[img]http://img443.**************/img443/641/yurutas2fm8.jpg[/img]
320 kg. agirliginda bir kaya parcasi kendi kendine 200 metre “yuruyebilir” mi? Ustelik, hareket ettiginin bir kaniti olarak da ardinda derince bir iz birakarak?..
ABD’nin Kaliforniya ve Nevada eyaletlerinin sinirinda yer alan Olu Vadi duzluklerinden biri, dunyanin en gizemli doga olaylarindan birine ev sahipligi yapiyor.
Racetrack Playa adi verilen eski bir gol yatagindaki kimi kaya parcalari, gorunurde “kendi kendine” hareket ediyor. Yaklasik 2 km. genisliginde ve 5 km. uzunlugunda olan ve denizden 200 metre yukseklikteki Racetrack Playa, kuru, sert ve catlamis bir zeminden olusuyor. Yoreye gelen turistlerin gozune ilk carpan sey, cevreye rasgele yayilmis kucuk kaya parcalari ve arkalarinda biraktiklari gizemli izler.
Ilk bakista hic kimildamadan duruyormus gibi gorunen kaya parcalari, yaklasik yarim yuzyildir jeologlari ciddi bicimde mesgul ediyor. Yuruyen kayalar ile ilk kez 1955’te ABD’li jeolog George M. Stanley ilgilendi. Stanley’in varsayimina gore kayalarin hareket etmesinin nedeni buz ve ruzgardi. Soguk havalarda bir grup kaya parcasinin cevresinde buz tabakasi olusuyor. Ruzgar estikce buz tabakasi cevreden kopuyor, boylece tipki bir yelkenlinin su yuzeyinde suzulmesi gibi, kayalar buz tabakasiyla birlikte kayiyorlardi. Bu yaklasim uzun yillar dogru olarak kabul edildi. Ancak bu teori ozellikle kucuk taslar icin gecerliydi. Kimileri 320 kg. agirligindaki kayalarin “yurumesi”ni aciklayamiyordu.
[img]http://img441.**************/img441/2653/yurutas3ik8.jpg[/img]
1960’larda Racetrack Playa’nin unu dunyaya yayildi. Kaliforniya Teknoloji Enstitusu Jeoloji Bolumu’nden Dr. Robert P. Sharp 1969’da yoreye gelerek yedi yil surecek incelemelerine basladi.
Dr. Sharp, 30 tas secti ve bunlari isaretledi. En buyugu 450 kg. agirliginda olan taslarin her birine bir ad verdi. Taslarin kapladigi zeminin belirli yerlerine ozel civiler cakarak gelismeleri izlemeye basladi. Yedi yilin sonunda, 30 tastan 28’inin hareket ettigini belirledi. Taslarin arkalarinda biraktiklari izlerin en uzunu 201 metre ile, Dr. Sharp’in “Nancy” adini verdigi 250 kg. agirligindaki bir tasa aitti.
Taslar kuzey–kuzeydogu yonunde hareket ediyordu. Dr. Sharp, dogu ya da guneydogu yonunde kimi sapmalar da gozlemlemisti. Izler ise, duzlugun kurumus ve catlamis sert zemini kadar serttiler. Demek ki, kayalar duzlugun kati ya da donmus oldugu bir anda degil yumusak oldugu bir sirada hareket ediyorlardi.
Dr. Sharp, kayalarin hareketinde, yagmurun da en az ruzgar kadar onemli bir etken oldugu sonucuna varmisti. Amerikan Jeoloji Dernegi’nin yayin organi “Bulletin”da yayimlanan makalesinde durumu soyle dile getirmisti: “Olayin tum gizemi, yagmur ve ruzgarin en uygun zamanda birlikte oynadiklari oyundadir.”
[img]http://img443.**************/img443/8708/yurutas4zz7.jpg[/img]
“Yagmurla ruzgarin oyunu” teorisi de uzun yillar kabul gordu. Ne var ki, 1990’larin basinda yapilan yeni gozlemler kayalarin hicbir bicimde ruzgar etkisiyle hareket etmedigini ortaya koydu. Massachusetts Amherst College’dan John Reid ve arkadaslarinin Racetrack Playa’da 5 cm. yuksekliginde kar suyu biriktiginde ve buzlanma oldugunda, bir insanin, bu zeminde kaymadan yurumesinin oldukca zor oldugunu ama is kayalarin “yurumesi”ne gelince bununda olanaksiz oldugu gozlemlediler. 25 kg. agirligindaki bir kayayi buz uzerinde bir milim bile kipirdatmak mumkun olmuyordu. Cunku kayalar dolomit kokenli kirec tasindandi, Yuzeyleri ise cok puruzluydu. Surtunme katsayilari 0.8, bir ayakkabininki ise 0.1 idi. Bu da kayalarin buz uzerinde ruzgarin etkisiyle kaymasi yaklasimini tumuyle ortadan kaldiriyordu.
Reid ve arkadaslarinin teorisi ise, kayalarin altinda biriken buzlarin, birkac santimetre derinligindeki suda “yuzmeleri” yonunde. Bu yaklasim, meteorolojik verilerle de uyum icerisinde. Reid, kayalari hareket halinde saptamak icin kisin orada aylarca yasamak ve yeterli arac gerec icin de yaklasik 1 milyon dolarlik bir yatirim gerektigini belirtiyor. Ancak asiri soguk, ruzgar ve nem, yorede yasami olanaksiz kiliyor ve hic kimse boyle bir ise kalkisamiyor.
Bugune dek hic kimse bu kayalari “yururken” gormedi. Son yillarda, sakaci turistlerin, kimi izlerin basina yeni kayalar “koymasi” ya da yapay izler olusturmalari, “yuruyen kayalar”in gizemini giderek daha da icinden cikilmaz bir duruma getiriyor.
KAYNAK
__________________
OLU VADi’NiN “YURUYEN” KAYALARI...
Bilim ve Teknoloji0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Teknoloji Forumları
- Bilim ve Teknoloji
- OLU VADi’NiN “YURUYEN” KAYALARI...