• Allah mahlûkÂtı yarattığı vakit, kendi nezdinde arşın ustunde bulunan kitabına "Rahmetim gazabıma ustun geldi." diye yazdı. (BuhÂrî, Tevhid 15, 22, 28 55; Muslim, Tevbe, 14-16)
• Rabbiniz gercekten cok merhametlidir. Kim icinden bir iyilik yapmayı gecirir de onu yapmazsa, ona bir iyilik sevabı yazılır. Eğer onu yaparsa, on katından yedi yuz katına hatta kat kat fazlasına kadar iyilik sevabı yazılır. Kim de icinden bir kotuluk yapmayı gecirir de onu yapmazsa, ona bir iyilik sevabı yazılır. Eğer onu yaparsa, bir kotuluk gunahı yazılır veya Allah onu siler. (DÂrîmî, RikÂk, 70)
• Bu, Allah’ın kullarının kalplerine yerleştirdiği merhamettir ve Allah, ancak merhametli kullarına rahmet eder. (Muslim, CenÂiz, 11; BuhÂrî, MerdÂ, 9)
• Allah Teal rahmetini yuz parcaya ayırdı. Doksan dokuzunu kendi yanında tuttu, bir parcasını ise yeryuzune indirdi. İşte bu bir parca rahmet sebebiyle butun canlılar birbirine merhamet ederler. Hatta kısrak (emzirirken) yavrusuna basıp da zarar verir korkusuyla ayağını kaldırır. (BuhÂri, Edeb, 19; Muslim, Tevbe 21)
• Allah TeÂl yeri ve gokleri yarattığı gun, yuz rahmet yarattı. Her bir rahmet yerle gok arasını dolduracak kadardır. Bu yuz rahmetten yeryuzune bir tek rahmet indirdi ki bu sayede anne yavrusuna, yabani hayvanlar ve kuşlar da birbirlerine merhamet ederler. Kıyamette ise O, bu rahmetin tamamı ile kullarına merhamet eder. (Muslim, Tevbe, 21)
• İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez. (BuhÂrî, Tevhîd, 2)
• Bir adam yanındaki cocukla Hz. Peygamber (s.a.s.)’e geldi. Adam cocuğu bağrına basıyordu. Hz. Peygamber (s.a.s.) “Ona karşı merhametlisin değil mi?” diye sorunca adam: “Evet” dedi. Bunun uzerine O (s.a.s.): “Allah O’na karşı senden daha merhametlidir. O, merhametlilerin en merhametlisidir” buyurdu. (BuhÂrî, Edebu’l-Mufred, 137)
• Yuce Allah: “Ben mehametlilerin en merhametlisiyim. Bana hicbir şeyi ortak koşmayanları cennetime koyun” buyurur ve bunun uzerine onlar cennete girerler. (Ahmed b. Hanbel, Musned, 1, 4)
• Colde yaşayan Araplardan bazıları Resulullah’ın (s.a.s.) yanına geldiler; (Onun cocukları opup sevdiğini gorunce):
-Siz cocuklarınızı opuyor musunuz? dediler. Hz. Peygamber (s.a.s.):
-Evet cevabını verince onlar:
-Ama biz vallahi cocukları opmeyiz dediler. Bunun uzerine Peygamber Efendimiz (s.a.s.):
-Allah sizin kalbinizden merhameti soktuyse ben ne yapabilirim, buyurdu. (Muslim, FedÂil, 64)
• Akra’ b. HÂbis Hz. Peygamber (s.a.s.)’i torunu Hasan’ı operken gorunce: “Benim on cocuğum var onlardan birini bile opmedim” dedi. Bunun uzerine Resulullah (s.a.s.): “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” buyurdu. (Muslim, FedÂil, 65)
• Allah TeÂla bazı şeyleri farz kılmıştır onları koruyunuz! Bazı sınırlar (yasa/klar) koymuştur; onları aşmayınız! Bazı şeyleri haram kılmıştır, onlara da yaklaşmayınız. Bazı şeyleri de, unuttuğu icin değil, size merhametinden dolayı onlardan soz etmemiştir, onları da soruşturmayın. (HÂkim, Mustedrek, IV, 115)
• Ben Muhammed’im, Ahmed’im, (peygamberlerin izinden giden) Mukaffî’yim, (insanları etrafına toplayan) HÂşir’im, tevbe peygamberiyim, rahmet peygamberiyim. (Muslim, FedÂil, 126)
• Ben lanetci olarak gonderilmedim. Ben ancak rahmet olarak gonderildim. (Muslim, Birr, 87)
• Ben bazen uzatmak niyetiyle namaza başlarım. Fakat bir cocuğun ağlayışını duyar ve annesinin ona duşkunluğunu bildiğim icin namazı kısa tutarım. (Muslim, SalÂt, 192)
• Ey Allah’ım! Ben kendime cok zulmettim, gunahları ancak sen bağışlarsın. Mağfiretinle beni bağışla ve bana merhamet et. Şuphesiz sen cok bağışlayan ve cok merhamet edensin. (Tirmizî, DaavÂt, 96)
----------------------------------------------
Al-i İmran Suresi
Ensar'dan bir zat Musluman olmuştu, sonra tekrar irtidat edip muşriklerin yanına gitti. Bilahere yaptığından pişman olup, kabilesine: "Resulullah (sav)'a sorun, benim icin tevbe imkanı var mı?" diye haber saldı. Kavmi de Resulullah (sav)'a gelerek: Onun icin tevbe etme şansı var mı?" diye sordular. Bunun uzerine şu ayet indi: "İnandıktan, Peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez. İşte bunların cezası, Allah'ın, meleklerin, insanların hepsinin lanetine uğramalarıdır. Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; oların azabı geciktirilmez. Ancak bunun ardından tevbe edip duzelenler mustesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder" (Al-i İmran 86-89). Ayeti ona gonderdi, O da Musluman oldu.
Rivayet Eden: İbnu Abbas
Gectiği Kaynaklar: Nesai, Tahrimu'd-Dem 15, (7, 107)
Nisa Suresi
Beş ayet vardı ki onları butun dunya ve icindekilerle değişmem. Bunlar şunlardır: 1- "Size yasak edilen buyuk gunahlardan kacınırsanız, kusurlarınızı orter ve sizi şerefli bir yere yerleştiririz" (Nisa 31). 2- "Allah şuphesiz zerre kadar haksızlık yapmaz, zerre kadar iyilik olsa onu kat kat artırır ve yapana buyuk ecir verir" (Nisa 4). 3- "Biz her peygamberi ancak, Allah'ın izniyle, itaat olunması icin gonderdik. Onlar, kendilerine yazık ettiklerinde, sana gelip Allah'tan mağfiret dileseler ve Peygamber de onlara mağfiret dileseydi, Allah'ın tovbeleri daima kabul ve merhamet eden olduğunu gorurlerdi" (Nisa 64). 4- "Allah kendisine ortak koşmayı elbette bağışlamaz, bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse, şuphesiz buyuk bir gunahla iftira etmiş olur" (Nisa 18). 6- "Kim kotuluk işler veya kendine yazık eder de, sonra Allah'tan bağışlama dilerse, Allah'ı mağfiret ve merhamet sahibi olarak bulur" (Nisa 110). Rezin tahric etmiştir.
Rivayet Eden: İbnu Mesud
Gectiği Kaynaklar: Rezi
Nisa Suresi
Nesai ve Tirmizi'den gelen bir rivayette şoyle denir: "İbnu Abbas (ra)'a, bir mu'mini kasıtlı olarak oldurup sonra tevbe edip, imana giren, guzel ameller işleyen ve hidayete eren bir kimse hakkında soruldu. Şu cevabı verdi: "Buna nasıl tevbe olur? Ben Hz. Peygamber (sav)'i şoyle soylerken işittim: "Maktul, avurtları kana bulanmış olan katile asılı olarak getirilir. Katili şoyle şikayet eder: "Ey Rabbim, buna sor bakalım beni nicin oldurdu, sucum ne idi?" İbnu Abbas (ra) ilave etti: "Allah'a kasem olsun, Allah bu hukmu indirdi, fakat neshetmedi." Bu Nesai'nin rivayetidir.
Gectiği Kaynaklar: Nesai, Tahrimu'd-Dem 2, (85-87)
Nisa Suresi
"Kim bir muzmini kasden oldururse cezası icinde ebedi kalacağı cehennemdir" ayeti hakkında şoyle soylemiştir: "Evet, bu curmun cezası budur. Ancak, Allah dilerse onun bu cezasını affeder."
Rivayet Eden: Ebu Miclez
Gectiği Kaynaklar: Ebu Davud, Fiten 6, (4276)
Nisa Suresi
İbnu Abbas (ra)'a: "Bir mu'mini kasden oldurenin tevbesi makbul olur mu?" diye sordum da bana "Hayır!" diye cevap verdi. Ben de kendisine, Furkan suresindeki : "Onlar ki Allah'ın yanında başka tanrı tutup ona yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana kıymazlar... Ancak tevbe eden, inanıp, yararlı iş işleyenlerin, işte Allah onların kotuluklerini iyiliklere cevirir. Allah bağışlar ve merhamet eder" (Furkan, 68-70) ayetini okudum. Bana şu cevabı verdi. "Senin okuduğun ayet Mekke'de nazil olmuştur. Onu Medine'de nazil olan: "Kim bir mu'mini kasden oldururse, cezası, icinde ebedi kalacağı cehennemdir..." (Nisa, 93) ayeti neshetmiştir."
Rivayet Eden: Sa'id İbnu Cubeyr
Gectiği Kaynaklar: Buhari, Menakıbu'l-Ensar 29, Tefsir, Nisa 16, Tefsir, Furkan 2, 3, 4; Muslim, Tefsir 16, (3023) Ebu Davud, Fiten 6, (4273, 4274, 4275) Nesai, Tahrimu'd-Dem 2, (7, 85, 86)
Nisa Suresi
Şu ayet; "Onlar Allah'ın yanında başka tanrı tutup ona yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar, zina etmezler. Bunları yapan, gunaha girmiş olur. Kıyamet gunu azabı kat kat olur, orada alcaltılarak ebedi kalır" (Furkan 68-69) ayeti Mekke'de nazil olduğu zaman muşrikler şoyle dediler: "İslamiyet bize ne bahsediyor? (Hep azab vaad etmekte. Zira) biz Allah'a şirk gunahını işledik. Allah'ın haram ettiği cana kıydık,diğer bir cok kotuluklere bulaştık." Bunun uzerine Cenab-ı Hakk şu ayeti indirdi: "Ancak tevbe eden, inanıp yararlı iş işleyenler var ya, işte Allah onların kotuluklerini iyiliklere cevirir. Allah bağışlar ve merhamet eder" (Furkan 70). Bir rivayette şu ziyade var. "Kim İslam'a girer ve onu idrak eder, sonra da katil olursa onun tevbesi kabul olmaz"
Rivayet Eden: İbnu Abbas
Beraet (Tevbe) Suresi
"Allah'a ve ahiret gunune inananlar mallarıyla, canlarıyla savaşmak istediklerinden oturu geri kalmak icin senden izin istemezler.." (Tevbe, 44) ayeti, Nur suresindeki şu ayetle neshedilmiştir: "Doğrusu Allah'a ve Peygamberine inanan mu'minler, Peygamberle beraber bir işe karar vermek icin toplandıklarında ondan izin almaksızın gitmezler. Ey Muhammed! Senden izin isteyenler, işte onlar, Allah'a ve Peygamberine inananlardır. Bazı işleri icin senden izin isterlerse, iclerinden dilediğine izin ver, Allah'tan, onların bağışlanmalarını dile. Allah şuphesiz bağışlar, merhamet eder" (Nur, 62).
Rivayet Eden: İbnu Abbas
Gectiği Kaynaklar: Ebu Davud, Cihad 171, (2771)
Nahl Suresi
"Gonlu imanla dolu olduğu halde, zor altında olan kimse mustesna, inandıktan sonra Allah'ı inkar edip, gonlunu kafirliğe acanlara Allah katından bir gazab vardır, buyuk azab da onlar icindir" (Nahi, 106) ayetindeki umumi hukumden şoyle bir istisna yaptı: "Rabbin, turlu eziyete uğratıldıktan sonra hicret eden, Allah uğrunda savaşan ve sabreden kimselerden yanadır. Rabbin şuphesiz bundan sonra da bağışlar ve merhamet eder." (Nahl, 110). Burada kastedilen Abdullah İbnu Ebi Sarh'tır. Bu zat, Resulullah (sav)'ın vahiy katibi idi. Şeytan onu şaşırttı. Kafirlere katılmasına sebep oldu. Resulullah (sav) Fetih gunu, onun oldurulmesini emretti. Araya Hz. Osman girerek affını diledi. Resulullah (sav) da onu affetti.
Rivayet Eden: İbnu Abbas
Gectiği Kaynaklar: Nesai, Tahrimu'd-Dem 15, (7, 107)
Tavaf Ve Sa'y'in Mahiyeti
Resulullah (sav) ve ashabı (ra) Mekke'ye, Yesrib hummasından bitkin duşmuş bir halde geldiler. Muşrikler (şehirde menfi bir dedikodu yaparak): "Yarın buraya humma hastalığından dermanı kesilmiş ve ondan cok izdırab cekmiş bir kavim gelecek" dediler ve (Muslumanların seyrine bakmak icin) Hicrin arkasına oturdular. (Onların hainliğinden vahyen haberdar olan) Resulullah (sav), celadetlerini muşriklere gostermeleri icin, Muslumanlar'a tavafın ilk uc şavtında remel yapmalarım, iki koşe arasında da adi yuruyuşle yurumelerini emretti. Bu hali goren muşrikler: "Bunlar mı hummanın bitkin duşurduğunu zannettiğiniz insanlar, bunlar falan ve falandan daha sağlammış!" dediler. İbnu Abbas (ra) der ki: "Resulullah (sav)'ı ashabına (ra) butun şavtlarda remel yapmalarını emretmekten alıkoyan şey onlara duyduğu merhametti." (Buhari, bu rivayette şu ziyadeyi kaydeder: "Resulullah (sav) sulh antlaşması yaptığı sene (umre icin) gelince muşriklere kuvvetlerini gostermeleri icin "hızlı yuruyun!" diye emretti. Muşrikler bu sırada Kuaykıan dağı tarafına oturmuş (seyrediyor)lardı.")
Rivayet Eden: İbnu Abbas
Gectiği Kaynaklar: Buhari, Hacc 55, Megazi 43; Muslim, Hacc 240, (1266) Tirmizi, Hacc 39, (863) Ebu Davud, Menasik 51, (1886, 1889) Nesai, Hacc 155, (5, 230)
-------------------------------------
Allah'a ve elcisine itaat edin, ki merhamet olunasınız. (AL-İ İMRAN SURESİ / 132)
Kim kotuluk işler veya nefsine zulmedip sonra Allah'tan bağışlanma dilerse Allah'ı bağışlayıcı ve merhamet edici olarak bulur. (NİSA SURESİ / 110)
Ne zaman ki (yaptıklarından dolayı pişmanlık duyup, başları) elleri arasına duşuruldu ve kendilerinin gercekten şaşırıp-saptıklarını gorunce: "Eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa kesin olarak husrana uğrayanlardan olacağız" dediler. (A'RAF SURESİ / 149)
(Musa yalvarıp) Dedi ki: "Rabbim, beni ve kardeşimi bağışla, bizi rahmetine kat. Sen merhamet edenlerin en merhametli olanısın." (A'RAF SURESİ / 151)
Dedi ki: "Bugun size karşı sorgulama, kınama yoktur. Sizi Allah bağışlasın. O, merhametlilerin (en) merhametlisidir." (YUSUF SURESİ / 92)
Kendisine ulaşmadan canlarınızın yarısının telef olacağı şehirlere onlar, ağırlıklarınızı taşımaktadırlar. Şuphesiz sizin Rabbiniz şefkatli ve merhametlidir. (NAHL SURESİ / 7)
Veya onları bir korku uzerinde yakalayıvermesinden (mi emindirler)? Oyleyse Rabbin, gercekten şefkatli ve merhamet sahibidir. (NAHL SURESİ / 47)
Umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) donerseniz biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) doneriz. Biz, cehennemi kafirler icin bir kuşatma yeri kıldık. (İSRA SURESİ / 8)
Sizi en iyi Rabbiniz bilir; dilerse size merhamet eder, dilerse sizi azablandırır. Biz seni onların uzerine bir vekil olarak gondermedik. (İSRA SURESİ / 54)
Sizin Rabbiniz, fazlından aramanız icin denizde gemileri sizin icin yurutur. Gercekten O, size karşı merhametli olandır. (İSRA SURESİ / 66)
Boylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik." (KEHF SURESİ / 81)
Eyup de; hani o Rabbine cağrıda bulunmuştu: "Şuphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın." (ENBİYA SURESİ / 83)
Gormedin mi, Allah, yerdekileri ve denizde onun emriyle akıp giden gemileri, sizin yararınıza verdi. Ve izni olmadıkca, goğu yerin ustune duşmekten alıkoyar. Şuphesiz Allah, insanlara karşı şefkatlidir, cok merhametlidir. (HAC SURESİ / 65)
Eğer onlara merhamet eder ve onlara dokunan zararı gideriverirsek, taşkınlıkları icinde şaşkınca dolaşmalarını surdurecekler. (MU'MİNUN SURESİ / 75)
"Cunku gercekten benim kullarımdan bir grup: "Rabbimiz, iman ettik, sen artık bizi bağışla ve bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın, derlerdi de," (MU'MİNUN SURESİ / 109)
Ve de ki: "Rabbim, bağışla ve merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın." (MU'MİNUN SURESİ / 118)
Şuphesiz, senin Rabbin, gercekten O, ustun ve gucludur, merhamet sahibidir. (ŞUARA SURESİ / 9)
Dilediğini azablandırır, dilediğine merhamet eder. O'na cevrilip-goturuleceksiniz. (ANKEBUT SURESİ / 21)
Onda 'sukun bulup durulmanız' icin, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O'nun ayetlerindendir. Şuphesiz bunda, duşunebilen bir kavim icin gercekten ayetler vardır. (RUM SURESİ / 21)
Muhammed, Allah'ın elcisidir. Ve onunla birlikte olanlar da kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında ise merhametlidirler. Onları, ruku edenler, secde edenler olarak gorursun; onlar, Allah'tan bir fazl (lutuf ve ihsan) ve hoşnutluk arayıp-isterler. Belirtileri, secde izinden yuzlerindedir. İşte onların Tevrat'taki vasıfları budur: İncil'deki vasıfları ise: Sanki bir ekin; filizini cıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış, sonra sapları uzerinde doğrulup-boy atmış (ki bu,) ekicilerin hoşuna gider. (Bu ornek,) Onunla kafirleri ofkelendirmek icindir. Allah, iclerinden iman edip salih amellerde bulunanlara bir mağfiret ve buyuk bir ecir va'detmiştir. (FETİH SURESİ / 29)
Sonra onların izleri uzerinde elcilerimizi birbiri ardınca gonderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gonderdik; ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık. (Bir bid'at olarak) Turettikleri ruhbanlığı ise, Biz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak Allah'ın rızasını aramak icin (turettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlardan bircoğu da fasık olanlardır. (HADİD SURESİ / 27)
Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak. (BELED SURESİ / 17 )
__________________
Merhamet ile ilgili Hadisleri ve Ayetler
Dini Bilgiler0 Mesaj
●30 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Merhamet ile ilgili Hadisleri ve Ayetler