Kıyamet Gunu İnsanlar

Buraya kadar anlatılan butun olaylar, insanların hic haberi olmadığı bir anda, daha once hic duyulmamış ve tanınmamış bir sesin duyulması ile başlamıştır. Ve dunyadaki tum insanlar şu anda da olduğu gibi herşeyin hic değişmeden ve bozulmadan aynen devam edeceğini duşunurken, ani bir yakalanışla yakalanmışlardır.



Sur’a ufurulmesinden hemen once gercekleşen olayların bir onceki gunden herhangi bir farkı yoktur. Dunya yine aynı hızla donmekte, Guneş yine Dunya’yı aydınlatmakta, yaşam devam etmekte ve insanların bircoğu neden, kim tarafından yaratıldıklarını ve sonlarını duşunmeden, bir alışkanlık icinde hayatlarına devam etmektedir. Kimi, akşam gelecek misafirine yapacağı yemeği, kimi yapacağı iş goruşmelerini duşunurken, kimi alışveriş yaparken, kimi uyurken ve buyuk bir bolumu de Allah’ın varlığını inkar halindeyken bu sesi duyacak ve herşey bir anda başlayacak, herşey bir anda son bulacaktır.
İnsanın guclu zannettiği, ovunerek boburlendiği bedeni hic beklemediği bir anda dort bir yandan olumle sarılıp kuşatılacaktır. Artık can derdinden başka hicbir sorun ve dert kalmayacaktır. İnsanlar yaşadıkları korkunun şiddetinden, değer verdikleri, tutkuyla bağlandıkları, uğrunda her turlu fedakarlığı goze aldıkları şeyleri bir anda gormez olacaklardır.
Kıyametin meydana getirdiği butun bu korku, dehşet ve şaşkınlık dunyada inkar icinde bir yaşam suren insanın gafletine bir karşılıktır. O gun başlayan bu dayanılmaz zorluklar sonsuza kadar inkarcıların peşini bırakmayacaktır. Birbiri ardına meydana gelen tum bu olaylar onlardaki paniği, dehşeti daha da arttırır. Gecen her saniye yeni azap ceşitleri ve belaları getirmektedir. Karşılaştığı akıllara durgunluk veren bu olaylar o gune kadar inkar ettikleri Allah’ın buyukluğunu sergiler. İnsan bu guc karşısında alabildiğine gucsuz ve caresizdir. Pişmanlık, uzuntu ve korku dışında yapabileceği birşey yoktur. Saniyeler ilerledikce Allah’ın ona ebedi hayatında sunacağı korkunc azabı daha iyi anlar. O gun karşılaştığı dehşet dolu dakikalar sonsuz hayatı boyunca yaşayacağı azabın sadece sınırlı kesitleridir. Kuran’da o gun insanların yaşayacakları olaylar karşısında duyacakları korku detaylı olarak anlatılmıştır.



İnsanların Yaşadıkları Korku
Allah bircok ayette insanların dunya hayatına tutkuyla bağlı olduklarını ve bu tutkunun onlara ahiret hayatında hicbir faydası olmayacağını belirtmiştir. İnsanın dunya hayatında değer verdiği, onemsediği, uğruna pek cok şeyi goze aldığı değerler, eğer Allah rızası icin ve Allah yolunda kullanılmıyorsa, insana kayıptan başka birşey kazandırmazlar. Bu değerlerin her biri insanları denemek icin, ozel olarak yaratılmıştır. Asıl yurt ise ahiret yurdudur. Dunyaya ait şeylerin hicbir onemi olmadığı ise Kuran’da şu şekilde anlatılır:
Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gumuşe, salma guzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara ’suslu ve cekici’ kılındı. Bunlar, dunya hayatının metaıdır. Asıl varılacak guzel yer Allah katında olandır. (Al-i İmran Suresi, 14)



Dunya hayatının ayette de anlatılan tum bu “cekici” ozelliklerine insan hırsla bağlanmakta, tum omrunu bunları elde edebilmek icin harcayabilmektedir. Kuran’da dunya hayatıyla ilgili olarak şoyle buyrulur:



Bilin ki, dunya hayatı ancak bir oyun, ‘(eğlence turunden) tutkulu bir oyalama’, bir sus, kendi aranızda bir ovunme (suresi ve konusu), mal ve cocuklarda bir ‘coğalma-tutkusu’dur. Bir yağmur orneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin (veya kafirlerin) hoşuna gitmiştir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsın ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir cer-cop oluvermiştir. Ahirette ise şiddetli bir azab; Allah’tan bir mağfiret ve bir hoşnutluk (rıza) vardır. Dunya hayatı, aldanış olan bir metadan başka bir şey değildir. (Hadid Suresi, 20)
Dunya hayatının en buyuk amaclarından biri mallarla, oğullarla, kısaca sahip olunan tum değerlerle ovunmektir. Ancak Kuran’da ozellikle vurgulanan ve tum toplumlar icin de gecerli olan bir gercek, dunya hayatında sahip olunan en onemli tutkulardan birinin evlat olduğu gerceğidir. Cocuk edinme isteği genclik yıllarından itibaren insanlara oğretilir. Cocuk, insanlar arasında hem sebepsiz bir rekabet unsuru hem de geleceğe yonelik bir guvence anlamını taşımaktadır.



Bir diğer tutku da mala ve zenginliğe yonelik olandır. Bilindiği gibi insanların dunya hayatları suresince tum hedefleri, planları, cabaları bu amac uzerine kurulmuştur. Mal ve para tutkusu insanların gozunu buruduğu icin tum ahlaki değerler onemini kaybetmiş, insan karakterini şekillendiren tek olcu maddiyat olmuştur. Kuran ahlakı, emir ve yasakları, insanların hayatındaki onceliğini kaybetmiş, mal yığıp, biriktirmek tek amac olmuş, ilişkilerde cıkarlar on plana cıkmıştır.
__________________