Eskişehir Mahkemesi Mudafaasından:

Yuz altmış ucuncu madde-i kanuniye, “asayişi ihlÂl edebilecek hissiyat-ı diniyeyi tahrik edenler” mealinde bulunan şu kanunun, elbette bu hadsiz genişlik icinde bir tefsiri var. Elbette kuyud-u ihtiraziyesi bulunacak. Yoksa, bu madde, bu geniş mana ile beni mahkûm ettiği gibi, butun ehl-i diyanete ve başta Diyanet Riyaseti olarak butun vaizlere ve butun imamlara, bana teşmil edildiği gibi teşmil edilebilir. Cunku, yuz sahifeden fazla mudafaat-ı kat’iye ve hakikiyem ile beraber, bana temas ettirilebilecek bir mana veriliyor ki, o mana her nasihat eden kimseyi ve hatta bir dostunu iyiliğe sevk etmek icin irşad eden herkesi daire-i hukmu altına alabilir. Bu madde-i kanuniyenin manası şu olmak gerektir ki, taassup perdesi altında muhalif bir siyaseti takip ve terakkiyat-ı medeniyeye set cekenlere set cekmek icindir. Bu maddenin, bu manada, cok kat’î delillerle ispat etmişiz ki, bize bir cihet-i teması yoktur.

Evet, bu madde, bu manada, tefsirsiz ve kuyud-u ihtiraziyesiz ve garazkÂr istediği adamları onunla carpmasına musait hudutsuz bir manada olamaz. Evet, ben on sene nezaret ve dikkat altında ve yirmi senede telif ettiğim yuz yirmi risale ile bu kadar hakkımdaki tedkikàt-ı amîka neticesinde cuz’î bir derece asayişi ihlÂl etmiş bir emare, ne bende ve ne de o risaleleri okuyanlarda bulunmadığı halde; ve yirmi vechile ispat ettiğim ve beni yakından tanıyan zatların şehadetiyle, on uc seneden beri şeytandan kacar gibi siyasetten kactığımı ve hukûmetin işine karışmadığımı; ve tahammul-u beşer fevkinde işkencelere tahammul edip, dunyaya karışmadığım ve iman hizmetini bu dunyada en buyuk maksat telÂkki ettiğim halde, “Said dini siyasete alet edip, asayişi ihlÂle teşebbuse niyet ediyor” diye, beni yuz altmış ucuncu maddeye temas ettirmek, mahkûm etmek, butun rûy-i zemindeki adliye ve mahkemelerin haysiyetine ilişecek ve nazar-ı dikkati celb edecek hic gorulmemiş bir hÂdise-i adliyedir kanaatindeyim.

B. S. N. Tarihce-i Hayatı, Eskişehir Hayatı, s. 269
__________________