بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ



عَنْ عَلِيٍّ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

اَلْعَدْلُ حُسْنٌ وَلَكِنْ فِي الْأُمَرَاءِ أَحْسَنُ

اَلسَّخَاءُ حُسْنٌ وَلَكِنْ فِي الْأَغْنِيَاءِ أَحْسَنُ

اَلْوَرَعُ حُسْنٌ وَلَكِنْ فِي العُلَمَاءِ أَحْسَنُ

اَلصَّبْرُ حُسْنٌ وَلَكِنْ فِي الْفُقَرَاءِ أَحْسَنُ

اَلتَّوْبَةُ حُسْنٌ وَلَكِنْ فِي الشَّبَابِ أَحْسَنُ

اَلْحَيَاءُ حُسْنٌ وَلَكِنْ فِي النِّسَاءِ أَحْسَنُ

* * *

Allah’ın aslanı Hz. Ali (radıyallahu anh), Allah Rasulu (sallallÂhu aleyhi vesellem) Efendimiz’in şoyle buyurduğunu rivayet etmektedir:

“Adalet guzeldir. Fakat idarecilerde olursa daha guzeldir.

Comertlik guzeldir. Fakat zenginlerde olursa daha guzeldir.

Vera (dinde titizlik) guzeldir. Fakat Âlimlerde olursa daha guzeldir.

Sabır guzeldir. Fakat fakirlerde olursa daha guzeldir.

Tevbe guzeldir. Fakat genclerde olursa daha guzeldir.

Hay guzeldir. Fakat kadınlarda olursa daha guzeldir.”

(Deylemî, Musnedul-Firdevs, 3/92)



Hangi Ozellik Kimde Daha Guzeldir?

Ahlak-ı hasene yani guzel vasıflar sahibi mu’minlerin Allah katında kıymetli olduğunu bildiren pek cok ayet-i kerime ve hadis-i şerif bulunmaktadır. Bu guzel vasıflar da sahiplerine gore daha bir kıymet ve fazilet ihtiva etmektedir.

Adalet

Adalet, Allah ahlakı olduğu icin adil insanlar Allah katında kıymetlidir. Allah TeÂl Âdil-i mutlaktır. O, hicbir kuluna asla zulmetmez. Mu’minlere ise fazlından ekstra lutuflarda bulunur. Adaleti en guzel seviyede temsil edebilen bir yonetici, bu vasfı acısından Allah katında en buyuk fazilete erişmektedir.

Kur’an-ı Kerim’de adalet ve daha pek cok vasıfla ilgili bir ayet-i kerimede Allah TeÂl şoyle buyurmaktadır:

إِنَّ اللهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالإِحْسَانِ وَإِيتَاءِ ذِي الْقُرْبَى

وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

“Allah adaleti, ihsanı ve yakın akrabadan başlayarak insanlara yardımı emreder. Hayasızlığı, cirkin işleri, zulum ve tecavuzu yasaklar. Duşunup tutasınız diye size oğut verir. (Nahl Suresi, 16/90) Selef-i salihin bu ayet-i kerime hakkında “İyilik ve kotuluğu gostermede nasihat ve ikaz olarak yeter.” demişlerdir. Ayetin bu kapsayıcılığı yonuyledir ki her cuma hutbesinin sonunda mu’minlere hatırlatılır olmuştur.

Adaletin onemini ve adil yoneticilerin kıymetini anlatan bir hadis-i şerif ise şoyledir:

سَبْعَةٌ يُظِلُّهُمُ اللهُ تَعَالَى فِي ظِلِّهِ يَوْمَ لَا ظِلَّ إِلَّا ظِلُّهُ إِمَامٌ عَادِلٌ …

Sahih-i Buhari ve Sahih-i Muslim’de gecen bu hadise gore, ahirette herkesin zor durumda olduğu anda, adil yoneticiler korkulardan emin ve rahatlık icinde olacak yedi sınıf insanın ilki olarak sayılmıştır.

Comertlik

Comertlik de Allah ahlakı olup sahih rivayetlerde comert kimselerin Allah’a ve Cennet’e yakın, Cehennem’den de uzak oldukları; cimrilerin ise Allah’tan ve Cennet’ten uzak olup Cehennem’e yakın oldukları bildirilmiştir. Hadislerde zengin kimsenin cimriliği ozellikle zemmedilmiştir.

Sahih-i Buhari ve Sahih-i Muslim’de gectiğine gore zengin olup malını Allah yolunda harcayan mu’min, kendisine gıpta edilecek iki sınıftan birisidir. Cunku zenginin comertliği daha cok insana faydaya vesile olur.

Vera

Hadiste bildirilen gıpta edilecek diğer zumre ise oğrendiklerini yaşayıp anlatan Âlimlerdir. Âlimlerin dini yaşantılarında, hal ve hareketlerinde hassas ve titiz olmalarına dikkat cekilmiştir cunku onlar insanlar tarafından ornek alınmaktadır. Onların yapacağı bir yanlışın dine mal edilmesi endişesi vardır.

Kur’an-ı Kerim’de bildiklerini hayata yansıtan vera sahibi rabbanî Âlimler hakkında;

إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاءُ

“Kulları icinde ancak Âlimler, Allah’tan hakkıyla korkup O’nu gerektiği tarzda tazim ederler.” (FÂtır Suresi, 35/28) buyrulmuştur.

Ozellikle Âlimlerde bulunması istenilen ‘vera’ Kalbin Zumrut Tepeleri’nde “Uygunsuz, yakışıksız ve gereksiz şeylerden sakınma, haram ve yasaklara karşı da, titiz davranma, tetikte olma.. veya memnu şeylere girme endişesiyle, butun şupheli hususlara karşı kapanma.. CenÂb-ı Hak’la munasebetlerde de Âlî himmet ve temkinli olma.. Goz acıp-kapayıncaya kadar dahi Hak’tan gafil olmama.. Hayat ve davranışlarını gerekli, luzumlu ve otelere uzanan şeylere kilitleyip, luzumsuz, fÂni ve zÂil şeylerden uzaklaşma..” gibi şekillerde tarif edilmiştir. (Kalbin Zumrut Tepeleri, 1/116)

Sabır

Başlangıcı zehir, sonu ise şeker-şerbet olan sabır butun insanlar icin onemli bir fazilet olsa da o, fakirlerde daha bir kıymet ifade etmektedir. Cunku sabır, insanı isyandan muhafaza edip ona yuce mertebeler kazandırmaktadır.

Bu meselenin bir benzeri de hasta kimsenin sabır gostermesidir. Hadis-i şerifte bildirildiği uzere hasta kimse şikayet etmediği takdirde hastalığı onun icin bir rahmet vesilesi olup sonbaharda ruzgarların ağacların yapraklarını doktuğu gibi hastalık da o kimsenin gunahlarını doker. Yine ilk gelip cattığı anda bela ve musibetlere sabretmek Allah nezdinde cok değerlidir. (Sahih-i BuhÂrî, Sahihi-i Muslim)

Muhtelif rivayetlerde gectiğine gore Allah TeÂl bazı kullarının zengin olduklarında itaatten ayrılacağını sonsuz ilmiyle bildiği icin onları fakir kılmak suretiyle neticesinde daimi guzellikler yurdu olan Cennet’e kavuşturur. Bunun tam aksi olarak da bazı kullarının fakir olduklarında isyana duşeceklerini ezeli ve ebedi ilmiyle bildiği icin onları da zengin kılarak selamete eriştirir.

Kur’an-ı Kerim’de sabrın onemine dikkat cekilen yerlerden birisi de Asr Suresi’dir:

وَالْعَصْرِ إِنَّ الإِنْسَانَ لَفِي خُسْرٍ

إِلاَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ

“Yemin olsun zamana, insanlar husranda. Ancak şunlar mustesna: İman edip makbul ve guzel işler yapanlar, bir de birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler.” (Asr Suresi, 103/1-3)

Asr Suresi, ihtiva ettiği iman, amel-i salih, hakka uyup onu başkalarına da anlatma, Allah uğrunda sabırlı olup onu herkese tavsiye etme gibi kulli prensipler sebebiyle sahabe-i kirÂm efendilerimiz tarafından bir meclisten dağılmadan once okunur ve uzerinde tefekkur edilirdi. Gunumuzde unutulan bu sahabi uygulaması da Allah dostları tarafından tavsiye edilmektedir.

Tevbe

Gunahlardan sakınıp omrunu Allah’a itaat ve ibadete hasreden gencler, adil yonetici orneğinde olduğu gibi ahiretin zor anlarında Allah’ın rahmet golgesinde mutlu ve bahtiyar olacak yedi zumreden birisidir. (Sahih-i Buhari ve Sahih-i Muslim)

Hatalardan vazgecip Allah’a tevbe ile yonelmenin onemi hakkındaki bazı rivayetler şoyledir:

كُلُّ بَنِي آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ

“Her ademoğlu cokca hata işler. Hata işleyenlerin en hayırlıları ise tevbe edenlerdir.” (Sunen-i İbni MÂce, Sunen-i Tirmiz&#238

للَّهُ أَفْرحُ بتْوبةِ عَبْدِهِ مِنْ أَحَدِكُمْ سقطَ عَلَى بعِيرِهِ وقد أَضلَّهُ في أَرضٍ فَلاةٍ

“Kulunun tevbe etmesinden dolayı Allah TeÂlÂ’nın duyduğu mukaddes memnuniyet, sizden birinin ıssız colde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden cok cok daha fazladır.” (Sahih-i BuhÂrî, DeavÂt, 4; Sahihi-i Muslim, Tevbe, 1)

Guclu bir kimsenin, kendisine kotuluk yapan zayıf bir kimseyi affetmesinin daha faziletli olduğu gibi, bir gencin hatalarından sıyrılıp varlığını Allah’a itaate hasretmesi de cok zor olup ciddi bir irade ve cehde bağlı olduğundan gencin tevbesi Allah’a daha sevimlidir.

HayÂ

Allah korkusu ve saygısıyla O’nun istemediği şeylerden cekinmek, kulluğumuzu tam yerine getiremediğimiz şuuruyla hacalet duymak gibi manalara gelen hayÂ, Allah dostlarının cokca ehemmiyet verip uzerinde durduğu onemli bir husus olmuştur.

İnsanı gunahlardan koruması cihetiyle cok onemli olan hay Kalbin Zumrut Tepeleri’nde “CenÂb-ı Hakk’ın uzerimizdeki maddî-mÂnevî nimetlerini idrak etmenin yanında eksiklerimizin ve kusurlarımızın endişesini yaşamak.. Surekli gonullerimizde olumsuz davranışların dehşetini duymak, duyup yonumuzu bir kere daha kontrol etmek.. Allah’ın gizli-acık her şeye nigehbÂn olmasına gore hayatını tanzim etmek..” gibi şekillerde tarif edilmiştir. (Kalbin Zumrut Tepeleri, 1/164)

HayÂya bu derece onem verilmesinin sebebi ise Allah Rasulu (aleyhissalatu vesselam)’ın hayÂnın onemine dair soylediği mubarek sozleridir. Bunlardan bazıları şoyledir:

الْحَيَاءُ مِنْ الْإِيمَانِ وَالْإِيمَانُ فِي الْجَنَّةِ

“Hay imandandır. İman ise Cennet’tedir (sahibini Cennet’e goturur).” (Sunen-i İbni MÂce, Sunen-i Tirmiz&#238

اَلْإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ الْإِيمَانِ

“İman yetmiş kusur şubeden ibarettir. Hay da imandan bir şubedir. (Sahih-i Buhari , Sahih-i Muslim)

إِنَّ اللهَ عَزَّ وَجَلَّ يُحِبُّ الْحَيَاءَ وَالسِّتْرَ

Şuphesiz Allah, hay ve ortunmeyi (hay sahiplerini ve tesetture riayet edenleri) sever. (Deylemî, Musnedul-Firdevs)

Hay sıfatı kadınlarda olduğunda ise Allah katında daha sevimli ve faziletlidir. Cunku hay kadının manevi tesetturudur.

اَللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلِّمْ وَبَارِكْ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ

وَعَلٰى اٰلِه وَأَصْحَابِهِ أَجْمَعِينْ

وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ

وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

__________________