"GUNEŞİN BATIDAN DOĞUŞU"YAKLAŞIYOR!

Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde haber verdiği kıyamet alametlerinden biri “ Guneşin Batıdan Doğuşu ”dur. Hadislerde bu alamet gercekleşmeden kıyametin kopmayacağı bildirilmektedir.

Tarih boyunca pek cok insan, dağların heybetli yapısını, yıldızların ve Guneş'in buyukluğunu kendi batıl anlayışına gore yorumlamış; evrenin sonsuza kadar var olacağını, asla yok olmayacağını zannetmiştir. Bu inanış cok tanrılı ve maddeci Yunan felsefelerinin, batıl Sumer ve Mısır dinlerinin temelini oluşturmuştur.

Bu inanca sahip insanların buyuk bir yanılgı icinde oldukları bizlere Kuran'da haber verilir: Milyarlarca senedir işleyen bu kusursuz duzen, herşeyi yaratan Rabbimiz’in eseridir, O'nun emriyle ve O'nun belirlediği bir zamanda yine gorkemli bir şekilde son bulacaktır. 20. yuzyıldaki bilimsel gelişmeler de asırlar oncesinden Kuran’da bildirilen bu gerceği teyit etmekte, evrenin bir başlangıcı olduğunu ortaya koymaktadır. Tum insanlar ve canlılar gibi evrenin de bir olumu vardır.

Kainatın, mikroorganizmalardan insanlara kadar icindeki tum canlılar, yıldızlar ve galaksilerle birlikte ortadan kaldırılacağı zaman ayetlerde "saat" olarak ifade edilir. Bu "saat" Kuran'da "kıyamet vakti" anlamında kullanılan belirli ve ozel bir saattir.

Kuran'da "kıyamet saati"nin geleceği haberinin yanı sıra, o zaman yaşanacak olaylar da tum aşamalarıyla tasvir edilmiştir: "Gok yarılıp-parcalandığı zaman", "Denizler tutuşturulduğu zaman", "Dağlar kokunden sokulup savrulduğu zaman", "Guneş koreltildiği zaman"… İnsanların bu olağanustu durum karşısındaki korkuları, panikleri ve şaşkınlıkları da ayetlerde detaylı olarak anlatılmış, kacacak veya saklanacak herhangi bir yer bulamayacakları, hickimsenin onları bu azaptan koruyamayacağı bildirilmiştir.

Kainatın sonunun nasıl olacağının tarih boyunca hep merak uyandırdığı Kuran ayetlerinden anlaşılmaktadır. Ayetlerde bildirildiğine gore, insanlar Peygamberimiz (sav)'e kıyamet saatinin ne zaman geleceğini sormuşlardır:

“ Saatin (kıyametin) ne zaman demir atacağını (gercekleşeceğini) sorarlar.” (Araf Suresi, 187)

"O ne zaman demir atacak?" diye sana kıyamet-saatini soruyorlar.“ (Naziat Suresi, 42)

Rabbimiz, Peygamberimiz (sav)'e bu soruya "Onun ilmi yalnızca Rabbimin katındadır." (Araf Suresi, 187) şeklinde cevap vermesini emretmiş, boylece kıyametin zamanını sadece Kendisi’nin bildiğini haber vermiştir.

Kuran'da kıyametin ne zaman kopacağı ile ilgili bir tarih bildirilmez, ancak kıyamet oncesinde ortaya cıkacak alametler haber verilir. Bir ayette kıyametin bircok işaretinin bulunduğu şoyle bildirilir:

“ Artık onlar, kıyamet-saatinin kendilerine apansız gelmesinden başkasını mı gozluyorlar? İşte onun işaretleri gelmiştir… “ (Muhammed Suresi)

Bu "buyuk haber"in işaretlerini anlamak icin yapmamız gereken, kıyamet alametleri ve kıyamet gunu ile ilgili Kuran ayetleri ve Peygamber Efendimiz (sav)’in hadisleri uzerinde dikkatle duşunmektir. Aksi takdirde, ayette bildirildiği gibi, kıyamet anı geldikten sonra duşunmenin bir faydası olmayacaktır. Peygamberimiz (sav) hadislerinde hem kıyamet işaretlerini haber vermiş, hem de kıyametin hemen oncesindeki donem ile ilgili detaylı acıklamalarda bulunmuştur. Kıyamet alametlerinin ortaya cıkacağı bu devir “ Ahir Zaman ”dır.

Ahir zamanın ilk safhası dunyanın maddi ve manevi sorunlarla dolu olduğu bir donemdir; bunun ardından gelecek ikinci devre ise "Altıncağ" olarak adlandırılan, Kuran ahlakının yeryuzunde hakim olacağı ve her alanda ustun bir refahın yaşanacağı bir cağdır. Altıncağ'ın sona ermesinin ardından dunya cok hızlı bir sosyal cokuş icine girecek ve ardından kıyamet saati gelecektir. En doğrusunu Allah bilir.

Kıyamet alametleri ayet ve hadisler doğrultusunda incelendiğinde, bu işaretlerin birbiri ardınca, birebir tasvir edildiği şekilde, icinde yaşadığımız cağda ortaya cıkmaya başladığı anlaşılmaktadır.

On dort asır oncesinden bildirilen alametlerin cıkışı, inananların Allah'a olan iman ve bağlılıklarını artıran son derece buyuk olaylardır. Rabbimiz bir ayetinde "Ve de ki: Allah'a hamdolsun. O size ayetlerini gosterecektir, siz de onları bilip tanıyacaksınız." (Neml Suresi, 93)

şeklinde vaat etmektedir. Ancak oncelikle belirtmek gerekir ki, herşeyin en doğrusunu Allah bilir. Her konuda olduğu gibi kıyamet hakkında da O'nun bize oğrettiğinden başka hicbir bilgimiz yoktur. Kesin olarak gercekleşecek olan kıyametin vaktini sadece Allah bilmektedir:

“ De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azab) yakın mı, yoksa Rabbim onun icin uzun bir sure mi koymuştur?" O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (gorulmez bilgi hazinesini) kimseye acık tutmaz (ona muttali kılmaz.)” (Cin Suresi, 25-26)


Kıyamet Saati Yakındır


İnsanların buyuk bir bolumu kıyamet gunu hakkında bilgi sahibidir. Hemen herkes kıyamet saatinin dehşetinden az veya cok haberdardır. Buna rağmen, coğu insanın boylesine hayati bir konuda gosterdiği ortak bir tepki vardır; kıyamet uzerine duşunmek veya konuşmak istemezler. Kıyamet saati geldiğinde yaşanacak korkuyu akıllarına getirmemek icin yoğun bir caba sarf ederler. Gazetede okudukları bir afet haberinin veya bir felaketi gosteren bir filmin kendilerine kıyameti hatırlatmasına dahi tahammul edemezler. Bu gunun mutlaka karşılaşılacak olan buyuk bir gercek olduğunu duşunmekten kacınırlar.

Bir kısım insanlar da kıyamet saatinin gercekleşeceğine hicbir şekilde ihtimal vermezler. Bunun bir orneğini Kehf Suresi'nde anlatılan zengin bağ sahibinin ifadelerinde de gormekteyiz:

“ Kıyamet-saatinin kopacağını da sanmıyorum. Buna rağmen Rabbime dondurulecek olursam, şuphesiz bundan daha hayırlı bir sonuc bulacağım.” (Kehf Suresi, 36)

Bu ifadelerde Allah'a inandığını soyleyen, fakat kıyamet gerceğini duşunmeyen kimselerin gercek anlayışları ortaya cıkmaktadır.
Başka bir ayette de kıyamet saati ile ilgili olarak kuşkuya kapılan, şupheye duşen inkarcılar hakkında Rabbimiz şu şekilde buyurmaktadır:

"Gercekten Allah'ın vaadi haktır, kıyamet-saatinde hicbir kuşku yoktur." denildiği zaman siz: "kıyamet-saati de neymiş, biz bilmiyoruz; biz yalnızca bir zanda (ve tahmin) bulunup zannediyoruz; biz kesin bir bilgiyle inanmakta olanlar değiliz." demiştiniz.” (Casiye Suresi, 32)

Bir kısım insanlar da kıyamet saatini butunuyle inkar ederler:

“ Hayır, onlar kıyamet-saatini yalanladılar; Biz kıyamet-saatini yalan sayanlara cılgınca yanan bir ateş hazırladık.” (Furkan Suresi, 11)

Kıyamet hakkında kendini kandıran tum bu insanlar buyuk bir hata yapmaktadırlar. Cunku Allah ayetlerinde, kıyamet saatinin yakın olduğunu ve bu konuda hicbir şupheye yer olmadığını haber vermektedir:

“ Gercek şu ki kıyamet saati yaklaşarak gelmektedir, onda şuphe yoktur...” (Hac Suresi, 7)

“ Biz gokleri, yeri ve her ikisinin arasındakileri hakkın dışında (herhangi bir amacla) yaratmadık. Hic şuphesiz o kıyamet saati de yaklaşarak gelmektedir...” (Hicr Suresi, 85)

Kuran'ın kıyamet ile ilgili haberinin uzerinden 1400 sene kadar uzun sure gectiğini, bu surenin de bir insanın hayatına kıyasla uzun olduğunu duşunenler olabilir. Ancak burada soz konusu olan, Dunya'nın, Guneş'in, yıldızların, kısacası tum kainatın sonudur. Evrenin milyarlarca senelik gecmişi goz onune alındığında, on dort yuzyıllık bir zaman diliminin cok kısa olduğu kesindir.
__________________