Atlantis, batık bir kıta ve uygarlık.
Antik uygarlıklarla ilgili akademik programların dışında calışmalar yapan araştırmacılarla bilimadamları arasında zaman zaman buyuk goruş ayrılıkları olmakla birlikte birbirinden bağımsız gibi gorunen bu calışmaların nihai sonuca varmada hızlandırıcı etki yaptıkları şuphesizdir.
M.O. 421 yılında Sokrates'in evindeki bir Felsefe sohbetinde Atinalı devlet adamı Kristias, dedesi Dropides'in kendisine naklettiği efsaneyi hikaye eder. Hikayeyi dede Dropides'e nakleden unlu Yunanlı şair Solon'dur. Solon'un gosterdiği kaynak ise Mısır'da bulunduğu donemde tanıştığı Mısırlı bir keşiştir ve Keşiş'e gore Atlantis 'e ilişkin olaylar M.O. 9000 yılında gercekleşmiştir.
Plutarkhos'a gore Sais şehrinde Solon'a ders veren rahibin adı Sonchis idi. İskenderiyeli Clemens'e gore bu aynı zamanda Pythagoras'a ders veren Mısırlı rahibin adı.
Platon'un hem Kritias, hem de Solon'la akrabalığı vardı. Ayrıca, kendisi de Mısır'ı ziyaret ederek birkac yıl kalmış ve inisiye olmuştu. Onun icin, bazı Atlantologlar onun Atlantis konusunu yazmadan once, bu konuda bilgileri topladığı fikrindeler.
Kur'an'da "Ad kavmi" diye de gecer, Ad-land; Ad Ulkesi demektir. Kimi araştırmacılar İbranice’deki, ilk insanı belirten ve adama sozcuğunden gelen "Adem", Sanskrit dilinde “ilk, başlama” anlamına gelen ve Aryenler’in ilk konuşan insan turune verdikleri ad olan "Ad-i", Frigler’in "Attis", Kafkasyalılar’ın "Adige", Polinezyada’daki "atea", Truva oykusundeki "Ate", Aztek mitolosindeki "Atzlan" (ada) ve Turkce’deki "ad", "ada", "ata" (pek cok dilde baba anlamına gelir) sozcukleri ile "Ad" kavminin adı arasında etimolojik bir bağlantı olabileceğini duşunmektedir.
Atlantis'in Bilimsel Kanıtları
James Churchward
James Churchward Atlantis'in Mu uygarlığının bir kolonisi olduğunu belirtmiştir. İngiliz ordusunda gorevli subay olarak Tibet'te bulunmuş, daha sonra dunyayı gezmiş ve araştırmalar yapmıştır.Albay rutbesinde iken Tibet'ten bu tabletleri almıştır. Baş Rahibin niye tabletleri verdiği bilinmemekle beraber james in mason olması buna neden olabilir.
James Churchward 1883'de, Batı Tibet'te bir manastırda bu belgelerin en onemlilerini gun yuzune cıkartmıştır. Tibet'te gorevli olarak bulunan Churchward, eski dinlerin kokenleri hakkındaki araştırmaları doğrultusunda Tibet'teki manastırları dolaşırken, yolu Batı Tibet'te bir manastıra duşmuş ve bu manastırın, Buyuk Rahipler Kardeşliğinin onde gelen uyelerinden olan baş rahibi Rishi, Churchward'a, gunumuzden 15 bin yıl once yazılmış Naacal Tabletleri ni gostermiştir.
III. Ramses
III. Ramses'in yazdırdığı yazılarda Atlantislilerin buyuk su dairesi uzerindeki kara parcasından ve adalardan dunyanın ucundan, dokuzuncu kuşaktan geldikleri anlatılıyor. 9. Kuşak da eski Mısır, Yunan ve Roma'da kullanılan coğrafi bolumlere gore 52. ila 57. Kuzey enlemleri arasında kalan bolgedir.
Unlu tarihci Renan ise oldukca şaşırtıcı bir şekilse Mısır sanatının genclik donemi olmadığı iddiasında bulunarak Mısır uygarlığı ile ilgili şuphelerini şoyle dile getiriyordu:
Mısır, sanki bu ulke genclik donemini hic yaşamamış gibi, daha başlangıcta olgun, yaşlı ve mitolojik ve kahramanlık cağlarından tamamen yoksun gibi gorunmektedir. Mısır uygarlığının bebeklik cağı ve sanatının da kadim donemi yoktur. Mısır uygarlığı daha o zaman olgundu.
Heredot da şaşırtıcı bir şekilde, 'Euterpe' adlı eserinde Mısır rahiplerinin yazılı tarihinin kendi zamanından 12 bin yıl oncesine kadar gittiğini belirliyor. Yani Atlantis'in batışına kadar.
5400 yıl once, Mısır'daki Siyen(Aswan) kenti tam olarak Yengec Donencesi'nin altına rastladığı donemde inşa edilmiş olan Siyen Duvarları, tam guneşin gundonumu anında, oğle vakti, guneş komple bir disk halinde bu duvarların uzerinden yansırken gorulurdu. Gunumuzde, Avrupa'nın butun bilim adamları bir araya gelseler bunun bir benzerini yapamazlar diyor tarihci Keneally Tanrının Kitabı adlı eserinde.
Amerikalı araştırmacı Robert Sarmast Platonun unlu diyalogları Critias ve Timaeus’da ifade ettiği yaklaşık 50 fiziksel işaretten yola cıkarak calışmalarını Kıbrıs yayı ve Levantine havzası olarak tarif edilen Doğu Akdeniz kıyılarına kaydırdı. Bolge ile ilgili olarak Amerika Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'nin (NOAA) hazırlamış olduğu haritalardan ve veritabanlarından faydalanan Sarmast bu bilgilerin yeterli olmadığını gorunce dunyaca unlu Jeofizikci Dr. John K. Hall ile işbirliğine gitti. Dr. Hall, Sarmast’a 1980 li yıllarda bir Rus petrol gemisi tarafından Doğu Akdeniz’de deniz tabanından toplanan dijital verileri iletti. NOAA ve Dr. Hall dan gelen verileri birleştiren Sarmast bolgenin 3 boyutlu ve bathymetric (derinlik olcu birimi) haritalarını cıkarttı. Sarmast’a gore Atlantis Kıbrıs, Suriye arasında idi ve batan kıtanın en ust noktası ise bugunku Kıbrıs’tı.
Sarmast Discovery Of Atlantis isimli unlu eserinde Atlantis’in bu bolgede olmasını guclendiren bulguları ve nedenlerini acıkladı.
Atlas Okyanus'u bircok volkanik hareketlerin sık sık yer aldığı bir yerdir. 1957'de yanar dağlar eşliğinde yeni bir ada Azorların yakınlarında ortaya cıktı.
526 yılında Antakya'da 250.000 kişi, 1042 yılında Tebriz, İran'da 40.000 kişi, 1556'da Cin'de 830.000 kişi, 1908'de Messina, Sicilya'da 200.000 kişi, 1923 Tokyo civarlarında 200.000 kişi ve 1976'da Cin'de 700.000 kişi şiddetli depremlerle hayatlarını kayıp ettiler. Sellere gelince Cin'de 1887'de Huang Ho nehrin taşıması en az iki milyon insanın olumune yol actı. Aynı nehrin 1931'de taşması 4 milyon insanın olumune yol actı.
Buzul Cağ
R. F. Walworth ve G. W. Sjostrom'e gore son buzul cağında su seviyesinin duşuk olması Atlantis'in varlığı icin yeterli bir sebeptir. Bu iki araştırmacıların geniş bir araştırmaya dayanan tezlerine gore periyodik gelen zincir volkanik patlamaları dunyanın gecmişinde uzun buzul cağlar yaratmıştır. Bazı jeolojik izlere gore buzlar butun kıtaları kaplamıştır, su seviyeler inip yukselmiştir. Halen guncelliğini kazanan ve Donelly tarafından ortaya atılan bir teze gore, Atlantis'in batması ile daha once onun yuksek dağları tarafından engellenen sıcak Gulf Stream akıntısı Kuzey Avrupa'ya ulaşarak buzların erimesine yol acmıştı. Halen yolunda devam eden bu sıcak su akımı Avrupa'nın ısısını bulunduğu enleme rağmen ılımlı tutmaktadır. Oysa, aynı enlemde bulunan Rusya'daki şehirler cok daha soğuk iklimlere sahiptir.
Kuzey Sibirya'da buzlar altında on binlerce donmuş mamut cesetleri vardır. Gecen asır sonlarında bu mamutlar'dan en az 20.000 cok iyi durumda fil dişi cıkartılarak piyasaya surulduğu kaydedildi. Bu mamutların toplu bir felakete kurban oldukları ortadadır. Ani bir donmadan olen bu mamutlardan bazıların ağızlarında halen yemekte oldukları otlar bulunduğu gorulmuştur. Karbon 14 testleri onların yaklaşık 12,000 sene evvel olduklerini gosteriyor. Profesor Frank C. Hibben'e gore son buz cağın sonuna gelen bu devrede sadece Kuzey Amerika'da 40 milyon hayvan olmuştu. Amerika'da Niagara şelalelerin 12.500 yıl evvel meydana geldiği hesaplanmıştır. Cordilleras Dağları yaklaşık 10,000 sene evvel meydana geldiler. Karbon 14 testlere gore şu anda Bermuda civarlarında deniz altında olan geniş bir bolgede 11,000 sene once sedir ormanları vardı. Aynı şekilde İngiltere’ye yakın Kuzey Denizi, İrlanda ve Gronland yakınlarında deniz diplerinde binlerce sene once denizin dibini boylamış ormanlar gorulur. Olayların coğu Atlantis'in batış tarihine uymaktadır.
Kutsal Kitaplarda Atlantis
1947 yıllında, Olu Denize yakın Kumran mağrasında bulunan rulo yazıtlar, İbrani kutsal edebiyatın en eski orneklerini oluşturur. Bulunan bir yazıta gore Nuh farklı bir fiziğe sahipti. Oyle ki, babası Lamek onun kendi oğlu olduğunu karısı Bartenoş'un yemin ve ısrarlarına rağmen inanmamıştı. Nuh'un "Bakıcılar, Kutsal Olanlar veya devler" in soyundan gelmediğini ancak meleklerden her şeyi oğrenen" buyukbabası Enok (İdris)'a danıştıktan sonra inanmıştı.
Kitabi Mukaddes'te (Eski Ahit ve Yeni Ahit / İncil) Enok kitabından yer yer soz edilir. Asırlardır saklanan ve kutsal metinler kulliyatından cıkarılan bu kitabın iki farklı nushası vardır, biri yakın zamanlarda bir Rus manastırında bulunarak Slavonik dilde muhafaza edilmiştir. Adı Enok'un (İdris) Sırlar Kitabıdır. Bu kitapta Enok'un Tanrı tarafından goğe kaldırıldıktan sonra cennet ve cehennem katlarında gorduklerini ve sonradan 360 kitap yazdığını anlatmaktadır. İkinci ve cok daha uzun kitap ise Enok’un Kitabıdır. Burada Nefilimlerin devler olduklarını ve tufandan onceki cokuş devrinde onların insanoğlunun yiyeceklerini tukettiklerini ve bunlar da yetmediğinde insanları yediklerini yazıyor. Bu kitapta, bu ceşit atıflar, dini cevreleri rahatsız etmişti (San Augustine Tanrının Şehri) ve bu kitabın Eski Ahit kulliyatından cıkarılmasına, 1772 yılında James Bruce tarafından bir Habeş manastırında bulunana dek, yuzyıllardır ortandan kayıp olmasına sebep vermişti.
alıntıdır.....
__________________
Atlantis, batık bir kıta ve uygarlık...
Bilim ve Teknoloji0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Teknoloji Forumları
- Bilim ve Teknoloji
- Atlantis, batık bir kıta ve uygarlık...