ay’a gittiğini, astronotların ozel bir aracla ay yuzeyinde dolaştıklarını, Amerikan bayrağı dikip toprak numuneleri aldığını dunya buyuk bir heyecanla izlemişti. Bu olay Amerika’nın teknolojik gucunun ne kadar buyuk olduğunun dunyaya deklerasyonu idi. Psikolojik şartlandırma tekniklerini cok guzel kullanabilen Amerika, Hollywood’da cektiği bu Ay goruntuleri sayesinde hem dunyaya, hem de ozellikle Rusya’ya ’en guclu Amerika’dır’ mesajı verip herkesi sindirmişti.

Şimdi gelelim işin aslına... 1969 yılında Ay’a insan gonderen Amerika aradan 35 yıl gecmesine rağmen neden bir daha gonderemiyor? Yoksa Apollo–11’lerini mi kaybettiler? Kaybettilerse aynısını bir daha yapamıyorlar mı? O zamanki teknoloji ile Ay’a gidildiyse, uzay savaşlarının konuşulduğu gunumuzde Ay istasyonları, ay usleri falan olması gerekirdi. Hatta şezlongda uzanıp guneşlenmemiz lazımdı.Teknoloji geriye mi gitmiştir ki bir daha Ay’a insan gidemiyor?

Tabii ki hayır. Teknoloji tabii ki ileri seviyelere gelmiştir. Ama Ay’a gitmek bugunku teknoloji ile mumkun olsa bile Ay’dan geri donmek mumkun değildir. Yani ‘donuşu olmayan bir yol’ dur. Dunya’nın yercekimi etkisinden cıkmadan bir noktaya kadar gidip–gelebilirsiniz ama Ay’a gittiniz mi gelemezsiniz. Cunku yeryuzunden fırlatılan bir hava aracı hareket etmek icin ‘hava kutlesini’ ve havadaki ‘oksijeni’ kullanmak zorundadır. Tum jet ve roket motorları kullandıkları yakıtı yakmak icin oksijen, kendini yercekiminin tersi istikametine itmek icin hava kutlesini kullanırlar.

Diyelimki siz buradan Apollo–11’i fırlattınız. Daha sonra taşıyıcı yakıt dolu roket ağır olduğu icin belli bir hızda Apollo–11 kapsulunu roketten ayırdınız. Kapsul o hızla atmosferden ve Dunya’nın yercekiminden ayrıldı. Uzay boşluğunda fırlatıldığı ivmeyle ve koordinatla hareket etti. Ve ay yuzeyine iniş yaptı. Ondan sonra ne yapacaksınız?
Hadi bakalım Ay’da incelemeler yaptınız; bayrak diktiniz, toprak vs. ornekleri aldınız, koşup zıpladınız, gerekli tum mesajları ve insanlık icin en veciz sozleri Houston’daki arkadaşlarınıza ilettiniz. Nasıl doneceksiniz şimdi? Bu dersi gormedik diyemezsiniz. Derseniz yandınız.

Ay’ın kucuk de olsa bir yercekimi vardır. Bu yercekimi Dunya’nın cekiminin 6’da 1’i nisbetindedir. Ay’ın cekiminden kurtulup Dunya’ya geri donmeniz icin sizi iten bir kuvvetin olması gerekmekte. Bilindiği gibi Ay’ın hava kutlesi olmadığı gibi oksijen de yoktur. Bu durumda donuş icin Ay’da durağan bir halden hareketli bir hale gecmek, hicbir motorla veya roketle mumkun değildir. Kaldınız Ay’da... Hayırlı olsun..
Dunya’ya donmek icin belki tek bir cozum soz konusu olabilir; bir kolunuzla uzay aracınıza, diğer kolunuzla astronot arkadaşlarınıza sarılıp “Hadi hep beraber, biiir, ikiii, uuuc, hoppaaaa” diye bağırıp bayağı ‘sağlam’ zıplayacaksınız. O zaman belki birşeyler olabilir.

Demek ki birileri bizi ‘fena halde’ aldatıyor. Hollywood yapımı olan Ay’a gitme filmi Amerikalıların ne ilk, ne de son yalanıdır. Amerika hicbir zaman gercekte Dunya’nın tek super gucu olmamıştır. Amerika’nın diğer ulkelerden farklı olarak en etkin gucleri; para, Holywood, internet şeklinde kategorize edilebilen sanal guclerdir. Bazı bilmediğimizi zannettikleri guclere de sahipler ama onlara değinmeyeceğim. Sanal gucler yine sanal işgal ve genellikle fiziki işgal oncesi hazırlık bağlamında kullanılır ama ‘sıcak temaslarda’ cok fazla işe yaramaz. Sıcak temaslarda en fazla işe yarayan Amerikan uydularıdır. Bombalar, savaş ucakları, ceşitli hafif ve ağır silahlar, kimyasal silahlar bu uydularla hareket ve etkinlik kazanırlar..

Uydular konusunda birkac soz etmek gerekir. Sadece Amerika değil Dunya’nın bir cok ulkesi uydulara sahiptir. Uydular, karadan karaya, denizden karaya, havadan karaya atılan fuzelerin koordinatlarını ayarlama, saldırı mekanizmalarını yonlendirme ve yuksek zoomlu kameraları ile gozetleme işlevleri gorurler. Aynı zamanda haberleşme ve istihbarat icin kullanılırlar. Bazen de Irak’ta olduğu gibi Irak’a ait Amerikan yapımı savaş ucakları ve helikopterlerinin merkezî kontrol sistemlerine sinyal gondererek ‘kilitleme’ işlevleri gorurler. Bilindiği gibi Irak İşgalinde bu uydular vazifelerini yapmış ve hicbir Amerikan yapımı Irak savaş ucağı ve helikopteri calışmamıştı. ‘Sağlam bir proje’ ile uyduları elinden alınabilecek olan Amerika, bir anda oyuncağını kaybetmiş cocuğa doner. Sonucta sanal gucler gibi Amerikan uyduları da Amerika’nın pamuk ipliğidir.


studyoda cekilen ay a ayak basma videosu

http://www.youtube.com/watch?v=7_GzwzaJuwY
__________________